Abdulkadir Geylani Hazretlerinin devesi, Bağdat’ta bulunmayan bir deveydi. En güzeline biniyor. Abdulkadir Geylani Hazretlerinin elbiseleri, bulunduğu beldede kimsede bulunmayan elbiselerdi keza İmam-ı Azam, Allah onlardan razı olsun. Bunlar en güzele biniyorlar, en güzel evde oturuyorlar, en güzel elbiseleri giyiyorlar fakat hiçbir koşturmaları, gayretleri, ekstra bir çalışmaları yok. Neden? Çünkü biliyorlar ki rızık ezelde taksim edilmiştir. Ben ne kadar çok koşturursam koşturayım Allah’ın bana taksim ettiğinden fazlasını alamam. Bu kesindir. “Er-rızku Al’Allah” “Rızık Allah’tadır.” Şu hâlde ben niye kendimi yıpratayım ki? Namazımdan keseceğim, ilimden keseceğim, sohbetten keseceğim, zikirden keseceğim, hacdan, umreden keseceğim para biriktireceğim de sıfır arabaya bineceğim, 200.000 TL’lik arabaya bineceğim. Neden bunu yapayım ki? Ahiretimi neden tehlikeye atayım. Ama şeytan geçici olanı kalıcı olanın önünde gösteriyor. Bu daha kıymetli diyor. Öbür tarafta kalıcı olan var. Gitmeyecek, elinden gitme ihtimali yok. Ama o 150.000 TL verdiğin arabayı 6 ay sonra elinden alabiliyorlar. Bir deprem oluyor, ev arabanın üstüne yıkılabiliyor. Bu dünyada her şeyi gördük kardeşler. Her şey olabilir.
Tebliğ et!