Aziz kardeşlerim. İmanımızın ne olduğunu açarak görmeye çalışıyoruz. Bir nokta çok önemli; Allah’ın Celle Celâlühü hiçbir ihtiyacı haşa, olmadığı ve olmayacağı halde, bizi kulluğuna kabul etmiş olması, يَا عِبَادِيَ الَّذ۪ينَ اَسْرَفُوا عَلٰٓى اَنْفُسِهِمْ diye Ey! Hata eden kullarım! diye hatamıza rağmen, bizi, kul olarak kabul buyurması, ihtiyacı olduğundan, adam topladığından değil haşa. Lutfettiğinden. Keremi bol olduğundan. Rahim olduğundan. Allah bize, kulluk payesi vermiştir. Abone toplamıyor. Üye toplamıyor Allâh-u Teâlâ. Yaratıyor, kulluk kapısını da açık tutuyor. O bizden kul olarak razı oldu ve kulluğunun resmi belgesi olarak da, Müslümanlık verdi bize. Elhamdülillâh. Müslümanlığa böyle bakıyoruz. O bize bunu yaptı. Bizim de onu ilahımız olarak yüzde yüz kabul etmemiz gerekir. Bu, Lâ İlâhe İllallah dediğimiz zamanki gerçektir bu. Herkes Lâ İlâhe İllallah demiyor mu? Diyor da, ağzı diyor, eli diyor, cebi diyor, kulağı diyor, gözü diyor, kafası diyor, yaşadığı sistem diyor, toprağı diyor, yemeği diyor, arkadaşı diyor, çevresi diyor mu? Ağızların dediği Lâ İlâhe İllallah’ı, bedenlerimiz, tavırlarımız da diyor mu? Diyorsa, o zaman kazandık. O zaman kulluk sisteminin içine girdik demektir. Elhamdülillâh. O zaman, Allah’ın büyüklüğü ile, azameti ile, bizim cılızlığımızı anladık demektir. Karşılaştırabiliyoruz demektir. Eğer sıkıştığımız yerde, onun dininden Kur’an’ından ve şeriatından taviz verebiliyorsan, kadın tesettüründen, erkek kredi konusundan, herkes bir yerinden genç gençliğinden, menfaati kadar kırpıyor, buna rağmen de Allah’ın kuluyuz diyorsa, bu söz, yerine oturana kadar bizim ömrümüz biter. Allah’ın, kulu olmaktan, lezzet duymak zorundayız. Târık suresinin, 5. ve 10. ayetleri arasında, Allâh-u Teâlâ, şu dünyaya, demokrasi, insan hakları, haklar, hürriyetler, medeniyetler getiren, insanoğlu, ölümlü insan. Getirdiğin demokrasiyi getiren nerede şimdi? Toprağın altında çürüdü. Sen bana övdüğün şeye bak. Getirdiğin makina, fabrika, para, uygarlık, medeniyet, yasa, kasa, banka, nerede bunların ilk icat edenleri? Toprağın altında. Yahu ölünün varlığını övüyorsun sen bana. Bir gerçek var! Hangi Allah’a karşı, onun dinini, şeriatını, cennetini, ahiretini, sıratını, kabir dediği şeyi, hangi Allah’a karşı sen düşünmüyorsun da, kendini ne zannediyorsun? Sen, ölü adayısın. Bir gün öleceksin. Yanındaki yüz arkadaşın da, ölü adayları. Ölüme adaylar bir aradasınız siz. Dedeleriniz ölü, onların babaları çürümüş, onların babalarından kemik de kalmamış toprağın altında. Yüz sene sonra, sizi ananlar da, çürümüş ölü diye anacaklar bunu bil..
Tebliğ et!