Yani ne diyor adam? Çoğunluk böyle yaptığı için meşru olan yol budur. Çoğunluk faizle iş yapıyor, esnafın çoğunluğu bankaya gidiyor, faizli kredi çekiyor ve yeni iş kuruyor. Demek ki doğru bu! Hayır! Hayır, hayır. Doğru bu değil. Çoğunluğun yaptığı doğru değildir. Doğru, Allah’ın ve Peygamberinin bize bildirdikleridir. Bunun ötesine geçtiğin zaman sapıtanlardan oluyorsun. Sen onların çoğunluğuna uyma diyor Kur’an. Bana göre böyle, bana göre şöyle. Çin’in nüfusu kaç şu anda? Bir buçuk milyar. Sadece Çin… Bir buçuk milyar! Dünya’nın en kalabalık milleti. Sonra Hindistan geliyor. Çin’in resmi dini ne kardeşler? Budizm’dir. Kel, şişman bir tanrıya taparlar. Buda… Kendi uydurdukları bir tanrı. Bir buçuk milyar insan Buda’ya taptığı için bazı insanlar şöyle diyebilir mi? Bu kadar insan da aptal olamaz ya! Bir buçuk milyar ya! Bir buçuk milyar insan buna tapıyorsa demek ki bu doğru bir ilah, dese olur mu? Yanlış bir zan ortaya koymuş oluyorsun. Hayır! Yanlış bir zan! Muhammed Aleyhisselam ve sahabileri ev sohbetleri yaparlardı. Hazreti Erkam’ın evinde. İnşallah umreye gittiğimizde o evi sizlere göstereceğim kardeşler. İslam o evden, ev sohbetleriyle başladı. Ev sohbetleri ile dünyaya hakim oldu. Ev sohbetlerini asla bırakmayacaksınız. Hazreti Erkam’ın evinde on kişi toplanıyorlar. Müşrikler binlerce insan; Muhammed Aleyhisselam ve sahabileri on kişi, gizli saklı Allah’ın ayetlerini anlatıyor, insanlara İslam’ı öğretmeye çalışıyor. Şunu diyebilir misin? Oradaki sahabilerden bir tanesi şunu diyebilir mi? Ya müşrikler binlerce, biz on kişiyiz. Demek ki onlar doğru. Bu mantık doğru bir mantık mıdır? Hayır değildir! Onlar zanna uyuyorlar. Zanna… Adam zanna uyarak şöyle diyor: “Ya hocam, bu gusül abdesti neden var ki ne gerek var ki bu gusül abdestine ya?” Bir adam yolda yürürken sağ bacağı çamura girerse ne yapar? Sağ bacağını yıkar. Yahut da başka bir sapkın grup şöyle; gusül abdesti almıyormuş ve bir fikir ortaya koyuyorlarmış. Fikir ne kardeşler? Bize göre gusül abdesti geçersizdir, gereksizdir. Neden? Çünkü bir sepetin içinde yirmi tane salatalık olsa, bu yirmi salatalıktan bir tanesi sepetten dışarıya düşse hepsini mi yıkarsın düşeni mi yıkarsın? Mantık ne diyor burada? Sadece düşeni yıkarsın. On dokuz tane salatalık temizdir değil mi kardeşler? İşte bu mantığa bakacak olursak gusül abdesti alacağımız zaman da gusül abdesti almamıza gerek yok(!) Cinsi münasebet yaptığın organın ne ise onu yıkaman yeterlidir. Bak fikir ortaya koydu, zan ortaya koydu. Ayetin tefsirinde İmam Fahreddin Razi diyor ki: “Müşrikler bu ayetten önce Muhammed Aleyhisselam’a geldiler dediler ki: ‘Siz insanların kestiği hayvanları yiyorsunuz. Allah’ın öldürdüğü hayvanları yemiyorsunuz. Bu nasıl bir mantıktır?’ diyorlar Muhammed Aleyhisselam’a.” Biliyorsunuz, İslam’da kendi kendine ölen bir hayvan leştir ve biz o hayvanı yiyemeyiz. Hayvancılar, bir hayvan çok hasta olduğu zaman onu ölüme terk etmezler, ölmeden önce keserler. Kendi hâlinde ölürse, Allah onun canını alırsa, hayvancı almazsa hayvan leş anlamına gelir. İslamiyet’te leş yemek de haramdır. Tıpkı kan içmek gibi. Bu ayeti kerime geldi. Müşrikler dediler ki: “İnsanların öldürdüğü hayvanları yiyorsunuz. İnsanlar kesiyor ve onları yiyorsunuz. Allah’ın öldürdüğü hayvanları yemiyorsunuz. Bu nasıl mantıktır?” Bak, zan ortaya koyuyorlar! Allah Teâlâ Hazretleri bu ayeti indirdi: “Sen insanların çoğuna itaat etme, onlara uyma. Çünkü onlar sadece bir zanna uyuyorlar.” (En’âm, 116) Fikir ortaya koyuyorlar. Gusül abdesti almayan, ben Müslüman’ım diyenler var bu ülkede şu anda. Gusül abdesti almıyor. Sabahleyin rüyalanıyor ya da hanımıyla cima yapıyor ya da kendi kendini tatmin ediyor. Bu yöntem doğru bir yöntem değildir! Ya da zina yapıyor ve cünüp oluyor ama gusül abdesti almıyor. Gerekçesi ne? Sadece o uzvumu yıkamam benim için yeterlidir, benim mantığıma uymuyor, diyor. Bütün bedeni niye yıkıyoruz? Gusül abdesti neden alırız kardeşler? Bu hikmetini de söyleyeyim hepinizin aklında bulunsun. Biz insanlar, bütün insanlar ezeli ervahta, ruhların yaratıldığı ve Allah’ın bize bir sual sorduğu o and, Allah’ımıza bir söz verdik. Dedik ki: “Sen bizim Rabb’imizsin. Dünyaya vardığımız anda, bize bedenler verdiğin anda, o bedenin içine girdiğimiz anda sen bize ne emrediyorsan biz şaşmayacağız. Ve seni asla unutmayacağız.” Biz Allah’a söz verdik kardeşler. Sen bizim kural koyucumuzsun ve biz seni hayatımızın sonuna kadar asla unutmayacağız. Bunu ezelde verdik biz. Dünya’ya gönderdi Allah Teâlâ bizi ve bizi hanımlarımıza, hanımlarımızı da bize mecbur kıldı. Evlenmemizi bize mecbur kılan en önemli özellik nedir kardeşler? Şehvet. İkimizin içine de şehvet koydu. Hem kadına hem erkeğe şehvet koydu ve bizi birbirimize mecbur kıldı. Birbirimizi tamamlıyoruz. Erkek olmadan kadın yaşayamaz, kadın olmadan erkek yaşayamaz. Devamlı bedenleri birbirini arzular. Bunun adına şehvet denir. Allah bunu içimize koydu ve bizi bununla sınıyor. Helal yoldan mi tatmin edecekler, nikâhlanarak yoksa haram yoldan mı tatmin edecekler, 50 TL’ye zina ile? Bunu sınamak için yaptı. Şimdi, insan bedenindeki en yüksek haz anı hangi andır kardeşler? İhtilam anı, boşalma anıdır. Bir erkek ya da kadının bu dünyada görebileceği en büyük fiziki hazdır bu. Daha büyük bir haz yoktur! Bu boşalma anında, o bir kaç saniyelik esnada bütün kullar, istisnasız bütün kullar Allah’ı unuturlar. Öyle bir haz alır ki, öyle bir zevk alır ki yaratıcısını o anda unutur. O zevki, o hazzı bir organıyla almaz. Dikkat buyurun! Bütün bedeni titrer ve bütün hücreleri ile o hazzı alır. O hazzı aldıktan sonra Allah; Kur’an ayetiyle, o abdest ayetiyle bize gusül abdesti almayı, pislikten necasetten temizlenmeyi, bütün bedenimizi yıkamayı farz kılmıştır. Gusül abdestini aldığımız an, sözleşmeye geri döndüğümüz an demektir. Sözleşme, ezelde yaptığımız sözleşme… Pislendik biz, eşimizle cima yaptık,, ilişkiye girdik, çok büyük haz aldık. Rabbim sana hamdolsun, bizi çocuk yaparken böyle bir hazla mükâfatlandırdın. Allah isteseydi sıfır hazla bize bunu emredebilir miydi? Zekât verirken haz yaşıyor musunuz kardeşler, zekât verirken? Bak o da Allah’ın emri. İslam’ın beş şartından bir tanesi. Parayı verirken böyle bir cinsel doyum yaşıyor musunuz? Kardeşim al be iki bin TL zekât param, al be. Haah! Müthiş bir haz yaşıyorum şu anda. Var mı böyle bir şey kardeşler? Yok! Bak, Allah zekâtı verirken bırak haz almayı canından bir parçayı veriyorsun ya! Mal canın yongasıdır. Atasözleri boş değildir. Hep bir ayetten ya da hadisten alınmıştır. Mal canın yongası demek parçası demektir. Hani parmağını kopartırsın ya. Parmağının ucunu kesersin bu parçadır. Mal da bunun gibidir. Malı verirken, o zekâtı verirken bazılarında kopar böyle, eli titrer. Kardeşim al bunu ama tamam vereceğim al. Eli titrer bırak haz almayı, adam işkence görüyor. Zekât verirken işkence görüyor. Böyle insanlar var kardeşler. Ya Allah bize cimayı, evliliği mecbur kılmışken… Çocuk sahibi olmak için evlenmek zorundasın, gayri meşru çocuk yapmak haramdır. Allah bize evliliği mecbur kılmışken ya bu cinsel münasebeti bir işkenceye çevirseydi. Her cinsi münasebet bizim için on kilometre koşu yapmak gibi olsaydı. Yapabilir miydi Allah böyle bir şeyi? Yapardı, bu onun için çok kolay. “Hac meşakkattir.” diyor Muhammed Aleyhisselam hadisi şerifinde. Hac, Allah bize farz kıldığı amellerden bir tanesi. İslam’ın beş şartından bir tanesi. Oraya gittiğin zaman bütün alışkanlıklarından uzak durman gerekiyor. Evindeki konforu orada bulamıyorsun. Devamlı bir sıkıntı, koşturma içerisindesin. Fiziki olarak yoruluyorsun. Ruhi olarak on yaş yirmi yaş gençleşiyorsun ama fiziki olarak çok yoruluyorsun. Ben yirmi dokuz yaşında gitmiş bir adam olarak çok yoruldum. Ama Rabb’ime hamd olsun imanımın iki misline çıktığını da hissettim. Sanki cebimdeki iki bin TL’nin dört bin TL’ye çıkmasını bilmem gibi. Allah izin verir de giderseniz oralara, o topraklara ve bu hac vazifesini yaparsanız benim bu yaşadığım duygunun aynısını Allah size de yaşatacak inşallah. Hani birisinden iki bin TL aldın, cebinde iki bin vardı oldu dört bin. Bunu bilirsin değil mi kardeş? Bak yükseldi, arttı, paran arttı. İmanının nurunun arttığını bilmen de orada bunun gibi olacak. O Kâbe’yi gördüğün anda, bir sarıldığını anda, bir nasuh tövbesi yaptığın anda, geçmişini temizlediğin anda imanın bir kat daha fazla artacak. Allah’ım sen bu kardeşlerime yaşat Ya Rabbi. (Amin) Amin. Zanna uyuyor. İşte gusül abdestini niye alıyoruz? Allah’a verdiğimiz söze tekrar geri dönmek için gusül abdesti alıyoruz. Eşimizle cima yaptık yahut da sabah kalktık rüyalandık. Hemen nereye? Banyoya giriyorsun, gusül abdestini alıyorsun bütün bedeni… Biz Amerikalılar gibi değiliz ki, biz Budistler gibi değiliz ki. Onlar bedeninin bir kısmını yıkarlar işe giderler. Müslümanlar böyle değildir. Bütün bedenini yıkarlar ve Allah’a verdiği söze geri dönerler. Allah’ım ben seni bir kaç saniyeliğine bile olsa unuttum. Çünkü büyük bir haz yaşadım. Bana bunu sen verdin, sana şükürler olsun. Ama şimdi ben gusül abdesti aldım sırf sen emrettiğin için ve sözüme geri döndüm. Şahit ol Ya Rabbi. İşte biz, bundan dolayı gusül abdesti alırız kardeşler. Buna zan denir. Gusül abdesti almayanlar neye uyuyor? Kişisel teorilerine uyuyor. Bana göre sadece o uzvu yıkamak yeterlidir, diyor. Ve bugün bu ülkenin dörtte biri, burada istatistik okumuştum, dörtte biri gusül abdesti almıyor. Fatih’in torunları bu adamlar! Yavuz’un, Kanuni’nin, Abdülhamid’in torunları bu adamlar ve gusül abdesti almasını ya bilmiyor ya da gerek duymuyor. İslam’dan o kadar uzaklaşmış ki yüzyıllık bir tahrifatla. Bilmiyor, yapmıyor. Allah’ım sen bu milleti asli kuvvetine geri döndür. (Amin) Amin Ya Muin.
Tebliğ et!