İslam tarihinde iki tane sahabi vardır. Birisi, Hazreti Muaviye. Radiyallahu anh. Bir de bunun bir oğlu vardır. Babası bir sahabedir, vahiy katibidir, oğlu bir zalimdir: Yezit. Hz. Hüseyin efendimizin katili. Bir sahabe daha var, sahabelerin en üstünü: Ebubekir Sıddîk Oğlu kim? Oğlu Abdullah. Hz. Osman’ı öldürmeye gelen 1500 kişilik grubun başındaki adam Bakın, babaya bakın, oğula bakın. Babaya bakın, Hz. Muaviye Radiyallahu anh. oğula bakın, Yezit. Peygamberimizin torununu kesmiş. Hangi babadan, nasıl bir oğul çıkmış? Bunu iyi hesap edin kardeşler! Hz. Osman’ın şehadetini anlatan tarih kaynaklarımız ne diyor? O, terörist grup, o anarşistler, Hz. Osman’ı öldürmek için geldiklerinde 1500 kişi evinin etrafını kapsadı. Hz. Osman’ın evinin önünde kim vardı? Bütün sahabeler korkuyor. Üç kişi vardı evinin önünde. 1) Hz Ali. 2) Hz. Hasan 3) Hz. Hüseyin. Allah o üçünden razı olsun. Kapının önünde kimse içeriye adım atmasın diye bekliyorlar. Kimi koruyorlar? İslamın 3. halifesini: Hz. Osman radiyallahu anhı… Efendimiz Aleyhisselam’a sahabeler geliyor, diyor ki: ”Ey Allah’ın Rasulu! Ali’ye karşı senin çok değişik bir muhabbetin var. Çok değişik bir sevgin var. Neden onu bir çoğundan fazla seviyorsun?” Efendimiz Aleyhisselam soruyu soranlara diyor ki: ”Bir insan size bir kötülük yapsa, siz ona nasıl cevap verirsiniz?” ‘İyilik yaparız ya Allah’ın Rasulu.” Aynı insan bir daha bir kötülük yapsa nasıl cevap verirsiniz? İyilik yaparız Ya Allah’ın Rasulu. Peki bir kötülük daha yapsa ne cevap verirsiniz? Sahabeler susuyorlar. Şimdi diyor O sorduğunuz kişiyi bana çağırın diyor, Ali’yi çağırın. Kardeşim yanıma gelsin. İmam Ali radiyallahu anh geliyor. ”Ya Ali Bir sualim var.” Buyrun ey Allah’ın Rasulu” ”Sana birisi kötülük yapsa, nasıl cevap verirsin?” İyilik yaparım ya Allah’ın Rasulu. İkinci defa soruyor, üçüncü defa soruyor, yedinci defa soruyor. İmam Ali diyor ki: ”Yine iyilik yaparım ey Allah’ın Rasulu” ”Hiç kendinizi boşuna yormayın. Bana ne kadar kötülük yaparsa yapsın, ben ona iyilik yaparım” Örneği var mı bunun? İslam tarihinde İmam Ali’nin söylediği sözü yaşadığının örneği vardır. Hz. Muaviye ile Hz. Aişe anamız, kötülük yaptı mı yapmadı mı? Yanlış bir içtihatta bulundular ve 4. halife Hz. Ali’ye karşı ordu topladılar. Bu isyandır. İslamiyete göre yanlış bir iş yaptılar. Bunun hesabı onlara aittir. Ahirette karşılaşacaklar. Ancak Hz. Ali ne yaptı? Savaşı kazandı. Hz. Aişe’ye karşı yaptığı savaşı kazandı. Hz. Aişe anamıza ne yaptı? Gitti devesinin terkisinden tuttu, ona tek bir kelime söylemedi. Tek bir kelime söylemedi. Aldı onu, devesinin terkisinden tuttu, evine götürdü, bıraktı. Sahabiler geldiler, dediler ki: ”Sana karşı isyan bayrağı açan, Muaviye ve Aişe’ye münafık diyebilir miyiz? Kesinlikle diyemezsiniz dedi. Mü’min olduklarına ben şahidim. Kafir diyebilir miyiz? Münafık, kafirden daha eşeddir Derece olarak, cehennemdeki en alt mertebede münafık vardır. İki yüzlü adam. ”Kafir diyebilir miyiz? diyemezsiniz.” ”Ne diyebiliriz?” ”Ancak, asi diyebilirsiniz, Allah onların günahını affetsin.” Amin… Bak! Hz. Ali’nin sözüne bak: ”Allah onları affetsin.” İşte, ”Hiç kendinizi boşuna yormayın Ey Allah’ın Rasulu” Bana istediğiniz kadar sorun ben derim ki: ”Yine iyilik yaparım” Bu, imanda hakkel yakine ermiş bir zattır. İmam Ali. Cennette inşallah sofrasına otururuz. Şimdi, Bundan bir kademe üstün bir zat var. Hz. Osman radiyallahu anh, üçüncü halifemizdir. Ehli Sünnet olan müslümanların sevgi akidesi, sevgi sınırlaması nasıldır? Sahabeleri sevme sıralamamız hilafet derecesine göredir. 1) Ebu Bekir, 2) Ömer, 3) Osman, 4) Ali. Allah onlardan razı olsun. Amin. Rasulullah buyurdu (sallallahu aleyhi ve sellem) ”Bir münafığın kalbinde şu dördünün sevgisi birleşmez; Ebu Bekir, Ömer, Osman, Ali.” Kimin kalbinde bir tanesini sevmiyorum, ben Ömer’e karşı limoniyim hocam. Ben Ebu Bekir’i seviyorum, Ali’yi sevmiyorum hocam. Ben Ali’yi seviyorum, Osman’ı sevmiyorum hocam. Kimin varsa bunun kalbinde münafıklıktan bir şube vardır. Hadisle sabittir. Dördünü de seveceksin. Ehli sünnet olmanın ana şartı budur. Şimdi, Hz. Osmanın kapısında kim var? 3 tane cengaver. Hz. Ali, Hz. Hasan, Hz. Hüseyin Hz. Ali diyor ki: ”Ben gideceğim, kapıdan, sakın ayrılmayın! Kardeşime ekmek getirmem lazım, su getirmem lazım. Su almasına izin vermiyorlar, Hz. Osman’ın O kuyuyu, Rumei kuyusunu kim satın aldı? Yahudiden kim satın aldı? Hz. Osman satın aldı. Kendi satın aldığı ve mü’minlere hibe ettiği kuyudan 1500 kişilik o anarşist grup, su içmesine, su almasına izin vermiyor. Hz. Ali’ye karşı gelebilirler mi? Tabii ki gelemezler. İmam Ali bütün ihtiyaçlarını karşılıyor. Bir akşam evine geliyor. Akşam namazından sonra. Diyor ki: ”Halife, bana izin ver bir vaaz yapayım. Vaazda halkı bilinçlendireyim, kılıçlarını kuşansınlar. Bunların tamamını tepeleyim. Hepsini kılıçtan geçireyim. Bunlar anarşist, belli ki bunlar seni öldürmeye gelmiş. Halifemiz ne diyor? ”İslamiyette, bu mübarek beldede Medine’de daha önce müslüman kanı dökülmedi. Ben, gelecek olan müslümanların, nesillerinde ilk kanı döken Osman’dır sözünü işitmek istemem. İlk kanı ben dökmeyeceğim.” Hz. Ali diyor ki: ”Sen dökmezsen onlar dökecek. Bunların niyeti bu. Seni öldürmeye gelmişler.” ”Olsun, Sabredeceğim” diyor. Ve Hz. Ali efendimize gördüğü rüyayı anlatıyor. Ya Ali, otur şuraya. Sana gördüğüm rüyayı anlatayım. Rüyamda, burada, şu anda oturduğumuz yerde Rasulullah aleyhisselam önünde bir sofra, sağında Ebu Bekir solunda Ömer vardı. Tam sofranın önünde de benim bulunduğum yerde de bir tas çorba. Sanki, benim gelip yemek yememi bekliyorlardı. Onlara yemekte katılmamı bekliyorlardı. Rasulullah bana buyurdu: Ey Osman, istersen sana dua edeyim, Allah yardım göndersin, istersen gel, bugünkü orucunun iftarını bizimle beraber aç. Hz. Osman bu rüyayı anlatıyor ve peşinden diyor ki: ”Ya Ali sevenleri ayırmak olur mu? Sevenleri bekletmek olur mu?” Bunu dedikten sonra İmam Ali meseleyi anlıyor. Birkaç gün içinde evin içine giriyorlar, Hz. Hasan ve Hüseyin efendimizi yere indiriyorlar ve Hz. Osman’ın gırtlağına sarılıyorlar. Gırtlağına sarılan kişi kim? Hz. Ebu Bekir’in oğlu Abdullah. Gırtlağına sarılıyor, sakalından tutuyor Hz. Osman’ın Ve sakalını çekmeye başlıyor. Hz. Osman, Abdullah’a bir şey söylüyor: Ey Abdullah! Senin baban benim dostumdu. Baban seni şu halde görseydi ne derdi? Şu halde görseydi ne derdi? Abdullah, hemen sakalını bırakıyor. Gözleri fal taşı gibi açılıyor. Allah’ım sen beni affet diyor kapıdan kaçıyor. Peşinden gelenler demirlerle Hz. Osman’ın kafasına kafasına vuruyorlar. Hemen orada şehit ediyorlar. İşte baba Ebu Bekir, işte oğul Abdullah. İşte baba Muaviye, işte oğul Yezit. Kardeşler! Kimsenin takvası kimseyi kurtaramaz. Şu halde biz ne yapalım? Gelin şu nefislerimizi ateşten satın almaya çalışalım. Allah bizi muvaffak kılsın. Amin
Tebliğ et!
Kimin kimden derece olarak hak katında üstün olacağını yanlız Allah celli celali hu bilir.Ve kimsenin sevgisinde ki sıralamayı kimse belirleyemez.Dinin kuralları vardır evet ama gönül kimi ne kadar sever, kimi daha çok sever, gönüle kural koyamazsın güzel kardeşim.Allah hepimizi gerçekten Ehlibeyti, ve tüm Allah dostlarını sevmeyi nasip etsin Amin ecmain.