Biliyorsunuz önümüz Cuma ve malum Cuma namazımız var. Ve bakıyoruz Diyanet Cuma namazını iptal etti. Cemaatle namaz kılmayı yasakladı acaba Diyanet’in bu kararı doğru mu? Eğer doğruysa şimdi ne yapacağız Cuma’ya gidecek miyiz? Gitmeyecek miyiz? Nerede kılacağız? Hadi gitmedik gitmeyenler ne yapacak sorusu da var. ”Ne olursa olsun ben giderim, virüsten mi kaçacağım.” diyenler de var. Ve bunlar neden başımıza geliyor. Ayrıca 3 hafta Cuma namazına gitmeyince dini açıdan bir sıkıntı mı olacak? Hükmü nedir, gelin beraber cevaplarına bakalım. Evet arkadaşlar Cuma namazı iptal edildi… İnsan ilk duyduğu zaman gerçekten çok üzülüyor, derin bir burukluk hissediyor. Bilmiyorum siz de hissettiniz mi? Ama bir kaç gün önce camilerden anonsta yapıldı. İnsan gerçekten kendini çok garip hissediyor. ”Saygıdeğer halkımızın dikkatine! Salgın hastalık riski sona erinceye kadar, camimizde cemaat ve vakit namazları ve Cuma namazları kılınmayacaktır. Lütfen namazlarımızı evlerinizde kılınız.” Diyanet’in kararı kesinlikle doğru arkadaşlar. Böyle hızla yayılan bir salgın hastalık meselesi varken ve Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “Bir yerde veba bulunduğunu işitirseniz oraya girmeyin. Bulunduğunuz yerde meydana gelmiş ise oradan da ayrılmayın.” diye buyururken kardeşim… Özellikle de senin o kalabalık ortamlarda virüsü kapıp sevdiklerine bulaştırma ihtimalin varken evinde durman gerekiyor. ”Şimdi ne yapacağız peki?” diyorsan. Bu tip durumlarda evimizde her zamanki kıldığımız Öğle namazımızı kılıyoruz. 3 hafta Cuma namazına gitmemekle ilgili uyarıcı hadisler var, evet. Ama buradaki 3 hafta gitmemek, keyfi olarak gitmemek ve önemsemeyerek gitmemekten bahsediyor. Yani biz şu anda zorunlu olarak gidemeyeceğimiz için Allah’ın izniyle burada bir sıkıntı yok arkadaşlar. Olayları değerlendirirken bir de kader cihetinde bakmak lazım, sonuçta Allah’ın iradesi dışında hiçbir şey gerçekleşmiyor. Camiler neden cemaatsiz, Kabe neden boş? Evinde veya işindeyken “Ben Müslümanım kardeşim Cuma namazını kaçırmak ne demek, tabii ki kaçırmaz Müslüman.” diyordun ve belki de gerçekten Cuma namazını hiç kaçırmadın. Ama şimdi, kaçıracaksın işte… Cuma vakti ezan okunacak o saatte ama sen yerinden kıpırdayamayacaksın. Neden mi? Bence Corona’dan dolayı değil, Cuma namazına verdiğin önemi 5 vakit namaza vermediğin için… Cuma günleri tıka basa dolu olan camileri vakit namazlarında boş bıraktığın için… Cuma namazı için ezan okunduğunda ayağa kalkan sen, vakit namazlarında okunan ezanlarda ayağını uzatmaya devam ettiğin için.. Camiye gitmek artık yasak sana. Din düşmanlarına karşı dua ile, kardeşlik ile, namaz ile tam kenetlenemedik demek ki yeterince… O yüzden omuz omuza olamayacağız belli bir süre. İnsan bir şeyin değerini kaybedince anlar, denilir ya hep. Değerini bilemediğimiz camilerimiz cemaatlerimiz yok şimdi elimizde. İşte önemli olanda bundan sonrası, sen sahiplenmezsen, sen dua etmezsen, sen hatalarına tövbe edip 5 vakit sarılmazsan namazlarına, dualarına bu 3 hafta değil, 5 ay değil, senelerce devam edecek belki de. Ve unutmayalım kardeşim Cuma namazı iptal edildi, 5 vakit namazın değil! Arabayı bilerek duvara çarpan birine kaza yaptı değil intihar etti denilir. Sen de sürekli namazlarını erteleyip durmuştun değil mi? İşte sana fırsat! ”Vaktim yok, işim var, arkadaşlarım çağırdı.” diyerek sürekli namazını erteliyordun. Şimdi ne tür bir bahanen olacak söylesene. Şu anda evinden dışarı çıkamıyorsun… Bol bol vaktin var. Artık Rabbinle buluşma vaktin gelmedi mi? Pardon, senin izlemen gereken dizilerin filmlerin var değil mi şimdi? Bitmesi gereken oyunlar oyuncaklar vs. Çocuk gibi nazlanıyoruz bazen farkında mısın? Ama bilmiyoruz ki biz bu dünyaya nazlanmaya gelmedik. Bir vazifemiz var, Allah da bize hatırlatıyor işte böyle. Hatırlamamakta ısrar edenlere de… “İman edenlerin Allah’ı zikretmekten ve inen haktan dolayı kalplerinin saygı ile ürpermesinin zamanı gelmedi mi?” Dikkat ettin mi Allah iman edenlere yani bize seslenerek tam iman etmemizi istiyor. Söylesene, ne zaman ”Dur!” diyeceksin nefsine? Kıyamet gelince mi? Şimdi kardeşim, cebinde 24 altının olduğunu düşün ve sana veya sevdiğin birine Corona virüs bulaşmış, Allah korusun. Sana bu hastalığın bir ilacı olduğu söyleniyor ki inşâAllah bulunur. Bu ilacın yeri sana söyleniyor gidip alman gerekiyor. Yolda giderken yol üzeri arkadaşlarını görüyorsun eğlence mekanlarındalar, tamda istediğin bir ortam var seni çağırıyorlar. Nefsin çok istiyor, bir yandan da ilacı almaya gitmelisin. Neyse ”Biraz takılalım.” diyorsun, altınları tek tek harcadın ve geriye sadece 1 altının kaldı. “İlacın fiyatı da 1 altın” şimdi o kalan 1 altınını eğlenmek için mi harcayacaksın yoksa ilacı almak için mi kullanırsın? ”Bu nasıl bir soru, tabii ki ilacı almaya gideceğim.” dediğini duyar gibiyim kardeşim. İşte bak! Rabbin sana 24 saat vermiş altın gibi. 24 saatten de sadece bir saatini istiyor, sen hastasın diye 5 vakit namaz gibi ilaç vermiş sana. 24 saatin hepsini dünya için kullanırsan kendini de sevdiklerini de kaybedeceksin. Artık gerisi sana kalmış kardeşim… Yurtdışında bir imam ağlayarak cemaatine bu namazın cemaatle son namaz olacağını söylüyor. Cemaat soruyor bu erteleme ne zamana kadar devam edecek dediğinde imam şöyle cevap veriyor. Sahi cebinde kaç tane altının kaldı sence? Hadi kardeşim seccadenin yerini biliyorsun…
Tebliğ et!