…Ve çok itinalı olmak zorundayız. Çok hassas olmak zorundayız. Efendimiz aleyhisselam buyurdu: “Bir insanın Kur’an’ı ezberlemesi bir adamın deve sahibi olması gibidir. Eğer adam deveye karşı itinalıysa, deveyi bağlar ve onu muhafaza eder. Deveye karşı itinalı değilse deveyi bağlamaz, serbest bırakır. Ve o deve elinden kaçıverir.” İşte Kur’an’ı tekrar etmemek, Kur’an’ı okumamak hafızamızdan ayetlerin su gibi akıp gitmesini sağlar. Meclisimize gelen birçok kardeş var. Çocukluğunda bizim gibi Kur’an kurslarına gitmiş. Fakat yaz dönemlerinin dışında, kışın da Kur’an okumadığı için ne oluyor? Hemen unutuyor. En çok şuanda aldığımız şikayetlerden bir tanesi ne? Talebe üç aylık Kur’an kursuna gidiyor, elifbadan Kur’an’a geçiyor sonra sekiz ay boyunca okula gidiyor ve hiç tekrar yapmıyor. Rasulullah aleyhisselamın beyan ettiği gibi devenin bağı salıveriliyor. Bir sonraki sene Kur’an kursuna gidiyor. Nereden başlıyor? En baştan başlıyor. “Unuttum hocam” diyor “aklıma hiçbir şey gelmiyor.” diyor. Bu bir deve gibidir. Sen akşamleyin evine gittiğin zaman arabanın kapılarını kitlemiyor musun? Arabanın kapılarını açık bırakmak demek hırsızlara davetiye çıkartmak demektir. Gel, benim teybimi çal demektir. Gel, benim içerideki özel eşyalarımı çal demektir. Arabanı kilitliyorsan deveni de bağlayacaksın. Deveyi bağlamak ne demektir? Allah’ın kitabını, Allah’ın kelimelerini her gün okuyacaksın, her gün. “Hocam, biz okuyoruz ama manasını bilmiyoruz, Arapça bilmiyoruz.” Ülkemiz Türkçe konuşuyor, ülkemizdeki insanlar Türkçe konuşuyor. Arapça bilen sayısı çok azdır. Ama bu, şu kelimeyi kullanma hakkını bize verir mi? Arapça bilmediğim için ben Kur’an okumuyorum. Kur’an okumasını biliyorum. Manasını anlayamadığım için gereksiz görüyorum. Bu kelimeyi söyleyen bir Müslüman, aklı çok zayıf bir Müslüman’dır. Beyni Twitter ile eritmiş bir Müslüman demektir. Film milm, Twitter, giysi, telefon, şu, bu beyni erimiş. Neden? Kardeşler, Allah’ın kitabının bir görevi yoktur. O sadece bir yaşam kitabı değildir. Birçok görevi vardır. İkinci görevi nedir? Sevap kazandırmaktır. Rakamları arttırmaktır, hayır adetlerini arttırmaktır. Kul Allah’ın kitabını okuduğu anda kimle muhatap olmuş olur? Direkt olarak yaratıcısıyla muhatap olmuştur. Allah sana bir mektup göndermiş, direkt olarak seninle muhatap oluyor. Ve sen manasını bilmediğin için bile olsa açıp okumuyorsun. Bu saygısızlık değil midir? Hâlbuki okumasını biliyorsun fakat Arapça bilgin yok, manasını bilmiyorsun. Bir çocuk, babasına sahil kenarında şöyle dedi: Olayı bir misalle yakınlaştıracağım inşallah çok iyi anlayacağız. “Babacım,” dedi “ben Kur’an okuduğum zaman manasını anlayamıyorum. Neden sen bana devamlı olarak Kur’an okumamı söylüyorsun? Her akşam bana diyorsun ki: “Oğlum, iki sayfa okumadan yatma. Oğlum, üç sayfa okumadan yatma. Geceni, gününü boş geçirme.” “Ama ben bunun manasını anlamıyorum. Niye sen beni zorluyorsun?” dedi. Sahildeki babası dedi ki: “Oğlum, elindeki o kovanın içini boşalt, o kumları at, kovayı bana ver.” Baba kovayı aldı ve kovanın dibini deldi. “Şimdi al” dedi “bu kovayı, git denizin içine. Oradan bir kova su doldur, bana getir.” Çocuk gitti denize, suyu doldurdu, babasına doğru getirirken, kova delik… Kova delik olduğu için alttan boyuna su akıyor. Babasına getirinceye kadar suların tamamı boşalıyor, boşaldı. Su yok, kova boş. “Oğlum,” dedi “bir daha git.” Çocuk iki defa gitti, geldi. Üç defa gitti, geldi. “Baba,” dedi “niye bana işkence yapıyorsun? Kova boş görüyorsun, delik var. Altına sen delik deldin. Niye bana işkence yapıyorsun? Boşu boşuna gidip geliyorum.” “Oğlum,” dedi “boşu boşuna gidip gelmiyorsun. Farkı fark ettin mi? Kovaya bir bak bakayım farkı fark ettin mi?” Fark ettiniz mi kardeşler? Kova geldi ama nasıl geldi? Temiz olarak geldi. Temiz olarak geldi. Kumlar vardı kovada. Kovanın dibini deldi. Suya soktu, çıkarttı. Suya soktu, çıkarttı. Ne oldu? Kova temiz olarak geldi kardeşler. Allah Teâlâ hepimize bir gönül kovası vermiştir. Yarattığı her kulda; kâfir olsun, mümin olsun İslam fıtratı üzere yarattığı için bu kovayı hepimize vermiştir. Bu kovayı ya temiz tutacaksın ya da pis. Kur’an’ı anlayarak okuyanlar, Arapça bilenler; mealini ve tefsirini okuyanlar, Arapça bilmesen bile aç tefsirini oku. Niye tefsirini okumak bu kadar sana zor geliyor? Saçma sapan romanları okuyorsun. Ama tefsir okumaya fırsatın yok, zamanın yok. Aç tefsirini oku. Hemen ayetin Arapça’sının altına mealini verir. Mealin altına tefsiri verir. Detaylı bir şekilde Allah’ın sana ne dediğini anla. Bunda ne sıkıntı var ki? Şimdi, anlamadan ben bunu açtım: “Tebârakellezî bi yedihil mulku ve huve alâ kulli şey’in kadîr.” Anlamıyorum. Okudum. Mülk suresinden iki buçuk sayfayı okudum. Dedem, ninem vefat ettiği için, onun ruhuna hediye etmek için okudum. Bir, bunun sevabını onun ruhuna hediye edebilir miyim? Buradan bir kâr. Hediye edebilirsin. İki, okuduğum her harfin sevabı bana yazar mı? Yazar. Yazar. Üç, okumuş olduğum Kur’an’ın her ayetinden dolayı kalbimdeki pislikler tıpkı o kova gibi temizlenir mi temizlenmez mi? Kesinlikle temizlenir. Faydalara bak. Dört, kardeş sen az önce Efendimiz aleyhisselamın deyimiyle Allah ile konuştun. “Allah ile konuşmak isteyenler Kur’an okusun.” “Allah ile konuşmak isteyenler namaz kılsın.” İki farklı hadistir bu. Herkesle konuşmak istiyorsun. O sanatçı ile konuşmak istiyorsun, bu başbakanla konuşmak istiyorsun ama Allah ile konuşmak istemiyorsun. Sende bazı problemler var. Ciddi sıkıntılar var kardeşim. Dikkat etmemiz lazım, özen göstermemiz lazım. Devenin bağını iyice, dikkatli bir şekilde bağlamamız lazım. Salıverdiğin zaman ne olur? Deve gider. Sahabe-i kiram, Efendimiz aleyhisselama geldi: “Ey Allah’ın Rasulü, deveyi bağladıktan sonra mı Allah’a tevekkül edeyim yoksa bağlamadan mı Allah’a dayanayım, güveneyim?” Efendimiz Aleyhisselam ne buyurdu? Sen müminsin. Allah’a inan, güven bağlamayı boşver demedi. İlim, akıl, tedbir böyle söylemiyor. Tedbir ne diyor: “Ey kardeşim sen önce deveni bağla, ondan sonra Allah Teâlâ’ya tevekkül et. Onu vekil et. Ona güven.” Önce ne yapacağız? Önce çalışacağız sonra Allah’a tevekkül edeceğiz. “Yarabbi bize rızık gönder.” diyeceğiz. Önce evleneceğiz sonra Allah’a dua edeceğiz. “Allah’ım bize evlat gönder.” diyeceğiz. “Hayırlı evlat ver.” diyeceğiz. Sen hem evlenmiyorsun…
Tebliğ et!