Rabbim nasip ederse bu akşam size iki ayet okuyacağım. Fatır Suresi 34 ve 35. Biliyorsunuz daha evvelki sohbetlerimde cehenneme gelen insanın ilk sözlerini sizlere ders yapmıştık, bunun tefsirini yapmıştık. Bu akşam hangi ders? Daha çok keyifle dinleyeceğiniz bir ders. Cennete giren insanın ilk sözleri… Rabbim nasip etsin, bizde bunlardan olalım inşallah! Allahım sen bizlere nasip et Ya Rabbim! Bu akşam bu iki ayeti kerimeyi konuşacağız Cennete girersek ilk kuracağımız cümleler ne olacakmış? Allahü Teala gelecekten haber verdiği ayetlerdendir. Bu cümlelerin ne olacağını bize söylüyor. Euzübillahimineşşeytanirracim Ve kâlûl hamdu lillâhillezî ezhebe annel hazen, inne rabbenâ le gafûrun şekûr. Ellezî ehallenâ dârel mukâmeti min fadlih, lâ yemessunâ fîhâ nasabun ve lâ yemessunâ fîhâ lugûb. Sadakallahülazim. Şüphesiz Yüce olan Allahımız doğru söyledi. Allahımız buyurdu: ‘Ve kalu’ ‘derler ki’, onlar derler ki. Cennete giren insanlar derler ki ‘Elhamdulillahillezi’ O zata, o Allah’a hamdolsun! O Allah’a hamdolsun! Bak! Cennete girdiği anda, biliyorsunuz bazı fitne durumları aşacağız. Cennete girinceye kadar üç dört tane durağımız var. Bunlar çok sıkıntılı duraklar.. Son fitneler bunlar… En son fitnelerden bir tanesi ne? Son nefes! Son nefeste şehadeti getiremezsen, dünyanın en çok para saçan adamı olan bile Dünyanın en çok fakire fukaraya bakan adamı olsan bile, cennete giremiyorsun. Son nefeste muhakkak şehadet getirmen lazım ki bütün amellerin Allahü Teala katında bir değer kazanmış olsun. Yoksa çöp! Yoksa boş! Son nefesi aştın, şehadet getirdin. Sonra kabir sorgusu var, ikinci fitne! Kabir durağı var, kıyamet gelinceye kadar bu kabirde kalacağız. Sultanı da oraya giriyor, çöpçüsü de oraya giriyor, fakir fukarası da oraya giriyor. Hastası da giriyor, sağlıklısı da giriyor. Hepsi oraya girecek! Burada bazı sualler var. İmanın var mı? Bir. İki, namazın var mı? Namaz yok, ayvayı yedin! Orada topuzlarla gelip, güzel bir ifadeni alırlar senin. Gel bakalım İsmail efendi! Gençliğin vardı, güzelliğin vardı. Allah sana bir sürü nimet verdi. İbadetlerini yapmadın, kaçtın! Şimdi kıyamete kadar sana bazı şeyleri hatırlatma vakti! Derler. O münker, nekir diye hitap edilen hadislerde. O iki melek topuzlarıyla ver Allahım ver! Bir ona, bir ona! Demeye başlar. Bu olmasın diye sen daha buradayken, sağlığın yerindeyken bu namazı kılacaksın kardeşim! İkinci fitne, son nefes. Sonra kabir. Ondan sonra, bitmedi daha mahşer var, üçüncü fitne! Bir gün uzunluğu, elli bin yıl olan bir gün. Bu mahşer gününde de çok ciddi sıkıntılar yaşayacağız. Eğer arşın gölgesinde gölgelenen yedi sınıftan birisinden değilsek! O meşhur hadis-i şerifte, yedi kişi arşın gölgesi altında gölgelenecek. Güneşin bir mızrak boyu yaklaştığı o mahşer gününde diye, Muhammed Aleyhisselam bize anlatıyor. Yedi kişiden bir kişi kim? O yedi özel insandan bir tanesi kim? Sadece Allah rızası için, Allah yolunda dostluk yapan iki adam… Hiçbir menfaati yok birbirlerinden, ama Allah yolunda birbirlerine dostluk yapıyorlar. Beraber sohbete gidip, ilim öğreniyorlar. Sonra geliyorlar. Buna Allah yolunda ki kardeşlik, yani dervişlik denir. Bu adamlar, arşın gölgesi altında gölgelenecekler. Cennet nimetleri ile nimetlendirilecekler, tahtlar üzerinde. Hadis-i şerif böyle detay verir. Üçüncü fitne bu. Dördüncü fitne ne? Mizan! Terazi! Teker teker, her salisemizin hesaba çekileceği an! Terazi fitnesi! Mizan fitnesi! Bu da dördüncü fitnedir. Bunların tamamını geçtikten sonra bir tane daha var. Beşinci fitne ne? Sırat! O köprüden de geçmen lazım! Bak, terazide tartıda sevapların fazla gelse bile o köprüyü görüyorsun ya, kıldan ince kılıçtan keskin! Alt tarafta da cehennemi görüyorsun ya, önünde bir sürü insan düşüyor. Cambazı mambazı hepsi düşüyor. Usta cambazım ben düşmem! Hadis-i şerifteki tabiri hatırlayın: ‘Kıldan ince, kılıçtan keskin bir köprüdür.’ Sen sabaha kadar cambaz ol! O ipin üzerinde ancak ibadetli olan, mümin olanlar gidebilir. Yürüyebilir. Şimşek hızında, rüzgar hızında gidebilir. Yahut koşarak gidebilir. Bunun dışındaki imansızların hepsi aşağıya! Cehenneme! Hepimizin yolu ateşten geçecek. Mevla Teala Hazretleri bizi selamet ile karşı tarafa geçirsin, amin. Bakın beş fitne! Beş sınav, beş imtihan! Beş tane zorlu süreç! Bunları geçtikten sonra artık nereye geliyorsun? ‘Ve kâlûl hamdu lillâhillezî’ Derler ki: ‘O Allah’a hamdolsun!’ ‘Ezhebe annel hazen’ ‘Bizden hüznü gideren Allah’a hamdolsun!’ Kabir hüznü vardı, son nefes korkusu vardı. Mahşer korkusu şüphesi vardı, mizan önünde tereddüt vardı. Sıkıntı vardı, günahlarımızı görüyorduk hüzün vardı! ‘Ezhebe annel hazen’ Türkçemizde hüznü kullanırız, kardeşler. Kökeni Arapçadır. Hazen ‘hüzün, sıkıntı, buhran’ demektir. İlk kelimesi ne olacak cennete giren bir adamın? Bu beş sıkıntıdan kurtuldu ya, cennet yurduna içeriye kapağı attığı, adımını attı anda, imanı kuvvetsiz müslüman şöyle yapar: ‘İşte bu!! ‘İşte bu! Paçayı kurtardın oğlum!’ Bu imanı zayıf müslüman. Ama imanı kaliteli müslüman ne yapıyor? Elhamdulillahillezi! O Allah’ıma hamdolsun! Bizi hüzünden kurtardı, bizi sıkıntıdan kurtardı ve bizi buraya getirdi. Hazen’i, İmam Razi Hazretleri açıklıyor. Oradaki hüzün ne demektir? Diyor ki: ‘Hüznü giderme işi ise olması gerekli olan şeylerin bulunması ve onların devamlılığının sağlanması iledir.’ Şimdi bu Dünya’da hep bir şeyleri oldurmaya çalışıyoruz. Evleniyorsun, evine elektriği bağlatmak zorundasın, evine suyu bağlatmak zorundasın, evine doğal gazı bağlatmak zorundasın. Bak üçten birisi olmazsa o evde huzur olmaz, hüzün olur. “Ya hocam benim bir evim var. Bir buçuk trilyon saydım, akıllı ev. Elini bir çırpıyorsun ışıklar yanıyor.” “Elektriğim var, suyum var ama doğal gaz yok hocam. İki aydan beri doğal gazı bağlamadılar.” “Belediyeden gerekli izin alınmadığı için doğal gazı bağlayamadık.” Bu evde huzur olur mu? Olmaz! Isınamazsın bir, yıkanamazsın iki! Çünkü doğal gaz yok. Bak, bir şey eksik! Herhangi bir şey eksik olduğu zaman hüzün oluyor. Cennette eksiklik var mı? Cennette üşümek yok, cennette sıkılmak yok. Cennette yorulmak, hasta olmak yok, hüzün yok. Allahü Teala diyor ki: “Hem istenilen şeylerin elde olması lazım, iki “Hem de bunların bitmemesi lazım, sınırının olmaması lazım.” Yani sen iki ay doğal gaz faturasını ödemezsen doğal gazı kesiyorlar mı? Kesiyorlar. Bak gidici, buradaki huzur gidici. Bir şeyleri yerine getirmezsen huzurun gidiyor. Elektrik faturasını ödemediğin zaman belediye başkanının amca oğlu olsan yine gelip kesiyorlar. Bu faturayı ödeyeceksin. Hüznün gitti çünkü devamlılığı sağlayamadın. Cennette Allahü Teala Hazretleri kullarına bir, bütün isteklerini verir. Kullar sadece ister. Ol der, “Allahım bana şunu ver!” Dediği anda Allahu Teala onu yaratır. Tekvin sıfatı ile istediği şey her neyse onu karşısında yaratır. Daha da ötesi, bitmez! Dünyadaki şeylerimiz biticidir. Ama cennetteki isteklerimiz ve bize verilenler bitmez. İmam Razi diyor ki: “Devamlılığın sağlanması iledir.” “Çünkü olması gerekli şeylerden birisinin bulunmaması halinde bu sebep ile hüzün bulunacaktır.” “Olup da devam etmemesi halinde ise yine hüzün bulunacaktır.” Var ama devam etmiyor. Param var, bu ay param var ama önümüzdeki ay bir kuruş paran yok. Yine hüzün ortaya çıkmadı mı? İhtiyaçlarını karşılayamıyorsun. Hanım diyor ki onu getir, bunu getir. Makarna al, çorba al. Bir şey yapmam lazım. Alamıyorsun. Çünkü param yok. Bak hüzün geldi. Sıkıntı geldi, buhran geldi. “Zeval bulması ve elden çıkılması sebebiyle de henüz gitmemiş olur.” Bu hüznü gideren Allahımıza hamdolsun diyor cennete ilk giren insanlar.
Tebliğ et!