Efendimiz aleyhisselam, hadisi şerifte bir çocuktan bahsediyor: “Dünyaya gelen hiçbir çocuk yoktur ki şeytan onu dürtüp de ağlatmış olmasın.” Dikkat buyurun! Bebekler dünyaya geldiği zaman ilk yaptığı iş nedir? Ağlamaktır. Ağlarsa ne anlama geliyor bu? Bu yaşıyor. Bebek ağlamazsa yaşamıyor anlamına gelir. Fıkıhtan bir ölçü vereyim: Çocuk, anasının karnından çıktığı anda şayet ağlayarak çıkarsa ve birkaç dakika sonra ölürse… Bak, ilk işaret ağlamaktır. Ağlıyorsa bu çocuk yaşıyor demektir, dünyaya geldi demektir. Bu çocuk ağladıktan hemen sonra bir kaç dakika içinde ölürse bu çocuğun cenaze namazı kılınır mı kılınmaz mı? Cenaze namazı kılınır çünkü o canlı vasfına girmiştir, çünkü ağlamıştır. Ama çocuk annesinin karnından çıkarken ağlamadı, ses çıkartmadı. Çıkarttılar, bir baktılar ağlamak yok. Çocuk ölü. Birçok insanın başından bu imtihan geçmiştir. Diyoruz ya: “İmtihan dünyası”… Ağır bir imtihandır, ana baba için zor bir imtihandır. Allah herkese sabrı nasip etsin. (Amin) Çok zordur, çok ağırdır ama Efendimiz aleyhisselamın çok derin müjdeleri vardır. Ana baba sabırlı olursa; o çocuk, anasını babasını almadan cennete girmez, diye hadisi şerifler vardır. Çok güzel müjdeler vardır fakat bizim dilimize bu kelimeler kullanmak kolay geliyor. Sen gel onu çocuğunu kaybedene sor. Efendiler! Bu çocuk anasının karnından çıktığı anda ağlamazsa bunun hükmü nedir? Çocuk ölü doğdu. Bu çocuğun cenaze namazı kılınır mı? Kılınmaz. Direkt olarak defne götürülür, defnedilir. Şimdi, Efendimiz aleyhisselam bu hadiste garip bir olaydan bahsediyor, bir hakikati anlatıyor: “Bütün çocuklar, Adem nebiden kıyamete kadar gidecek olan bütün çocuklar, dünyaya geldiği anda ağlayacaklar. Ama bir tanesi müstesna.” diyor. Kim o? “Meryem’in oğlu İsa.” Meryem oğlu İsa hariç bütün bebekler ağlamıştır. İsa aleyhisselam doğduğu anda ne yaptı? Konuştu. Konuştu. “Ben Allah’ın kulu ve peygamberi İsa’yım. “Ben Allah’tan sana bir müjdeyim ey anacığım.” dedi. Konuştu doğar doğmaz. Ağlamak yok. Yalnız burada Efendimiz aleyhisselamın yapmış olduğu bir tevazu vardır. Efendimiz aleyhisselamın ebesi ve anası, peygamberimiz aleyhisselam doğduğu zaman ağlamadığını söylüyorlar. Ebesi diyor ki -kitaplarımızda geçer- “Ben ölü doğduğunu düşündüm çünkü bütün çocuklar ağlar. Fakat Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem doğduğu anda ağlamadı. Bir şeyler fısıldıyordu. Kulağımı ağzının yanına götürdüm şöyle demeye başladı: “Ümmeti, ümmeti…” Doğar doğmaz Efendimiz aleyhisselam ne söyledi? İsa aleyhisselam ne söyledi doğar doğmaz? “Ben Allah’ın kulu ve peygamberiyim.” Bizim Peygamberimiz ne söyledi? “Ümmetim, ümmetim…” Daha bebekken dikkat buyurun! Yani bu iki insanın dışında yeryüzüne gelen bütün bebekler ağlamıştır ama sebebi nedir? Sebebi nedir? Sebebi, şeytanın o bebeği dürtmesidir. Bir bayan, bir kadın doğumhanedeyken kocası, anası, kayın validesi dışarıda onun doğum yapmasını heyecanlı bir şekilde bekliyorken, bu bayanın hemen yanında bir tane şeytan peydah olur. Allah Teala şeytanla yaptığı münazarada, yaptığı konuşmada ona ne vadetti? “Seni ve zürriyetini cehenneme sokacağım. Benim kullarımı saptırmana karşılık seni ve zürriyetini cehenneme sokacağım.” Çünkü şeytan Rabbimize dedi ki: “Ben bir taneyim, Adem’in zürriyetini devamlı olarak artacak. Ben hangi birine yetişeyim, hangi birini bozayım Yarabbi.” “O zaman her doğan insanla beraber bir şeytan dünyaya getireceğim. Seni zürriyetinden bir şeytan dünyaya gelecek. Ve o doğan çocuğa musallat olacak.” Şimdi, bebek dünyaya geldiği anda bu bebeği ilk dürten kimdir? O, yeni doğan şeytandır. O, yavru şeytan. O bebeği dürter ve o bebeği ağlatır ve şöyle der: “Sen göreceksin sen ne yapacağım ben sana. Şimdi dua et masumsun. Büluğ çağına erinceye kadar yine ben seni bozmaya çalışacağım ama yazılmıyor, günah yazılmıyor.” Büluğ çağına erinceye kadar günah yazılmaz. Şeytanın büluğ çağına getirinceye kadar ki tek amacı vardır: Bu bebeği kötü ahlaklara alıştırmak. Çünkü günah dediğimiz şey, Allah’ın istemediği fiiller alışmakla ortaya çıkar. Şeytan büluğ çağına kadar yazılmadığını bildiği hâlde bizi bazı kötülüklere alıştırmaya çalışacak. Bencillik, öfke, kibir, gıybet, şehvet. Bunların tamamını yavaş yavaş yol yapmaya çalışacak. Bebeklere bakın, dikkat edin! Elinde bir oyuncakla oynarken bebeğe şöyle deyin: “Oyuncağını versene bana.” Bebek size şöyle der: “Hayır o benim.” Daha bebek bu. Bencillik daha ufaktan damarlarına girmeye başlıyor. “O benim” kelimesini bu bebeğe söyleten kimdir? Şeytandır. Yavaş yavaş alıştırıyor. Bencillikle alıştırmaya çalışıyor. Bebeğe gidin, oyuncak verin. “Bunu alır mısın?” deyin. “Bunu alır mısın? Bak bu çikolatayı alır mısın?” Tak hemen alır, “o benim” der. Ama senin değil bu sana hediye edildi. Bebeğe şeytan daha ufaktan bencilliği alıştırmaya çalışır. İşte Efendimiz aleyhisselam hadisi şerifinde bu dürten şeytandan bahsediyor. Dürtmek çok önemlidir. Ticaretle uğraşıyorsunuz. Çarşıda satış yapıyorsunuz. İşinizle meşgulken yanınıza bir kötü arkadaş geldi, şeytanlaşmış bir arkadaş geldi. Sizin bakışınız başka bir tarafta, işlerinizle meşgulsünüz yahut da başka birisiyle görüşüyorsunuz. O esnada önünüzden yarı çıplak bir kız geçti. Her tarafını teşhir eden, bakılmaktan hoşlanan bir kız. Bir kız yarı çıplak bir şekilde geziyorsa bunun anlamı nedir? Bakılmaktan hoşlanıyor. Tanınmaktan, bilinmekten hoşlanıyor. İnsanların ilgisinin kendi üstünde toplanmasını istiyor demektir. Allah’ın hükümlerine karşı hareket ediyor demektir. Allah bu çıplak gezen kızlara hidayet nasip etsin. (Amin) Amin. Şimdi, sizin bakışınız sizin cepheniz orada değil, siz kıza bakmıyorsunuz. Ama yanınızdaki bu bozuk arkadaşınız geldi ve sizi dürttü. “Şşş İsmail, baksana şu kıza ya, İsmail.” Şimdi, dürtmeden önce size diyor ki: “İsmail çok güzel bir parça geçiyor bak!” Sokak ağzıyla söylüyorum. Biz dağ başında evliyalık yapmıyoruz. İnsanların arasında bir derviş olduğumuz için her şeyi duyuyoruz ve görüyoruz. “Bir parça geçiyor.” Kız da demiyor “parça” diyor. Nasıl bir parçaysa? “Bir parça geçiyor” diyor. “İsmail, bak!” diyor “Bak!” İsmail de bakmıyor. İsmail işinde. Bakmadığını görünce bu ne yapıyor? Aynı o şeytan gibi bebeği dürten şeytan gibi dürtüyor, “İsmail, İsmail baksana oğlum ya!” Dürtüyor. Buna ne denir? Şeytanlaşmış arkadaş denir. Dürterek seni o tarafa sevk etmeye çalışıyor. Dürterek seni Allah’a isyana sevk etmeye çalışıyor. Etrafınızda dürtücü arkadaşlarınız varsa uzak kalmaya çalışınız. Facebook denen bir illet var şimdi, orada bile gördüm. Dürt, dürt yazıyor. Hani Ahmet, Mehmet’i dürtüyor; Mehmet, Ahmet’i dürtüyor. Boyuna dürtüşüyorlar. Ne demek bu? Harekete geç. Dürtmek demek, harekete geçirmek demek. Ayeti kerimede zikredilen, “dürtmelerinden sana sığınırım” ne demektir? Onların beni harekete geçirmelerinden sana sığınırım Allah’ım. Beni şeytanlar dürtmesin. Beni şeytan zihniyetli arkadaşlarım dürtmesin. Onlardan beni muhafaza et, onlardan beni koru demektir. Ayetin manası budur.
Tebliğ et!