Bismillâh elhamdülillah. Vessalatu vesselamu alâ Resûlillah. Peygamber Efendimiz (sav) ve ashabının – Allah onlardan razı olsun – hayatından söz ederken adeta hiç karınları doymadı, hiç ayakkabıları olmadı, fakirlik, fakirlik, fakirlik, fakirlik gibi hep anlatılıyor. Çok önemli bir çizgi var. Bu bu şekliyle doğru değildir. Ashâb-ı Kirâm radıyallahu anhüm cemian ve başlarında Resûlullah Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem büyük fakirlikler yaşadıkları doğrudur. Ama zengin olarak da bu dünyada yaşadılar. Çünkü sadece fakirlikle müslümanlık yaşasalardı, kıyamete kadar müslümanlar zenginleşince ne yapacaklarını bilmeyecekleri bir kaosta yaşarlardı. Şeytanın bu dünyadaki büyük silahlarından biri fakirlikle korkutmaktır. Biz burada Bakara Suresinin 268. ayetinde bakıyoruz ki Allah-u Teâlâ müslümanlara zenginliği lütuflarından biri olarak gösteriyor. Ashâb-ı Kirâm da en büyük Müslüman. يَعِدُكُمُ الْفَقْرَ وَيَأْمُرُكُمْ بِالْفَحْشَٓاءِۚ وَاللّٰهُ يَعِدُكُمْ مَغْفِرَةً مِنْهُ وَفَضْلاًۜ Şeytan sizi fakirlikle korkutuyor, kötülüğü teşvik ediyor, Allah mağfiretini ve lütfunu, yani zenginleştirmeyi vaadediyor. Duha Suresinde Peygamber Efendimize hitap ederken Allâh-u Teâlâ: “Bir fakirdin de seni zenginleştirmedi mi?” buyuruyor. Peygamber Efendimiz Aleyhissâlatü Vesselâm ve Ashâb-ı Kirâm sadece fakir bir hayat yaşadılar dersek bu yanlıştır. Tamamen yanlıştır. Ciddi fakirlik ve büyük bir zenginlik yaşadılar. İkisinde de tam kulluk yaptılar. Allah da onları bize örnek gösterdi. Velhamdülillahi Rabbi’l-âlemin.
Tebliğ et!