Mesela hayatında hiç deniz görmemiş ve suda canlının yaşadığını bile bilmeyen bir arkadaşınız olsun. Şimdi siz bu arkadaşınıza suda canlının yaşayabildiğini nasıl açıklardınız? Herhalde anlaması çok zor olurdu çünkü bulunduğu ortamın dışında bambaşka bir alandan bahsediyorsunuz. Aslında bizler de zaman denizinde yaşıyoruz diyebiliriz. Ve zamanın dışında zamansızlık kavramını da anlamakta biraz zorlanıyoruz. Hatta Allah’la alakalı sorular sorduğumuzda bile sanki Allah zamanın içindeymiş gibi düşünebiliyoruz. Buna bağlı olarak Allah’la alakalı gelen popüler bir soru var: ‘Allah bizi yaratmadan önce ne yapıyordu?’ diye. Yani Allah’ı da zamana bağlıymış gibi düşünerek yapılan bir hata aslında bu. Halbuki Allah zamana bağlı değildir. Ezelidir. Hani suda hiç canlı görmemiş birisinin konuyu anlamakta zorlandığı gibi, bunu anlamak da bize biraz zor geliyor olabilir. Ama ufak bir mantık çıkarımıyla Allah’ın zamana bağlı olmadığını ve önce-sonra gibi kavramların Allah için geçerli olmadığını anlayabiliriz. Ezeliyet kavramı aslında şuna benziyor: Mesela elinizde bir ayna düşünün. Yere çizdiğiniz bir çizgi için sol taraf geçmiş zaman, bulunduğunuz yer şimdiki zaman ve sağ tarafınız da gelecek zaman olsun. Aynayı tam ortada, yere yakın bir mesafede tutarsanız, ayna sadece şimdiki zamanı görecektir. Aynayı ne kadar yukarıya kaldırırsanız, geçmiş ve geleceği de o kadar geniş görürsünüz. Aynayı en tepeye kaldırdığınızda ise tüm zaman çizgisini kuşatacaktır. İşte bu örnek gibi de bizler de evren içerisinde bir zaman çizgisi üzerinde yaşıyoruz. Geçmiş zaman, şimdiki zaman ve gelecek zaman olarak yaşadığımız bir hayatımız var. Allah’ın ezeli olmasından kasıt ise geçmiş zamanın en başında bulunması değildir. Hani “Allah ezelidir.” derken en başı kastetmiyoruz. Ezeliyet, aynanın tepeden olaya bakması misali zaman çizgisinde olmayıp zaman çizgisi üzerinden tüm zamanı kuşatmaktır. Nasıl ki aynayı en tepeye çıkardığımızda tüm zaman çizgisini kapsıyordu, bunun gibi de sonsuz derecede ilime sahip olan Allah da, içerisinde bulunduğumuz tüm zaman çizgisini aynı anda kuşatır. İşte zaman çizgisinde olmayıp tüm zamanı kuşatmak ezeliyettir. Yani bizim için geçerli olan önce-sonra gibi kavramlar, Allah için geçerli olamaz. Doğal olarak, ‘Allah evreni yaratmadan önce ne yapıyordu?’ gibi zamana bağlı bir soru, ezeliyeti anlamamaktan kaynaklanan hatalı bir sorudur. Yani soru aslında şuna benziyor: Bir bakıma film şeridinin dışında olan o filmdeki karelerin bütününü kuşatan bir yönetmen gibi, Allah için de zaman kavramı yani sonraki kare, önceki kare gibi kavramlar geçerli değildir. Olaylardaki tüm sıralanmış karelere Allah hakimdir. Olaya farklı bir örnekle daha bakalım. Diyelim ki ezberinizde 10 kıtalık bir şiir var. Kıtaların tamamı aynı anda aklınızda duruyor. Ama siz bunu bir kağıda dökerken belli bir sıra takip edersiniz. Kağıt üzerinde 4. kıta, 5. kıtanın öncesindeyken, 3. kıtanın da sonrasındadır. Kıtaların kendi arasında öncelik-sonralık kavramı vardır. Siz 5. kıtayı yazarken, 4. kıta artık geçmişte kalmış. 6. kıta ise gelecektedir. Ama dediğimiz gibi, bu sıralama kağıt üzerinde geçerlidir. Sizin ilminizde kıtaların tamamı aynı anda zaten vardır. Aynı bu örnek gibi tüm zamanlar, tüm olaylar da Allah’ın ilmindedir. Zamansal sıralama, Dünya sayfasındaki bizler için geçerlidir. Bizler için geçerli olan 3 gün önce, şu an ve 3 gün sonra gibi sıralamalar Allah için geçerli değildir. Tabii bu konu biraz da kader kavramıyla da alakalı. Kader kavramıyla alakalı kapsamlı bir video için buradan videomuza ulaşabilirsiniz. Zamansızlık konusuna şöyle bir açıdan da bakabiliriz: Zaman dediğimiz kavram, Allah’ın yarattığı bir kuraldır. Ve Allah’ın kendi koyduğu kurala da sıkışıp kalması beklenemez. Allah evreni yaratınca, içinde zaman kavramını da yaratmış. O zaman kendi koyduğu bu zaman kuralına, kendisi tâbi olmayacaktır. Mesela ben bir telefon icat etsem, içerisine koyduğum kurallara ben de tâbi olur muyum? Mesela tuş kilidine bassam, o anda ben de kitlenip kalır mıyım? Tabii ki hayır. Bu telefon için geçerli olan bir kuraldır. Allah’ın da yarattığı evrende kurduğu bir düzen ve kural olan zaman kuralına sıkışması ve içine dahil olması beklenemez. Bize göre geçerli olan önce-sonra gibi kavramlar, Allah için geçerli olamaz. Bir de şöyle düşünmek lazım: Zaman dediğimiz kavram zaten sonradan yaratılan bir varlıktır. Nasıl Güneş ve Ay sonradan yaratılmıştır, zaman da aynı şekilde Allah’ın sonradan yarattığı bir mahluktur. Mesela ‘Allah, Güneş ışınlarından etkilenir mi?’ diye size bir soru sorsam, bu size hiç mantıklı gelmez. “Güneş’in etkisi zaten bize yönelik olan bir varlıktır.” dersiniz. İşte zaman da Güneş gibi sonradan yaratılmış, etkisi bize yönelik olan bir varlıktır. Allah Güneş’ten etkilenmediği gibi, zamandan da etkilenmez. Bazen böyle birkaç dakikada cevaplanacak sorular, en zor sorular olarak düşünülebiliyor. Aslında Allah’ı ne kadar iyi tanırsak, akla gelen sorular da o kadar basitleşecektir. Tabii bunun için Allah’ı bize tanıttıracak imani tefsirler okumak lazım. Mesela Risale-i Nur gibi.
Tebliğ et!