Dalaleti çağıran nasıl çağırıyor? Bir örnek daha vereyim. Bir adam nasıl dalaleti çağırır? Facebook denilen bir olay var şimdi. Sosyal mesajlaşma ağı. Facebook! Bu Facebook’ta bazı arkadaşlar, bazı gençler var. Bir kızla konuşmaya başlıyor. Birkaç sohbetten sonra araları ısınıyor. Ondan sonra Facebook’ta şöyle bir yazı yazıyor: ‘İlişkisi başladı.’ Falanca kızla ilişkisi başladı. Ne ilişkisi bu kardeş? Evli misiniz? Ne ilişkisi bu? Müslüman’ın, nikahlı olmadığı bir kızla ilişkisi caiz mi? Bu ilişki çok farklı manalar alır. Görüşme, konuşma, çıkma, gezme, mesajlaşma… Bunların tamamına ilişki denir. Bu ilişkilerin tamamının sonucunda bir ilişki vardır. Cinsel ilişki! İş oraya gitmedikçe iki tarafta tatmin olmaz. Kadın ve erkeği Allah cinselliğe düşkün olarak yaratmıştır. Bu iş konuşmayla, oturmayla, kalkmayla bitmez! İkisinin de kafasında tek bir şey vardır. İş oraya ne zaman gidecek? Cinsellik böyle bir şey. Bunu inkâr edemezsin. Bu cinselliği iki şekilde yaparsın. Bir, nikahla; iki, zinayla. Zinayla yapan ateşe koşar, dalaleti çağırır. Zina yapa yapa, yapa yapa kalbi kararır ve dalalet ehli olur. Artık zina onun için normal bir fiil haline gelir. Öyle bir şekle gelir ki ertesi gün, zinayı yaptıktan hemen sonraki gün çalıştığı iş yerindeki arkadaşlarına gider. “Akşamleyin şöyle zina yaptım, böyle zina yaptım. Böyle bir kız buldum. Böyle kandırdım, böyle aldattım.” der. Övüne övüne Allah’a nasıl isyan ettiğini anlatır. Bu adam dalalet ehli demektir. Şimdi suçlu Allah mı? Bu adamı Allah mı sapıttırdı? Seçimi bu adam yaptı. Sen orada niye ilişkisi var diye yazıyorsun. Bir Müslüman, Facebook kullanan bir Müslüman, oraya iki şey yazabilir. Bir, nişanlandı; iki, evlendi. Yok ilişkisi başladı, yok şu kızla görüşüyor, yok bu kızla çay içmeye gitti. Müslüman beş vakit namaz kılıyor. Hafız! Bir kızla çıkmaya gidiyor. Yemek yemiş, yemeğin resmini çekiyor. Seyfi çekiyor seyfi! Haram fiil işliyorsun. Nikahın düşen, nikahın olmadığı bir kızla yemek yiyorsun. Hafızsın, beş vakit namaz kılıyorsun. Allah’tan kork! Hafız demek ne demek? Bütün adamlar, bütün etrafındaki insanlar sana ayrı bir gözle bakar. “Bu adam bunu yapıyorsa ben hayli hayli yaparım ya!” der. Senin bir yaptığını o üç yapmak ister. Çünkü hafız bunu yapıyor demek ki normal bir şey, der. İnsanların değer ölçüsü Kur’an ve sünnet değil ki. İnsanların değer ölçüsü, seviye o kadar düşmüş ki ilmi seviye; mahallende bir hoca varsa, küfrediyorsa ben de küfrederim. Mahallende bir sarıklı, cübbeli varsa sakal bu kadar… Bu adam da küfrediyor demek ki caiz! Ben de küfrederim. Ölçü bu olmuş. Ölçü bu değil! Mahallendeki sarıklı, cübbeli değil ölçü. Ölçü Kur’an ve sünnettir. O adam küfrediyor onun alçaklığı, onun aşağılıklığı… Cahil! Anlamamış. Sohbete gitmiş, gelmiş, zikir çekiyor. Anlamamış, İslam’ı anlamamış. Küfrediyor! Aman şeyhim beni duymasın, Allah duyarsa duysun, diyor. Şeyhinin yanında küfredebilir misin sen derviş kardeş? Aaa edemem! Edemem, utanırım! Ee Allah’ın yanında küfrediyorsun. Allah her an seni işitmiyor mu görmüyor mu? Allah’ın her an işittiği ve gördüğü bir mekanda küfretmek demek, Allah’ın yanında küfretmek demektir. Bu nasıl bir utanmazlık! Bu kardeşler cahil olduğu için böyle bir iş yapıyor. Şu hâlde, yaptığımız iş Kur’an ve sünnete uyuyorsa hidayete doğru gidiyoruz demektir. Yaptığımız iş, Allah’ın razı olmadığı bir işse dalalete doğru gidiyoruz demektir. Orada yazıyor, ilişkisi başladı. Alt tarafa da bir tanesi mesaj atmaz mı! “Hayırlı olsun Ahmet.” Vay arkadaş ya! Bak, elfâz-ı küfürdendir haa, dikkat edin! Basit bir kelime, hayırlı olsun. Neye hayırlı olsun diyor bu? Zina yapıyorsunuz ya, bir kızla çıkıyorsunuz ya… El zinası var, göz zinası var, dil zinası var, temas zinası var. Zina sadece yatmak demek değildir. Efendimiz Aleyhisselam zinayı şekillendirmiştir, detaylandırmıştır. Nikahın düşen bir kızla yapmış olduğun bütün muhabbetler, bunların tamamına söz zinası, dil zinası denir. Ona yapmış olduğun bütün bakışlar, göz zinası demektir. Elini tutman, el zinası demektir. O kızla buluşmaya gitmen ayak zinası demektir. Bunlar hep Hadis-i Şeriflerde geçer. Şimdi, bu adam bir kızla ilişkiye başladığını Facebook’ta beyan ediyor sen de altına mesaj yazıyorsun: “Hayırlı olsun kardeş. Allah bir yastıkta kocatsın.” Ya evlenmedi bu adam, nikahı yok bu adamın. Bu adam harama gidiyor. Sen de harama giden bir adama diyorsun ki: “Hayırlı olsun.” Fıkıhtan bir ölçü getireyim size. Böyle daha iyi anlarız. Bir adam, içki içse… İçki içerken şöyle yapsa: “Bismillah” Bu adamın hükmü nedir? Kâfirdir! Neden? İçki içtiği için değil, içki içerken Allah’ın adını andığı için. Allah’ı hafife aldığı için. İçki içmek adamı kâfir etmez, fâsık eder. Fâsık, açıktan günah işleyen demektir. Bu adam; Allah’ın adını anarak, Allah’a isyan ettiği için Allah’ı hafife aldı demektir. Tahfif, küfrü gerektirir. Şimdi, orada iki tane genç haram fiil işliyor sen de alta yazıyorsun: “Hayırlısı olsun kardeş.” Gitti… Gitti! Şehadet getir, bir gusül al, tövbe et. Allah’ın sevaplarını sana tekrar iade etmesi için Allah’a yalvar. Çünkü haram bir fiile hayırlı olsun diyen, çok fena bir iş yapmış demektir. Çok fena! Mesela yolda bir kız gördün, yarı çıplak geziniyor. “Güzele bakmak sevap be İsmail.” dedin. Kız güzel. Her tarafını da açmış, çıplak vaziyette gidiyor. Sen de dikkatleri kıza çekmek için yanındaki adamı coşturmaya çalışıyorsun. “Güzele bakmak sevaptır.” Kıza bakmak haram. Sense sevap diyorsun. Haram olan bir şeye sevap diyen dinden çıkar. Elfâz-ı küfürdendir. Bu adam dalalete doğru koşturuyor demektir. Yürümüyor, koşturuyor demektir! Kardeşler! Allah Teâlâ dilimizi, gözümüzü, gönlümüzü kendisine asi olacak fiillerden korusun. (Amin) Amin.
Tebliğ et!