Biz var ya biz… Sizin dostunuzuz. Melekler bize konuşuyor şimdi. Dostlarınızın sayısını arttırın. Türkçe’mizde, günümüzde ”Evliya” tabirini kullandığımız zaman ne gelir aklımıza? Allah dostu. Melekler de bizim dostlarımız olabilir. Allah dostları da bizim dostlarımız olabilir. Peygamberler de bizim dostlarımız olabilir. Bir şey yapmamız lazım. Onların yolunda gitmemiz gerekiyor. Yolunda gitmezsen, istediğin kadar akraba bağların olsun, dostu olamıyorsun. Sana bir faydası olamıyor. Olsa idi, Nuh Aleyhisselam’ın, oğluna faydası olurdu. Oğlu dedi ki, benim sana ihtiyacım yok. Ben yüzmeyi çok iyi bilirim. Bir de dağın üstüne çıkacağım. Sen slalomcu bile olsan, o su adamı yutar. O su adamı bitirir. Ve bitirdi mi? Kafir gitti oğlu. Nuh Aleyhisselam’ın karısı kafir gitti, oğlu kafir gitti. Lut Aleyhisselam’ın karısı kafir gitti. Bak faydası olamadı. Bir peygamber olmasına rağmen faydası olamıyor neden? Yolunda gitmen gerekiyor. Meleklerin de sana faydası olmasını istiyorsan, ”Evliya’ukum” diyen meleklerin yolunda gitmen gerekiyor. Onları hoşnut etmen lazım. Zina evine gittiğin zaman melekleri hoşnut eder misin? Bak! Yine seninle beraber melekler oraya girecek. Ama hoşnut değiller. O durumdan rahatsızlar. Razı değiller. Ama senin dostun oldukları için oradalar. Muhammed Aleyhisselam’ın hadisini hatırlayın. Ölmeden önce melekler bize ne diyecek? Bizi ne kadar güzel yerlerde oturttunuz. Ne güzel meclislerde bulundurdunuz. Müslümanlara böyle diyecek melekler. Fasıklara ne diyecek? Bizi ne kadar çirkin, ne kadar pis yerlerde oturttunuz. Yazıklar olsun size, lanet olsun size. Hangi duayı almak istersin? Beddua mı yoksa dua mı? Yapacağın tek şey melekleri kendine dost etmek ve onların istediği yolda gitmek. Devam etti Allah’ımız. Biz sizin dostlarınızız. Bu dünya hayatında sizin dostunuzuz. Bütün işlerinizde size yardımcı olmaya çalışırız. Ahiret hayatında da biz sizin dostlarınızız. Mahşere delil neydi hocam? Bak işte bu! Melek diyor ki, ahiret hayatı kabirden başlar. Berzah aleminden başlar. Kabirde de biz sizin dostunuzuz diyor. Dolayısıyla Münker, Nekir olan diğer iki melek bize hesaba, suale ellerinde topuzlarla geldiğinde Bizim dost meleklerimizin sayısı ne kadar fazlaysa, o kadar kolay bir şekilde cevap verebiliriz. Hem dünya hayatında dostlarımızdır o melekler, hem ahiret hayatında dostlarımızdır. Devam etti Allah’ım. O gün size, canınız ne isterse.. Nefsiniz ne isterse, o gün size vardır. Kardeşler hangi gün bu? O cennete girdiğimiz ilk gün var ya.. İlk gün zaten tek gündür. Orada gün dönüşümü yok. İkinci gün, üçüncü gün yok. Güneş hep ikindi vaktinde. Asla batmıyor ve doğmuyor. Gün hep ikindi vakti hali. Ne terleme var, ne üşüme var. Ne hastalık var, ne yaşlılık var. Ne bitkinlik var, ne acıkmak var, ne doymak var. Her şey keyif. Ancak Allah’ımızın bize vaadi ne? Ne isterseniz, nefsiniz ne isterse. Şimdi ben size nefsimiz ne ister sayayım. Bizim nefsimiz araba ister. Ferrari’ye binmek ister bir kere. Bak burada hep gençlersiniz. Hangi arabayı istersin desem, burada 100 tane gencin 90 tanesi der ki Ferrari. 10 tanesi benim gibi eski kafalıdır. Ben modifiyeli Şahin’e tavım. Modifiyeli Şahin isterim. Bana göre daha çekici görünüyor. Eski kafalı bir adamım çünkü. Ama doksan tanesi de Ferrari der. Bu dünyada binme ihtimaliniz çok düşük kardeşler. Anca hırsızlık, arsızlık yapmanız lazım. Allah’ın dinini çiğnemeniz lazım. Bu da bize uymayacak. Bizim karizmamızı çizeceği için bize uymaz. Dolayısıyla çok zor bir ihtimal. Cennette dedin ki, ya ben dünyada iken Ferrari’ye binmek istemiştim. Allah’ım bana bir Ferrari yarat be. Ne dilersen.. Nefsiniz ne dilerse size vardır. Allâh-u Teâlâ yaratacak mı? Hemen yaratacak. Başka, ben köşk istiyorum. Tak, Allâh-u Teâlâ sana bir köşk yaratacak. Altlarından ırmaklar akan, nehirler.. Bir ev var, evin altından ırmak akıyor. Ev havada duruyor. Kardeşler, havada duruyor ya. Bunu bu dünyada anca nasıl yaparsın? Çay bahçeleri var böyle, çay bahçeleri.. Tahtalar falan sermişler üstüne. Alt taraftan ırmak akıyor. Sesler geliyor. Orada çay içiyorsun. Kardeşler beni birkaç defa götürdü. Çok keyifliydi. Aklıma hep bu ayetler geliyor. Burada anca böyle derme çakma olabiliyor. Orada gerçeği var. Baldan nehirler, sütten nehirler.. Muhammed Aleyhisselam’ın komşuluğu. İstemez misin kardeşim? İstemez misin? Dünyadaki ufak haramlara tav oluyorsun da, şu nimetleri istemiyorsun. Sonra biz erkekler ne isteriz? Huriler. Bak, burada Allâh-u Teâlâ Hazretleri, bu kitapta, hep bizim nefsimizi şevklendirmek için, ibadete yönlendirmek için, orada canınız ne isterse var diyor. Köşklerden bahsediyor. Irmaklardan bahsediyor. Baldan nehirler, sütten nehirlerden bahsediyor. Ama bizim erkeklerin en sevdiği ayetler nedir? Hurilerden bahsettiği ayetler. Ya hocam neden böyle yapıyorsun, hurilerden bahsediyorsun? Kuran’ı mı gizleyeyim? Allah’ın Kuran’daki huri ayetlerini mi gizleyeyim. Sen beni mealci mi sandın kardeşim? O mealci diyor ki, peygambere itaati emreden ayetleri çıkartalım Kuran’dan. Öbür mealci diyor ki, Musa – Hızır kıssasını çıkartalım. Öbür mealci diyor ki, kadınlardan bahseden bütün ayetleri kaldıralım. Öbür mealci de diyor ki, bütün mucize ayetlerini kaldıralım, aklımıza uymuyor. Sen beni mealci mi sandın? Ben bu kitabın ilk harfinden son harfine kadar tamamına iman ettim. Allah bu akide üzere ölmeyi bana nasip etsin. (Amin.) Sizede nasip etsin İnşaallah. (Amin.) Bütün ayetlere iman ettim. Burada cehennem ayetlerinden nasıl size anlattığım gibi, nasıl bahsettiğim gibi, nasıl korkuttuğum gibi Cennet ayetleriyle de sizi şevklendirmek benim vazifemdir. Yoksa gizlemiş olurum. Bile bile hakkı gizlemeyin. Hakkı batıla karıştırıpta bile bile hakkı gizlemeyin. Ayettir. Nasıl gizlerim ben bunu? Bizim erkekler en çok huriyi ister. Bu bir vakia, bu bir gerçek. Huri ister. Huriler konusunda çok hadis vardır, çok ayet vardır. Hadislerde Efendimiz Aleyhisselam kendi eşinin, dünyada ki eşinin dışında iki tane daha huri hanımını Allâh-u Teâlâ o erkeğe vereceğini bildirir. Zayıf hadislerde ise 70 huriye kadar, 100 huriye kadar ki İnşaallah bu zayıf hadisler sağlamdır.. vereceğini Allâh-u Teâlâ Hazretleri, 70 huri ve 100 huriye kadar vereceğini bildirir. Bunlar daha zayıf hadislerdir, diğerleri hasen ve sahihtir. İki tane kesin olarak, kendi hanımının dışında huri alacaksın. Allâh-u Teâlâ imanlı ölmeyi nasip etsin İnşaallah. Amin. Kadınlar.. Kadınlara da sorun. Cennette en çok istediği şey nedir? Ben kadın dervişlere, kadın takipçilere, bana fetva soranlara söylüyorum bazen. Diyorum ki; Cennette en çok istediğin şey nedir? 10 tanesinden 9 tanesi diyor ki, Allah’ın cemalini isterim hocam. Bak bizim erkeklere de soruyorum, bizim dervişlere. İnşaallah hocam burada evlilik çok zor. 100 bin tl’yi gözden çıkartman lazım. Çok zor, evlenebileceğimi düşünmüyorum. Ahirette ben cennette huriler istiyorum. Bizim erkeklerin yüzde doksanı, mübalağa etmiyorum, huriler istiyor. Allah’ın cemali diyen yok. Yüzde beş belki… Kadınlara diyorum. Aynı soruyu kadınlara soruyorum. Vallahi bu kadınlar bizden daha aşık. Kadınlar, Allâh-u Teâlâ’ya ve Peygamberimize aşk olarak bizden daha fazla yakınlar. Daha samimiler. 10 kadının 9’u diyor ki, ben Allah’ın cemalini istiyorum hocam. Yanıyorum. İşte 1 kadın ne diyor. Ben dünyada hiç kimsede olmayan perdeli bir köşk istiyorum diyor. Bu perdelere takmış olan kadınlar da var. Kafayı perdeye takmış. Köşk istiyorum ama perdesi böyle olacak diyor. Ya bırak perdeyi abla, boş işler bunlar. Oraya gittiğin zaman göreceğin şeyler o kadar güzel şeyler olacak ki, bunları unutacaksın zaten. Bu dünyadaki perdeyi merdeyi unutacaksın. İşte… Canlarınız ne isterse, nefisleriniz ne isterse orada sizin için vardır diyor Allah. Devam etti. Neyi istiyorsan, neyi söylüyorsan… Şimdi Allah’ımız herhangi bir şeye ne diyor dünyada? “Ol” diyor. O şey de dünyada oluyor mu kardeşler? Hemen oluveriyor. Hiçbir çalışma yapmadan. Şimdi Allah, cennete gidersek, bize nasip ederse bunun bir kısmını, küçük bir mislini bize orada veriyor. Canın ne isterse, ne söylersen… Allah’ım dünyada iken karpuz vardı. Adana karpuzu.. Bana Adana karpuzu yarat. Adana karpuzu ver Allah’ım. Allah sana karpuz verecek. Burda gördüğün karpuzun bir benzeri. Ama benzeri… İlk o parçayı ağzına aldığın zaman diyeceksin ki, bu başka bir şey. Dünyadaki karpuza hiç benzemiyor. Lezzet olarak asla ve kat’a dünyadaki hiçbir lezzete benzemeyecek. Ve bir özellik daha nedir? Aldığın her lezzet katlanacak. Daha yüksek bir lezzet, daha yüksek bir lezzet. Daha değişik bir lezzet. Öyle değil midir? Aynı portakalı 5 ayrı şehirden yersin. Ve 5 ayrı lezzet alırsın. Dünyadayken böyle değil mi kardeşler? 5 ayrı portakal. 5 ayrı erik. Erikler bir çıkıyor piyasaya, 10 tane farklı yerden 10 ayrı lezzet. Cennette de böyle. Ayrı ayrı lezzetler olacaktır. Son ayet de şöyle. Allah’tan size bir ikram olarak, Rahman, Gafûr (günahları çok bağışlayan) ve Rahim olan Allah’tan size bir ikram, bir sofra olarak… İmam Razi diyor ki, “nüzülen” demek, Allah’ın misafire yaptığı ikram demektir. Hani bir misafir başka bir eve gittiği zaman, oraya misafir olduğu zaman ne oluyor kardeşler? Ev sahibi ona bir sofra çıkartıyor. Buna Arapçada nüzülen deniyor. Sofra, yemek… Cennete gidersek, Rabbim nasip ederse Allah’ın misafiri olacağız. Allah’ın sofralarından yiyeceğiz. Ve her gün ve her an, bazıları her cuma, bazıları her an her gün Allah’ın cemalini görecek. Bazıları uzun zaman dilimi içinde görecekler. Ve cemalini gördüğümüz anda cennetlik bütün nimetler hafızamızdan gidecek. Bütün lezzetleri unutacağız. Çünkü Allah’ın cemalini görmekten daha büyük bir lezzet Ahiret hayatında yoktur. “O gün bazı yüzler Alah’a bakar” diyor Kuran. İnşaallah biz de o yüzlerden oluruz.
Tebliğ et!