Birisiyle arkadaş olurken nelere dikkat etmemiz gerekiyor. Bunlardan bahsedeceğim inceden. Yeni üniversiteye başlayan var mı? aramızda? Tamam Berat senle konuşalım kardeşim. Berat sen ıı şimdi bir okula başlıyacaksın Allah’ın izniyle zamanı gelince. Bu okulda arkadaşların olacak çevrende elli tane, altmış tane adam kimse. Bunlarla arkadaşlık kurarken nelere dikkat etmeyi düşünüyorsun? Ya da bu adam benim arkadaşım olur veya olmaz diyebileceğin kriterlerin ne senin?(Cevap geliyor ama duyulmuyor) Güven , birincisi güven. Başka bir şey yok heralde. (Salonda gülüşmeler) Güveniyim yeter. Mesela yani. Şimdi arkadaşlık seçerken, daha doğrusu arkadaş seçerken hayatımızda bu adamların çok fazla etkisi oluyor. Yaşadığımız dünya imtihan dünyası. Başımıza böyle çeşitli imtihanlar geliyor. Bu imtihanların sonucu işte hayır olabiliyor, şer olabiliyor. Bu aşamada adamın artık yeni bir imtihan basamakları, yeni bir imtihan kalemleri ortaya çıkıyor. Ne? İşte bu yaptığı, yeni amel ettiği ve istediği günahta aşırıya kaçacak mı? Bunda ısrarcı olacak mı? Yoksa bunda pişman olacak mı? Ya da bunda, bu adam bu günahında tövbe edecek mi? diye artık imtihanları ortaya çıkıyor. İşte arkadaş dediğimiz zâtın rolü burada devreye giriyor. Nasıl? Şimdi eğer; iki tane senaryo anlatacağım. Günah işledim ve bu günahımda ileri gidiyorum ve bunda pişman olmuyorum ve bunda işte akıllanmıyorum yani. Daha da aşırıya gidiyorum. Arkadaşım ağer benim, hayırlı bir insansa ve gerçekten beni Allah rızası için seviyorsa ve benhi hayra yöneltmek istiyorsa bana diyecek ki: kardeşim, yaptığın şey yanlış, bunda ısrarcı olma. Allah böyle insanları sevmez diyecek. Ama diğer türlü, ben mesela düşününki ben alkol almaya giden bir adamım. Alkol almaya gittim. Arkadaşımda bana destekçi oluyor. Olm sen beş liralık içme, al şu yirmi lirayı da onla da bir tane daha benim için iç yani falan filan. O… adam o kafaya geliyor. Artık arkadaşı onun Cehennem’deki odunu oluyor. (Kuvvetli gümlemeyle beraber tekrar) Cehennem’deki odunu oluyor. E şimdi bu kişiye baktığımız zaman o arkadaşını daha da bataklığa çekmeye çalışıyor. Daha da böyle sıkıntılara çekmeye çalışıyor. E şimdi şöyle uzaktan baktığımız zaman, bu adam bu adamın dostu deniyor, bu benim arkadaşım deniyor ama hiç öyle gözükmüyor. Bu adamın ahiretini paramparça ediyor…Yakıyor O adamın ahiretinde hayır olabilecek her şeyi, bu adam sayesinde tarumar ediyor. Şöyle bir ayet var, kötü arkadaşlıkların sonucunda Allah bize ahiretde ne olacağını söylüyor. Diyor ki: “Sonunda bize geldiğinde arkadaşına:’keşke benimle senin aranda, doğu ile batı arası kadar uzaklık olsaydı. Ne kötü arkadaşmışsın.’ der ” diyor. Bak!! burada çok büyük bir pişmanlık görüyoruz yani. Bu hal üzerine devam eden bir insan kendini yalnız bırakıyor Dünya’da da. Bunu daha ileri versiyonlarında artık arkadaşlıklar da bitiyor. Çünkü menfaâtler gittikçe bitiyor. Sona indiği için, çıkar artık sağlanmadığı için, ehli dünyanın sağladığı arkadaşlıkların hepsi bir menfaâte dayalı olduğu için, sizden çıkarı olmadığı zaman sizinle arkada..arkadaşlık etmesinin bir manası yok. O sebepten bu adam artık gittikçe yalnızlığa düşüyor. Bu acıların sonucunda da artık adam, en sonunda öldüğünde Cehennem’de, yani o mahşer alanında çok büyük bir pişmanlıkla karşılaşıyor. Artık geri dönüş var mı? YOK (Gong gümleme sesi) Bu sefer diğer arkadaşı bir ele aldığımız zaman, bu adam senin için dertleniyor. Ulan! diyor adam nereye gitti yaa. Yaa şu an alkol alıyor yaa. Şu adamı ben bir arayayım yaa. Arıyor mesela. Kardeşim naabıyon, iyisin. Yaa gelsene şurda oturalım diyor. Alkollü ortamdan çıkartıp, atıyorum götürüyor seni bir kafeye oturtuyor. Bak! şerli bir alandan, alkol içebilecek bir alandan alıyor seni, hayırlı bir alan olan -ona nazaran- kafede oturtup, seninle kahve içmek istiyor. Bak bunu senin harbiden dostun yapar yani, kardeşin dediğin adam yapması lazım. İşte, bizim kardeşimiz dediğimiz adam bunları yapıyor mu? Yani biz şerre gittiğimiz zaman, kardeşim ben şöyle bir faiz çekeceğim dediğin de. Kardeşim dur o bankadan çekme, bu bakadan çek, bunun ki kredisi daha az mı diyor? Anladın mı? Hani adam sana o şekilde bir destek mi veriyor? Yoksa kardeşim bak faiz haramdır…ı adam sana mantıklı bir şekilde açıklayıp, seni o yoldan caydırmaya mı çalışıyor? İşte bu bizim dost olarak edindiğimiz adam, kardeş olarak, arkadaş olarak edindiğimiz adam da olması gereken vasıflardan birisi. Bizi her zaman doğru yola iletmesi lazım. Burda bi Allah Rasulü’nün(s.a.v.) bi hadisi var. “Kişi arkadaşının dini üzerinedir.” diyor. Bu olaylarda en önemli şey: arkadaş çevresi. Çünkü ciddi manada arkadaş çevresi bir insanı felakete götüren, hayra götüren iki uçurum gibi yani. E şimdi biz burda Çınaraltı’nı konuşuyoruz. Alkolik adamlar geliyor, uyuşturucu bağımlısı adamlar geliyor, zinaperest adamlar geliyor. Nasıl oluyor diyoruz. Ağabey diyor biz üç kişiyiz, birimiz gidiyor, diğerlerimiz de ona takılıyor. Böyle böyle, böyle böyle, bu ortam, bu arkadaşlıklar, bu çevreler sizi, bizi daha da böyle günaha sevkediyor. Daha da böyle içinden çıkamayacağımız bir hale geliyor. Ya unutmayalım ki “Kişi hangi bahçede gezerse o bahçenin meyvesini yiyor” yani. Bu bahçe zakkum bahçesi de olabilir, incir bahçeside olabilir yani. Bunun en büyük referans, daha doğrusu mihenklerinden birisi Çınaraltı gibi ortamlar. Bu tarz ortamlara giren insanlarda, burda geldiğinizde, biz size çay veriyoruz, karşılığında para almıyoruz. (Gülüşmeler) Böyle ortamlar insanı şerre değil hayra sevk ediyor. Yani sen burda geldiğinde kardeşim, hadi gel içmeye gidelim… nargile içmeye gidelim diyenler oluyor mu kardeşim? Olmuyor değil mi? İşte burası senin bir önceki mahallendeki ortamdan farklı. Mahalle arkadaş çeşitleri bunun en büyük örneği. Buraya bir kardeşim geliyordu. Kendisi pavyon müptelası. Ciddi manada öyle. Çok garip bir hastalık. Asgari ücretle çalışıyor bu çocuk ve bir aile geçindiriyor. Parayı aldı ayın beşinde, direk kendini pavyonda buluyor akşamında yani. E şimdi bu adama bakıyorum, bu karakter diyorum normalde pavyonda yer edinemez. Ya edinemez yani. ama bunun çevresi ona orda yer edindiriyor yani. İşte çevre, o mahallesindeki çevre, bu adamı bu seviyeye getiriyor. Ailesinin rızkını, çoluğun çocuğun rızkını götürüp pavyonda yedirmeye sebep oluyor. Ne yapıyor bunu? Çevre!! Bazan ben kendi ağabeyim burada mı benim? Sefa ağabeyim? Sefa ağabeyimle biz zamanında ilk Çınaraltı’na geldiğimiz zaman, mahallemiz bize diyor ki yani “Gitmeyin” Bir gün onları karşımıza aldık. Dedim ki yani ne istiyorsunuz? Ne istiyorsunuz? İstediğiniz, talep ettiğiniz şeyi söyleyin. Bizim…alkolik insanlar olmamızı mı? Sigara, alkol, işte pavyon, bilmem ne. Yani bu benim çevremde olan şeyler. Siz benim böyle bir insan mı olmamı istiyorsunuz? Ya da ağabeyimle benim bu şekilde bir hayat sürmemizi mi? Size dert mi getirmemizi istiyorsunuz? Ne istiyorsunuz? Bize onu bir söyleyin. Bu sebepten, aileleri de ciddi manada bu konuda anlayamıyorum. Şimdi biz bu tarz sıkıntılı arkadaşlarımızla, arkadaşlık yapmamamız gerekiyor gibi bir şey var burada. Bu mana çıkıyor gibi. Ama kesinlikle böyle bir mana yok. Atıyorum çok kötü bir arkadaşım var. Kardeşim isim neydi? Muhammed Ali. Ali’ciğim, şimdi senin çok sıkıntılı bir arkadaşın var. Bu adam uyuşturucu içiyor, alkol e şimdi bu adamın…la bağlantını kesmen gerekiyor mu? (Cevap anlaşılmıyor). Değil mi? Ama peki araya bir sınır koysan, bir perde koysan; yani seninle arkadaşım ama bu şuraya kadar. Dostluğunu o arkadaşlığın o makamına çıkartmaman gerekiyor. Ama onunla da iletişimi kesmemen lazım. çünkü o adam bir sıkıntının içinde, bir günahın içinde; e bu adamı sende burada yalnız mı bırakacaksın? Bu, Dünya’nın en büyük vicdansızlığı olur. Naapcan? Adama inceden inceden, alttan alttan böyle vercen bir şeyler. Whatsup’da cuma mesajı diye bir video atcan. Alkol, bilmem ne, falan filan bu günah. Adam öyle anlıycak anladın mı? Böyle böyle, küçük küçük şekilde o adamı da işlemek gerekiyor. Yoksa biz Dünya’nın ciddi manada çok vicdansız insanları oluruz yani. (Cızırtı ve kuvvetli gümleme sesi) “Bana ne yaa yanarsa yansın” Bu hiç doğru bir şey değil. Bazı adamlar var mesela Ali, o arkadaşın. Sen diyorsun ki anlatırken; arkadaşının adı düşün ki Bekir. Ağabey Bekir öyle bir adam ki. Eee gardaş? Bekir diyor ki, benim en büyük sıkıntılı anımda bile gelir yanıma. Bekir’i çok iyi bir adam olarak görüyor. Niye? Çünkü gecenin üçünde senin yanına geliyor. Yani “Hem deme ‘Ben de herkes gibiyim.’ Çünkü herkes sana” yani Bekir sana “kabir kapısına kadar arkadaşlık eder. Herkesle musibette beraber olmak demek olan teselli ise kabrin öbür tarafında pek esassızdır.” Sen, Bekir geliyor ya kardeşim gecenin ikisinde, kabire girdiğpin zaman gecenin ikisinde gelecek mi? Gelmeyecek, içeri giremeyecek. Yani Bekir o zaman, gecenin ikisinde gelmesinin hiç bir manası yok. Çok cevval adamlar vardır. Ağabey gecenin ikisinde gelir, benim her türlü kavgama girer, bilmem ne dersin, (yankılı bir sesle) ama o adam seni kabirin arkasında bırakır. (Tekrar yankılı ve elektronik bir sesle) AMA o adam SENİ kabirin arkasında bırakır. Bunun dünyadaki olayı ne? Seni günaha çağırıyor mu? Çağırıyor. (İnce elektronik bir sesle) Çağırıyorsa bil seni kabirde bıraktı zaten o adam. Çoktan!! Çoktan bıraktı. Şimdi biz kötü adamı anlattık. Bu kötü adam. Kötü adam nedir? İşte seni kötü yola çağıran adam. Şimdi biz bir de bu adamları birbirinden nasıl ayırt edeceğiz. Kim bizim için hayırlıdır, kim bizim için şerdir. Şimdi biz, normalde yapacağımız arkadaşlıklar ahirete bakmalı, bizi Allah rızası için seven böyle adamlarla arkadaşlık etmemiz lazım. Allah Kuran’da, Allah’ın daha doğrusu, biz böyle adamları istiyorsak, bu adamları Allah seviyor. Bizim Allah’ın sevdiği kullarla birlikte olmamız lazım. Peki Allah kimleri seviyor. Allah Kuran’da muttakileri sevdiğini ilan ediyor. Bu muttakilerin olayı ne? Yani özellikleri ne? Bunlardan biraz bahsedelim. Allah’a iman edenler, Allah’ın emirlerine dikkat ve devam edenler, günahlardan sakınanlar. Günahlardan bu adam sakınıyor mu? Yani bir otobüse bindiği zaman, ‘kadın kız farketmez ağabey yaa oturmuşun yanına işte’ mi diyor? Yoksa bunu ciddi manada ‘kardeşim ben oturmayacağım, ayakta duracağım’ mı diyor? Günahlardan sakınıyor mu? Tövbe ve istiğfarı devamlı şekilde günahlardan sonra edenler. Hepimiz günahkarız, hepimizin küçük büyük günahları var. Peki biz bu günahlarda tövbe ediyor muyuz? Yoksa ısrar mı ediyoruz? Tövbe eden bir arkadaş bulamamzı gerekiyor. Günahta ısrar etmeyenler. Bakın bu çok önemli. Allah’ın diğer sevdiği amellerde olan müminler var onlar da şunlar: İktisat edenler, adil olanlar, tevekkül edenler, amellerinde Allah’ın rızasını gözetenler. Şimdi biz bir arkadaş seçerken bu kriterlere dokunmamız lazım. Bakıyoruz şimdi bu adama, bu adamın hayatının gayesi ne? Bir gün sokakta gezerken bir çocuğa şunu sordum. Hayatının gayesi ne? Neye hizmet ediyorsun? Yani bu haytın var ya 70 yıl sonra bitecek ya, ne meyve verecek? Bir söyle bakalım ne yapacaksın yani? Hayatının gayesi ne? Bir çoğunu ağzında tek bir kelime yok. Bilmiyorum ağabey, yani bir gayem yok diyor…Bir gayesi yok yani. Soracağın adamın bir gayesi olması lazım. Bak..bir şekilde bir gayesi olması lazım..İşte bu gayesinin kalitesine göre bu adamla arkadaşlık edilir mi, edilmez mi? Benim yeni üniversiteye başladığımda tanıştığım bir arkadaşım vardı. Sen de bilirsin, İbrahim diye. Çocukla ben konuştuğum zamanlarda çocuk dedi ki. Abi dedi böyle böyle kartlar bastıracağım. Bizim Çınaraltı’yla yaptığımız, yıllardır yaptığımız bir hizmet, Onun da kendi gittiği bir grubu var. Ağabey dedi böyle böyle kartlar bastıracağım, -evet kardeşim, bu kartları Kızılay’da dağıtacağım millete. -Eee, -İşte insanların ağabey imanına vesile olmak. Gayem bu. Helal olsun dedim yaa. Ha senle, ben kabre kadar arkadaşlık ederim dedim ya. İşte böyle kaliteli bir çocuk. Bana Allah nasip etti. İşte bizim hayatımızdaki yaşama kalitemiz, yaşama amacımız; iyi arkadaşlıklar, iyi dostluklar; eğer hedefimiz varsa, Allah’ın izniyle. Allah zaten karşımıza bizim bunları çıkartıyor yani. Şurayı da okuyup bitirmek istiyorum. “Hem dost ve ahbab ise, eğer onlar iman ve amel-i salih sebebiyle Cenab-ı Hak’kın dostları iseler, el hubbe lillah sırrınca,” yani Allah için sevmek sırrınca “o muhabbet dahi Hak’ka aittir.” Yani kardeşim sen, Ben Mehmet ağabey seni Allah rızası için harbiden seviyorum. Bizim aramızdaki, bu sana baktığım zaman bu muhabbeti bana Allah yaşatıyor. Bu Allah’a ait bir şey. Ben sana Allah rızası için ya da sen bana Allah rızası için baktığın için Allah bize bu muhabbeti veriyor. Bu muhabbet Allah’ın. Bunu ehli dünya yaşıyor bu tarz muhabbeti, buna benzer bir muhabbeti. Ama bir süre sonra Ne oluyor? Gittikçe yok oluyor. Çöküşe geçiyor. İşte Allah bize Allah’ın izniyle Allah rızasını gözeten dostlar nasip etsin. (Salondakiler amin diyor. Ahireti kazandıracak dostlar nasip etsin.) Altyazı M.K.
Tebliğ et!