Hanımına öfkelendin. Ne yapacaksın? Sen öfkeli, o öfkeli bu iş yürümez, bir yerden patlak verir. Sen orayı terk edeceksin. Oradan ayrılacaksın. Yok ben erkeğim, ev benim ben orayı terk etmem, hanım gidecek. Ağababalık yapma, kibir gurur yapma, sen terk et ya! Bırak, çekil. Eski bir Çin atasözü şöyle der. “Orada değilseniz kavga da edemezsiniz.” Şu hâlde hanım öfkelendi sen de öfkelisin. Takımın mağlup olmuş, işler de iyi gitmemiş, arkadaşların da seni kızdırmış, iş de yapamamışsın, siftah yok. Akşam eve geldin kadın da öfkeli izlediği dizilerde sevdiği karakter öldürülmüş. Ortada bir çarpışma olacak, bir sıkıntı var. Ortada çarpışma olacak. Kadınlar için öfke, biliyorsunuz hani Müslümanlar öldürülmüş falan kadınların öfkesi bunlara olmaz. İzlediği dizide aşık olduğu bir karakter vardır onun. Çok sevdiği, beğendiği, rol kabiliyetini beğendiği kötü bir kadın karakter vardır. Ama çok güzel olduğu için, harika makyaj yapıldığı için kadın karaktere; kadın bu karaktere aşıktır. Ölmemeli o. O ölmemeli. Öldüğü zaman da öfkelenir. Öfkesini kocasından çıkartır. Kocası yatakta hanımına hatun ne yapıyorsun dediği anda hanım ne yapar? Şimdi karakteri öldürülmüş ya, “Hıhh” der ve sırtını döner. Bu tür öfke durumlarında kardeş, orada olmayın, orada olmayın! Orada olmazsanız kavga etmeye mecaliniz de olmaz. Zaten bedeniniz orda yoksa diliniz de orada olamaz. Kavga edemezsiniz. Yunus Emre’nin bir deyimi var. Yunusla beraber derviş kardeşleri hangi meclise girse derviş kardeşleri dayak yiyor, fırça yiyor ama Yunus Emre’ye kimse tek kelime bile kötü söz söylemiyor. Bakın, nereye girerlerse girsinler… Dervişlerin ağzı laf yapar. Çok fazla sohbet meclisine girdikleri için kulaktan dolma dini bilgileri çok fazladır. Ağzı laf yapar. Ama Yunus da bir aşık, salih bir derviş, bir Allah dostu. Diğer dervişler dayak yiyor ama Yunus’a kimse fiske bile vurmuyor, kötü söz bile söylemiyor. Diyorlar ki: “Ya bunun sırrını söyle bize Yunus! Sen niye dayak yemiyorsun, biz niye devamlı dayak yiyoruz? Hocası bizi döver, âlimi bizi döver, cahili bizi döver, önüne gelen bize küfür eder, dayak vurur. Yunus Emre şöyle der: “Yunus yok ki Yunus’a taş atsınlar.” Ortada Yunus yok. Allah var, ben yok. Bak ne zaman bunu idrak edersek o zaman kimse bize dayak atmaz. Musibetler bizi teğet geçer. Allah var, ben yokum. Ne sen var ne ben var, Allah var. Tarikatta, tasavvufta bir kul ilerlediği zaman bu hakikate vakıf olur. Allah var başka hiçbir şey yok.
Tebliğ et!