Ablanın durumuna bakın. ”Kapalıydım, eşimin isteğiyle açıldım. ‘Günahı boynuma’ dedi.” Aynı fetva, Fatih abinin tarikatından. Allah aşkına yapmayın bunu ya. Ne demek günahı boynuma ya? Böyle bir şey yok! Uydurmuşsunuz! Uyduruk! Soru: ”Hocam hayırlı akşamlar, benim bir sorum olacaktı. Ben Kur’an’ı hatmettim defalarca ve kapalıydım.” ”Eşim evlenince açtırdı, kapalı olmamı istemedi.” Bir kere burdan abla çaktı. Sen bu kadınla nasıl evlendin? Kapalı mıydı açık mıydı bu kadın? Kapalıydı. Sen bu kadını açamazsın! Kadın da imanı, itikadı kuvvetli olsaydı ne diyecekti beyine: ”Sen ne yapıyorsun? Ben, Allah’ın emriyle seninle evlendim.” ”Sen beni öyle beğendin. Ne demek açıl?” Zayıf olduğu için iradesi, kolayına da geldiği için… Yazın da sıcakta açık gezmek mi daha kolay gelir kadınlara, kapalı gezmek mi daha kolay gelir? Kolayına da geldiği için suyuna gitmiş. ”Ben ise halen daha kabir azabı ve Mahşer Günü dedim. Ne yapacağım hocam?” O bana dedi ki günahı benim boynuma, ben dedim ki kabir azabı var Mahşer Günü var. Ne yapacağım hocam? ”Eşim, ben günaha giriyorum sen değil.” dedi. Var mı böyle bir şey? Uyduruk! Yeni bir uydurma, yeni bir fetva. Günaha giren benim diyor, sen değilsin diyor. ”Ben de benim bedenim yanacak, ben kendim acı çekeceğim diyorum.” ”Yok öyle şey ben çekerim acıyı diyor.” Cehennem’e girerim üç beş sene çıkarım diyor. Çok basit, çok kolay bir şey yani bu(!) Girip çıkacağım… Nasıl görüyorlarsa artık Cehennem’i… Hollywood filminden seyredersen Cehennem’i, girip çıkılacak bir yer olarak görürsün. Hollywood’da görüyor, süper kahraman şeytan, Cehennem’e giriyor çıkıyor, kızlarla görüşüyor… Bazen Cehennem’dekini çıkartıyor, Dünya’ya getiriyor biraz takılıyorlar tekrar Cehennem’e gidiyorlar(!) Orası da böyle Cennet’in biraz daha karanlık ortamı(!) Bunu görünce Müslüman ne diyor: ”Ya girer çıkarız be kardeşim, bir şey değil ya.” diyor. Cehennem böyle bir yer değil siz napıyorsunuz ya ? Rasûlüllâh Aleyhisselâm, Cehennem’ i tarif ederken buyuruyor ki: ”Dünya ateşinin yetmiş derece daha üstünüdür.” Cehennem ateşi, Dünya ateşinin yetmiş derece daha üstünüdür. Böyle bir ateşe gideceksin ve diyorsun ki: ”Girer çıkarız ya.” ”Hocam burada en büyük günaha kim giriyor?” Şimdi abla son kelimesinde diyor ki iki taraf da günaha giriyor ama en büyük günaha kim giriyor? Cevap: Selamun aleyküm. Ayet-i Kerime ile girdik. ”Hiçbir günahkar başka bir günahkarın yükünü yüklenmez. Günah yükü ağır olan kimse bir başkasını, günahını yüklenmeye çağırırsa ondan hiçbir şey yüklenilmez. Çağırdığı kimse yakını dahi olsa.” (Fâtır 18) Birisi gelse dese ki: ”Ben senin günahlarını üstüme yüklendim.” Allah Teâlâ diyor ki, kabul olur mu olmaz mı? Olmaz… Koca ne diyor şimdi karısına: ”Ben senin günahlarını yüklendim.” diyor, bu konuda. ”Sen korkma.” diyor. ”Devam et, açık gez.” Ben seninle hava atacağım etrafımdaki insanlara diyor. Kadın ne diyecek burada? Bu Ayet-i Kerime’yi söyleyeceksin. Napıyorsun ya, kimse kimsenin günahını alamaz. Kocanız hiç bir ilme dayanmadan, hevai bir istekle dini bir hüküm vermiş ve hiç hakkı olmadığı halde, örtülüyken açılmanızı emrederek büyük bir günah işlemiştir. İslam’da, ana babaya ve kocaya itaat esastır. Lakin bir şartla ki, dinin koyduğu sınırları çiğnemiyorlarsa… Anaya itaat, babaya itaat, kocaya itaat bizim için en önemli üç esastır. Müslümanlar! Bir tek şart var, Allah’ın hükmünü çiğnemeyecekler. O konuda, bize emir verdiği konuda, Allah’ın hükmünü çiğniyorsa itaat etmeyeceğiz. Rasûlüllâh Aleyhisselâm buyurdu: ”Allah’a isyan olan bir noktada kula itaat etmek helal değildir.” Malesef eşiniz bu sınırı çiğnemiş ve Allah’ın ‘Örtünün’ emrinin tam tersine, ‘açılacaksın’ emrini vermiştir. Burada siz de masum değilsiniz. Konuyu ilmi olarak soruşturmalı ve eşinizin hayatınızın hangi alanlarına karışabileceğini araştırmak zorundaydınız. Bu büyük örtünmeme günahının bir misli size yazılmış, lakin sizi zorladığı ve vesile olduğu için iki misli de kocanıza yazılmıştır. Kadın kurtuldu mu? Kurtulmadı… Kararı veren kadındır. Koca emri verdi, kadın direnecek! Çünkü koca, İslâm’a karşı gelmedikçe emirleri dinlenir. Burada ne diyor, Allah? Allah diyor ki: ”Örtünün!” Bu koca diyor ki: ”Hayır örtünme, ben emir veriyorum.” diyor. Kadın ne diyecek? ”Kusura bakma, bu kaşları, bu gözleri, bu elleri, bu ayakları, ey kocam bana sen vermedin.” ”Bana Allah verdi, ben seni dinlemem. Bu konuda bana karışamazsın.” Bir an evvel tövbe etmenizi ve her ikinizin de Allah’a itaat etmenizi tavsiye ederim. Size bu yaşamı veren ne babanız ne de kocanızdır. Şu halde Allah’ı dinleyin: “Mü’min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. (Yüz ve el gibi) görünen kısımlar müstesna, zînet (yer)lerini göstermesinler. Başörtülerini ta yakalarının üzerine kadar salsınlar…” (Nur 31) 1) Yüz ve eller hariç, ziynetlerini kimseye göstermesinler. Kadınların ziynet yeri neresi? Bileklerinde bilezikler, kulaklarında küpeler, boyunlarında gerdanlıklar. Buralara ziynet yeri denir. Ziynet yerlerini kimseye göstermesinler ayeti geldiği anda iki tane kayıt koymuş: Yüzü açık, elleri açık. Burası mahrem bölge değil, açabilir. Bunların dışındaki bütün ziynetlerini kapatacaksın, bir! İkincisi, nasıl kapatacağız? Nasıl kapatacağız? Allah, bunun da açıklamasını şöyle yapmış: ”Başörtülerini yakalarının, göğüslerinin üzerine örtsünler.” Açık mı ayet? Ayet açık. Ayetler bu kadar açıkken Müslüman abla, Müslüman abla bana mesaj yolluyor. ”Hocam ben Kur’an’ın mealini iki defa okudum. Kura’an’ın mealinde başörtüsü emri diye bir emir görmedim. Sen yalan söylüyorsun.” Hadi Kerem Hoca yalancı(!) 14 asırdan beri gelmiş olan binlerce, onbinlerce Ehl-i Sünnet Alimi, Peygamber, sahabeler bunların hepsi yalancı mı? Karşındaki insanı sevmiyor olabilirsin, kin bile güdebilirsin. Kirli kalp var temiz kalp var. Kalbin kirlenmiş, şeytan ve nefis devamlı kinini artırmaya çalışıyor. Olabilir, bize kinlenmiş olabilirsin. Ama beni inkar ederken hangi ayetleri ve hangi silsileyi inkar ettiğini düşünmen lazım. 14 asırdan beri gelmiş olan bir din var. Ben dün gelmiş bir dini anlatmıyorum, 50 yıllık bir din anlatan sahte hocalar gibi… Benim anlattığım din, 14 asırlık din: İslâm! Ben İslâm’ ı anlatıyorum. Ve sen diyorsun ki: ”Ben iki defa okudum bu Kitabı, ben başörtüsü emrine… Öyle bir ayet görmedim.” Sen bu Kitabın aslını değil mealini okursan, tefsirini değil, tahrif eden hocadan okursan… Hocanın mealini almışsın 50 ₺’ye, hocan mealinde diyor ki: ”Buradaki, başlarını örtün emri, ahlaklı olun anlamındadır.” Bir tevil yapıyor senin de hoşuna gidiyor. Ben öyle bir şey görmedim diyorsun. Allah Teâlâ başörtülerini yakalarının üzerine örtsünler demiyor mu? Kur’an’daki bu ayette geçen baş örtüsü arapça hangi kelimedir? “Hımâr (خمار)” ‘dır, Başı örten demektir hımâr (خمار). Sen bu kelimeyi biliyor musun? Yok ben bilmiyorum. Zaten mealistlerin en önemli özelliği: Kur’an’ı Arapça okuyamıyorlar. Meal okuyabiliyorlar. Sadece Türkçe meal okuyor, tefsiri okusa yine daha az hata yapar. Tefsir de okumuyorlar. Meal okuyor ve bu abla gibi hüküm veriyorlar. Kur’an’da başörtüsü emri yok dediğin zaman ne olur? Elfâz-ı küfürdür. Bu ayeti inkar ettin, Rasûlüllâh’ı inkar ettin! Sallallâhu Aleyhi ve Sellem. Yine Kur’an’da içkiye ne denir, içkiye? (ﺧﻤﺮ) Hamr Ne demektir ” (ﺧﻤﺮ) Hamr ” Arapça’ da? Aklı örten demektir. İçkiye ” (ﺧﻤﺮ) Hamr ” denmesinin sebebi içildiği zaman aklı örtüyor ve o insan düşünmesi gereken şeyleri düşünememeye başlıyor. Çok güzel cümle kuran bir adam, içki içtiği zaman takılmaya başlıyor. Cümle kuramıyor. İçki aklı örter. Kullanılan kelime ne? ” (ﺧﻤﺮ) Hamr ” . Başörtüsünde kullanılan kelime ne? “Hımâr (خمار) ” . Başı örten. Kur’an’da var ama sen istemiyorsun. Yaşamak istemediğin için kaçıyorsun abla, böyle yapma.
Tebliğ et!