Geçen hafta bir mesaj geldi. Bunu muhakkak okumam lazım. Evli kardeşlerime özellikle. Aşağılık kompleksi, alay edilme, aşağılama. Hanımını aşağılayan Müslüman. Okuyorum. “Eşimi boşamak istiyorum ne yapmalıyım?” Koca: “Eşimi boşamak istiyorum hocam. Artık ona karşı eskisi gibi hissetmiyorum. Aradığım heyecanı başka bir kadınla evlenerek yakalamak istiyorum.” Ne kadar kibar, ne kadar romantik bir koca! Vay be! Heyecan arıyormuş yani bir heyecan arıyor, bu kadınla bu olmuyor. Başka bir kadın alarak bu heyecanımı tatmin etmek istiyorum, diyor. Şimdi ılımlı Müslüman var, normal Müslüman var bir de romantik Müslümanlar var şimdi, romantik Müslümanlar. Erkekle kız sosyal medyada tanışıyor, flört işine girişiyor. Romantik Müslümanlar bunlar. Flörtlerine nasıl başlıyorlar? “Seninle evlensek de abdest için, abdest aldıktan sonra havlunu ben tutsam Recai.” Ne kadar romantik. Yalan. Yalan. Ya ben yirmi yıllık evliyim, bir kere bana havlu tutmadı ya! Yalan. Şimdi Recai’yi kandırmaya çalışıyor. “Hani beni al. Muhakkak her abdest aldığında havlunu ben tutacağım.” diyor. Ya sen bir namaz kıl önce ya! Namaz yok. Ne Recai’de namaz var ne bunda namaz var. Ama İslam’ın bazı hükümlerini, bazı emirlerini öne sürüyorlar ve oradan flört başlatıyorlar. Öbür adam ne diyor? “Sabah namazında ezan okunurken yüzüme su serpmeni istiyorum Necla.” Bak şimdi kız arkadaşına mesaj yazmış. Güya bunlar evlenecekler. Evlenmeye niyeti olduğu zaman haram flört değilmiş bu, sevapmış. Yapabilirmişsin yani. Siz kendinizi kandırıyorsunuz. Şeytan size vermiş ayarı, vermiş ayarı. Kandırıyorsunuz. Aldanmışsınız. “Evlendiğimiz zaman benim yüzüme su serpiştir sabah namazında, beni sen kaldır.” diyor. Oradan muhabbete başlıyorlar sabahlara kadar muhabbet yapıyorlar. Tabii ki sabaha kadar din muhabbeti yapacak bir durum yok. Boş boş muhabbetlere giriyorlar. Şehvetlerini tatmin ediyorlar ve olayı kapatıyorlar. Bunlar romantik Müslümanlar. Şimdi bana bu mesajı yollayan kardeşim de romantik Müslüman. “Bir heyecan arıyorum hocam. Ne bu her gün iş, her gün eve gidiyorum, aynı kadının suratını görüyorum. Ben heyecan istiyorum hocam ya.” diyor. “Başka bir kadınla evlenerek yakalamak istiyorum ama üç çocuğumuz da var.” Hem üç çocuğu yapmış hem de heyecan arıyor. “Eşimi boşarsam günaha girmiş oluyor muyum hocam?” Soru böyle bitiyor. Bu adam bu soruyu benim yüzüme karşı sormuş olsaydı önce bir döner tekme atardım, ondan sonra fetvasını verirdim. Ama uzaktan soruyor belki de beni tanıdığı için. Hoca: “Yav ne heyecanı. Formula şoförü müsün sen?” Heyecan dediğin Formula pistlerinde olur. Formula pilotları arabayı kullanırken heyecan içindeler. Bundan dolayı içecekleri bile teskin edicidir onların. Heyecan arıyorsan git piste araba sür. Ne heyecanı bu? “Üç tane çocuğu yaparken çok heyecanlıydın ama!” Ne oldu? İlk evlendiğin zaman bu kadına karşı çok heyecanlıydın, çok istekliydin. “Aa ben seni asla mutsuz etmem, elini sıcak sudan soğuk suya koymam Necla.” diyordun bu kadına. Ama çocuklar bir oldu, iki oldu, üç oldu. Hanımın kiloları biraz artmaya başladı. Biraz kırışıklıklar meydana gelmeye başladı. Makyaj da yapmayan bir kadınsa ne oldu? Ben artık sana bakınca heyecan duymuyorum Necla, oldu. Ne oldu romantik Müslüman? Unutuldu, nankörlük yapıyorsun. “Şimdi iyi dinle. Hanımın sana ihanet etmedikçe, dinini değiştirmedikçe, çok şiddetli geçimsizliğiniz de yok ise keyfi olarak onu boşaman caiz değildir. Ha şunu da söyleyeyim o izlediğin iğrenç yerli dizilerden hemen boşan. Bir daha dizi izleme.” Şimdi bu adam, bu kelimeleri nereden etti bana? Nereden etti bu? Bu, evde otururken, tefekkür ederken bunlar oluşmaz. Bu, takılmış bazı dizilere. Her akşam üç, beş tane dizi seyrediyor bu. Dizilerde görüyor, bir adamın üç tane flörtü var. Dizilerde asla iki hanımı olan bir adamdan bahsedilmez çünkü o çok ayıptır! İki tane nikahlı karısı olan bir adam aşağılık bir şey yapıyordur! Ama dört tane flörtü olan bir zengin çok medeni bir adamdır! Bütün dizilerde böyle gösteriliyor. Bu aşağılıklar, bu kadın satıcıları, bu senaryoyu yazanlar, tamamen İslam düşmanları. Bu adam da bunları seyrediyor. Şimdi, adamın iki karısı var fakat aynı kadınla her gün beraber olduğu için yenilik arıyor, başka bir kadınla gidiyor, flört ediyor. Başka bir kadınla nikahsız bir ilişki yaşıyor, zina ediyor, yatıyor, kalkıyor. Bu adam da dizide bunu görüyor. “Ya bu adamın da eli ayağı var benim de var, bu adamın da parası var benim de var. Ben de bir heyecan aramam lazım ya. Benim bu kadını boşamam lazım.” diyor. Diziye göre hayatını endekslemeye çalışıyor. Bu, hikaye bu. Bunlar gerçek değil Müslümanlar. Sizi aldatmasınlar. Yalan söylüyor bunlar, yalan söylüyorlar. Böyle bir hayat yok. Ey cenneti isteyen Müslüman, hanımın sana ihanet etmedikçe, evine istemediğin insanları sokmadıkça, dinini değiştirmedikçe, şiddetli geçimsizliğiniz yok ise asla onu boşayamazsın. Bu caiz değildir. Eğer cenneti istiyorsan, eğer cennette Allah’ın sana vereceği ebedi nimetlere talip isen… Aa orada ne nimetler var? Bak! Altlarından ırmaklar akan köşkler, sütten nehirler, baldan nehirler, ölümsüzlük, hastalanmama, tuvalete gitmeme… Ayetler ve hadisler bu nimetleri anlatıyor ama Müslüman erkeklerin en beğendiği nimet hangisi? Burada bir itirafta bulunun erkekler. Müslüman erkeklerin cennet ayetlerini ve cennet hadislerini okurken en çok dikkatini celbeden nimet hangisi? Huriler… Huriler… Her Müslüman erkeğe eğer hak ederse, kendisini haramlardan sakındırırsa hurilerle evlendirilecektir cennette. Allah hepimize nasip etsin. (Amin) Şimdi hocanın bir tanesi vaazda bir cennet hadisini anlatıyor. Muhammed Aleyhisselam hadisi şerifte bir Müslümanın cennete girdiğinden bahsediyor. Cennette yürürken bir yerde huriler görüyor ve Müslüman şöyle diyor. “Allah’ım bu huriler benim için mi?” Oradan bir melek şöyle sesleniyor: “Hayır bunlar senin için değil, seninkiler daha ilerde.” O Müslüman yürümeye devam ediyor. İleriye gidiyor, bakıyor köşede yine huriler var ama onlardan daha güzel. “Allah’ım yoksa bunlar mı benim için, ben bunlarla mı evleneceğim? Bunlar benim hanımlarım mı?” “Hayır, seninkiler daha ilerde köşkte.” diyor. Müslüman ilerlemeye devam ediyor, bir köşk görüyor. Köşkün kapısına geliyor, kapısını açıyor, bir bakıyor tahtta dünyadaki hanımı oturuyor. Bunu duyduğu zaman cemaatten bir tanesi ayağa kalkıyor ve şöyle diyor: “Hocam inşa’Allah bu hadis zayıf bir hadistir.” (Gülüşmeler…) Adam artık yaka silkmiş karısından. Adam artık hanımından yaka silkmiş artık. Yaka silkmiş. “İnşa’Allah zayıf hadistir hocam. Dünyada dayanamıyorum ben buna ya. Orada hiç görmek istemem.” diyor ama bilmiyor. Dünyada hanımında sevmediğin huylardan hiçbir tanesi orada olmayacak. Bak burada, erkekte de hanımın beğenmediği huylar olacak, kadında da erkeğin beğenmediği huylar olacak insanız. Birbirimizde beğenmediğimiz bazı şeyler olacak. Konuşarak, anlaşarak, birbirimizi yumuşakça ikaz ederek bunları atlatacağız. Ama cennete bu beğenmediğimiz huylarımız olacak mı? Hiçbir tanesi olmayacak. Allah beğenmediğimiz ne varsa hanımımızın üzerinden kaldıracak. Yine hadisi şeriflerde dünyadaki hanımımızdan bahsederken ne buyuruyor? “Dünyadaki kadının cennet kadınlarına üstünlüğü, elbisenin dışının astarına üstünlüğü gibidir. Efendimiz Aleyhisselam’ın şu verdiği örneğe bakın Allah aşkına ya. Elbiseyi alırken sen dışına mı bakarsın astarına mı bakarsın? Dışına bakarsın. Çünkü elbise demek, dış demektir. Görüntü, dışı… Astarı iç aksesuardır. Dünyada Müslüman erkeklerin cennete girdiği zaman evleneceği huriler de hanımın yani ilk karısının, dünyevi deyimle kraliçenin hizmetçileri gibi olacaktır. Güzellikte, letafette, çekicilikte asla dünya kadınının yanına yaklaşamazlar. Hadise budur kardeşim. Sen şimdi bu cennet nimetleriyle nimetlenmek istiyorsan ne yapacaksın? Alay etmeyeceksin, hanımınla alay etmeyeceksin. Allah bana bu hanımı nasip etti, bu hanımdan bana üç tane sağlıklı güzel çocuk verdi. Bu benim için büyük bir nimettir. Ben bunlarla beraber yaşayacağım. Rabbim nasip ederse inşa’Allah cennete bununla beraber gideceğim. Orada artık heyecan üst düzeyde, üst limitte. Orada heyecansızlık yok. Bunun olması için kardeşler aman dikkat edin sağdan soldan ne duyuyorsanız duyun. Bazen kötü görümceler gelir, kötü görümceler. “Bu kadını bırak artık biz sana daha iyisini alırız.” Anlaşamıyor gelinle, kocanın kafasını bozmaya çalışıyor. “Sen bunu boşa.” Dört tane çocuk var, “sen bunu boşa.” diyor. Ne olacak bu çocuklar? “Sen bunu boşa biz sana daha iyisini buluruz.” diyorlar. Aileyi yıkmak istiyorlar. En büyük hain bir aileyi yıkmak isteyendir. Kaynana mı dersin görümce mi dersin böyle yüzlerce şikayet alıyorum. Bunlara dikkat edin kardeşler! Sakın ola kimsenin sözüne itibar etmeyin! Hanımımızı öyle bir anda çöpe atıvermeyin!
Tebliğ et!