Allah Resulü Aleyhisselam şöyle buyuruyor: “Bir Müslüman kardeşinizle kavga ederseniz onun yüzüne vurmayınız.” Onun yüzüne vurmayınız.” Yüz, insan bedenindeki en özel yerdir. En özel… Allah Teala Adem Aleyhisselam’ı yarattığı anda, meleklerine bunu yapın emri verdiği anda melekler bütün bedenini yaptılar boynuna kadar. Yüzü yapamadılar. “Ya Rabbi bunu nasıl yapacağız? Bunu ancak sen bilirsin.” dediler. Allah Teala bizzat yüzü kendisi yapmıştır. Dolayısıyla biz Muhammed ümmetine bir Müslüman’ın yüzüne vurmak caiz değildir. Bu derviş beş sene tekvando yapmıştır. Uzak doğu sporuyla uğraşmıştır. Spor yapmayı çok sevdiğim için bu işle uğraştım. Ne zaman ki bu Hadis-i Şerif’e denk geldim, bu sporu bıraktım. Neden? Çünkü puan alabilmem için, rakibi egale edebilmem için yüzüne vurmam iktiza ediyor. Bedene vurduğun vuruşların üçte bir tanesi puan oluyor. Ama yüze vurduğun her vuruş sana puan olarak dönüyor. Ama İslam bunu yasaklamış. Benim önümde iki tane seçenek var. Ya Allah’ın dediğine uyacağım ya da Korelilerin çıkarttığı sanata uyacağım. Allah’ın sistemi mi Kore’nin sistemi mi? Kore’nin sistemine uyarsan güzel bir kariyer çizersin. Madalyalar alırsın. Güzel bir yaşamda bulunursun. Her taraftan davet edilirsin. Belki milli takıma alınırsın. İyi bir para sahibi olursun. İyi maaş alırsın. Ama toprağa kadar! Toprakta her şey biter. Münker-Nekir geldiği anda tekvando işlemez. Dur bakayım benim siyah kuşağım var bekle, diyemezsin. Orada işlemez. Ben diğer seçeneği seçtim. Sonsuz yaşam seçeneği. Allah Teala hayatımızın sonuna kadar adımlarımızı dini üzerine sabit kılsın inşallah. (Amin) Amin ya Muin.
Tebliğ et!