Ya hu, hocam! YouTube kendi algoritmasına göre, önüme alakalı videolar çıkartıyor. Şimdi, sen hangi alanı tıklıyorsun? Oyun videosu, müzik videosu ya da film. Tıklıyorsun. Onun bir algoritması varmış, YouTube’un. Sen neye tıklarsan, ona göre videolar karşına çıkartıyor. Senin alanını keşfediyor YouTube. Alakalı videolar çıkartıyor. Hiç din, ilim ile ilgili videolar izlemememe rağmen… İzlemem, bu tür videoları hiç izlemem diyor. Sizin videonuz çıktı karşıma. Bazıları diyor ki; Ya hocam ya, senin bu YouTube’la bir bağlantın falan mı var? Ya kardeşim! Adamlar bize mesaj gönderdi. Dediler ki: Para kazanmak istersen, Senin tıklanmaların çok fazla çok talep var, 30 milyon izlenme olmuş. Para kazanmak istiyorsan anlaş benimle, ben reklam vereyim videolarına Hem sen para kazan hem de videoların daha çok izlensin. Ama reklam ne? Ben orada ayet okurken, alt taraftan dondurma reklamı geçiyor. Çıplak kız dondurma ısırıyor böyle, kırt. Alt taraftan geçiyor. Bu iğrenç bir şey değil mi kardeşler ya? Beni izleyen bir adam, bunu izlediği zaman tiksinmez mi? Bir kaç defa şahit oldum. Sohbet videosu atıyor bana, üçüncü dakikadan sonra Hemen video kalkıyor oradan, reklam giriyor. O reklamın ne olacağı YouTube’a kalmış! Çıplak kız mı koyar artık… Eş cinsel bir erkek mi koyar, ona kalmış. Adam orada ayet okuyor sohbet veriyor, oradan reklam videosu giriyor. İğrenç bir şey iğrenç! Kardeşlerimi ikaz ettim. Sakın dedim, bak bu YouTube’nin teklifini kabul etmeyin, para miktarı ne olursa olsun. Miktarları bilmiyorum ne olursa olsun! Kabul etmeyin. İhtiyacımız yok ya! Biz kendi yağımızla, esnaflar giderleri karşılıyor. Kirayı mirayı ödüyorlar, Elhamdülillah işimizi çeviriyoruz çok şükür. YouTube’nin vereceği paraya bizim ihtiyacımız yok dedim! Hamd olsun reklamsız bir şekilde izleniyor. Zaten çok izlenmesinin sebeplerinden bir tanesi de reklam girmemesi. Adam görüyor samimi, bir ihtiyacı yok Anlaşma da yapmamış. Ama bazıları da şüpheye düşüyor. Hocam anlaşman falan mı var diyor? Hiç alakası yokken… Ben oyun müptelası bir adamım, senin videon çıktı diyor sağ taraftan. Sırf meraktan tıkladım diyor. Alakam yok diyor sizinle! Fakat, sizin videonuz karşıma çıktı. Televizyondaki hocaları hiç sevemedim, para için çıkıyorlar dedim, kendi kendime. Sizin video çıkınca da ya hu, dur bakalım bu adam ne diyor diye açtım. Yandın! Tuzağa düştün kardeş, tuzağa düştün. Saadet tuzağı. Hocam iyi ki açmışım da izlemişim, yemin olsun iki gün önce fark ettim sizi. İki günde otuza yakın videonuzu izledim. İzlediklerimden öğrendiklerimi de benim gibi olan arkadaşlarımla istişare ederek konuştuk. Adam iki günde alim olmuş ya! Arkadaşlara gidiyor, oyun muhabbeti yaparken tak, ya arkadaşlar şöyle bir dini mesele varmış Haberimiz yok ya! Geçen gün bir hocayı seyrederken dinledim. Çok şaşırdım, size anlatmak istiyorum. Anlat bakayım ya! Konular hemen değişiyor bak! Bir adamın aklı temizlenmeye başladığı zaman, yıkandığı zaman girdiği ortamlardaki konular değişiyor. Kendi kendine değişiyor. Etrafındaki insanlar da merak ediyor. Ebedi yaşamımıza taalluk eden bilgiler bunlar. Anlat diyor. Merak ediyor, soru soruyu kovalıyor. Dur, ben bunu da öğreneceğim diyor, bize ulaşıyor sorular soruyor, sıkıntılar gideriliyor. Etrafındaki insanlar da 8-10 kişilik grup da bu sefer bizi izlemeye başlıyor. Bir kişi! Tek kişi bak, bir mum deyip geçme! Kocaman, iki yüz metrekarelik bir alanı bir tek mum aydınlatır. Bir tek kibrit çöpü deyip geçme! Kocaman bir ormanı yakar. Bir kötü arkadaştan ne olur ya! Bir kibrit çöpüyle bütün orman yanıyor. Kötü arkadaş ne. Arkadaşlarla konuştuk. İnanır mısınız, masamızdan küfür gitti. Alamet bir, alamet bir! Ortamda masada ne oluyor? Küfürler, küfürleşmeler. Sanki Allah orada yokmuş gibi, sanki Allah onları işitmiyormuş gibi! Keyifleniyor küfür ediyor, öfkeleniyor küfür ediyor. Takımının topçusu gol atıyor, küfür ediyor; gol kaçırıyor, küfür ediyor. Küfür etmeye bahane çok! Ama bu muhabbetleri yapınca, insanların kalbinde muhabbet ve Allah korkusu ortaya çıkınca, masamızdan küfür gitti. Cumaları kaçırmamaya karar verdik. Adamların, namazla niyazla Cuma ile işi yok! Bunlar hiç Cuma falan bilmiyor! Ama bir karar almışlar, bundan sonra Cumaları kaçırmayacağız. Cuma ilk adım demektir. İlk adım. Allah Teala, bunlar Cumada sabit olursa, bir vakti nasip edecek. Gün içinde bir vakit kılacaklar bunlar. Sonra; iki, üç derken beş vakit namazı bu kardeşlerime Allah nasip edecek, bak göreceksiniz. Yirmi yıldır ben bu işi yapıyorum, insanların içinde çok fazla tecrübem var! Bütün başlangıçlar böyle olur! Cuma, sonra bir vakit, sonra beş vakit. Her şeyde bir hayır vardır. Tam sıyırma noktasında, tam haşa Allah’ı reddetme noktasına gelecektik ki; siz çıkıverdiniz. Ey peygamberin ümmeti, Allah senden razı olsun. Kardeşim, Allah senden razı olsun be! Şu duayı bize anca, anamız babamız yapar. Bak, seni hiç tanımamışım hayatımda görmemişim. Ama sen bana, ey peygamberin ümmeti Allah senden razı olsun demişsin. Çok içten bir dua bu! Allah Teala senden de razı olsun. Ayaklarını şu, İslam dairesi üzerinde sabit kılsın. Amin. Senin etrafına salih ve sadık dostlar versin, İslamı öğrenip anlatmayı sana kolaylaştırsın. Amin. Amin ya Muin, velhamdülillahi Rabbil alemin. “Ben buna karşılık sizden bir ücret istemiyorum, benim ücretim ancak beni yaratana aittir!” (Hûd 51) Velhamdülillahi Rabbil alemin, el-Fatiha…
Tebliğ et!