Kureyş müşrikleri, Mekkeliler Resûlullah Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem’i iyice bunalttıklarında Mü’minûn suresinin 76. ayeti de inmişti. Orada da Allâh-u Teâlâ benzer şeyi söylüyor. Ve bize taşıyor bunu. Buyuruyor ki; And olsun biz onları ağır sıkıntılara soktuk. Develerine verecek yem bile bulamadılar. yine Rabblerine boyun eğmediler. Hala da ona yalvarıp durmuyorlar. Demek ki kafir nasibi kilitlenmiş insandır. O koronayı da yener, kanseri de yener, o küçük bir tanrıcılık oyunu da oynar. Ötesi yok ki hayatının kimden korksun? Bizim kabirimiz var. Ahiretimiz var. Cennet umudumuz var. Cehennem korkumuz var. Allah’ın lütfu ve keremiyle O kainatı olduğu gibi havadan daha çok kuşatan rahmetiyle Rabbim lütfedip, ihsan edip başımızdaki belayı kaldırdıktan sonra, mü’min kardeşlerim yine faiz olacak mı acaba? Yine zinaya dokunulmaz bir hak olarak bakılacak mı? Çocuktur, gençtir, hürdür mü denecek yine? Yine Kur’an-ı Kerim, yani fakir çocukların medreselerde gidip okuduğu kitap mı olacak? Yine hırsızlığa kılıflar mı bulacağız? Yine yalan ağzımızdan çıkabilecek mi? Yine camiler şimdi kararname ile kapatıldı. O zaman da yalnızlıktan yine mahzun mu kalacak camiler? Bunu şimdiden düşünelim ki biz bunu dertlenirsek Rabbim! faizsiz bir dünya için uğraşacağız. Rabbim sabah namazı vaktinde biz ayakta olacağız. Rabbim! kitabın başımızda taç olacak diye heyecan güdersek yaptığımız “Şifa ver Ya Rabbi” duaları kabul olmaya daha yakın bir zeminde durur.
Tebliğ et!