(Video boyunca müzikler var.) Canın yanıyor, kalbin parça parça olmuş ve her parçası sanki savrulmuş hafiften esen rüzgara doğru. Belki her an onu düşünüyorsun. Neden aklımdan çıkmıyor diyorsun. Ağlayan gözlerin, ondan başkasını göremez hale mi gelmiş bilinmez. Nereye baksan, kimi görsen o sanıyorsun. Ya da öyle olsun istiyorsun. Hayatın anlamsızlaştı. Boş gözlerle saatin tik tak seslerini dinleyerek duvardaki aynı noktaya saatlerce bakıyorsun. Belki de çevrende konuşulan çok şey var ama senin duymak istediğin ses onun sesi değil mi? Gidenler giderken, kalanların kalmadığını anlıyorsun. Kalbini parçalayarak, gözyaşlarını sel edip, hayatını anlamsızlaştırarak gitti değil mi?(Gümleme sesi) Ardına bile bakmadan gitti. Ateşine odun atıp dumanların arasından koşar adım gitti. Kızamıyorsun bile ona. Ne yapacağını bilemez hale geldin. Bir ayağa kalkayım diyorsun ama bacakların direniyor sana. Ve bir soru getiriyor seni kendine. Peki şimdi ne yapacağım? (Gümleme sesi) Neden bu hale geldin hiç düşündün mü? Kalbin neden bu kadar acıyor biliyor musun? Ben söyleyeyim. Kalbinde ilk sıraya onu koydun ve seni terk edip gitti. Şimdi ise ne yapacağını bilemez hale geldin. Hani seni her an seven, her an duyan, seni terk etmeyen bir Rab’bin vardı hatırladın mı? Sen kendini başka aşklarda oyalarken, seni hep seven bir Rab’bin var. Aldığın nefesi sana veren, sevdiklerini sana veren, hayatını her an lezzetlerle donatan Allah. Hatırladın mı?(Gümleme sesi) Kalbinde bitmeyen bir sevme kabiliyetini sana veren Allah bunu sana kendini mahvetmen için vermedi. Ne güzel söylemiş Üstad Bediüzzaman “Gayri meşru bir muhabbetin neticesi, merhametsiz azap çekmektir.” Yani bu acının suçlusu sensin. (Gümleme sesi) Neden bu acıyı çekiyorum deme kabahat senin. Şimdi bu haldesin çünkü en çok Rab’bini sevmen gerekirken, sonsuzu sevmek için verilen hislerini fani sonluya yönelttin ve Allah hesabına sevemedin. (Gümleme sesi) Seni elbet bir gün bırakıp gidecek bir sevgiliye verdin kalbini. Gerçek sevgiliyi yalancı sevdalarda aradın hep. Zehirli bir baldı yediğin. Tatlı ama zehirli. Haram sevmekte çok arızalar var. Ama sen severken belki haram mı? diye bile düşünmedin. (Kuvvetli giyotin sesi) ve haram sevdanın bitmeye mahkum olduğunu, bittiğinde de acı çekmenin kaçınılmaz olduğunu düşünmedin belki de. Unutma kardeşim “Zevale mahkum, hakiki güzel olamaz” (Gümleme sesi) Elbet bitecekti, faniydi. Sen bitmeyecek olana yönel kardeşim. Allah bakidir, seni terk etmez. Madem bu hataya düştün, bir kurtuluş yolu yok mu? diye feryat ettin, merak etme var. Emin ol hala umut var. Tövbe diye bir kurtuluş varken; hala umut var. Evet hata yaptın, belki pişmansın, belki göz yaşları içinde iç çekerek dinliyorsun beni. Ama artık farkına var; sen Allah’tan gayrısına sevgini gerektiğinden fazla verdikçe kalbin yaralanacak. Artık yeter kendini paraladığın. Seni terkedip giden sevdalara yelken açarak. Hala umut var. O seni terk etmedi. “Rabbin seni terk etmedi ve sana darılmadı da” (Duha:3) (Gümleme sesi) Seni en çok seven o zat, dudaklarının arasında “Pişmanım Allah’ım” demeni ve huzuruna çıkmanı istiyor. Kalk ve silkelen artık kardeşim, ser seccadeni, aç ellerini, içinden geldiği gibi dök kalbindekileri Rab’bine Pişmanım Allah’ım de. Kalbim senin sevdandan gayrısıyla yaralandı, hem de çok. Sen beni her an severken, huzuruna çağırırken; ben yalan sevdalarda kendimi oyaladım. Ama pişmanım Rab’bim çok pişmanım. Binlerce kere tövbe ediyorum. Bu acıyı senin sevdan ile yer değiştir ki kalbim artık senin sevdanla çarpsın. Tutma kendini ağla. Gözyaşlarını samimi bir şekilde dök. Tövbe et günahlarına ve yıka kalbini ve bilik “Her zorlukla beraber bir kolaylık vardır” Seni sonsuz seven zat, seni yarı yolda bırakır mı hiç? Unutma sen Allah’a bir adım atarsan, o sana on adım atar. Altyazı M.K.
Tebliğ et!