Diyorum ki kardeşlerim: Dinin en önemli, en büyük vazifesi olan namaz üzerinden bir değerlendirme yapabiliriz. Namazın da en büyüğü olan sabah namazı üzerinden yapalım isterseniz. Çünkü Resûlullah Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem Efendimiz münafıkları, kim münafıklar? اِنَّ الْمُنَافِق۪ينَ فِي الدَّرْكِ الْاَسْفَلِ مِنَ النَّارِۚ İnnel munafikîne fid derkil esfeli minen nar! Cehennemin en altında kaynayacak olan hainler! Münafıkları sabah namazında arayın buyuruyor. Çünkü münafıklar sabah namazına gelmezler. Yatsıya da gelmezler. Ağır da olsa içimize, tansiyonumuzu, nabzımızı yükseltecek bir sıkıntı da oluştursa, sabah namazı testi yapalım çocuklarımızın geleceği üzerine. Öyle ölünce, harikaydı, evliyaydı demekle olsaydı.. Kardeşlerim, Kur’an-ı Kerim’in cehennem kütüğü dediği Abdullah İbn Übey İbn Selûl.. Münafıkların şahı! En büyük münafık.. Cehennemin en altında.. En altında.. Ebu Cehil’den daha fena durumda birisi, kâfirlik olarak. Öleceği zaman Müslümanlık politikaları da iyi bir adam ya, çünkü Müslüman görünüyor. Efendimiz Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem’e ricacı gönderdi. Durumum iyi değil, cübbesini bana verir mi? dedi. Cübbesini istedi Efendimiz’in. Efendimiz’de Aleyhissâlatü Vesselâm istenen bir şeye yok diyebilen biri değildi, cübbesini çıkardı verdi ona. Ölürken çocuklarına dedi ki: Bu Muhammed’in cübbesini bana kefen yapın dedi. Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem. O Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem demiyor tabi. Bu bu tipler kurnazdırlar! Hem diplomalar, paralar, işler onların; hem ibadet yok, kulluk yok, cennet de onların! Hep böyledirler, hiç geri kalmazlar. Sonra öldü, meğer vasiyet etmiş, cenazemi Muhammed(s.a.v) kıldıracak demiş. Hayatında sabah namazına gitmemiş ama! Hain! Mescidin önünden geçeceği zaman Bilal ezan okuduysa, o öğleye gidiyor. Abdestli, abdestsiz kılıyor orada, çünkü Müslüman değil! Ama Müslümanlardan yana! Çünkü Müslümanların devleti yükseliyor. İş, güç, sorun var orada. Kalabalık çocukları var. Münafık! İki yüzlü! Herkes gibi, herkesten yana. Vasiyet etmiş ki Muhammed cenazemi kıldırsın demiş. Resûlullah Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem’in önüne onun cübbesiyle kefenlenmiş cesedi geldi. Vasiyet, rica etmiş, Muhamed kıldırsın. Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem. Ömer Efendimiz’in önüne geçmiş. Ne yapıyorsun ya Resûlullah demiş! İslamın kökünü kurutmak için uğraşmış bir hain bu! Sen bunun cenazesini nasıl kılarsın? Efendimiz Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem buyurmuş ki: Ömer buna benim namazımın faydası yok ama çoluk çocuğunu kazanırız bunun demiş. Yoksa buna namazın ne faydası olacak. Sonra Allah ayet indirdi ki: Yetmiş kere sen cenaze kılsan da Allah onu affetmeyecek. Hain o çünkü! Hain! Sabah namazı böyle bir ölçü. Bu adamı Resûlullah Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem Efendimiz sabah namazından dolayı damgaladı böyle. Yetmiş kere Resûlullah Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem “Ya Rab bunu affet” dese lehum in testağfir lehum لَهُمْۜ اِنْ تَسْتَغْفِرْ لَهُمْ seb’îne merraten fe ley yağfirallahu lehum سَبْع۪ينَ مَرَّةً فَلَنْ يَغْفِرَ اللّٰهُ لَهُمْۜ Yetmiş kere o namazı kılsan, istiğfar etsen; Allah bunu affetmeyecek, boşuna uğraşma. Çünkü büyük hain! Bu hainliği, sabah namazında yemiş bu damgayı. Sabah namazına tenezzül edip gelmemiş çünkü. Namzdan sonra bayram kılınırsa bayrama gelmiş, Bayramda çünkü hurma dağıtılıyor.
Anahtar kelimeler: Nureddin Yıldız, sosyal doku, namaz, sabah namazı, münafıklık, münafıklar, münafıklık alameti, Abdullah İbn Übey İbn Selûl, ibretlik, İbretlik bir kıssa, ibretlik bir kıssa,
İzlemeye doyamadım. Çok sağolun.