İşte ALLAH’ımız buyuruyor ki: “İnnema yuveffas sabirune ecrehum bi gayri hisab.” ”O sabredenler var ya…” Nimet vermedim, eksik nimet verdim. ALLAH’ın nimet vermediği kimse yok, eksik nimet verdiği insanlar vardır. Mesela, her mahallede zengin bir tanedir, iki tanedir. Çoğunluğu orta standarttır ve fakirdir. Zengin bir tanedir ya da iki tanedir. Bazıları da şöyle der: “Neden ALLAH ona verdi de bana vermedi?” Buna da haset denir. ALLAH onun elindekileri alsın bana versin demek hasettir. ALLAH ona verdiğinin bir mislini de bana versin demek imrenmektir. Bakın; Mümin imrenir, münafık haset eder. Onun elindekileri alsın, yok etsin bana versin. Her hasetçi ALLAH’a akıl veriyor demektir. Yani şunu diyor: “ALLAH’ım sen yanlış bir karar verdin. Zenginliği ona verdin, fakirliği bana verdin. Ben namaz kılan bir adamım, sen yanlış bir karar verdin.” Kim varsa hasetçi ALLAH’a bunu demiş olur. Sen kimsin ki ALLAH’a bunu diyeceksin? Senin kafan çalışmıyor mu? Senin izanın yok mu fikrin yok mu? Küçücük bir akıl ile, daha duvarın arkasını göremeyen gözlerle ne basiretinden bahsediyorsun da ALLAH’a akıl veriyorsun. ALLAH kime ne kadar vereceğini bilmez mi? Ya sana çok verseydi de sapıtsaydın! Firavun gibi olsaydın, Nemrut gibi olsaydın. İşte sabredeceksin, sabredeceksin. ALLAH’ın sana verdiği iki tane bacağa niye şükretmiyorsun? ALLAH’ın sana verdiği bir gövdeye, ellere, ayaklara niye şükretmiyorsun? Bakın bu akşam sohbetimize İzmit’ten bir kardeşim geldi. Göğsünden aşağısı felçli. İzmit’ten geliyor bu adam. İlime sevdalı, sohbetlerimizi seyretmiş. ELHAMDÜLİLLAH RABBİM nasip etti tanıştık. Göğsünden aşağısı bu adamın tutmuyor. Bir yüzme hamlesi yapıyor, bir derin dalma yapıyor ve bir taşa boynunu vuruyor. Omuriliğinde iki üç tane kırık oluşuyor ve birkaç yıldan beri felçli bir şekilde yaşıyor ve isyan etmiyor. Düne kadar bacakları çalışıyordu, bütün vücudu çalışıyordu. Ve bir şey oldu, ALLAH sağlığını ondan aldı ve onu sağlıksızlıkla sınav etmeye başladı. Onun başına geldi, senin başına gelmeyeceği kesin mi? Aranızdan garanti verebilecek olan var mı? Sabah uyandığında benim gözlerim kesin olarak açılacak diyebiliyor musunuz? Her sabah uyandığınızda kesin olarak ben yarın yine göreceğim, gözlerim açılacak diyebiliyor musun? Diyemezsin! Bir sabah uyandığında felçli olarak kalkan bir sürü insan var. Kalp krizi geçirip ölen bir sürü insan yok mu kardeşler? Hayatın içindeyiz ya örnekler önümüzde. Haberler bunlarla dolu, bu bilgilerle dolu. Onların başına gelebiliyorsa Müslüman kardeşim sen de bunu diyeceksin: “Bu benim de başıma gelebilir.” O zaman ben ne yapacağım? İnsanların elindeki nimetlere karşı aç gözlülük yapmayacağım. ALLAH’ın bana verdiklerine karşı sabredeceğim ve ebedi olan âlemde bana vereceklerini bekleyeceğim. Sabredeceğim. Zenginliği verirse alırım, çok şükrederim; vermezse de benim için iyisini bilir derim. Benim için ALLAH benim bileceğimden daha iyisini bilir derim. İşte bu imani bir bakıştır, imani bir görüştür.
Tebliğ et!