Böyle iş olur mu? Yusuf aleyhisselam, Allah’ın peygamberi. Şirk düzeniyle kurulu olan bir yerde, devlette görev aldı, ikinci adam oldu. Mısır beldesinin veziri oldu, şimdiki maliye bakanı, ikinci adam, maaşlı. Maaş aldı. Kimden? Puta tapan, Amon Ra’ya tapan devlet lideri firavundan maaş aldı ve putperest bir ülkede liderlik yaptı, oranın ekmeğini yedi, yemeğini yedi, onlara faydalı oldu. Yusuf aleyhisselam onların ekmeğini yedi, maaşını aldı, kafir olmadı da şimdiki imamlar mı kafir oluyor? Bunlar, ne cahil insanlar ya. (Kafir diyen arkadaşın babası da imam.) Tövbe estağfurullah. Çelişki. Batılın özelliği şudur: Her tarafta çelişki, her tarafta. Bana da öyle bir vehhabi internetten yazmış: ”Sizin aldığınız maaşlar haram hocam.” diyor. Sanki ben maaşla çalışıyorum. Bilmiyor, daha ne iş yaptığımı bilmiyor. ”Sizin sohbetiniz dinlenmez.” diyor Vehhabi. ”Çünkü siz maaşla çalışıyorsunuz, devletten maaş alıyorsunuz.” diyor. Kardeşim, sen beni tanımıyorsun. Ben ticaretle uğraşan bir esnafım. Bu iş benim ek işim. Ve ücretsiz yapıyorum. ”Aaa, öyle mi hocam?” diyor. Bu sefer iş döndü hocama. ”Kardeşim” dedim. Peki, tamam. Sen Türkiye’deki imamları sallıyorsun, beni temize çıkarttın ama imamların tamamını zan altında bıraktın şimdi. Bu kadar imama sallıyorsun. ”Sen” dedim. ”Baban, annen, deden, ninen emekli maaşı almıyor mu?” Babamın emekli maaşı var hocam. Haram değil mi bu para? Senin mantığına göre bu para haram. Ya hocam işte orasına bakmamak lazım. Nasıl çevirirsem, nasıl döndürürsem. Çevir kazı, yanmasın. Batıl, ehl-i bid’atin en büyük özelliğidir: Çelişki, çelişki, çelişki. Allah kurtarsın bunları. Selef, Efendimiz aleyhisselam zamanında yaşayan sahabe alimler demektir. Abdullah İbn-i Mesud, Abdullah İbn-i Abbas, Ebû Hüreyre, bunlar selef alimleridir. İmam-ı Azam, İmam Şafi, İmam Ahmed, bunlar selef alimleridir. Selefilikse sapık bir yoldur. Selef alimlerine bağlıyız. Dört mezhebe bağlı değiliz ama biz sahabeye bağlıyız diyerek müçtehitlerin tamamını devreden çıkartırlar ve kendilerini müçtehit yerine koyarlar. Selefilik adını böyle kullanırlar. Bir tabir getireyim. Selef alimleriyle hiçbir bağlantısı olmayıp da kendisine Selefi diyenlere Vehhabi denir. Selef alimleri, selefiyiz, selefiyiz. Ne İmam-ı Azam’la bağlantısı var, çünkü soruyorum: ”Hangi mezhebe mensupsun?” ”Biz, hepsinden karışık alırız hocam.” diyor. Oğlum, çorba mı bu ya! Ne demek bu ya? Bir tanesine tâbi olmak zorundasın. Bunlara, selefi denir. Selefilik diye bir mezhep yoktur; bir akım vardır ingilizlerin kurduğu vehhabilik akımı. İsmini değiştirmişlerdir, sapık yollardan bir tanesidir.
Tebliğ et!