Bismillâhirrahmânirrahîm Elhamdulillâh. Vessalatu vesselamu alâ Resûlillah. Sevgili genç kardeşim! Sana üçüncü nasihatim sabırdır. Sabır ne demek biliyor musun? Senin ayaklarınla yürüdüğün yolda Allah’ın planlarına göre yürümen demektir. Nasıl sen mesela 500 metreyi yürüyeceğin zaman bir ayak 75 santim açılıyor. Uçamazsın. Adım adım yürüyeceksin işte. 500 metreyi 75’e böleceksin, o kaçsa o kadar da oraya gideceksin. Daha ötesi çıldırmaktır, çatlamaktır. Bu hayatı -müslümancı hayatı-, Allah’ın kaderi ve planlarına göre yaşayacağız. Sabredeceksin! Sabredenin kazandığı bir hayatı yaşıyoruz biz. Bir, dünyada küfrün saldırılarına karşı sabret yılma! Şehvetlerin seni saldırı altında tuttuğu, baskı yaptığı zaman da şehvetlerine karşı sabret, yılma, annen baban dahil insanların seni anlamamasına karşı sabret yılma! Sabah namazında uykunun baskısına sabret yılma! Bir kenara not et! De ki: Sabredenlerin kazandığı bir imtihandayız. Ama uyuşukluk sabır demek değil. Bunu unutma. Uyuşukluk sabır değil, sen çırpınıyorsun, gayret ediyorsun, bir türlü olmuyor. Çünkü adımın 75 santim senin.. Veya 80 santim. Sen yola devam ediyorsun. Sabır bu. Kur’an öğrenmeye kalktın. Herkes üç saatte öğrendi, sen onuncu saattesin, hala düzgün okuyamıyorsun, sen öğrenmeye devam et! Korkma! Fırsatın olursa Peygamberlerin hayatından, Allah’ın salih kullarının hayatından örnekler oku, bak.. Hepsinin ortak paydasının sabır olduğunu göreceksin. Evet biri gemi yolculuğunda Nuh Aleyhisselâm öbürü hastalıkta, öbürü mancınıkta, Ashâb-ı Kirâm, ondan sonrakiler, herkes bir azap çeşidi, bir imtihan çeşidinde durdu ve kazandılar. Ama hepsinin ortak paydası sabırdı. Sen de bu müslüman genç hayatında Allah’ın izniyle ileri yaşlara geldiğinde, tertemiz Allah’ın razı olacağı bir geçmişi yaşamanın sevinciyle eğer 60 yaşına, 70 yaşına gelmek istiyorsan sabır hayat tarzın olsun. Velhamdülillahi Rabbi’l-âlemin.
Tebliğ et!