Efendimiz Aleyhisselam zamanında böyle bir şey yoktu. Buna iskâtı salât denir. Nedir bunun fıkıhtaki ölçüsü ? Allah Resulü ve sahabeler böyle bir şey yapmadılar. Yalnız ondan sonra gelen fıkıh âlimleri böyle bir hüsnü zanda bulundular. Ne demek istiyorlar? Neden böyle bir hükme girdiler? Bir Müslüman hayatı boyunca namazlarını kılmışsa ancak hayatının son dönemlerinde yatalak olmuşsa; 2 ay, 3 ay, 5 ay, 1 sene… Yatalaklık döneminde namazlarını kılamamışsa ve aklı başındayken bu namaz ibadeti ona mecbur olduğu hâlde yapamamışsa borçlu gider. Borçlu kul olmuş olur. Âlimlerimiz ne diyor? Bu kul borçlu gitmesin diye, bir hüsnü zan olarak bu kulun malından fakir fukaraya kılamadığı her namaz başına bir fakiri doyurma parası sadaka olarak verilsin. Biz ümit ediyoruz ki Allah Teala bu kılamadığı namazların borcunu fakir fukaraya verildiği parasından düşer. Peki kesin delil var mı ayet ya da hadis? Yok. Bu sadece bir ümittir. İslam âlimlerinin fıkıh kitaplarına koydukları hayırlı bir ümittir. Hüsnü zan… Var mıdır fıkıh kitaplarımızda? Vardır ama ayetten ya da hadisten hiç bir delili yoktur. Peki biz inkâr eder miyiz? Etmeyiz. Çok kıymetli kitaplarda: İbn-i Abidin Redd’ül Muhtar. Son dönemin en büyük Hanefi âlimlerindendir. Eski kitapların tamamındaki bilgileri toplamıştır, Hanefi mezhebini yazmıştır sadece. Bu iskâtı salât meselesi de orada vardır. -Faydası var, hiçbir zararı yok? +Hiçbir zararı yok. Faydası var, zararı yok. Sonra baban hakkında sadaka verdin, baban için gittin hac yaptın, zekât verdin, sadaka verdin, fitre verdin baban hakkında. Faydası var mı? Hadislerle sabit, hepsinin faydası var. Dolayısıyla bu hadislerle mana verilebilir, buradan delil alınabilir ve yapılabilir.
Tebliğ et!