Uzunca bir hadis-i şerifin son bölümünde Resûlullah Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem Efendimiz buyuruyor ki; “Bir grup Allah’ın evlerinden bir evde Kur’an okumak ve ondan ders çıkarmak için toplandıklarında onların üzerine sekinet iner, rahmet onları kuşatır, melekler çevresinde toplanırlar. Allah onları kendi katında zikreder ve kimi ameli kurtarmıyorsa onu soyu kurtarmaz .” Hadisi şerif bugün Kur’an’a iman eden müminler olduğumuz halde Kur’an’ın bereketini kalbimizde neden hisssedemiyoruz? sorusunu irdeleme nedenimizdir. Elhamdülillâh İman ehliyiz, Elhamdülillâh, Kur’an’ımız var diyoruz. Fakat bir huzursuzluk , bir endişe fırtınası, bir gelecek kaygısı, bir şüpheci akıl, bir melekleri yokmuş gibi zannetme dalgası hepimizi kasıp kavuruyor. Halbuki Kur’an-ı Kerim arapça bilene de, bilmeyene de hatta onu okuyabilene de okuyamayana da bir rahmet kaynağı olmalı idi, çünkü önceki nesillere Kur’an-ı Kerim bunu yaptı. Ashâb-ı Kirâm’ı (Allah onlardan razı olsun) incelediğimizde görüyoruz ki Ashâb-ı Kirâm Kur’an-ı Kerim’i gıda gibi hazmetmişler.
Tebliğ et!