O dünyaya saplandı ve hevesinin peşine düştü. Aah! Bu dünya sevgisi var ya bu dünya sevgisi… Bir meta, bir kadın sevgisi… Belam paraya kanmadı, Belam karısına kandı. Halbuki yaşlı başlı bir kocakarı ya. Neyine kanacaksın bunun ya? Çenesinin dırdırına aldandı. ”Ben sana bu kadar hizmet ettim.” Klişe sözdür, ”Saçımı süpürge ettim. Bu kadar hizmetim oldu. Sana bu kadar çocuk yetiştirdim. Benim dediğimi yapacaksın ey kocacığım” dedi, Belam’ı kandırdı. İmam Rabbani Hazretleri mektubatta dünyayı, gelinlik giymiş bir kocakarıya benzetir. Gelinlik giymiş kocakarı… Şimdi, gelinlik giymiş, peçeyi üstüne kapatmış. Adam kadınla evlenmiş görücü usulü, kadını hiç görmemiş. Zifaf gecesine bir gidiyor odaya, peçeyi bir kaldırıyor, bir bakıyor, kocakarı. ”Ya ben bunu almadım. Ben, benim gibi genç bir insan aldım biliyorum. Bu, kocakarı!” Gelinlik çok güzel, çok çekici ama bu kocakarı! Çizgiler çıkmış yüzünde, yaş 55… Bununla evlenilmez. Nasrettin Hoca evlenmiş, eski usul tabii, görücü usulü olduğu için hoca çok takvalı, ”Hiç görmeme gerek yoktur, güzel diyorsanız tamamdır.” demiş, kadınla evlenmiş. Zifaf gecesine bir giriyorlar, kadının peçeyi bir kaldırıyor. Kadın kocakarı. Çirkin mi çirkin bir kadın. Çirkini de yaratan Allah’tır, güzeli de yaratan Allah’tır. Bir açıyor peçeyi, kadın çirkin. Kadının ilk kelimeleri şu oluyor: “Hocam, ailenden kime görüneyim, kime görünmeyeyim? Sen şeriat ehli bir adamsın. Fetva ver.” Hocanın cevabı şu: “Hatun, bana görünme de kime görünürsen görün.” Serbest, kime görünürsen görün yeter ki bana görünme. Bu dünya kardeşler; bir kocakarı gibidir. Elbisesine aldanmayın, süslerine aldanmayın. Bir kilo boya sürmüş, takmış takıştırmış, kokuyu basmış, bir kilo koku bastırmış, 50 metre öteden kokusu geliyor. Başımı çevirmiyorum anlıyorum bir tane kadın geçiyor. 50 metreden kokusu geliyor. Esnaf arkadaşlarım da bana dert yanıyor: “Bu zamanda Müslüman olmak çok zor hocam. Ben kendimi evliya gibi görüyorum.” diyor. Vay arkadaş ya! Bu kadar kolay mı? Bak bak nereden kıyas yapıyor. “Niye kardeşim böyle görüyorsun?” “Hocam, her tarafta güzel kızlar var. Eskiden bu kadar güzel kızlar yokmuş hocam. Ben babamdan biliyorum, babam anlatıyor.” diyor. “Kızlar gittikçe evrim geçiriyor hocam daha da güzelleşiyor.” diyor. “Boya sürüyorlar, takıyorlar, takıştırıyorlar, parmaklar boyalı, bir kilo koku…” diyor. Diyorum ki: “Oğlum, bunlar gerçek değil, bunlar çakma güzel. Bunlar badanalı boyalı kızlar. Aldanma bunlara, bunlar sanal. Sen güzel kızı öbür tarafta göreceksin. Çakma bunlar. Bir gece rüyanda bir huri gör, bak o zaman bu kızlar güzel mi?” Allah Teala Hazretleri, bir gece rüyamda, bu dervişe iki tane huri gösterdi. Anladım ki bunlar dünya kadını değil. Müthiş bir güzellik. Allah Teala Hazretleri, cennette hepimize beraber olmayı nasip etsin. Amin. Efendimiz Aleyhisselam hadislerinde: “Her Müslüman’a iki huri vardır” diyor. Hanımından sonra iki huri ile evlendirilir. Bu diğer evleneceği huri kızlarından daha güzel iki tane huridir. Ama hanımı en güzel kadın olacaktır. Dünya kadını, cennet kadınlarından çok daha güzel olacaktır orada. Nerden girdik bu huri işlerine? Kardeşler, beni bu tarafa sokmayın ya! Allah aşkına. Rüyamda iki tane huri kızı gördüm. Müthiş bir güzellikti. Sabah uyandım, hanımıma bakışım değişti. Hatun dedim: ”Bundan sonra senle olan ilişkimizi gözden geçirmeye karar verdim. Kendine dikkat et, ayağını denk al.” Bunlar güzellik değil! Güzelliğin en önemlisi ahirettedir. Geçici olmayan güzellik, kalıcı olan güzellik…. Efendimiz Aleyhisselam ne buyuruyor? ”Cennet hurilerinden bir tanesi peçesini kaldırsa ve dünyaya sadece yüzünü gösterse, dünya ehli erkeklerin tamamı deli olur, akıllarını kaybederler.” Bir kıza bakarken insan aklını kaybeder mi, makul bir şey midir bu? Ama cennet hurisi öyle bir güzel ki! Peygamberimiz Aleyhisselam hadislerinde böyle anlatıyor. Olay bu kardeşler. Aldanmayın! Bu kocakarı. Takıp takıştırdığına bakmayın, kokusuna aldanmayın. Ne yaparsan yap, yaş 55. Yer çekimini engelleyemezsin. Sen çökmüşsün, sen kocakarısın ey dünya! İmam Rabbani temsil getiriyor. Dolayısıyla biz müminler yönümüzü sonsuz olan yaşama döndük. Geçici olanla ilişkimiz yoktur. Herkesten daha çok çalışırız, herkesten daha çok helalin peşinden koşarız ama geçici olduğunu biliriz. Belam hakkında diyor ki? “O geçici olduğunu bilmedi. O geçici olana aldandı ve kalıcı olanı, geçici olana tercih etmedi. Bunu, onun yani ahiretin önüne koydu ve kaybedenlerden oldu.”
Tebliğ et!