Dumansız ateşten yaratılan varlıklar… Yani… Cinler… ”Cin” kelimesinin kökünde zaten mana olarak bir kapalılık mevcuttur. Dolayısıyla cinler, gözlerle görülemeyen, latif yapılı varlıklardır. Bu husus, cinden ve şeytandan bahsedilen bir ayette aynen şöyle nakledilir: ”Çünkü, o ve kabilesi sizin onları göremeyeceğiniz bir yerden sizleri görürler.” Yani, başka boyuttan, başka bir alemden… Bu yüzden cinler onları hiç beklemediğimiz bir anda, hiç beklemediğimiz bir tarzda, aklınızın ucuna dahi gelmeyecek oyunlarla sizleri yollarına alabilir, sizlere ilginç desiseler (düzmece) sunabilirler. Bazen onların, bir bakışı batırır bizi. Bazen bir lokma, bir söz, bir işaret. Bir daneyle yıkılıp giden nice Herkül görünümlüler vardır. Onların o desiseleri içinde kaybolmuşlardır… Onun için insan daima ihtiyatlı olmalı, imani meselelerde tetikte olmalı, iman zafiyetine düşmemeli ki bu cinnilerin desiselerine de bir menfez açmasınlar.(menfez=delik) Zira unutmayın şeytan tüm açıklarımızı, Hz.Adem’den bu yana tecrübe ede ede biliyor. Ve hangi açığınızı yakalasa, gerek şeytan, gerek cinni taife, sizin imanınıza o noktada talim olacaklardır. Ayrıca cinlerin temessüllerini, yani nasıl bir misali olduğunu, nasıl şekillendiğini anlatan birçok hadis de mevcuttur. Kimi zaman bir insana borazancılığını yaptırırken kimi zaman çok tatlı dediğiniz bir hayvanın içinde görebilirsiniz. Nasıl, aynaların özellikleri, önüne geçene göre sürekli şekil değiştirir. Cinler de sizi aldatacağı konjonktüre göre (konjonktür=durum) istediği şekle ve kılığa girme keyfiyeti mevcuttur. Belki Ömer’e de bir cin musallat olmuş olabilir. -İnşaAllah ya. Soğuk espri cini 🙂 Cinler de bizim gibi; Allah’a inanmak, zekat vermek, oruç tutmak,namaz kılmak ve daha bunun gibi daha birçok hükümlülükleri mevcuttur. Çoğu zaman rüyalarda deşer insanı O şuuraltı muktesebatına girer. Korteksinde onun işine yarayacak hangi bilgiler varsa, sırayla atar. Atar ki zihnini dağıtsın, ruhunu dağıtsın ve en sonunda imanını dağıtsın… Şöyle bir mesele düşünelim, mesela, içki masasındaki insanları düşünün. Şimdi içki masasında insanların birden ”Hahahaha şerefe” diye nara atıp, 10 tanesinin aynanda kadehleri birbirine tokuşturmasının kurban olayım nasıl bir manası olabilir? Nasıl bir keyfi olabilir? İşte o anlarda onuncunun yanında, 11. bir dost daha var: Şeytan, cin ve avaneleri. Her birinin, korteksinde, en büyük zaafına bakar. O zaaflarını aynanda kodlar. Ortak server kurulmuş bir bilgisayara nasıl kodlama yazıldığında bütün hepsine dağılır, aynen hepsinin şuuruna aynanda kodları yazar. 10 tane; sosyal hayatta doğru düzgün insan, birden saçma sapan o ”vur baba, vur baba, vur baba!” , gibi hareketleri yapar. İşte şeytan onunla birden kodladığı zaaflarıyla 10 adamı birden böyle saçma bir hamleyle maskara edebilir. Evvela insan hücrelerin ve moleküllerin yoğunlaşmasından oluşmuştur. Cin ise, bir ışın sisteminin enerjiye dönüşmesinden olmuştur. Bu yüzden zaman zaman madde, cinni alemi dahi korkutur hale gelebilir. Yani sizin o çok korktuğunuz cinler, ‘ufak’ bir rivayete göre çatallı iğneden dahi korkabilir. Sebebi ise, onların aleminde demir teknolojisinin olmayışıdır. Yani aslında bakarsan çok korkulacak gibi görülen cinni varlıklar, zaman zaman sizden çok korkar hale dahi gelebilirler. Şurası çok ehemmiyetli; cinler, insanlara zaman zaman tabii ki zarar verebilir. Ama her istediği insana her istediği anda tabii ki de zarar veremez. Günahında bol olan, namazında az olan, ibadet ve Rabb’ini tanıma kısımlarında eksiği olan, (cık) işte o adamları çok sever. Ehl-i keşfin görüşüne göre, cinlerin insanlara musallat olması böyle zaaflarında oluşan açıklardan dolayı olmaktadır. Her açık, onun yuva yapabileceği bir alanı oluşturur. Kimi zaman cünüplük olabilir, kimi zaman hayız hali olabilir, kimi zaman nifas halleri olabilir, zaman zaman abdestsizlik de olabilir. Çoğu zaman etrafımızda gördüğümüz ruh bozuklukları, şizofreni haller, ruhta meydana gelen envai çeşit hadise, mutlaka böyle boşlukları cinni varlıklar tarafından doldurulmasıyla dahi oluşabilir. Unutma cin, ruha yapışan kene gibidir. İbadetsizlik ve Allah tanımama hadiseleri bu kenelerin senden ruhunu emmesine bir açık kapıdır. Ruh bozukluklarının her birinde eğer cinin ve şeytanın parmağı varsa, ki vardır, böyle bozuklukların gerçekten maddi ilaçla geçebileceğini mi düşünüyorsun? Böyle bozukluğu kapamanın yolu, iman zafiyeti hastalığının tedavi edilmesidir. Birçoklarının bu cin meselelerinde en çok canını acıtan mesele, ”Karabasan” denilen hadise. Evet bu olayın aslı vardır ama çok tehlikeli bir tarafı da yoktur. Bazı cinlerin manyetik yönü daha ağır basar yani metafiziksel alemden fizik alemine etkileri biraz daha ağırdır. Ve böyle fizik alemini daha rahat ziyaret edebilen cinler; bünyesi hassas olan, heyecanlı tipler, sürekli rüya gören arkadaşlar, metafiziksel gerilimi yüksek olan tiplerle fazla haşır neşir olup alakadar olmayı severler. Çünkü heyecanlı tipler, cinin vesvese yapmasına çok müsait insanlardır. Hatta zaman zaman kalabalık bir ortamda, manyetik bir alanın etkisi olduğundan dolayı sadece o cinninin uğraştığı kişi, bu olayı farkederken diğerleri de: ”Acaba bizimki kafayı mı üşüttü de kimle konuşuyor?” diye düşünebilir. Cinnilerin musallat olması hadisesinde yapılabilecek muazzam 5 tavsiye vardır: 1-)Abdest alıp 2 rekat namaz kılıp ve abdesli yatmak. 2-)33 defa ‘Subhanallah’, 33 defa ‘Elhamdülillah’ ve 34 defa ‘Allahu ekber’ diyerek uykuya dalmak. 3-)7 defa ‘Ayet-el Kürsi’ okuyup o ‘Ayet-el Kürsi’leri, etrafınızda altısını bir küp oluşturacak şekilde yukarı, aşağıya, sağa, sola, öne ve arkaya üflemek, yedinciyi de içinde tutmak. 4-)Fatiha ve Felak-Nas Sureleri, bunlarla vazgeçilmez birer dostluk kurmak. 5-)İşte en çok yanlış anlaşılanlardan bir tanesi: Cevşen duasını hem okumak hem üzerinde taşımak. Biz genelde üzerimizde taşıma kısmını yapıyoruz. Ama bir insan cevşenin faziletinden faydalanmak istiyorsa hem okumalı hem bununla beraber üzerinde taşımalı. Nas,Fatiha gibi ayet ve sureleri okuduğu zaman, Peygamber aleyhisselam’ın önüne-arkasına, sağına-soluna, hatta ellerine üfleyip onu vücuduna mesh ettiği hadis kitaplarında mevcut olan hadisedir. E bunun sebebi de insanın nasıl maddi hastalıklara düçar olduğu zaman maddi destekler, maddi tedbirler alırlar; aynen öyle de bu da manevi bir hastalıktır, tedbiri de mana cihetinden olmalıdır. Aişe validemizin rivayet ettiği bir hadis aynen şöyle beyan eder: Hz.Peygamber aleyhisselam, yatağına girdiği zaman, ellerine üfleyip Felak ve Nas surelerini okurdu Okuduktan sonra bunu, ellerine yüzüne ve vücuduna mesh eder ve 3 defa yapardı. Kendi hasta olduğu zamanlarda da benim aynı şeyi kendisine yapmamı söylerdi. Tabii bu cinnilerin yani musallatı sadece bu kadar ince noktalarda da olmuyor yani, bugün ruh hastalıklarının, psikolojik bozuklukların hatta bipolar denilen bir hadiseyi düşünün mesela. Bir insan sabah uyanıyor her yer güllük gülistanlık. Aradan sadece 2 dk geçiyor, bütün hayata küsmüş ve ölmeyi istiyor. Bir anının öbür anını tutmadığı bu bipolar bozukluk ve toplumda birçok insanın çok tehlikeli haller aldığı, şizofreninin envai çeşidi, bunların altını kazdığımızda da cinin çıkmayacağını kim söyleyebilir? Şizofrenide en çok görülen hadiselerden biri halüsinasyon olaylarıdır. Daha kendimin bundan birkaç hafta önce şahit olduğu, 23-24 yaşında gencecik bir erkek kardeşim, şizofreninin çok tehlikeli bir boyutuna giriyor. Ve annesi rica ediyor: ”Gelin, yetişin, yardım edin; kendi gördüğü halüsinasyonlardan benim onu öldüreceğimi düşündüğünden dolayı, evladım, annesini öldürmeye çalışıyor!” Altını kazıp baktığımızda gene haramlarla dolu gencecik bir yaşam. E bir de ruhu da müsaitse, işte cinin istediği gibi, borazancılığını yaptırabileceği bir genç kardeşim daha. Sinan onu şurada söyleyebilir misin rica etsem, bir gelir misin? Bir gelir misin, abicim? Ne dedin az önce? Buyur bizi nasıl rezil edeceksin? -(gülüyor) Ömer’in içine eti cin kaçmış. (gülerek) Oraya bile bakamıyorsun de mi? Öyle utandın bunu söylerken. (İngilizce bir şeyler :)) (Sinan)- Kedi lazım abi Kedi de vardı Ömer tantuni yaptı. Ömer’in evcil hayvanı kuzu. Küçükken seviyor büyüyünce şiş yapıyor. (Sinan)- Putlaştırmış abi; hem tapıyor, acıkınca da yiyiyor. (gülüşmeler) (Ömer)-Ya Cahiliye Dönemindeydim kardeş ne yapıyor bu ya? (gülüyor) Şşt, Sinan espri de yapıyon ha helal olsun (Arkadan biri)-Arada güzel espriler yapıyor Arada konuşuyor ya vallahi helal olsun. (Arkadan başkası)-Arada güzel sohbetler de yapıyor (gülüşmeler) Halüsinasyon şeklinde sürekli insanın zihnini meşgul eden bu cinler, az önceki vakayı bırak, sizin onunla evli olduğunuza dahi inandırabilir. Sinan’da cin bile yok. (gülüşmeler) Sinan, geçen Kezban diye bir cin sana mesaj atmış. (gülüyorlar) -Uyudun mu? (gülüyorlar) Özledim yazmış 🙂 (gülüyorlar) +Özledin mi? -Sen dersi izledin mi? -Dabbe’ye gidelim mi? (gülüyorlar) Yani bunların Müslümanı da var, işte üstlerine şimdi bunların namaz mamaz da farz yani. Bunların Müslümanı falan da var ama işte, kafiri zındığı da çok tırşik yani. Çok problemli en çok bu, falcılar-büyücüler Onların şimdi metafiziksel gerilimi yüksek tipler ya bunlar, cin ona öyle bir salça oluyor ki bak, olay şöyle oluyor; biraz bunun şeyini şişiriyor, egosunu şişiriyor. ”Sen bilirsin, sen edersin” falan 3-5 tane vaka bahsediyor. Şimdi bak; cin, gaybı-geleceği bilemez. Ama geçmişte hadiseler, latif yaratık ya, mesela ben burada senle konuşuyorum, çat senin evine gider. Gitti mi? Bir tane kırık resim gördü, yırtık bir tane mektup gördü, gözyaşı gördü. Geldi ondan sonra o medyum palavrası paçavrasına dedi, ”Ya,” dedi, ”bu kesin birinden ayrılmış” dedi. O medyum da o kahve falına bakıyor ya ona diyor ki, o cinni haber getiriyor, evinden görmüş. La zaten bildiğin olayı sana söylüyor keko, sen bunun neyine şaşırıyorsun? (Başkası)- ”Aa bildin” var bir de ”Aa bildin” diyor, lan sen biliyon onun bilmesinin ne önemi var? Geliyor, diyor ki ”Ya bu sevgilisinden ayrılmış olabilir” diyor; ”Aa öyle mi?” diyor. Ondan sonra bir gidiyor, bir bakıyor evinde tantuni tabağı. Bir daha geliyor diyor bu Mersinli kesin, diyor. ”+Sen Mersinli misin? -Lan Mersinliyim onu da mı bildin?” diyor. Anladın mı? Yani bu zaten var olan hadiseleri, yani zaman-mekan boyutu daha farklı ya cinninin, geleceği asla göremiyor, gayb kapatılmış. Ama latif olduğundan bir anda evine gidiyor, oraya gidiyor,buraya gidiyor. O musallat olduğu, kullandığı kişiye de diyor ki evinde mevinde şu var diyor; o da kahve falı baktırırken diyor ki, bunu çok duymuşsunuzdur,”Abi bak ben namazlı abdestliyim. İnan böyle işlerle işim olmaz. Ama vallahi bir gün baktırdım doğruyu söyledi.” diyor. Ya bu çok basit bir şey, Allah’ın bir mahluku yani cinni. (Başkası)-Bir arkadaşla gittik biz. (gülüyorlar) Ben lokumu yedim, o kahveyi içti. (gülüyorlar) Dibek’te daha güzel anlatıyorlarmış. Ulan var ya.Ulan 50 milyona kahve olur mu orada uyanması lazım adamın. -Aynen öyle. Anladın mı, 50 milyona kahve. Ama bizim millet yemez bunu anladın mı yani bizler o jetonu buz yapıp telefon kulübesine atan modeliz. Bize, 50 milyon , cin hani; biz çarparız o cini. Bu ”ispirtizma” denilen bu, cinlerin haber verme hadiseleri, zaman zaman bize Avrupalılardan zaman zaman da şarlatanlardan yadigar kalan bir hadise. Yani doğrusu yanlışı birbirine girift olmuş bir olaydır bu. Transa girmiş medyumu konuşturan cinler yani o vaka o hadise, bunu şöyle yapar, beynin konuşma merkezine belli frekanslarda enerji gönderir. Bu, kişiyi ne yapar? Yani kişiyi kendisinin borazancısı gibi yapar. Yani arkadan onun istekleri konuşulur ama konuşan sizin yanınızdaki arkadaşınızdır. Az önce bahsettiğimiz gibi özelikle geçmiş meselelerinden boyutları farklı olabildiğinden çok isabetli şeyler söyleyebilirler. Ama bunların sizi şaşırtmaması lazım, bir. Zaten bildiği şeyi sana söylüyor niye şaşırıyorsun birader bu da iki. Bu reenkarnasyon denen yani ruhların beden değiştirmesi sapık görüşünün altında da böyle habis ve sufli ruhlar mevcuttur.(alçak ve kötü niyetli) Yani kafir cinler. Onlar bunu şeytanın hile ve desiseleriyle yapıp birçok insanın temel inanç ve temel akidelerini bozacak filmler çevirir. Çoğu insan bu aldanışın, maalesef, cinden olduğunu bilmez. Ancak ilimle amel edenler ve ilimle uğraşanlar müstesna. 20. asırda Hindistan’da Gulam Ahmed Kadiyani, böylesi habis ruhların kurbanı olmuş bir kişidir. Hint yogizmine (?) karşı, fakirizm yolunda İslam adına mücadele etmek istemiştir bu kişi. Fakat zamanla habis ruhların yani böyle kafir cinlerin saldırısına uğrayıp maalesef oyuncağı haline gelmiştir işin sonunda. Habis ruhlar, önce bu kişinin kendisini müceddid olduğuna inandırıyorlar. E devamında ne olacak? Devamında Mehdi. Peki ya sonra? Tabii ki İsa Mesih olduğuna. Bak bunları da cinler yapıyor ha. Hani hatırlıyor musunuz? Ben Mesih’im falan. Kim var altında? Ulan var ya. İşin en sonunda da haşa, Allah hulul etti ve bende göründü demeye başlarlar. Şurayı unutma güzel kardeşim; böyle habis ruhlar, habis olanlarla iletişim kurarlar. ”Cin” dediğin, Allah’ın bir mahluku. E sen Allah’ın razı olduğu bir kul olursan, bu meselede korkulacak hiçbir vaka kalmaz ki… Bu video birilerinin paylaşmasıyla sizlere ulaştı. Dha fazla insana ulaşabilmesi için, siz de paylaşın. ”Sebep olan, yapan gibidir.”(Hadis-i Şerif)
Tebliğ et!