Allah’ı görmek istiyor Müslüman kardeşim tamam… Ayet-i Kerime’de ilk hitap olarak Yahudilere hitap ediyor ama, her ayet aynı zamanda bize de hitap eder. Ey Müslüman kardeşim! Allah’ı görmek istiyorsun. Allah’tan işaret bekliyorsun ve yapmak istediğin o hayırlı işe bir türlü adım atmıyorsun. Kardeş, Kur’an geldi haberin yok mu? Kur’an’ı bize öğreten Peygamber Muhammed Aleyhisselam geldi, vazifesini yaptı, gitti. Haberin yok mu? Daha neyi bekliyorsun? Cihad etmek için, insanlara İslam’ı anlatmak için daha neyi bekliyorsun? “Yok, ben gece rüya görmezsem tebliğ yapmam.” Evlenmeye niyetim var, yaşım 35 ama ben açık bir rüya istiyorum hocam.” Ne istiyorsun kardeşim sen? “Rüyamda açık bir şekilde, Allah bana evleneceğim kızı göstermezse evlenmem.” Bu ahmaklıktır. Ahmahlık! Sen peygamber değilsin. Böyle saçma iş olmaz. “Evlenmek benim sünnetimdir. Evlenmeyen benden değildir.” Sen bu hadisi bilmiyor musun? Muhammed Aleyhisselam’ın sözü. “Benden değildir.” diyor ya! Yok bu hala vahiy bekliyor(!) Rabbi görmek isteyen koyuna dikkat versin. Otu, süte çeviren kimyagere ne dersin? Koyuna bakıyor musun koyuna? “Allah’ı görmek istiyorum.” Bak koyuna! Ot yiyor, sahibi koyunları çıkartıyor meraya. Yeşilliği yiyor. Yeşil bu ya, ot! Sonra alıyor onu içinde bir iki saat öğütüyor. Sonra sahibi alıyor memelerini çekiyor. Yeşil çıkmıyor, yeşil! Ne çıkıyor biliyor musun? Süt, beyaz. Öyle bir nimet ki; bir adam hayatı boyunca başka hiçbir şey yemese, sadece süt olsa nimet olarak süt ile yaşar. Tıpkı bal gibidir. Sadece süt ile yaşar. Bebek, Bebekler nasıl yaşıyor iki sene boyunca? Süt, anne sütü içen bir bebekle anne sütü içmeyen mamayla beslenen bir bebeğin zekası seviyesi bile, bir olmuyor. Bakın, sair şartlar, dış ortamın yediği içtiği meseleler, sair durumlar bebeğin aklına kadar nüfuz ediyor. Anne sütü içen bebek, anne sütü içmeyen bebek… Allah böyle yaratıyor ve sen o Allah’ı görmek istiyorsun. Allah’ı görmek istiyorsan yarattığına bakacaksın. Güneş, Güneş’ten misal getireyim. Allahu Teala Güneş diye bir yıldız var etti. Galaksimizin en kuvvetli, en enerji dolu yıldızı. Enerji merkezidir Güneş. O olmasaydı yaşayamazdık. Şimdi, Güneş’ten Dünya’mıza ne geliyor? 1-) Işık, 2-) Isı. Bu ikisinden bir tanesi olmazsa yaşam biter. Isı ve ışık geliyor. Bir tane daha bir şey geliyor, nedir o? Radyasyon rüzgarları. Radyasyon rüzgarları. Şimdi Allah Teala Dünya semasının üstüne bir atmosfer yaratmış, bir koruyucu kalkan; bir koruyucu tabaka… Bilim bunu tespit ediyor. Dünya semasında Dünya’mızı koruyan, bir koruyucu kalkan. Şimdi bu tabaka öyle akıllı bir tabaka ki; ışığı alıyor, ısıyı alıyor, radyasyon rüzgarlarını almıyor. İtiyor. “Sen gelme! Işık gel! Isı gel!” Radyasyon sen çık, sen gelme!” diyor. Allah aşkına yaratılmış olanda akıl ne gezer? Bunu bir programlayan olması lazım gelmez mi kardeşler? Programlayan olması lazım gelir bunu. Programlayan olmadan, düğmeyi açıp kapayan olmadan onu bina eden, inşa eden olmadan o çalışmaz, onun aklı ermez. Hiçbir ağaç kendi kendine rahleye dönüşmez. Hiçbir ağaç. Ağaç ne kadar kaliteli olursa olsun, kendi kendine rahle olmaz. O ağacı birisi alacak, bir marangoz alacak şekilden şekle sokacak. Bazı işkencelerden, bazı yöntemlerden geçirecek ve onu bir rahleye ya da bir masaya çevirecek. Bir çevirici, bir yapıcı, bir bina edici olmadıkça kendi kendine ortaya gelmez kardeşim, ortaya gelmez. İşte biz böyle bir dinin müntesipleriyiz. Biz böyle bir ilahın kullarıyız. Bize kendisini göstermiyor çünkü gösterse sınav bitecek. Bize işlerini gösteriyor. Bize kendisi tarif eden anlatan bir öğretmen veriyor. Her kavme bir peygamber gönderdik diyor Allahu Teala. Bize gelen peygamber kim? Muhammed Aleyhisselam’dır. Bakın, İsveç’te dört ya da beş yıl önce çıkan bir tasarı, ayakta bevletmek, tuvaletlerde ayakta bevletmek yasaklandı. İsveç’te! Ayakta bevletmek hangi şeriatta yasaktır? İslamda yasaktır, Neden? Muhammed Aleyhisselam “Kabir azabının en büyüğü ayakta bevledenlere, idrarından sakınmayanlara gelir.” buyuruyor sallallahu aleyhi vesellem. Ne zaman söyledi bunu? On dört asır önce. Vahiy alan işte işaret bekleyen odur. Peygamber işaret bekler, vahiy bekler ama sen peygamber değilsin neyi bekliyorsun harekete geçmek için Müslüman? “Namaz kılacağım ama hocam, rüyamda babamı görmezsem başlamam.” Sübhanallah, Sübhanallah! Peki, peki bu kardeşe sorun: “Kardeş öğle yemeği için öğle vakti geldiğinde, hani öğle paydosuna çıkıyorsun ya? Hiç dedin mi: “Ya akşamleyin rüyamda, ölmüş olan babamı görmezsem bugün öğle yemeği yemeyeceğim.” Dedin mi hiç? Niye orada işaret beklemiyorsun? Para kazanmak için ay sonu maaş almak için “rüyamda ölmüş olan dedemi görmezsem -büyük bir zat idi- O dedemi görmezsem, çalışmaya gitmeyeceğim.” Niye demiyorsun?” İşine gidiyorsun, yemeğini yiyorsun. Bütün şartları yerine getiriyorsun ama dini konuları yapmaya gelince, Allah’ın istediği şeyleri yapmaya gelince Allah’tan işaret bekliyorsun. Daha ne işareti bekliyorsun kardeşim? Muhammed Aleyhisselam geldi haberin yok mu? On dört asır önce diyor ki: “Ayakta bevletmeyin.” Aişe anamız(radıyallahu anha) efendimiz Aleyhisselam’ı tarif ediyor: “Resulullah Aleyhisselam’ın hayatında bir kere bile ayakta bevlettiğini görmedim.” Hayatını onunla geçiren insan… Şu halde Allah’ın peygamberi hiçbir bilimsel bulgu olmamasına rağmen bizi men ediyor. Bilimsel bulgular 50 yıl önce ortaya çıktı. “Ayakta bevletmek, prostat kanseri olma ihtimalini yüzde bilmem kaç arttırıyor.” Diye. Bilimsel bulgu, ama senin peygamberin bilimsel konuşmadı. Senin peygamberin dedi ki “Ben sana böyle diyorum. Sen bunu yap, ibadetine zarar vermesin.” Olayın bir de fiziksel kısmı var: Senin bedenen sıhhatli olmanı sağlar. Bütün ibadetler, Allah’ın ve peygamberinin bize emrettiği bütün ibadetlerin; 1) Zahiri yolu vardır, bedenimize faydası vardır. 2) Manevi durumumuza faydaları vardır. Sevap olarak yazılır, Günahlarımız temizlenir. Ahlaki olarak bizi düzeltir. Senin böyle bir peygamberin var, Sen daha ne gibi bir işaret bekliyorsun Müslüman?
Tebliğ et!