Bir tane daha örnek okuyayım: “Hocam, ben dua istemenin doğru olmadığını düşünüyorum.” Ben, düşünüyorum, bana göre, bence… Nereye gitti bu? İslam’daki bir hükmü kaldırdı. Rasulullah’ın bir sünnetini kaldırdı. Tek bir fantezisiyle, tek bir düşüncesiyle, bana göresiyle. Rasulullah Aleyhisselam’ın bir tane sünnetini kaldırdı. Bak devam ediyor: “Hocam, ben dua istemenin doğru olmadığını düşünüyorum. Dua istenmez alınır.” Ne bu şimdi? Nereden geldi bu? Vay arkadaş ya! “Dua istenmez alınır.” Rasulullah Aleyhisselam dua istiyor kardeşi Ömer’den. Allah onlardan razı olsun. (Amin) Rasulullah Aleyhisselam’a Hazreti Ömer geliyor: “Ey Allah’ın Rasulü umre yapacağım, müsaaden var mıdır?” diyor. Rasulullah buyuruyor ki: “Bu kardeşine de dua eder misin?” Ne oldu şimdi? Yanlış mı bu? Bu diyor ki: “Bana göre doğru değil hocam.” Ya Rasulullah yapmış. “Sana göre” Sen kimsin? Bugünkü sapık hocalar aynı bu kardeş gibi. “Bana göre.” Az önce söylediğim Hadis-i Şerifte: “Ey Allah’ın Resulü bana dua eder misin?” diyen sahabi. Bu iki hadiste; rütbesi altta olan üsttekinden dua isteyebilir, rütbesi üstte olan alttakinden dua isteyebilir, hükmü ortaya çıkıyor. Rasulullah’ın mı rütbesi daha üstün Ömer’in mi rütbesi daha üstün? Rasulullah bir peygamberdir. Hiçbir sahabi yanına yaklaşamaz. Ama üstteki olan alttakine ne diyor? “Bu kardeşine de dua eder misin?” diyor. Nakil bu, ölçü bu, sen akılla hüküm veriyorsun. Devam ediyor kardeşimiz: “…Dua istenmez alınır. Ne dersiniz hocam bu düşüncelerim hakkında? Hatam varsa öğrenmekten mutluluk duyacağım.” Bak bu kardeş, açık gönüllü bir kardeş. Önce yanlışa düşmüş ama diyor ki: “Yanlışım varsa beni düzelt.” Daha üstün bir akla, daha ilimli bir akla teslim oluyor. Ve “yanlışım varsa bilmek isterim hocam.” diyor. Soru soracağın zaman hüküm vermeden sor kardeşim. Bu edeptir. “Hocam bu konu hakkında ne dersin?” “Bu konu hakkında şöyle duydum. Doğru mudur yanlış mıdır?” Bu da güzeldir. Ama “benim bu konudaki kanaatim bu, sen ne dersin?” dediğin zaman, sana derler ki: “Naklin nedir? Bu konudaki kanaatin bu ama delilin nedir? Delil?” “Dua istemenin doğru olmadığını düşünüyorum.” Delil? Ben sana Rasulullah’tan iki tane delil getirdim, Sallallahu Aleyhi ve Sellem. Sen de bana delil getirmen lazım. -Yok. “Ben böyle düşünüyorum.” Böyle düşünüyorum delil değildir. Sen Edille-i Şer’iyye’den bir tanesi değilsin. Edille-i Şer’iyye dörttür: Kitap, sünnet, icma, kıyas. Bütün hükümlerimiz, dine dayalı bütün sözlerimiz, bu dört delil içinden gelmek zorundadır. Bunlardan gelmediği zaman ne oluyor? Hevâmızdan gelmiş oluyor.
Tebliğ et!