4 yıl sürdü birlikteliğimiz Aşk birlikteliği diye bişey varsa, bizim birlikteliğimizin ismiydi o. Üçüncü yılın sonunda olduğu gibi… dördüncü yılda da , bir şeyler hissetmeye başladım. Yoksa aşkım bitiyor mu ? dedim kendi kendime . Lafı açıp… konuşmayı denedim bir kaç kere ama o ağzıma dokunup susturdu beni, çok huzursuz oluyordum İnstagramdaki fotoğraflarımızı kaldırmaya başladım. Ertesi gün… Sen ne yapmaya çalışıyorsun ? diye sordu. “Seni terk ediyorum” , dedim. “Neden ? ” , diye sordu . Anlatsam da anlamazsın dedim. Söylediklerime ondan çok ben şaşırmıştım. İçimm … İçim öyle yandı ki Söndürür sanıp saatlerce soğuk duş altında kaldım. O gün bir daha görmedim onu. Ertesi günde görmedim onu ama üçüncü günün sabahında … aramaya başladı. Her saat her dakika arıyordu. Cevap vermiyordum. Verecek cevabım yoktu ama içimde büyük bir boşluk vardı. Hissiz biri tabi ki değilim. Canım çok yanıyordu . Üç gün sonra araması… üç gün… Bir gün sonra ben aradım onu fakat o da evde yoktu. Şimdi ise onsuzlukta mutluluk arıyorum Gittiğim yerlerde onu soruyorlar. Göremeyince şaşırıyorlar tabi benim yanımda göremeyince . Bir çok defa ayrıldığımız oldu aslında . ama ilk defa sonsuza kadar ayrıldık.Ama yine de hiçbir zaman onunla tanıştığım güne de… Onunla yaşadıklarıma da lanet okumadım. Gerçekten güzel anılarımız oldu. onu hep iyi hatırlayacağım Evet KOLA YI BÖYLE BIRAKTIM :)) Evet kanka Kola dan ayrılmak kolay mı sandın yaa Bazen , bazen gözgöze geliyoruz. İnanılmaz anlar. Kolayı böyle bıraktık işte oğlum ! ALLAH ALLAH Ne 🙂 hepsi COLA için evde aradım bulamadım anladın mı o yüzden içemedim Ferhat şirine demiş ki -senin için dağları deldim Şirin Şirin -hıı aferin iyi yaptın, diye trip atmış, Ferhat tövbe edip namaza başlamış sonuçta bu işlerden birşey olmayacağını anlamış ve gerçek sevginin Allah’a ait olduğunu idrak etmiş ve bu yolda ilerlemiş, Tarih boyunca hunharca sevenler hep acı çekmişlerdir ki buna bizim lise anılarımız da şahitlik eder yani herkesin platonik bir diken bir yerlerine batmıştır yani, peki neden severken hep acı çekiyoruz ya bu sevmenin kriteri ne olmalı, yani bize acı çektirmek için mi Cenabı Allah vermiş bu sevgiyi dünyada iki tür sevgi vardır, biri yukarıdan aşağıya diğeri ise aşağıdan yukarıya oluşur, şöyle ki bir insan en evvel muhabbetini Allah’a verirse Onun muhabbeti sebebi ile Allah’ın sevdiği herşeyi sever ve mahlukata taksim ettiği muhabbeti onun Allah’a olan muhabbetini azaltmaz aksine artırır, yani sen bir insanı veya bir kişiyi, yaratılan bir şeyi arabayı bile Allah rızası için Allah sevdiği için Allah yarattığı için sevebilirsin, eşini çocuğunu , aileni onları Allah’ın verdiğini düşünerek muhabbet gösterebilirsin ki bu muhabbet Allah’a olan sevgini devamlı artıracaktır, yani yaratılanı Yaratan hatrı için sevmek O yarattı diye içimizi ısıtan güneşi sevmek evimizin neşesi olan çocuğumuzu sevmek hayat arkadaşını eşini Allah için sevmek güzel bir bahçeyi sevebilmemiz için onun mülkiyetinin bize ait olması gerekmez semanın yıldızlarını sevdiğimiz gibi zeminin çiçeklerini de severiz, gülün kokusunu sevdiğimiz gibi Bülbülün sesini de severiz, verilen bir kabiliyeti verilme amacına uygun şekilde kullanmazsanız acı çekersiniz, göze çorba tattırmayı denerseniz acı çekersiniz aynen öyle de kalbimizdeki sevme kabiliyeti Allah’ı sevmek için verilmişken biz onu yaratılana verirsek yani verilme amacına uygun davranmazsak yine bu kalpteki sevgi acı verecektir yani bazen Leyla’ya bazen Şirin’e bazen bir arabaya bazen bir eve veriyoruz bu kalbimizi ait olmadığı halde ve bu sevgi malesef bize Allah’ı unutturuyor , lisedeyken neredeyse hepimizin biryerlerine batan platonik aşkları olmuştur yani o dönemleri hatırlıyorum da sanki sadece acı çekmek için ne bileyim Müslüm baba Ahmet Kaya dinlemek için seviyormuşuz gibi bir durum vardı yani mutluluğa götürmeyen bir sevgi türü ve malesef birçoğumuz bunu yaşamıştır peki ikinci tür sevgi neydi en evvel esbabı sever yani yaratılanları sever ve bu muhabbetini Allah’ı sevmeye bir vesile yapar önce verilenlere bakarsın, anne vermiş her istediğimize koşulsuz şartsız koşar baba vermiş elde avuçta ne varsa senin için vermeye hazır seni korumak için canını vermeye hazır iki can vermiş bir tebessümün için etrafında pervane olan bir yol arkadaşı vermiş gülümsemesi cenneti hatırlatan bu nimeti severiz ve şükr ederiz teşekkür ederiz Allah’a ve bir çoğumuz bu tür seviyoruz yani Allah’ın bize verdiklerini Allah’ı sevmek için bir vesile yapıyoruz yani biz ikinci tür seviyoruz ama bu tür sevgi tehlikelidir çünkü bazen sert bir sebebe denk gelir bazen olmaz ne kadar isteseniz de ne kadar çabalasanız da olmaz, canınızdan can gitse de olmaz çünküsü yok olmaz işte olmaz git yemekten önce ellerini yıka tatlım -tamam evinizde huzurlu bir akşam yaşarken birden kapı çalar, kimin geldiğini merak bile etmeden öyle dalgınca kapıyı açarsınız evin yanındaki kuyumcuyu soyan hırsızların sizin eve saklanmaya çalışmak istediklerini konuşmalarından anlarsını, adamlar birden üzerinize çullanır eşiniz ve çocuğunuz birden çığlık atmaya başlar çığlık atmalarıyla birlikte bu cani adamlar eşinizi ve çocuğunuzu gözlerinizin önünde öldürürler hayatınızı dolduran anlamlandıran en güzel hediyeleriniz artık sizinle değiller dünyada size Allah’ı sevdiren sebepler artık yoklar, peki böyle veya benzeri bir olay geçirdiğinizde Allah’ı sevmeye nasıl devam edeceksiniz evet bir çoğumuz Allah’ı verdikleri ile seviyoruz ama gerçekten Allah’ı tanısak başka sebepleri düşünmeden Allah’ı severiz koşulsuz şartsız sevmek her koşulda sevmek Şems gibi Mevlana gibi sevmek, bizi sevmeseydi yaratırmıydı bizi sevdiği için Ona kul olmalı, cehennemden değil Onun sevgisini kaybetmekten korkmalı insan, müslüman hiçbir zaman kaybetmez, dünyada birçok kez kaybettik sanılır, aşkta kaybettik sanılır gönlümüzü bağladığımız işte, gönlümüzü bağladığımız arabada bazen kaybettiğimiz düşünülür oysa müslüman hiçbir zaman kaybetmez çünkü bizler aşkta kaybedersek kulluğu, hayatta kaybedersek cenneti kazanırız, bizde kaybetmek yok Elhamdülillah..
Tebliğ et!