Bismillâhirrahmânirrahîm. Elhamdülillahi Rabbi’l-âlemin. Ve Sallâllâhü Vesselâm alâ Seyyidina Muhammedin ve alâ alihi ve sahbihi ecmain. Değerli kardeşlerim.. Resûlullah Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem’e sağlam kaynaklarla ulaşan O’nun değerli Ashab’ından bize aktarılmış bilgileri biz evimizde, işimizde, eğitimimizde, dünya hayatımızda uygulamaya çalışdığımızda neden kalbimiz mütmaindir diyoruz? Başarılı sonuçları görsek de görmesek de huzur buluyoruz. Çünkü Resûlullah Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem’in 1) Yüzde yüz Allah tarafından garanti edilmiş ahlâkı vardır. Kadın olarak, beni üzecek bir şey ondan gelmez diyoruz. Erkek olarak, beni azdıracak bir şey ondan gelmez diyoruz. Çocuklar onun kanatları altında ezilmez diyoruz. O Arapçılık yapmaz diyoruz. O filan ırkı ezmez diyoruz. O hayvanları ezin geçin, kesin yeyin demez diyoruz. Büyük ahlâk sahibi bir Peygamber olarak O’ndan gelen her şey garantilidir. Benim zevklerime ters düşse bile, odur doğru, odur güzel, odur insanca diyoruz. Bir Resûlullah Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem’in ahlâkına itimadımız, Allah’a itimadımız kadardır. Neden Allah sen yüce bir ahlâk üzeresin diyor? Garantisi Allah olan ahlâkın sahibi bir Peygamber benim için huzur kaynağıdır. Onu öğrenirken ben mesela sol elle yiyordum da, bana sağ elle ye dese, ben bunu zorlanarak, istemeyerek, çevremden etkilenerek de olsa yapmak istemesem de, yaparken mutluluk hissediyorum. Onun biberi bile bende şeker tadı veriyor. Çünkü ahlâkı garantili birini konuşuyoruz. 2) Çünkü O Rahmeten lil’âlemîn’dir. Âlemîn ne demek? Âlemler demek. Her küme bir alem; hayvanlar bir âlem, cinler bir âlem, insanlar bir âlem, uzay bir âlem, dünya bir âlem, toprağın üstü bir âlem, toprağın altı bir âlem, bu âlemlerin içinde küçük âlemler var, karıncalar bir âlem, köpekler bir âlem, insanların içinde kadınlar bir âlem, erkekler bir âlem, çocuklar bir âlem, yaşlılar bir âlem, âlemler… Denir ki: onsekizbin âlem var denir. Kur’ân’da geçen bilgi değil ama âlem sayısının çokluğunu gösteriyor. Bunların tamamını rahmetiyle kuşatsın diye gönderildi. Bu yüzden Ondan bir bilgi geldiğinde bir kadına, dudak bükmez kadın, çat bırakıp gitmez erkek, üzülmez ihtiyar.. Çünkü O bütün âlemlerin Peygamberidir. Ve hepsi için rahmet olarak gelmiştir. Üçüncü olarak ta diyoruz ki: Çünkü Resûlullah Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem bir şeriat getirdi. Bu şeriat ne demek? Yani insanlara hayat pratiklerini gösterecek kurallar getirdi, şeriat bu demek. Bu şeriat Allah’tan kaynaklı, yani kendisinin Medine’de katiplerine yazdırdığı bir şeriat değil. Olayların etkisinde kalıp yazdığı, söylediği bir şeriat değil. Allah’tan gelme! Ve önceki bütün peygamberlerin şeriatlarının çatı şeriatı. Kaç bin paygamber gönderdiyse Allah onların şeriatının özü, getirdiği şeriatta var. Dolayısıyla ben yeni denenecek bir şeriatın emrine uymam! Yasağından kaçınmam! Onun şeriatına uyduğum zaman. Ya? Adem Aleyhisselâm’dan beri insalığın bütününün bildiği, uyguladığı, yaşadığı şeriatların tamamını ihtiva eden, insanlık kadar köklü ve yaygın bir şeriata uyuyorum. Ve bir kural daha; neden kendimi mutlu, huzurlu, garantide hissediyorum. Resûlullah Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem’in bilgisine ulaşıp uyguladığım zaman? Çünkü Allah bu gönderdiği şeriatını son insana kadar garanti altında tutmuştur. Ashâb-ı Kirâm’da bir hata oldu da bize eksik ulaştırdılar, ilaveli ulaştırdılar mümkün değil! Ashâb-ı Kirâm’dan sonraki nesilde böyle bir yanlışlık oldu, eksik, fazla ulaştı hiç mümkün değil ! Eğer bir gün insanlar filan yüzyılda güneş yirmi sene kayboldu, sonra işte bir yolla geri geldi, işte cinler getirdi diyebilirlerse, Coğrafyayla uğraşanlar, Fizik dünyasıyla uğraşanlar, böyle bir şeyi iddia edebilirlerse, yani güneş sistemi bozuldu da sonra yirmi sene sonra geri geldi. Yada bir zamanlar güneş patlamıştı da, bilim adamları uğraşıp, tekrar sobayı kurar gibi kışın soba kurar gibi, güneş sistemi yeniden kurdular diyebilirlerse eğer, Allah’ın kitabı Kur’ân, Allah’ın şeriatı da bir zaman ilaveler görmüştü sonra düzeldi, eksikti de bize eksik geldi diyebilirler. Hatta belki güneş için bu söylenebilir de Kur’ân için söylenemez. Çünkü Kur’ân baki kalacak, güneş bir gün sönecek. Güneş sisteminden ve güneşten çok daha garantili bir kitap getirmiş Peygamber olduğu için O Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem kalbimiz okyanuslar kadar engin bir rahatlık içerisinde Allah dedi ve doğru dedi Sadakallahülazim diyoruz. Enes, İbn-i Mesud, Ömer, Ebu Bekir, Osman, Ali radıyallâhu anhüm Resûlullah demişti ki: diye bir bilgi sağlam bir yolla bize ulaştığında, o engin rahatlıklar içerisinde teslim oluyoruz. İşte bu bilgilerin donanımında görüyoruz ki Ümmet-i Muhammed olarak Resûlullah’a sarılırken, Aleyhissâlatü Vesselâm asla ve kat’a ihtimal üzerinden gitmiyoruz. Garantili, hiçbir şüphemiz bulunmayan bir bilgi bize ulaştığı için Resûlullah Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem’i görür gibi peşinden gidiyoruz. Ve Sallâllâhü Vesselâm alâ Seyyidina Muhammedin ve alâ alihi ve sahbihi ecmain Velhamdülillahi Rabbi’l-âlemin.
Anahtar kelimeler: Nureddin Yıldız, sosyal doku, Peygamber Efendimiz SAV, ahlak, peygamber, Hz Muhammed SAV, ehli sünnet, ehl-i sünnet, rahmet, şeriat, Peygamber Efendimizin Sünnetleri (ﷺ), ashab-ı kiram, Kur’an-ı Kerim