Yakup Aleyhisselam ölmeden önce çocuklarına ne diyor? Ey evlatlarım! Ben öldükten sonra kime tapacaksınız? Yakup Aleyhisselamın son sözleri soru ile bitiyor. Evlatları ne diyor? Atalarımız; Yakub, Eyyub ve Şuayb’ın tek ve bir olan ve Rahman olan Allah’ına tapacağız. Başkasına tapmayacağız. Bak, demek ki atalara tapmak, ataların ilahına tapmak, ataların yoluna gitmek güzel bir şey. Ama bir şart var; Ataların Allah yolundaysa… Eğer atan Muhammed Aleyhisselam’sa, Yakub Aleyhisselam’sa, Şuayb Aleyhisselam’sa; sen doğru yoldasın. Ama atan sana diyorsa ki: “Sigara içmeyen erkek, erkek değildir.” Bu ata sıkıntılı bir ata, bu atada problem var. Atan sana diyorsa ki: “50’den sonra namaza başla. Evladım biz Yugoslavya’dan buraya geldik, böyle gördük. Babalarımız 50 yaşına geldi, hacca gitti geldi, namaza başladı.” Bu ata takip edilmez, problem var. Çünkü namaz İslam’da 12 yaşındadır. Kişi 12 yaşından 15 yaşına kadar buluğa erer, buluğa erdiği anda Allah onu muhattap kabul eder. Ve namaza başlamak zorundadır. Atan bunu diyorsa bu atayı takip et. Bunu demiyorsa, seni sigaraya ve bilumum kötü ahlaka sevk ediyorsa; bu ata tehlikelidir. Bu Allah yolları, bu tasavvuf meclisleri özellikle kişiyi sigaradan alıkoyar. Rabbime hamd olsun, sohbetlerimize gelen kardeşlerin büyük çoğunluğu terk etti. Allah-u Teala diğer kardeşlere de bırakmayı nasip etsin. Aranızdan kim varsa niyetlenmiş, ben bunu bırakmak istiyorum, bir tetikleyici güç arıyorum. Bu niyette olanlar bana bir su getirsinler. Allah’ın kelimelerini okuyacağım, Allah’ın ayetlerini okuyacağım, dua edeceğim. İnşallah bu suyu içtiğinizde Mevla çok kolaylaştıracak. Hiç bırakamam diyen insanlar bıraktı, Elhamdulillah. Sizde bırakırsınız, çok şahit olmuşumdur. İnşallah bundan sonraki hayatımızda daha çok şahit olacağız. Kardeşler, bu çok kötü bir ahlaktır. Kişinin kendisine verdiği zarardan öte; bir de kul hakkı boyutu vardır işin. Namaza gittin, yanındaki adamdan koku geliyor, pis bir koku. Buna kul hakkı denir. Çünkü namazda seni rahatsız ediyor. Namaz esnasında namaza durduğun anda, Kabe’ye yöneldiğin anda; bu koku seni rahatsız ediyorsa, o kokuyu sana veren kişi kimse kul hakkına girmiş demektir. Bu böyle bir rezalettir! Ama bu sigaranın öyle müptelası adamlar var ki; sigarasız duramıyor. Onu bir hayat mekanizması haline getirmiş, onun bir anlamı yok diyor. Ramazan’da kardeşim paketi havaya kaldırdı ve şöyle dedi: “İşte hayatımın anlamı.” Paketi havaya kaldırdı ya, ve kurduğu cümleye bak, ne kadar hikmetli bir cümle! “İşte hayatımın anlamı bu!” Sigara paketi. Böyle iş olur mu? Senin hayatının anlamı bu paket mi? Yani en büyük zevkin bu mu? Bu olmasa ben boşlukta yaşayan bir adamım, hiçbir şeyden zevk almıyorum abi, vay be! Öbür esnaf arkadaşım da almış üç tane paketi, iftara var üç saat, elemanına da diyor ki: “Git bana sigara al bakkaldan”, daha üç saat var iftara. Bunlar hep Ramazan’da şahit olduğum olaylar. Üç tane paketi alıyor, masada otururken paketler ile oynuyor böyle. Adam mutlu oluyor, ondan mutlu oluyor. Biz çocukken kibrit kutularını üst üste koyardık, oyun oynardık, çocuk kafası. 40 yaşına gelmiş adam, çocuk kafası. Sigara paketi ile oynuyor ve hayal ediyor: “Akşamleyin bir iftar olsa da bir içsem şunu” diyor. Bundan zevk alıyor. Siz hiç iftarda sigara içerken bayılan adam duydunuz mu? Ben duydum. Esnaf arkadaşım gitmiş iftara, hocam diyor davet edildim, iftara gittim. Adam diyor suyu içti, çorbadan bir kaşık aldı hemen paketi çıkardı, sigarayı yaktı. Sigarayı bir çekti, yarısına kadar. Tek nefes… Yeteneklere bak, ne yetenekler var! O yarışmaya girse kesin birinci olur. Tek nefes! “Benim bir yeteneğim var hocam” diyor. “Hem sigara içip hem burnumdan sigara çekiyorum, hem ağzımdan soda içiyorum, aynı anda” diyor.Yeteneğe bak! Şimdi bu adam iftara bir gitmiş, bu Arnavut sigarayı bir almış ağzına, bir nefes çekmiş yarısına kadar getirmiş. Yarısına kadar bir getirdi gözler kaymaya başladı. Adam lup saldalyeden aşağı düştü diyor, gözümün önünde. Ben hemen paniğe kapıldım, diyor. Telefonu çıkarttım acili arayacağım ki ambulans gelsin. Adam bayıldı, gitti gidiyor. Ailede kimsede bir telaş yok, baktım herkes oturuyor. Sakin ol, sakin ol bir şey yok. Her zaman olan şey. Adam her iftarda sigara içiyor ve her iftarda bayılıyor. Şu aşka bakın. Şu fenâ fil sigaraya bakın. Tasavvufta bir tabir vardır: “Fena fil ihvan”, ihvanda fani olma, ona benzeme, aynileşme. “Fena fil mürşid, fena fil şeyh” Şeyhte, tabi olduğun mürşidde fani olma. “Fena fil resul” Resulullah’ta fani olma. Şimdi bu Arnavut, sigarada fani olmuş. “Fena fil sigara!” Sigara içerken gözleri kayıyor, adam kendini kaybediyor. Ya Allah bizi bu illetten kurtarsın kardeşim! Bir de en sinir olduğum nokta var, esnaf arasında. Bizim handa yirmi tane sigara içen adam var. Bizim alt katta yirmi tane… Koca alt katta yirmi tane sigara içen adam var, iki tane çakmak var. Bu pisliği içiyorsun bari çakmağını yanında bulundur be kardeşim! Birisi sigara içeceği zaman dükkan dükkan dolaşıyor, çakmak sende mi, çakmak sende mi? Her gün çakmak sende mi kelimesini otuz defa söylüyorlar birbirlerine, Allah’tan korkun ya! Ya üç milyon ver bir tane çakmak al, bilmiyorum şimdi fiyatını da bilmiyorum da. Kaç lira kardeşim çakmak? “1 lira.” Tamam içen belli oluyor. 1 lira diyor bak. Ben devamlı alıyorum hocam, diyor. Her gün kırk defa, otuz defa çakmak sende mi, çakmak sende mi muhabbeti. Bırak kardeşim şu işi ya! Bırak ya! İsraf bu israf, haram! Efendimiz Aleyhisselam bak ne buyuruyor Sultanım Aleyhisselam: “Nehir yanında bile olsanız; suyu israf etmeyiniz.” Hadis-i şerife bak ya! Nehirin israfı olur mu? Su akıyor zaten, bunun israfı olur mu? Peygamberimiz Aleyhisselam boş söz etmez. Necm Suresinde Allah-u Teala boşa mı buyuruyor? “O hevasından konuşmaz, onu her sözü bir vahiyledir.” (Necm 3) Nehir kenarında abdest alıyorsun, suyu israf etme. Sağa sola dağıtma. O nehir bir yere gidiyor, onun görevi var. Suyu kirletme! Senden sonra gelecek olan adamlar oradan faydalanacaklar. Bak, bu hadis-i şerif öyle önemli hadis-i şeriftir ki, bu hadis-i şerif ile bizim Müslümanlar amel etmiyor. Paralarını sigaraya veriyorlar ve duman olarak çöpe atıyorlar. Ama Danimarka’daki gayri Müslimler, o Hristiyanlar bu hadis-i şerifi almışlar, bütün o su paketlerinin üstüne yazmışlar. İslam Peygamberi Muhammed dedi ki, Sallallahu aleyhi ve sellem. Onlar öyle salat selam getirmezler. İslamın Peygamberi Muhammed dedi ki derler, Aleyhisselatu vesselam. Nehirin kenarında bile olsanız suyu israf etmeyiniz. Bütün su paketlerinin üzerinde bu hadis-i şerif yazar. Elin gavuru Peygamberimiz Aleyhisselam’dan ibret almış, israf etmeyin diyor. Müslümanlar paraları havalara atıyor. Bundan yirmi sene önceki o bomba atıp, yağmur yağdırmaya çalışan adamlar gibi. Yağmur bombası için milletten para topladılar, vergi aldılar, ek vergi çıkardılar. Yağmur bombalarını havaya atacağız, Amerika’dan bomba alacağız, yağmur yağacak. Paraları havaya attılar. Sigara içen ne kadar adam varsa aynı kafa yapısına sahip demektir. Allah rızası için; hanımınızın parasını, çocuğunuzun parasını, ailenizin, milletinizin, vatanınızın parasını, dininizin parasını havaya atmayınız, dumana atmayınız kardeşim! Allah hepinizi kurtarsın.
Tebliğ et!