Tamamıyla teslim oldum İbrahim’in dediği gibi, diyor. Ben teslim oldum Rabb’ime. Ben teslim oldum. İşte biz Müslümanlar da bu kelimeyi söyleyeceğiz. Müslüman mıyız? Allah’a hamd olsun. Elhamdülillah. O zaman ben teslim oldum. Bunu diyeceksin. Bir dizi seyrettim internetten. Yunus Emre diye bir diziyi kardeşim bana göndermiş. Bir kaç bölüm seyrettim çok hoşuma gitti. Ehlisünnet akidesinde harika bir dizi yapmışlar. Ta ki son bir kaç bölüme gelinceye kadar. Ya son iki bölüm ya son üçüncü bölümde bir olay cereyan etti dizide. Bakın şimdi bir adam nasıl gavur olur? Dizi başından sonuna kadar ehlisünnet akidesini anlatıyor, tasavvuf meclislerindeki muhabbeti, keyfi anlatıyor. İnsanların nasıl tasavvuf vesilesiyle İslam’ı daha içine sindirdiklerini anlatıyor. Peygamber ve sahabesinin, Allah’ın selamı onların üstüne olsun (Amin), nasıl tasavvufi bir yaşam yaşadığını anlatıyor. Ama bir yere geldi dizi. Osmanlı toprakları içinde yaşayan bir Ermeni vatandaş bir sualin cevabını arıyor. Sual ne? “Kelime-i tevhidin manası nedir?” O hocaya soruyor, bu dervişe soruyor, bu hacıya soruyor. Kimse kelime-i tevhid manasını veremiyor. Kelime-i tevhidin manası ne? Allah’tan başka ilah yok, Muhammed Mustafa onun kulu ve Resulüdür. Sallallahu Aleyhivesellem. Manası bu. Bunu da bir çok hoca bu adama söylüyor. Ama tatmin olmuyor. Sözden tesir almıyor. En son buna kimi tavsiye ediyorlar? Şeyh Taptuk Emre. Yunus Emre hazretlerinin şeyhidir, üstadıdır. Şeyhe gidiyor, ”Efendim ben aylardan beri dolaşırım, kalbim İslam’a ısınmıştır fakat giremiyorum, son hamleyi yapamıyorum.” diyor. ”Evladım seni engelleyen nedir?” diyor. ”Kelime-i tevhidin manasını bana düzgün bir şekilde anlatan bir adama denk gelmedim. Bana şunun manasını verirseniz bu kadar da kardeşim burada şahittir, ben İslam’a gireceğim.” Şeyh Efendi diyor ki: “Gel yanıma. Dizlerini dizlerime ver. Kulağını getir.” diyor. Ermeni vatandaş şeyhin yanına kulağını getiriyor. Şeyh kulağına fısıldıyor. O Ermeni kişi, o Hristiyan kişi kafasını geriye çekiyor, ağlamaya başlıyor. ”Buldum. Kelime-i tevhidin manasını buldum. Şahit olun ben Müslüman oldum.” diyor. Şimdi buraya dikkat! Şeyh Efendi diyor ki: “O zaman sözlerimi tekrarla.” Müslüman olman için bazı kelimeleri söylememiz gerekiyor değil mi? ”Buyrun efendim” diyor. Şeyh başlıyor. “La ilahe illallah.” Karşı taraftakine diyor ki: “Tekrar et.” ”La ilahe illallah.” diyor. Şimdi normalde şeyhin ne söylemesi lazım? Muhammed’un Resulullah demesi lazım. Ama şeyh bunu söylemiyor. Bak dizinin başından sonuna kadar ehlisünnet akidesinde gayet gidiyordu. Sonra iki bölüme fitneyi koydular. Ne fitne? Diyalogçuluk fitnesi. Bir adam iki dinli iki donlu olabilir. Diyalogçuluk budur. Bu parelel darbe girişiminden sonra çok güç kaybettiler, darma duman oldular. Beddualar başlarına döndü ama hâlâ görülüyor ki kritik yerlerde adamları var. Sen bu kadar güzel bir diziye nasıl milleti gavur edecek bir şeyi koyabilirsin? Hocam bir adam La ilahe illallah dese Muhammed’un Resulüllah demezse olmaz mı? Olmaz. Yüzlerce ayeti inkâr etmiş olur. Bak bu Kur’an’ın bir kısmını kabul etmiş olur, içindeki yüzlerce ayeti inkâr etmiş olur. Örnek getireyim. “Kul in kuntum tuhibbûnallâh …” Ey habibim de ki, onlara söyle ki: “Eğer Allah’ı seviyorsanız (fettebiûnî) bana tabi olacaksınız.” (Ali İmran, 31) Bakın, Kur’an’a tabi olacaksınız demiyor. Allah’a tabi olacaksınız demiyor. Cebrail’e tabi olacaksınız demiyor. Ne diyor? “fettebiûnî” Bana tabi olacaksınız. Allah bunu peygamberine emrediyor. Böyle söyleyeceksin, diyor. “yuhbibkumullâh” Ki Allah da sizi sevsin, “ve yagfir lekum zunûbekum” ve günahlarınızı bağışlasın. (Ali İmran, 31) Bu gibi yüz tane ayet var, şimdi burada sayamam. Sen sadece “la ilahe illallah” dersen ve Peygamberimizi kabul etmezsen ne oluyor? Ben yarısını kabul ederim İslam’ın, yarısında da kendi dinim üzere devam edebilirim, demiş oluyorsun. İşte buna iki dinli adam deniyor. Böyle bir insan olmaz. İki kişilikli adam. Psikolojide bir tabir vardır. İki kişilikli. Bu adama ruhi bozukluğu olan adam denir. Mahkemede şahitliğini kabul etmezler devlet kanunlarında. Psikolojik olarak bu teşhis konduğu zaman bir adama, kişilik bozukluğu teşhisi konduğu zaman mahkemede şahitliği kabul edilmez. Neden? Olmayan şeyleri olmuş gibi söylüyor. Kişiliği değişiyor. Bir gün çok muhabbetli, bir gün çok güleç sevecen, ertesi gün kin dolu önündeki herkese küfür ediyor. İki kişilikli adam gibi olma Müslüman! Sen tek bir dinin tabisi olmak zorundasın. İki yok.
Tebliğ et!