Bir sahte hoca haberi okumam gerekiyor kardeşler. Biliyorsunuz ülkemiz sahte hocadan, sahte şeyhten geçilmiyor. Sahte peygamberler gırla gidiyor. Bir, şeyh dedikleri bir kadının sözlerini getirdim buraya. Bana dediler ki bu kadın şeyh hocam, Mevlevi şeyhi dediler. Dedim: “Kim bu?” “Cemalnur Sargut” Tasavvuf, tasavvuf, tarikat, tasavvuf, aşk, meşk, muhabbet, eriyoruz, bitiyoruz falan muhabbeti. Eee… “Kur’an-ı Kerim’i kimse anlayamadı. Biz, Kur’an’ın özünü anladık. Fetvalarımız bu yüzden aşk ehli olmayanlara garip gelebilir.” diyorlar. Aynı Kanuni zamanında yaşayan Şeyh Maşuki gibi. Şeyh Maşuki’yi bilirsiniz kardeşler. “Zina diye bir şey yok. Haram, helal diye bir şey yok, her şey serbest. Allah’ın yarattığı dünyada sınır yok, çizgi yok. Kendinizi kısıtlamayın!” Şeyh bu(!) Kanuni bunu gönderdi, sürgün yaptı. Sonra bir daha tekrar İstanbul’a gelince, âlimlere kafa tutunca; “siz Kur’an’ı okudunuz; zahirini okuyabiliyorsunuz, siz Kur’an’ın zahirini anlıyorsunuz. Biz Kur’an’ın içini, özünü anladığımız için sizle anlaşamıyoruz.” dedi. Kanuni dedi ki: “Asın bunu! Çünkü bu, İslamiyet’i yok etmek, içini boşaltmak istiyor.” Şimdi, bu gibi dini bilmeyen yahut da bilip tahrif etmek isteyen insanlar çok var. Birçok sahte şeyhi, sahte hocayı burada anlattım, bahsini yaptım. Sahte din önderlerinden bir tanesi de Cemalnur Sargut. Allahü Teala bu kardeşimize hidayet versin. (Amin) Bak, kardeşimiz diyorum. Çünkü niyetinin bozuk olmadığını, bozuk olmamasını istiyorum. Öyle inanmak istiyorum. Niyeti bozuk değil sadece cahil. İslam’ı bilmiyor. Kur’an, sünnet ve tefsir okumamış. Mevlana diyor, Mevlana diyor, Mevlana diyor ama İslam’ın hükümlerini inkâr ediyor. Mevlana kadar şeriata bağlı bir adam mı var? Kurban ol sen Mevlana’ya. Muhammed aleyhisselamın ayağının tozuna yüzümü, ayağının tozuna yüzümü sürerim, diyen bir adam Mevlana Celaleddin. Ben de çok nakil yaparım Mevlana’dan. Ama Kur’an ve sünnete uyar Mevlana. Siz, senin bu sözlerin nasıl Kur’an ve sünnete bağdaşık? Sözleri söylüyorum, çok az yorum yapacağım. Bakın! Diyor ki katıldığı televizyon programlarında; dört, beş tane sözünü getirdim buraya, kelimesi kelimesine okuyacağım. “Ben tesettürün insanın gönlünde olduğuna iman ediyorum. Tesettür gönüllerdedir. Çirkin huyların örtülmesi çok önemli.” Eee… Devam et! Devam et! Yani kalbine sen tesettürü al, günahlardan kalbini sakındırmaya çalış, çirkin huylarını temizle, başını örtmesen de olur. Ne oldu? Kur’an’ın iki tane ayeti gitti. Allah Kur’an’da kadınlara ne yapması gerektiğini, nasıl örtülmesi gerektiğini öğretiyor, emrediyor. Ama bu ablamız diyor ki: “Gerek yok. Kalpte tesettür olsun yeter.” Tıpkı Hristiyanların, “sünnet, ayetlerle İncil ayetlerinde geçen sünnet, kalbimdeki kabukları, günah kabuklarını temizle demek olduğu için biz böyle anladığımız için sünneti kaldırıyoruz.” demesi gibi. Hristiyanlarda da sünnet var, Yahudilerde de var, biz Müslümanlarda da var. Ama Hristiyanlar sünneti kaldırdı. Nasıl kaldırdı? “Oradaki ayeti siz doğru anlamadınız.” dediler, “kalpten günahları kaldırmak anlamına gelir.” dediler ve sünneti kaldırdılar. Aynen bunun gibi. Açık ayetleri tahrif ediyor. Böyle iş olur mu? Yani sen Aişe anamızdan, Fatıma anamızdan, Hatice anamızdan daha iyi mi anladın bu Kur’an’ı? Onların hepsi örtünüyordu. Onların kalbi seninkinden daha mı kirli, abla? Allah aşkına yapma, şu ayetleri inkâr etme. Başka bir sözü: “Dinler arasında çok bir fark yoktur. Ama biz hepsini kucaklıyoruz.” Dinler arasında fark yok mu? Ya benim peygamberim Lut aleyhisselama, “kızlarıyla zina yaptı.” diyor ya. Benim Allah’ımın yanına iki Allah daha koyuyor Hristiyan. Hristiyanlık inancının temeli üç tane tanrıya inanmaktır. İki olmaz, üç olacak. Baba, oğul İsa, karısı Meryem. Üç tane tanrıya inanmazsan Hristiyan olamazsın, cennete giremezsin. Onların akidesi bu. Şimdi ben nasıl bu adamla aynı olabilirim ya? Nasıl olabilirim? Kur’an, şirk ve tevhidi ayıran yüzlerce ayet ile dolu. Hiç mi okumadın abla? Hiç mi okumadın ya? Nasıl bir fark yok. Başka bir sözü: Yahudi komşusuna şunları söylüyormuş: Şimdi Yahudi’ye diyor ki: “Benim için sen birçok kişiden daha Müslümansın. Ben buna şehadet ederim öbür âlemde. Yani insanları kesinlikle kategorize etmemek lazım.” Yahudi’ye diyor ki, İki tane Allah var diyen Yahudi’ye: “Bana göre” diyor “sen,” -bir, iki güzel ahlakını görmüş- “birçok Müslümandan daha Müslümansın. Ahirette de ben senin Müslümanlığına şahitlik edeceğim.” diyor. Ablacım ahirette sana kim şahitlik etsin ya, sana kim şahitlik etsin? Bu kadar kolay mı bu iş? Allah Kur’an’da Yahudi ve Hristiyanları tarif ederken; farklı farklı ayetlerden alıntılar yapıyım: “Onlar zalimlerin ta kendileridir.” “Onlar kâfirlerin ta kendileridir.” “Onlar müşriklerin ta kendileridir.” “Benim ve sizin düşmanınız olan Yahudi ve Hristiyanları dost edinmeyin.” Benim düşmanım, sizin düşmanınız. Yahudi ve Hristiyanlar hakkında bunları söylüyor. Sen de diyorsun ki: “Aramızda pek bir fark yok.” Bu cümleler, Fetö cümleleridir. Fetö’yü nereye gömdüğümüzü gördün abla. Rica ediyorum aynı yola girme, tövbe et. Tövbe et! Başka bir söz: “Buda’yı çok severim.” Şeker abla ayy. Buda’yı, Buda kim? Kel, şişman bir tanrı. Tanrı! Allah’ın karşısına başka bir tanrı. “Ben Buda’yı çok severim.” diyor. Allah’tan kork ya. Şirkle alakalı, müşriklerle alakalı Allah’ımızın kullandığı tabirleri şu kitapta hiç okumadın mı? Neler söylüyor? Hiç mi korkmuyorsun? Yani bu cehennem tehditlerinden hiç mi korkmuyorsun? Buda’yı nasıl seversin? Allah’ı sevdiğini iddia eden bir insan, aşık olduğunu iddia ediyorsun. Nasıl olur da Allah’ın karşısında ilahlık iddia eden başka bir varlığı, yaratılmış bir kulu Allah diye sevebilirsin? Bu nasıl olabilir? Başka bir söz: “Puta tapanların taşa tapmaları mümkün mü? Hayır. Aslında onlar o taştaki hakikate yani her yerden tecelli eden Allah’a tapıyorlar.” Vay be. “Bunu anladığımız zaman aramızdaki bütün farklılıklar ortadan kalkıyor Gülben Hanım.” Bir tane kadının karşısına geçmiş. O soru soruyor, o da bunları anlatıyor. “Aramızdaki bütün farklar kalkar. Puta tapan insanlara baktığınız zaman, o Hinduları gördüğünüz zaman insanların ayaklarına secde ediyor ayaklarını öpüyor. Onlar aslında o insana secde etmiyor. Onlar o insandan tecelli eden Allah’a secde ediyor.” diyor. “Bir ineğe secde edip ineğin pisliğiyle üstünü silen, kendisini bereketleyen bir Hindu, aslında Allah ona tecelli ediyor. Hürmetini Allah’a gösteriyor.” diyor. “Bir fil heykeline secde eden bir adam gördüm Gülben Hanım. Ben böyle bir hürmet böyle bir aşk görmedim utandım kendimden.” diyor. Bir de anlatıyor böyle bir, bir acındırma, bir ajitasyon falan… “Ben böyle bir aşk görmedim. Bu, bu o filin içindeki ruha aşık.” diyor “ona tapıyor.” diyor. Ya filin içinde ruh falan yok! Yok, elektrik bile yok. Heykel bu. Sizdeki bu heykel aşkını ben anlamıyorum ya. Anlamıyorum arkadaş. Heykellere tapanlarla Müslümanları yan yana getiriyorsun ablacım. Allah’tan kork ya. Allah’tan kork! Nasıl getirdin bunları? Aramızdaki farklılıkları ortadan kalk… Aramızdaki farkları Allah koymuş. Allah insanları sınıflamıştır. Üç sınıfa ayırmış: Müminler, müşrikler, münafıklar. Allah bizi kategorize etmiş, üçe bölmüş bütün insanları. Müminler, iman edenler yani biz elhamdülillah. Tam karşımızda müşrikler var, Allah’a eş koşanlar. Yahudiler, Hristiyanlar, Putperestler. Bir de ortada olanlar var. Bizim kuvvetli olduğumuz zaman yanımıza gelenler, bizden gibi görünenler; onlar kuvvetli olduğunda onların yanına gidenler. Bunlara münafık denir. Üç sınıf. Allah bizi ayırmış sen nasıl birleştirmeye çalışıyorsun? Bu cümleler hep Fetö cümleleri. Bunların hocası da Amerika’dan aynı şeyleri söylüyor. “Hristiyanlar, ülkenizi fethetmesi kötü bir şey değil. Haçlıların ülkenize girmesi kötü bir şey değil. Onlar sizin karınıza, kızınıza, namusunuza ilişmez, camilerinize dokunmazlar.” Dedi mi demedi mi o çirkin adam? Dedi. Kayıtları hâlâ, videoları hâlâ var. “İlişmezler.” Vallahi senin kadar büyük bir yalancı görmedim. Hiç görmedim. Bir tane daha cümlesi var onu da okuyayım hem kapatalım. “Haçın manasını Kur’an yazıyor.” Şimdi, kiliseye gitmiş, papaz demiş ki: “Haç hakkında sizin kitapta bir şey var mı?” Haç, biliyorsunuz Hristiyanlarda bir t vardır. Türkçe’de küçük t. Hristiyanların haç işaretidir. “Kur’an’ınızda haç hakkında bir bilgi var mı?” diyor bu kadına. Şimdi kadın da diyor ki ona: “Haçın manasını Kur’an yazıyor. Hazreti Allah, Hazreti İsa’ya diyor ki: “Ya İsa, o kadar güzelleş ki namaz kıl ve zekât ver.” Şimdi düşünürseniz namaz, Allah ile birebir konuştuğunuz dikey bir ibadet.” Namaz dikey bir ibadet. “Namaz kılınca çok güzelleştiğinizden o hâlinizi, o güzelliğinizi etrafa da aktarıyorsunuz.” Devam ediyor. Ya bu kadar uydurmak olur ya, bu kadar uydurmak. Sen hangi fantezide yaşıyorsun? Yüzüklerin Efendisi değil bu ya. Şimdi… “O güzelliği etrafa aktarıyorsunuz, buna da zekât deniyor. Bu da dikey bir ibadet.” Zekât da etrafa aktardığın zaman dikey bir ibadet. “İşte haç, İsa’nın yatay ve dikey ibadetleri birleştirmesinden ibaret.” diyor. Allah aşkına böyle bir uydurmayı ben hayatımda ilk defa duydum. Kur’an’da böyle bir şey yok. Aksine Kur’an’ın bize prototip olarak verdiği peygamber Muhammed Aleyhisselam. Sahabiler diyor ki: “Ey Allah’ın Resulü bu Hristiyan papazların boynunda bir işaret var. Nedir bu işaret?” Görmemişler daha önce. Muhammed aleyhisselam diyor ki: “O bir puttur.” Put ne demektir? İlahtır, ilah… Hristiyanların ilahı, göğüslerinde tam burda. Ve sen bunu güzellemek için allıyorsun, pulluyorsun çeşitli fanteziler uyduruyorsun, allıyorsun Kur’an’ın içine koyuyorsun abla. Allahü Teala bu Cemalnur Sargut kardeşimize hidayet versin. (Amin) Vallahi ben gidişatı hiç iyi görmedim. Bana iki tane video attılar. Sözlerini de attılar. Hidayeti için ben dua ettim yatsı namazından sonra sizde dua edin kardeşler. Allah bu insanı, bu sapkın görüşlerinden kurtarsın. (Amin) Diyalogculuk fitnesinden kurtarsın. On dört asırlık İslam’a, ehlisünnet vel cemaate döndürsün. (Amin) Yani Kur’an’ı, Muhammed aleyhisselamın ve sahabilerinin anladığı gibi anlayanlar. Ehlisünnet vel cemaat bu demektir. Bunların dışındakiler: “Bana göre” “Tamam peygamber ve sahabisi öyle anlamış ama ben başka anlıyorum.” Seni kimsin oğlum? Sen kimsin ya?
Tebliğ et!