Bismillâhirrahmânirrahîm. Elhamdülillâh Vessalatu vesselamu alâ Resûlillah. Genç kardeşim sana dördüncü nasihatimi yapıyorum. Gıda seçmiyor olabilirsin, helal oldukça her şeyi yiyebilirsin. Elbise de seçmiyor olabilirsin, setr-i avret sağladıktan sonra istediğini giy. Asla arkadaş ve çevre konusunda seçicilikten vazgeçme. Seç! Seçmediğin, elemediğin insanla arkadaşlık yapma! Kendin oluşturmadığın çevren senin çevren değildir. Ne edersen et! Hafız olsan, alim olsan, ne olursan ol, arkadaşların gibi yaşamak zorundasın. Allah-u Teâlâ sana hidayet nasip etmiş. Müslüman delikanlısın, müslüman hanım kızsın. Elhamdülillâh de! Şükret, ama bil ki dondurma güneşin altında durmaz, dolabında durur. En güzel çiçek de mermerin üstünde durmaz, toprakta durur, o da güneş ister. Bu çiçek çürümesin burda diye alıp onu vazonun içine koyarsan ölür orada. Herkesin, her canlının, her değerin bir çevresi var. Sen yiğit, mü’min genç kalmak istiyorsan, bu yürek taşı.. bu yüreği taşıyanların yanında duracaksın. Seni ben, seni melekler, seni umutla bekleyenler arkadaş grubun ve çevrenden tanıyacaklar. Bunu hiç unutma! E yalnız mı kalayım? Yalnızlık isteme, ama oluşuncaya kadar o aradığın çevre geçici yalnızlığa bile razı ol. Tek bir genç yoktur çevresinden etkilenmemiş. Kesinlikle etkilenir. İyi ve kötü şüphesiz. Unutmuyorsun! Çevren sensin! Ona göre! Velhamdülillahi Rabbi’l-âlemin.
Tebliğ et!