Kurtulmak istiyor musun? Şu 4 ana maddeyi yaşamına monte etmek zorundasın. Bunu yapman gerekiyor. Yemek yemek istiyor musun? Çalışma hayatını, hayatına monte etmek zorundasın. Tıpkı bunun gibi. Kokmamak istiyor musun? Her hafta 2, 3 defa yıkanmayı hayatın içine monte etmek zorundasın. Yıkanmak zorundasın. Ahirete imanlı gitmek istiyor musun? Şu 4 maddeyi hayatına monte etmek zorundasın Müslüman kardeşim. Bir, Allah ve Resulü ne buyuruyor sana? Sana ne emrettiler? Bunu öğrenmek zorundasın. Buna ilim denir. İlmi öğrenmenin yolu nedir? Bir, kitap okuyacaksın; iki, sohbet dinleyeceksin. Bunun en kolay yolu sohbet meclislerinde bulunmaktır. Buraya gelen kardeşlerin niyeti budur. En kolay yöntemde ben İslam’ı nasıl öğrenirim? Dinleyerek. Çünkü dinleyerek hafızada kalması, kitap okumaktan yüzdesi çok daha fazladır. Bilimsel bir tespittir. Bir, Allah ve Resulü bize ne buyurdu? Ne emretti? Bu kitap bize ne anlatıyor? Bu kitabın tabii olmamamızı farz kıldığı peygamber hayatında bize ne anlatıyor? Nasıl yaşamamızı istiyor? İslam bizden ne istiyor? Bunu öğrenmek zorundasın. Bu birinci maddedir. İkinci madde nedir? Öğrendiğini amele dökmek zorundasın. Öğrendiğin yetiyor mu? Bilgi sahibi olmak yetiyor mu? Yetmiyor. Çalışmak zorundasın. Çok büyük bir torna ustası düşünün. Torna ustası. Yahut da bir modelist. Çanta modelisti ama tembel. Sabahleyin 12’den önce kalkamadığı için hiçbir iş yeri bu adamı kabul etmiyor. Bu adam para kazanabilir mi? Ama hocam bu adam, ülkenin gördüğü en kaliteli çanta ustalarından ya da torna ustalarından. Bu adam aç kalmaz ya. Kalır. Çalışmazsan aç kalırsın. İlmini amele dökmezsen o ilmin sana hiç bir faydası olur mu? Olmaz kardeşim, olmaz. Allah ve Resulü bize ne buyurdu? Şunları buyurdu. Öğrendin mi? Öğrendin. Şimdi amele dökme zamanı. Birincisi ilim, ikincisi amel. Üç, bunu alışkanlık hâline getireceksin. Ben haftanın bir, iki günü namaz kılarım, beş günü kılmam. Alışkanlık hâline getiremedin. Ben her ay bir kere sohbete geliyorum. Hocamın sohbetlerine geliyorum. Üç hafta gelmiyorum. Alışkanlık hâline getiremedin. Ben haftanın bir günü 2 saat kitap okuyorum. Diğer hafta okumuyorum. Diğer günler okumuyorum. Alışkanlık hâline getirmemişsin. Bak! Hayatın içindeki severek yaptığın bir alışkanlık hâline dönüştürebilmen için istikrarlı olman gerekiyor. Sistemli olman gerekiyor. Bunu bir örnekle yakınlaştıracağım inşallah. Aramızdaki birçok genç kardeşim diş fırçalama alışkanlığına sahiptir. Kendimden örnek vereyim. Dişlerimi fırçalamadan ben uyuyamam. İki, üç saat boyuna sağa dönerim, sola dönerim. Devamlı dönerim. Fırçamın olmadığı seyahatleri yaptığın zaman imkanların yerinde olmayabiliyor. Fırçamın olmadığı seyahatlerimde iki, üç saat dönmüşlüğüm vardır. Kalkıyorum, parmağımla dişlerimi fırçalamaya çalışıyorum. Bir tane fırça alamamışım, vakit bulamamışım. Ama rahatsızım. Rahat hissetmiyorum. Sanki bir yatsı namazını kılmamış gibi, akşam namazını kılmayıp yatmış gibi rahatsızım. Diş fırçalamayı alışkanlık hâline getirdiğin zaman bunu yapmadan yatamazsın. Ne oldu? Artık o sende bir sistem olarak oturmuş oldu. Tıpkı diş fırçalamak gibi namaz kılmak da Müslüman için bir alışkanlık hâline gelmek zorundadır. Bu alışkanlığı elde edemediğin zaman bir yaparsın, bir yapmazsın. Bir kılarsın, bir kılmazsın. Bir yersin, bir yemezsin oluyor mu? Ben bir gün yemeyeceğim, bir gün yiyeceğim; bir gün yemeyeceğim, bir gün yiyeceğim. Olmaz. Bir hafta yıkanacağım, bir hafta yıkanmayacağım. Olur mu? Olmaz. Bir gün giyinerek çıkacağım sokağa, bir gün çıplak çıkacağım. Olur mu? Her gün giyinerek çıkman gerekiyor. Bu sana insani bir alışkanlık hâline gelmiş artık. İbadet de namaz da bu bilgiler de bizim hayatımızda bir alışkanlık hâline dönüşmek zorunda. Bir, ilim. İki, amel. Üç, istikrar, alışkanlık hâline dönüşmesi. Dört nedir? Dört, alışkanlık hâline dönüştükten sonra orada kalmayacak, mükemmelleşeceksin. Ne kadar daha iyi yapabilirim? Nasıl bu zikri biraz daha ilerletebilirim? Nasıl bu zikri dilimden kalbime indirebilirim? Bu öğrendiğim bilgileri nasıl derinleştirebilirim? İki seneden beri namaz kılıyorum, bir tane adamı namaza başlatamadım. Ben ne zaman mücahit olacağım? Hayatında bir tane adamı namaza başlatamayan bir Müslüman, sakın ola cihattan konuşmasın. Hayatında bir tek Müslüman’ı sohbete başlatamayan bir adam, cihattan bahsetmesin. O, dünyada oyun, eğlence için yaşayan bir adam demektir. Nasıl sen bir adamı sohbete başlatamazsın, namaza başlatamazsın? Nasıl içkiyi bıraktıramazsın? Her hafta bir futbol takımının maçını izletmeye başlatabiliyorsun. Öyle bir alıştırmış ki arkadaşını, evine futbol maçlarını izleyecek o receiverı koymuş. Ve her hafta arkadaşıyla birlikte sıkılmadan arkadaşı ile beraber istikrarlı, maçın başlamasına 15 dakika kala orada buluşuyorlar. Cihad gibi. Buluşuyorlar ve her hafta kaçırmadan tuttuğu futbol takımının maçını seyrediyor. Bu istikrarı ibadet konusunda, kendisine aklı veren, kendisine gözü, kulağı veren Allah’a kulluk konusunda gösteremiyor. Gösteremiyor. Şu hâlde, şu dört maddeyi Allah için unutmayınız: İlim, amel, istikrar, mükemmeliyet. Sahabe neden İslam’ı zirvede yaşamak istedi? Çünkü onlar Rasullullah aleyhisselamdan şu hadisi işittiler: “İki günü bir olan ziyandadır.” İki gün. Dün neydin, bugün ne olmuşsun? Üstüne hiçbir şey katamadın mı? Fıkıhtan bir şey öğrenemedin mi? İslam ilimlerinden bir şey öğrenemedin mi? Zikri bir tane bile olsa fazlaya çıkartamadın mı? Zarardasın. Geçti. O günü kaybettin. Bundan dolayı sahabeler ne yaptılar? Bu gün nasıl dünün bir adım önüne geçebilirim? Bu gün hangi kardeşime neyi öğretebilirim? Bu gün Rasullullah’tan ne öğrenebilirim? Allah’ın selamı onun üstüne olsun. İşte buna mükemmeliyetçilik denir. Bu tasavvuf yolları, bu tarikatlar niye sahabeler zamanından beri var? Çünkü onlar azamiye iştahlandılar. Asgari ile yetinmediler. “Ben ne yaparım ederim de bu dini azami ölçülerde çıtayı yüksek tutarım, yukarıda yaşarım? Asgariyi yapıp kaçmam. Ne yapmam lazım?” dediler ve böyle yaşadılar. Allah Teala benzemeyi bize nasip etsin. (Amin) Amin.
Tebliğ et!