Almanya’dan Müslüman kardeşim geldi ziyaretimize. Bir mesele anlattı. Bakın daha önce hiç duymadığınız bir mesele nakledeceğim. Yaşanmış bir olay. Hocam dönerci dükkânıma bir ateist geldi, diyor. O mekanda çalışıyor. Ateist de sıradan bir ateist değil, makine mühendisi. İki gün döner, dört gün döner konuşmaya başladık, diyor. Türk, Türk vatandaşı. Ahiretten bahsettim, Kur’an’dan, sünnetten bahsettim. Adam bana dedi ki: “Ben inanmıyorum ya!” “Nasıl yani?” dedim. “Ben ateistim.” dedi. Kardeşim diyor ki: “Ben de ölümden girdim. Bunlara ölümden girmek lazım hocam.” diyor. “Ölümden bahsedince bunlar korkmaya başlıyor. Peki yarın öbür gün öleceksin sen. Yaşın gelmiş kırk beşe. On beş sene, yirmi sene ya varsın ya yoksun.” Ateist ne cevap verse beğenirsin? “Ölüm diye bir şey yok siz yanlış biliyorsunuz.” Sübhanallah, Sübhanallah. Bakın şimdi, dayandığı noktaya bakın! Kişi nakil ile çalışmazsa akılla çalışırsa uydurur. Sağır duymaz uydurur, cahil bilmez uydurur. Dayandığı noktaya bakın! “Ölüm programlamayla alakalıdır. İnsanlar dünyaya geliyor. On beş yirmi yaşına gelince ben bir gün nasılsa öleceğim diye kendisini programlıyor. Altmışa yetmişe gelince, tamam artık ölme vaktim geldi, diyor ve ölüyor. Ben öleceğimi düşünmüyorum ki!” diyor. “Eee, sen ölümsüz müsün yani?” “Ben ölmeyeceğim, ölümsüzüm ben.” diyor. Ya oğlum! Mortal Kombat mı bu ya? Sen ne ayaksın ya? O oyunda oğlum oynuyor. Birisini öldürüyor ve parçalara bölüyor. Yaratığı, dövüştüğü kişiyi parçalara bölüyor. Tamam diyorum bu artık bir daha canlanmaz. İkinci raunt diyor, adam bir daha canlanıyor. Mortal Kombat mısın sen ya? Ölüm bana yok, diyor! Makine mühendisi ateist, buyur! Zekâ seviyesine bak. Ölüm yok diyor. Milyonlarca insan gelmiş gitmiş. Hepsi ölmüş krallar mırallar. Birileri ölmese bu krallar ölmez, ülke liderleri ölmez. Bunlar gidiyorsa sen havada gideceksin kardeş kusura bakma. Havada gideceksin! Bu kafa uydurukçu kafasıdır. Uydurukçu kafası! Bir nakil getirdim. Bir sual sormuştu, onu nakletmeden geçemeyeceğim kardeşler. Şimdi ateistlerle şu anda ülkemizde en yakın olan Müslüman grubu hangisi? Ateistlerle mealciler. Mealciler… Peygamberi reddeden, Peygamberimiz Aleyhisselam’ın sünnetini tamamen reddeden iki grup. Şu anda ittifak halindeler. Tek gayeleri var İslam’ı yıkmak. Bir sual geldi, naklediyorum. “Ateistler ve mealciler eski insanların uzun yaşamadığını iddia ediyorlar. Ne dersiniz?” Bütün Müslümanlar bilir ki evvelki insanlar ilk yaşayan insanlar bizden çok daha fazla yaşadı. Ama ateistler bunu reddediyor, mümkün değil diyor. Onlar zaten inanmıyor reddetmesi normal. Bizim içimizden Müslüman gibi görünen bir grup da, Allah’ın ayetlerini ve Peygamberimiz’in bu konudaki hadislerini reddediyorlar. Uzun yaşamak diye bir şey yok, mantığımıza uymuyor, diyorlar. Soru bununla alakalı. “Selamün aleyküm. Hocam ateistlerle mücadelede size bir fikir danışmak istiyorum. Hocam ateistler eski insanların ömrünün ortalama yirmi sene olduğunu söylüyor.” Kur’an ve sünnet diyor ki, bizden çok daha fazlaydı. Bunlar ne diyor? Tam tersi…Onlar çok daha az yaşıyordu. Yirmi sene… “Ve bunu sözde bilimsel bilgi olarak sunuyorlar. Efendimizden önceki peygamberlerin uzun yaşamalarını nasıl açıklarız bunlara? Mealistler, bu ayetleri de tahrif ve tevil etme uğraşında. Ehli sünnet âlimlerinin buna cevabı nedir? Selametle.” Ve aleyküm selam. Biz Müslümanlar inanışlarımızı teorilere ve hipotezlere göre değil, Allah ve peygamberlerinden öğrendiğimiz açık delillere göre belirleriz. Ateistlerin Kur’an’a inanmaması normaldir. Allah’a değil hevalarına tapma yolunu yani kolayı tercih etmişlerdir. Şimdi bir ateist için yalan söylemek, iftira etmek günah mıdır? Kumar oynamak, içki içmek, zina etmek günah mıdır? Adam zaten inanmıyor. Bunların tamamı serbest! Haluk Nurbaki Hoca’nın deyimiyle: “Ateistler kadar dünyada yalancı yoktur. Ben bir ateiste saat bile sormam. Onu da yalan söyler!” Kanser bilimci bir doktordur Haluk Nurbaki Hoca. “Ben bir ateiste saat bile sormam, onu bile yalan söyler.” diyor. Şimdi bunların hayatı yalan. Adam maymundan geldiğini söylüyor ya! Bundan büyük yalan olur mu? Bundan daha büyük yalan yok! Biz insanlar hayvandan türedik diyor, hayvandan dönüştük diyor. Hadi ateistin bunu söylemesi normal. Hocalara ne dersin? Bugün ülkemizde Adem’in de babası vardı, onun da babası vardı, diyen hocalar yok mu? Biz maymundan evrildik, diyen hocalar yok mu? Var! İttifak hâlindeler. İslam’ı evrimle yıkmaya çalışıyorlar. Allah bunları kurtarsın. (Amin) Amin. Mealciler ise hem Kur’an’a inandıklarını söylüyor hem de Allah’ın kudretini delillendiren onlarca mucize ayetini inkâr edebiliyorlar. İşte asıl şaşılması gereken nokta burasıdır! Konu hakkındaki ayet ve hadislere baktığımızda, ilk insanların yaşının bizden çok daha fazla olduğunu görüyoruz. Mesela, Kur’an-ı Kerim’de Hz. Nuh Aleyhisselam’ın yaşıyla ilgili olarak şöyle buyrulur: “Andolsun ki biz Nuh’u kendi kavmine gönderdik de o, dokuz yüz elli yıl onların arasında kaldı.” (Ankebût, 14-15) Kaç yıl kalmış kardeşler? Dokuz yüz elli yıl! Bu ne demektir? Bir peygambere, peygamberlik kaç yaşında verilir? Kırk yaşında! Dokuz yüz elli yıl onların arasında kaldığına göre, peygamberlik kırk yaşında geldiğine göre dokuz yüz doksan sene boyunca kendi kavmine tebliğde bulunmuş. Sonra helak olmuş tufanla beraber. Ondan sonra bir dönem daha yaşamış. Âlimler bin elli sene, bin yüz sene civarı yaşadığını söylüyor. Yeni insanlığın neşvünemasıyla (gelişme, büyüme) beraber. Allah’ımız diyor ki: “O dokuz yüz elli yıl onların arasında kaldı. Sonunda onlar zulümlerini sürdürürken tufan kendilerini yakalayıverdi. Fakat biz onu ve gemidekileri kurtardık ve bunu âlemlere de bir ibret yaptık.” Ankebut suresi 14 ve 15. ayetler… Şimdi ben önümde bu kadar açık ve net bir ayet varken uyduruk hipotezlerle Allah’ı ve Resulü’nü yalanlayan ateistlere mi inanayım? Aklına uymayan ayetleri tevil ve tahrif eden mealistlere mi inanayım? Yoksa, “Hak ancak Rabb’indendir, artık sakın şüpheye düşenlerden olma.” (Bakara, 147) buyuran yerlerin ve göklerin yaratıcısına mı inanayım? Kime inanayım? Uzun yaşamanın hikmetlerinden birini söylemek gerekirse; başlangıçta yeryüzündeki insan sayısı az olduğu için Allah tarafından ömürleri uzun kılınmıştır. Sonraları dünya nüfusu çok arttırıldığı için ömür miktarları kısaltıldı. En doğrusunu Allah bilir. Allah diyor ki ben yaşattım, bunlar diyor ki mümkün değil. Mealciler ne diyor? “Aklımıza uymuyor.” Sen zaten nasıl başladın? Hadislerden aklımıza uymayanları atarız, aklımıza uyanları alırız. Ama o orada kalır mı? Dinden taviz verdiğin anda Vatikan İslam’ına dönersin. Hristiyanlığa dönersin. Hadislerden geçtiler şimdi ayetlere. Aklımıza uymayan ayetleri… Dokuz yüz elli sene bir adamın yaşaması mümkün değil. Aklımıza uymayan ayetleri de atabiliriz, dediler! Bu kafa ateist kafasıdır. Müslüman! Ateisti Müslüman yapacağım diye gavur olma. Aklını kullan! Kapı komşun olan eş cinseli, erkeğe dönüştüreceğim diye sen de eş cinsel olma. Aklını kullan! Adamın yan komşusu erkek iken dönmüş. Ovalimsi bir hâle dönmüş. Fıtratını bozmuş. Şimdi bu Müslüman da onu eski hâline döndürmeye çalışıyor. Kardeşim bunlar yanlış şeyler, diyor. Gel benimle beraber namaza, sohbete diyor. Eş cinsel de buna diyor ki: “Sen benle beraber, benim takıldığım ortamlara gelirsen bir ay; sen de benim gibi ovalimsi tavırlarda bulunursan, kadınsılaşırsan senin samimi olduğuna inanırım ben de seninle camiye gelirim.” diyor. Bu ne diyor bu? Güya hayır sahibi Müslüman! “Tamam ya, beraber takılırız. Ben seni erkekleştireceğim.” Ama bu adam eş cinsel oluyor. Bana gelen binlerce garip mesajdan bir tanesi: “Hocam bende de bazı gariplikler var, değişiklikler var ya!” diyor. Kardeşim! Sübhanallah. Kiminle takılırsa o olursun. Kimle takılırsan o olursun! İnsan fıtratı böyledir. Dört tane kız kardeşi olan erkek kardeşe bakınız! Erkek kardeş beşinci, dört tane ablası var. Bunlar hep aynı evde yaşıyorlar. O erkeğe bakınız! Tavırları, hareketleri bir erkek gibi değildir. Daha çok kadınsı gibidir. Çünkü devamlı kızlarla muhabbet ediyor, devamlı onlarla konuşuyor. İlgi yönleri, alakaları hep onlara doğru teşvik olur. Bu böyledir. Sen bir eş cinselle dostluk yaparsan, arkadaşlık yaparsan meyledersin. Harama meyletmek helale, doğruya meyletmekten çok daha kolaydır. Hadise bu! Ateistin bir tanesi de mesaj göndermiş. Bu da çok garip bir mesaj. “Hoca! Hoca!” Ben bunlardan ‘Hocam’ diye hitap edeni görmedim. Hep beni aşağılama tabiri kullanıyor. Hoca! Hoca! Marstan geldim ben çünkü, hoca diye hitap ediyor. “Senin inandığın Allah’a inanırsam Valhalla’ya gitme ihtimalimi kaybederim.” Ateistin mesajı… Valhalla ne biliyor musun, valhalla? İskandinav ülkelerindeki insanların… Bu Norveç İsveç filan var ya, bunlar İskandinav insanı. Bunların geçmiş dönemdeki tanrıları… Valhalla bunların cenneti. Bizde nasıl cennet var, cehennem var. Bunların da cenneti Valhalla. İskandinav cenneti… Onların tanrıları falan var. İşte Odin’di Thor’du falan. Filmlerde bunları görüyorsun zaten. Ateistin dediği lafa bak! Ben senin Allah’ına inanırsam diyor Valhalla’ya gidemem. E sen de bir dine inanıyorsun işte. Batıl bir dine inanıyorsun. Madem batıl bir dine, saçma bir dine inanmak senin için normal. Bunu yapabiliyorsun, gel hak dine inan. Kurtar kendini, kurtar ebedi hayatını. Ama yok, kolayına geliyor. Valhallaya gitmek için içkiyi bırakmak zorunda değilim, namaza başlamak zorunda değilim. Zekâttı, sadakaydı falan hacca gitmek yok böyle bir şey, diyor. Sohbet meclisleri, ilim meclisleri yok. Kitap okumak, gerek yok. Her şey serbest, Valhalla’dasın! Vallaha sen cehenneme gideceksin. Valhalla falan değil, vallaha. Bu kafayla gidersen cehenneme gidersin, başka bir yere gidemezsin. Allah bu insanları kurtarsın.
Tebliğ et!