“Acaba bu Allah yoluna erken mi girdim?” diyor. “Çok mu erken yaptım? Yirmi beş yaşındayım. Hele bir kırka, elliye kadar gelseydim. Ondan sonra dönüş yapardım.” diyor. Vesveselerle dolu kalbi. Şeytan devamlı oynuyor. “Daha eken kardeşim, daha erken.” diyor. ”Kırktan, elliden önce girilmez Allah yoluna. Dönme Allah’a, istediğin gibi yaşa.” diyor. Sanki ecelle anlaşma yapmış gibi. Sanki bir kağıda imza atmış gibi. Hiçbirimizin elinde böyle bir anlaşma yok efendiler! Hiçbirimizde böyle bir kağıt yok! Bak Efendimiz Aleyhisselam ne buyuruyor. Sahabeyi etrafına topluyor Sultanım. Bir tane çizgi çiziyor. Şöyle bir çizgi. Şöyle diyor: “Bu çizgi insandır.” Sonra karşısına bir çizgi daha çiziyor. “Bu çizgi bu insanın emelidir.” İstekleri, arzuları, beklentileri. Emel. Sonra bir çizgi daha çiziyor, ikisinin ortasına. Kaç çizgi oldu? Üç çizgi. “Bu çizgi de eceldir. Bütün insanlar bu sağdakinin çizgi peşinde koşarken ecel çizgisi gelir, işini bitirir.” Bütün insanlar, istisnasız. Kabre girmiş olan bütün insanların kafasında yapmayı düşündüğü bin tane plan vardır. Bin tane plan vardır. ”Daha bunu yapacaktım, daha şunu yapacaktım. Daha çocuğumu evlendirecektim. Şöyle bir arabaya binecektim. Daha bir yazlık alacaktım, planım buydu.” Hepsinin kafasında bin tane plan vardır ama ecel gelip söküp alır. Yok eder gider, gerçekleştiremez. Şeytan bizi emelle kandırır, olacak olanlarla kandırır ama ecel son vakıadır, hakikattir. Ondan kimse kaçamaz. Gelir ve keser. Nefesimizi keser. Efendiler! Allah rızası için şeytanın aldattığı kimselerden olmayın. Allah rızası için dikkat edin. “Erken döndün, erken namaza başladın. Erken Allah’ı zikretmeye başladın.” Bunların tamamı şeytandandır. Başka bir hadis daha zikredeyim. Bak Sultanım ne buyuruyor. Burada da tehdit var. “Benim ümmetimin ömrü vasati altmış, yetmiş senedir.” Vasati ne demek? Ortalama demektir. Altmış yetmiş senedir. “Allah Teala her kime kırk sene ömür verdiyse onun hiçbir mazeretini kabul etmez.” Bak şimdi! İnsanların çoğunluğu altmışı yetmişi görüyor. Çoğunluğu budur. Azınlığı, istisnalar genç yaşta ölüyorlar. Ama ”Vasati, ortalama ömrü ümmetimin altmış, yetmiş senedir.” diyor. Bu ne demektir? Kırk yaşına gelmişse bir adam, hâlâ Allah’a dönmemişse ve kırktan sonra ölmüşse; bu adamın Allah’ın huzuruna çıktığında verebilecek hiçbir mazereti yok. Kendini savunabilecek hiçbir şeyi yok. Çünkü ben sana kırk sene ömür verdim. On beş yaşında buluğ çağına erdin. Kırk yaşına kadar yirmi altı sene. Yirmi altı sene çok uzun bir zaman. Allah’ı bilmek, tanımak için, ona kul köle olmak için çok uzun bir zaman. Bu yirmi altı seneyi boş şeylerle harcadığın zaman sen hesap veremezsin kardeşim. Hesap veremezsin. Aldatılanlardan olursun. Şeytanın kandırdıklarından olursun. Bazıları böyle böyle vesveselerle, şeytanla mücadele halindeyken bazılarının da etrafında iki ayaklı şeytanlar ikaz ediyor. “Bak kardeşim, kendini bu Allah yoluna çok kaptırdın, namazı niyazı hiç kaçırmıyorsun maşallah. Zikir, şükür, ilimler, hadis ezberleri… Çok iyi gidiyorsun ama fazla dalma, çok hızlı gitme!” Bazılarına da böyle iki ayaklı şeytanlar geliyor. O kardeşler de şöyle cevap veriyorlar. Elhamdülillah, bunları da işittim. “Çok geç kaldım. Yirmi beş yaşındayım, çok geç kaldım. Allah’a yönelmekte, Allah’a dönmekte, Rabb’imin ismini her gün zikretmekte çok geç kaldım.” Böyle cevap veren dervişler de var. Bir önceki şeytanla mücadele hâlinde, bir sonraki iki ayaklı şeytanlarla mücadele hâlinde. Hangisi olmamız lazım? Allah’a bir an evvel yönelenlerden olmak lazım. İşte bu geceler özel gecelerdir. Yani yapacağımız çok az bir hareketle çok uzun mesafeleri katedebileceğimiz gecelerdir. Çok iyi değerlendirmek lazım. Sanki kalbimiz durmuş, bizi hastaneye yetiştirmişler, şok vermişler, tekrar hayata geri dönmüşüz gibi Allah’a dönmemiz lazım. İkinci bir şansı elde etmiş adam gibi Allah’a dönmemiz lazım. Sanki gözleri kör olmuş, ondan sonra bir tedavi bulmuş, iğne olmuş ve tekrar gözleri açılmış âmâ adam gibi Allah’a dönmemiz lazım. Bu gecelerde bu gibi adamlar gibi Allah’a dönmemiz lazım. Sanki yeni bir hayata başlamışım gibi. Dönmezsen her an ecel çizgisi gelip seni alıp götürebilir. Her an bunu yapabilir, kaçamazsın.
Tebliğ et!