“İnnâ…” (Biz) “…a’taynâ” (verdik, hizmetçi kıldık) Sana hizmetkâr ettik, verdik sana. a’taynâ-ke, sana verdik olur. Allah’ımız, biz diyor. Kimle verdi bunu? Daha önceki peygamberlerden Allah söz almadı mı? Bütün peygamberlerden söz aldığını Allah’u Teala bu Kur’an’ında beyan ediyor, bize bildiriyor. “Sizden sonra bir peygamber geldiğinde onu tasdik edeceksiniz diye bütün peygamberlerden, bütün nebilerden söz aldık.” diyor. Yine peygamberlere Cebrail aleyhisselam vasıtası ile vahiy gönderiyor. Bunlardan dolayı, tüm bu meselelerden dolayı Allah Teala yüceliğini belirtmek adına “biz” diye hitap eder. Yine yardımcılarını bildirmek adına “biz” diye hitap eder. “Bu Kur’an’da geçen bizi bu şekilde anlamak lazım.” diyor tefsir âlimleri. Yine İmam Razi “inna” kelimesini tefsir ederken diyor ki: “Bir sultan, bir padişah; bir kölesine, bir hizmetkârına bir hediye verdiği zaman bu hediye küçük bile olsa, mesela bir elma bile vermiş olsa “biz sana verdik.” der. Hediyeyi veren büyük olduğu için elma kıymetli hâle gelir. Bir Kerem Hoca’dan elma ikramı almak var, bir de cumhurbaşkanından elma ikramı almak var. Her tarafta neyi söylersin? “Kerem Hoca bana elma ikram etti.” demezsin. “Cumhurbaşkanına gittim, bana bir çay ikram etti, üff ne çaydı be!” Çay! Bildiğin çay. Ama Cumhurbaşkanı ikram ettiği için yahut da Kanuni Sultan Süleyman ikram ettiği için, o büyük bir adamdan geldiğinden dolayı ne oluyor? Sultanın elmasını yedim. Bu benim için çok büyük bir nimetti. Bildiğin elma. Dolayısıyla Allah’ımız, yüce kudretinden dolayı Muhammed aleyhisselama hibe ve hediye ettiği için, gücünü göstermek adına “biz” diye hitap ediyor.
Tebliğ et!