Bismillâhirrahmânirrahîm. Elhamdülillahi Rabbi’l-âlemin. Ve Sallâllâhü Vesselâm alâ Seyyidina Muhammedin ve alâ alihi ve sahbihi ecmain Resûlullah Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem’i hakkıyla tanısak, evde bir kişi iken onu uygulasak, aile olarak uygulasak bildiğimiz şeyleri. Mahallemizde uygulasak, şehrimizde uygulasak, ülkemizde, dünyada uygulasak hem dünya hem ahiret garantili mutlu bir hayat yaşarız diyoruz.. Akıbetimiz hâyr olur diyoruz. Neye güveniyoruz? Neden böyle söylüyoruz? Beş dayanağımız var. Beş şeyden dolayı bir kültür olarak değil, bir tarih bilgisi olarak değil, ibadet mantıklı siyer bilgimizin Peygamber Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem bilgimizin bizi dünyada da mutlu edeceğini, ahirette de mutlu edeceğini söylüyoruz. Birinci dayanağımız: Çünkü o Resûlullah Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem Abdullah’ın oğlu Muhammed Aleyhissâlatü Vesselâm masumdur. Masumdur sözü ne demek? Bize emrettiği şeylerde yanılma payı yoktur. Yüzde yüz doğru olanın adresidir o. Garantili bilginin adresidir o. İnsan olarak ilerde göreceğiz hastada olmuştur. İnsan olarak a yerine b’ye tercih yaptığı olmuştur. Peygamber olarak hiç yanılmamıştır. Çünkü Allah adına konuşmuştur. Allah’ın de dediğini demiştir. Buna biz masumdur diyoruz. Masum birisinin peşinden gitmek yanılmama garantili gitmek demektir. Bu sebeple masumu izleyenler yani hata etmezi izleyenler hiçbir şekilde yanılmazlar Allah’ın izniyle. İkinci olarak diyoruz ki: Neyin ikincisi? Güçlü bir Peygamber sireti,bilgisi Ashabı’nın dilinden onu tanıyan katıksız bir peygamber bilgisiyle yol alanların garantili gittiklerini inşallah akıbetlerinin iyi olacağını söylerken ikinci dayanağımız.. Çünkü Resûlullah Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem Abdullah’ın oğlu Muhammed Aleyhissâlatü Vesselâm insanın ulaşabileceği insani karakterlerin zirvesinde bir insandır. Ondan daha iyi bir insanlık kimse sergileyemez! Ondan daha ahlâklı olunulamaz! Ondan daha merhametli bir insan kimse olamaz! Ondan daha insancıl duygular hiç kimse taşıyamaz. Dolayısıyla biz sağlam bir yolla, temiz bir akılla ona ulaştığımız zaman ya da onun eylemleri, tavırları sağlam bir bilgiyle bize geldiği zaman biz yüzde yüz insan kaynağına ulaştık demektir. Bu ondan başka bir insan içinde geçerli değildir. Kadından etkilenmiş dolayısıyla kadınsı bir ilgi değildir. Paradan, maldan etkilenmiş dolayısıyla mal etkili bir bilgi değidir. O coğrafyasından etkilenmiş, ırkından etkilenmiş birisi değildir. Doğal şartlardan etkilenmiş birisi değildir. Yetimliğinin veya zengin bir babası olmanın etkisinde kalmış birisi değildir. Bir insanı Allah hangi berraklıkta, hangi insani meziyetlerin zirvesinde yarattığı ve öyle orijinal kaldıysa o onun adıdır. Ondan gelen bilginin sonucur.. sonucudur. Bu sebeple biz Resûlullah Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem’i öğrendiğimizde yüzde yüz bir insan öğrenmiş oluyoruz. Üçüncü dayanağımız, belgemiz Resûlullah Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem yapmak istediklerinde yüzde yüz başarılı olmuş birisidir. Yirmi üç senede adeta siyahtan beyazı çıkarmıştır. Adeta ölü diriltmiştir. Yirmi üç yılda… Ne bir peygamber, ne bir beşeri sistem projesi çok kısa bir vadede çeyrek yüzyıl bile etmeyen bir zaman diliminde yapmak istedikleri Allah tarafından tam istediğin gibi oldu diye onaylanmış değildir. Sadece o vardır. 900 küsür senede Nuh Aleyhisselâm’ın ulaşamadığı yere çeyrek yüzyıl bile olmayan bir zaman diliminde ulaşmıştır. Ashâb-ı Kirâm onu bize tanıtan nesil, Allah onlardan razı olsun. Bu başarının örneğidirler. Biz bugün Peygamber Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem’e dair bilgileri konuşurken kağıt üzerinde yazılmış, dosya şeklinde bize ulaştırılmış bilgileri konuşmuyoruz! Yüzde yüz! Resûlullah Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem’in ve Allah’ın tamam dediği örnek bir nesil görüyoruz. Bu üçüncü nokta. Dördüncü noktamız Resûlullah Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem’in bize ulaştırılmış bilgilerini biz öğrenirken, uygulamaya çalışırken; adı namaz da olsa adı oruç da olsa adı ahlâk da olsa aile ilişkileride olsa adı ne olursa olsun ibadet nitelikli iş yapıyoruz. Resûlullah Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem’in siretini tarih gibi okumuyoruz. Ondan bize ulaştırılan bilgileri ibadet maksadıyla okuyoruz. Uygularken bir kültürel eylem yapmıyoruz. Yüzde yüz! İbadet yapıyoruz. Bu nedenle biraz öğrensek, biraz ibadet yapmış oluruz. Büyük bir niyetle girsek, büyük bir ibadet niyetiyle bu işe girmiş oluyoruz ve beşinci olarak ta Biz Resûlullah Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem’e ait bilgilere sarılırken ne dedi diye Ashâbının sesine kulak verirken hem dünya hem ahirete ait bir iş yapmış oluyoruz. Dünyamızı da mutlu edecek, ahiretimizi de mutlu edecek bir elde iki nimet tutacak iş yapmaya çalışıyoruz. Bunu Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm’ın dışında hangi bilgiye ulaşırsak ulaşalım böyle değildir. Ya dünya ya ahiret. Bir yerden alınıp öbür yerden ihmal edilecek yarım kalacak bir iş niteliklidir. Ama Abdullah’ın oğlu Muhammed Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem Allah’ın elçisi Muhammed Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem öğrenilirken onun Enes’i İbni Mesud’u Allah onlardan razı olsun. Ben gördüm şöyle yapıyordu derken kulağımıza giren bu bilgi dünyamız için ve ahiretimiz için eşit bir şekilde gelmektedir. Bu beş nedenden dolayı Resûlullah öğrenmek farklıdır, Resûlullah öğrenmek Aleyhissalâtü Vesselâm garantilidir. diyoruz. Ve Sallâllâhü Vesselâm alâ Seyyidina Muhammed ve alâ alihi ve sahbihi ecmain. Velhamdülillahi Rabbi’l-âlemin.
Anahtar kelimeler: Nureddin Yıldız, sosyal doku, Peygamber Efendimizin (sav) Sünnetleri, Peygamberin Efendimizin (sav) yolundan gitmek, siyer, masum, ehli sünnet yaşamak, sünnete uygun yaşamak, ahlak, merhamet, Peygamberi Hakkıyla Tanımak, ibadet,