Konu Başlıkları
Türkçe
Allah’ın selamı ve rahmeti üzerinize olsun Şimdi biz, Avrupa’da, 19. yüzyıldayız. Tam olarak Britanya’dayız ve bu açık arttırmaya katılıyoruz. Satıcı hangi malı sunuyor? Eşini! Eşini mi? Evet, bazı erkekler eşlerini satıyorlardı. Bu geleneğin belgelerini görmek için, mesela History sitesinde Eş satışı (Wife Selling) yazıp arama yapabilirsiniz.
Eşin satılması, onu boşamaktan daha ekonomikti ve erkeğe borçlarının bir kısmını ödemesinde yardımcı oluyordu. Bu hadisenin Batı tarihi arşivinde çizimleri vardır. Kocasını rahatsız eden dırdırcı yani çok konuşan kadın. -Bu arada, İngilizce’de aynı kelime “Nagging Woman” manasına gelir.- İşte bu dırdırcı kadına verilen cezalardan biri kendisine “Azarlama Gemi” (Scold’s Bridle) vurmaktı. Kafaya geçirilen demir bir kafes, dil altına koyulmak üzere de içinden çıkan bir parça. Böylece kadın konuşamazdı ve saatlerce cezalandırılırdı. “Azarlama gemi”yle ilgili bu filmi de izleyebilirsiniz. Bu filmde dırdır eden kadının sesini nasıl köpek havlamasıyla tanımladıklarını ve bu gemi onun için kullandıklarını görebilirsiniz. Ayrıca bu gem, insanlar arasında dedikodu yapan veya fitneyi yayan kadınları cezalandırmak için de kullanıldı. Kadınlara farklı türden zulümler yapıldı. Alt sosyal sınıflardaki kadınlar için ise bu daha yaygındı. Bu kadın kime sığınsın peki? Kadın, kendisiyle erkek arasında olması gereken adaleti arayabilir, hakkın yerini bulması ve batılın geçersiz olması için hakkını elde etme arayışına da girebilirdi. Fakat bu “hak ve adalet” kavramlarının ilahi bir vahye, hem erkekler, hem de kadınların üzerinde ittifak edeceği bir kaynağa ihtiyacı var.
Batılı kadın dini metinleri üzerinden kendi dinine baktığında, kadının şunları yapması gerektiğini anladı: Sessizce ve tüm teslimiyetiyle öğrenmeli, kendisine öğretme izni verilmediğini ve erkekler üzerinde yetkisi olmadığını da bilmeli. – Neden? – Çünkü o Havva’dır; ayartılan ve emri çiğneyen Havva. Adem’i de ayartan yani günahın kökeni olan Havva. O insanların sefaletine neden olmuş, bu nedenle Rab, -dini metinlerine göre – kendisini hamilelik ve doğum yorgunlukları ile cezalandırmış ve erkeği de onun efendisi yapmıştır.
Batılı kadın dini metinlerinde kendisinin erkekler için yaratıldığını ama erkeklerin onlar için yaratılmadıklarını ve bir adamın kızını satabileceğini okumuştu. Bu metinlerin kaynaklarını yorumlarda bulabilirsiniz. Bu nedenle birçok Batılı kadın dininde onu zulümden kurtaran birini görmemişti. Peki, kadının sınırlarını belirleyen, haklarını ve görevlerini hak ve adalet temeline göre açıklayan ilahi bir vahiy ona rehberlik etmezse, Bu kadının hakları hangi esasa göre korunacak? Geriye sadece Batı’nın kendisine yön vereceğini ilan ettiği özgürlük ve eşitlik gibi değerler kalır. O halde kadınlar muhakkak özgür olmalı ve erkeklerle eşitliğe ulaşmalıdır. “Peki, ya bu özgürlük ve eşitliğin bazı biçimleri hak ve adaletle çelişiyorsa?” – “Hak ve adaleti kim belirlemeli?” – “Din” – “Size söyledik ya, din bizim için bir düşmandır, hakem değil!” Böylece Batılı kadınların “Özgürlük Hareketi” (Woman Liberation) ilahi değil insani bir pusulayla yola çıkmış oldu.
Her zaman görüldüğü gibi, bir yöndeki sapma diğer tarafın da sapmasına neden olur. İşte kadınların özgürlük hareketi ile Feminizm eğilimi de böylece ortaya çıktı. Bu da erkeklere kafa tutma, düşmanlık ve meydan okuma aşamasına evrildi. Sanki bu hareket, eskiden gördükleri zulmün intikamı olarak ortaya çıktı. “Bir erkeğe asla güvenilmez.” cümlesiyle özetlenen feminist sloganlar ortaya çıktı. Kadın erkeğe denk olmalı ve her hususta onunla rekabet etmeli. Bir kadın hiç kimse için fedakarlık yapmamalı. Kendiniz ve hemcinsleriniz dışında hiç kimse fedakarlığınızı hak etmez. Kimsenin senin üzerinde yetkisi olmamalı ve sen kimseye muhtaç olmamalısın Ne bir kocaya, ne bir erkek kardeşe ve ne de oğullara ihtiyacın vardır. Özgüveninin esas kaynağı, kendine harcama yapabilme gücündür. Birinin sana para harcamasına izin verirsen onurunu kaybedip köleleştirilmiş olursun. Mali yönden bağımsız olmalısın.
Bu noktada bazı mantıklı sesler yükselmeye başladı:
- Bir kadının değeri maddi üretimi ile ölçüldüğünde çocuklara kim bakacak?
- Eğer kocalarla ilişki denklik üzerine olacaksa, aileyi kim yönetecek?
- Sonunda kimin fikri uygulanacak ?
Bütün bunlar aileyi yok oluşla karşı karşıya bırakan tehditler. – “Çocuklar, aile!” “Bırak cehenneme gitsinler!” “Siz bu şaşalı isimler altında kadınların yeniden köleleştirilmesini istiyorsunuz.” “Size dedim ya, kendimden, hırs ve isteklerimden ve hemcinslerimden başka kimse yaptığım fedakarlığı hak etmiyor.” “Hiçbir şeyin adil taleplerim yolunda engel olmasına izin vermeyeceğim.” “Ben mazlumum. Artık zulmettiğiniz yeter!” Böylece klişeler de tamamlanmış oldu (Stereotyping). Ailenin ve toplumun varlığını korumak isteyen tüm seslere; “Kadının özgürlüğüyle savaşıyor,köle olmak ve karanlığa dönmek istiyor.” denildi. Böylece kadının mazlumluk duygusu her davranışı meşru kılmak için beslendi. – “Çok haksızlığa uğradı. Şimdi de özgürlüğünü ve eşitliğini elde etmek için biraz da o haksızlık etse ne olur?” Bu Feminist liderlerin açıklamalarının çoğunda görülür. Amerikan Helen Solinger’in söylediği gibi: “Bizi, evlilik düşüncesine teşvik edenler erkeklerdir. Bizler artık evlilik kurumunun bizi başarısız kıldığını biliyoruz. Bize düşen onu yok etmek için çalışmak. Kadınların özgürleşmesi için evlilik kurumunun bitirilmesi şart. Bu yüzden kadınları kocalarıyla yaşamamaları, onları terk etmeleri için teşvik etmeliyiz. Tarih tamamen kadınların maruz kaldığı zulmün ışığında yeniden yazılmalıdır.” Daha birçok feminist liderin buna benzer açıklamaları var.
Tüm eylemleri haklı olan bu mağdur, devrimci kadın, meselenin pazarlayıcıları olan politikacılar, büyük kapitalistler, ahlakî anarşi taraftarları ve gizli gündemi olanlar için bir ganimetti. Bu arada bu kişilerin çoğu erkek! Bunların hepsi feminizm ve kadının özgürleşmesi akımına kapıldı. Bunu, yolun sonunda bazı feministlerin bizzat kendileri itiraf etmiştir. Tıpkı feminist Nancy Fraser’ın İngiliz The Guardian gazetesinde yazdığı bu makalede olduğu gibi. Makalenin başlığı şu: “Feminizm, kapitalizmin elinde nasıl hizmetçiye dönüştü? Kontrolü tekrar nasıl eline alacak?” En ünlü feminist aktivistlerden biri olan Amerikalı Gloria Steinem, yayınlanmış bir röportajda hiç çekinmeden Amerika Merkezi İstihbarat Teşkilatı CIA’den faaliyetleri için malî destek aldığını kabul etti.
Bazı feministlerce, Feminist hareketin gidişatını saptırdığı için eleştirilmiş, o da bu röportajda yaptığını haklı çıkarmaya çalışmıştır. Bu Gloria Steinem, Miss Magazin dergisinin kurucularındandı. Bu dergi bağımsız, meydan okuyan, süper kadın düşüncesini öne çıkaran bir dergidir Ayrıca Bağımsız Araştırma Hizmetleri Merkezi’ni de denetliyordu. “Independent Research Services.” Siyasi çevrelerden destek almasına rağmen Bağımsız Araştırmalar lafzına dikkat edin! Politikacılar ve kapitalistler Amerika ve Avrupa’da Feminizm ve kadını özgürleştirme hareketinden ne fayda gördüler? Birincisi: Kadının kendini kanıtlamak için çalışması ve bağımsızlığına kavuşması. Yani bu, evde vergiden muaf olarak çalışan toplumun diğer yarısından vergi elde etmek demektir, ayrıca erkeklerden de daha düşük ücretle istihdam sağlayacaktır. Maaşlardaki ve terfilerdeki ayrımcılık ise günümüze kadar halen devam ediyor. Sonra karışık ortamlara çıkan bu kadın, parasını kozmetik ürünler, gösteriş ve maddi rekabetler için harcamaya başladı. Bu da maddeci kapitalizmin lehinedir. İkincisi: Böl ve yönet politikası. Bireysellik ve sınıfçılığın pekiştirilmesi Mesela devlet -ya da daha doğrusu devletin politikasını belirleyenler- bireyler arasındaki anlaşmasızlıklarda hakem olur. Bu da, dünyadaki kapitalistlerin egemenliğine ve açgözlülüğüne mâni olmak isteyen kimselerin çabalarını zayıflatacaktır. Hem de İngiliz The Guardian gazetesindeki bir makalede belirtildiği gibi nüfusun %1’inin servetin yarısına sahip olduğu bir dünyada…
“The Mighty Wurlitzer” kitabı da, politikacıların, kadınlar ve siyahlar gibi gruplara sızmak için bu yolu izlediğini açıklamıştı Üçüncüsü: Anne-baba arasında oluşan rekabet ve çocuklarını ihmal etmeleri. Yani bu, ailenin parçalanması ve çocukları ebeveynin inancına göre yetiştirme hususunda ailenin merkezi rolünü kaybetmesi demektir. Böylece çocuğun eğitmeni de okul ve devlet olur. Siyasete hakim olan güçler de bu küçük kalpleri istedikleri yönelimlerle doldurur Amerika’da “Çekirdek ailenin yok oluşu” terimi gitgide yaygınlık kazanmıştır. Politikacılar da, feminizmin aileye karşı bu düşmanca tavrından faydalandı. Feminist Mary Bane diyor ki: “Çocukları cinsiyet eşitliğine göre yetiştirmek için, onları ailelerinden alıp, toplum içinde eğitmeliyiz.” Gerçekten de birçok aile parçalandı ve Amerika’da evsiz çocukların oranı tarihi rakamlara ulaştı! “Newsweek” gazetesinde yayınlanan bir rapora göre, 2013 yılında mesela, 2,5 milyon çocuk evsiz kaldı. Bu çocuklardan bazıları dağılmış evlerinden kaçıyorlar. Baba meşgul, anne meşgul ya da araları bozuk, kavgalılar ve kimse çocukları umursamıyor, ya da kötü davranıyor; netice itibariyle evden kaçıyorlar. ABD Adalet Bakanlığı’nın kaçan çocuklara özel kurduğu bir bölüm var. Adı: “Children or Ran Away Youth” Bu evsiz çocuklar arasında uyuşturucu, psikolojik hastalıklar, aşağılanma ve cinsel istismara maruz kalma durumları büyük oranda yayılıyor. Hatta bazıları barınak ihtiyacı için kendilerini cinsel aktivitelere satıyor ve sayılar sürekli artış gösteriyor. – Sonuçta, kadına ne oldu? Tüm bunların gerçekleşmesi için kadın politikacıların ve kapitalistlerin maşası olarak kullanıldı. Peki, olması gerektiği gibi ilk başta talep ettiği hak ve adaleti elde etti mi? Dahası arzuladığı gibi özgürlük ve eşitliğe ulaştı mı?
Gelin şimdi bu kadınların hikayesini gerçekler ve istatistikler eşliğinde Batı’nın en büyük internet sitelerinden görelim: Kardeşlerim şimdi duyacaklarınızla şok olacaksınız. Ancak devam etmeden önce şunu ekleyelim: Bazılarınız bu sözleri duyunca hemen diyebilir ki: “Evet, ama Müslümanlar da kadınlara zulmediyor. Bizim toplumlarımızın kadınlara zulmetme hikayelerini nasıl inkar edersin?” Şimdi söyler misiniz bu sorunun konumuzla ilişkisi nedir? Bu karşılaştırmanın faydası ne? Bu sohbetin amacı, Müslüman ile Batı toplumları arasında istatistiksel bir karşılaştırma yapmak mıdır? Yoksa amacımız Müslüman toplumundaki erkeklerin kadınlara yönelik zulmünü haklı çıkarmak mıdır? Aksine, biz de kendi toplumlarımızın hem kadına, hem de diğerlerine karşı farklı zulüm biçimleriyle tamamen dolu olduğunun farkındayız.
Mutsuzluk da hem kadınlar, hem de erkekler için artmaktadır. Biz, bu zulmün kaldırılmasına ve sıkıntı ve mutsuzluğun durdurulmasına yardımcı olmak için bu konuyu tartışıyoruz Batı ülkeleri ve dünya örgütleri Müslüman kadına kendi yöntemleriyle yardımcı olmak için hizmetler sunuyor. Feminist ideolojisi de kendini kadına şiddet ile Müslüman toplumlara dayattı. Bu nedenle bu sohbetin konusu tam olarak Batılı kadının hikayesini sunmaktır. Böylece Müslüman kadına yardım teklif edenlerin kendi kadınlarının sorunlarını gerçekten çözüp çözmediğini görmüş olacağız. Ona adalet sağladılar mı? Dahası, ona özgürlük ve eşitlik sağladılar mı? Gerçekten Müslüman kadınlara iyilik mi istiyorlar ? Müslüman kadınların ve Müslüman toplumların yürümelerini istedikleri bu yolun sonu nedir? Bu nedenle kıymetli kardeşlerim hikayeyi kesintisiz bir şekilde anlatalım ve tekrar tekrar şunu size hatırlatmak zorunda kalmayalım: “Bazı Müslüman toplumlarda meydana gelen zulmün İslam’ı temsil etmediğini vurgulamak isterim.
Kadınların çalışmasına her şekliyle karşı olduğumu da düşünmeyin. Rica ederim beni bu veya şu şekilde yanlış anlamayın…” Düşmanımızın bizi sürekli maruz bıraktığı savunma psikolojisinden kurtulalım ve bize sıkıntı ve mutsuzluktan başka bir şey getirmeyen sahte çözümlerle, gerçek çözümü ayırt etmek ve sorunu teşhis etmek için Müslüman erkek ve kadınlar olarak kardeşçe yardımlaşalım. O halde, gelin şimdi Batılı kadına adım adım eşlik edelim. Evsiz veya ailesinin evinde kalan bir genç kız düşünün. Ama mali açıdan bağımsız olmak istiyor ya da üniversiteye devam edebilmek için yeterli paraya sahip değil. Peki, çözüm nedir? Özgür ülkelerde ismini söylemekten haya ettiğimiz bir vakıa var. Paraya ihtiyacı olan genç kız yaşça kendisinden büyük -babası yaşında- bir adama ırzını satıyor. Böylece adam cinsel ihtiyacı için onu kiralıyor ve biraz nakit karşılığında sanki dekorunu tamamlayan bir unsurmuş gibi kıza eşlik ediyor. Yani üniversitede öğrenciyken yarı zamanlı fuhuşta çalışıyor. Bu, 6 genç kızın ırzlarını parasıyla satın alan “müşteriler”den biriyle yapılan bir röportaj. Adamın gözünde kadının değerine bir bakın: [Tommy, eskiden bilgi teknolojileri alanında yönetici olarak çalışıyordu, bu kızlara yılda 150 bin dolar harcayabilecek kadar parayla emekli oldu. O bunun evlenmekten daha ucuz ve kazandığına kıyasla küçük bir miktar olduğunu söylüyor: “Odana sana eşlik eden güzel bir kadınla girdiğinde, erkek olarak bu, sana yapılmış bir iltifat sayılır. Lüks bir araba ya da bunun benzeriyle görünmek gibi.”] Yani, bu kiracı, birkaç genç kadının arkadaşlığından bu şekilde zevk almanın evlenmekten daha uygun olduğunu, ve bir yere güzel bir genç kız eşliğinde girmenin, tıpkı lüks arabada görünmek gibi birşey olduğunu söylüyor. İşte ona göre kadının değeri budur! Artık bu tür “hizmet”leri sunan birkaç internet sitesi var. Sitede kendilerini bu yolla kiralayan genç kızların elde ettiği gelirin istatistiksel analizi ve bu tür “hizmet”ler arayan erkek müşte- rilerin yaşı ve işi hakkında bilgi de var. Bu müşterilerin büyük oranının nasıl dev şirketlerin liderleri ve büyük iş adamları oldukları da rakamlar arasında. Bu arada, sanki cinsel bir obje, bir ev eşyası, insan değil de bir nesne gibi kadınlardan söz eden o adamla yapılan röportajdan tiksinmiş olabilirsiniz.
Peki, ya kadınlara bir obje ya da bir nesne olarak davranmanın Batı toplumlarında artık normal hale geldiğini öğrenseniz ne olurdu? Yayınlanmış bir makalede Amerikalılara erkek ve kadınlarda en çok neyi değerli buldukları soruldu. Erkekler için güven ve ahlak; aranan özelliklerin başında yer alırken, kadınlar için ise, Amerikan halkının en çok değer verdiği özellik; fiziksel çekicilik. O halde, kadınların kıymeti fiziksel çekiciliğine bağlıdır. Bu da, “Sexual objectification of women” olarak adlandırdıkları önemli bir olguya yol açıyor. Yani kadının cinsel obje haline getirilmesi. Kadının kişiliği, inancı, ahlakı, güvenilirliği, zekası veya becerilerine değer vermeyip, ona sadece kullanılacak bir nesne, cinsel bir obje gibi davranmak. Bu, konuyla ilgili çok alıntı yapılan bir araştırma. Kadınların cinsel obje olarak algılanması konusunda yayınlanmış onlarca bilimsel araştırma var.
Kardeşlerim yeri gelmişken, bu araştırmalar kadınların cinsel bir obje haline getirilmesinin, insanî olmayan, kendisiyle mücadele edilmesi gereken çirkin bir olgu olduğundan söz etmiyor. Aksine bundan, psikolojik etkileri tarafsızca analiz edilecek bir olgu olarak söz ediyor. Bu araştırmalar, kadınların çoğunun kendilerini erkekler için cinsel obje olarak gördüklerini, medya, toplum ve hatta video oyunlarının bile bu görüşü yerleştirmeye çalıştığını belirtiyor.
Kadın bedenleri reklamlar için model olarak sunuluyor, bu da bazı kadınların dış görünüşlerine büyük özen göstermesine ve aynanın karşısında uzun saatler geçirmesine yol açıyor. Yine bu bazı kadınların bedenlerinden utanması gibi psikolojik problemlere yol açıyor: (Body shame) Utanıyor; çünkü kadına istemediği halde cinsel bir nesne gibi davranılıyor. Ya da utanıyor, çünkü kadınlara daha çok fiziksel çekiciliklerinden dolayı değer veren bir toplumda çekici olmadığını düşünüyor. Araştırmalar, pek çok kadının, kendilerini reklamlardaki kadınlarla karşılaştırmak zorunda kaldıkları için psikolojik sorunlar yaşadığını gösteriyor. Neticede saçlarının, derilerinin veya gözlerinin rengini değiştirmek için estetik ameliyat yaptırıyor ya da kozmetik ürünler kullanıyorlar. Şimdi, kendini kanıtlamaya çalışan bu “özgür” kadını bir düşünün. Toplum onu cinsel bir obje olarak görüyor ve onu fiziksel çekiciliği üzerinden değerlendiriyor. Bir de bu kadının nelere maruz kalacağını şimdi bir düşünün; sokakta, toplu taşıma araçlarında, üniversitede, iş çevresinde ve hatta evindeyken elektronik ortamlarda bile!
Avrupa Birliği Temel Haklar Ajansı 2014 yılında bir rapor yayınladı. Raporun anlamlı başlığı şu şekilde: “Her gün ve her yerde kadına şiddet.” Rapor ayrıca kadınların çocukken maruz kaldıkları cinsel istismara da değiniyor. Gelin toplu taşıma araçları hakkında konuşalım. İki yıl önce, Birleşmiş Milletler şu başlıkta bir haber yayınladı: “Kadınların büyük çoğunluğu günlük yolculuklarında bir çeşit tacize veya cinsel şiddete maruz kalıyor.” “Büyük çoğunluğu” ifadesine dikkat edin! Haber, bu kötülüklerin dünya çapında pandemi haline geldiğine dikkat çekerek başlıyor. Fransa’daki birkaç yetkili tarafından hazırlanan bir raporda da, (Bunlardan biri de; Kadın Haklarından Sorumlu Devlet Bakanlığı) şöyle deniliyor: “Fransa’da toplu taşıma aracı kullanan kadınların %100’ü cinsel saldırı veya tacize maruz kalıyor.” Fransız Haber Ajansı da bu rakamların abartılı olduğunu söyleyerek karşı çıkıyor Siz de bu oranın gerçekten %100 mü yoksa daha az mı olduğu söylemlerini değerlendirebilirsiniz.
Peki, ya üniversitedeki genç kızlar? Houston Üniversitesi’nde doktora eğitimine başladığımda tüm öğrencilere içinde istatistikler olan bir kitapçık dağıtıldığını hatırlıyorum. Kitapçıktan bazı veriler: Her 3 kız öğrenciden 1’i cinsel tacize uğruyor ve bir kız öğrencinin böyle bir olaydan kaçmak için yapacağı hiçbir şey yok. Mesela böyle bir durumda hangi numarayı arayabileceği ya da ne yapacağı gibi. Ancak Kardeşlerim, durum giderek kötü- leşiyor ve rakamlar dünya çapında artıyor. Toplumsal olarak üst seviyede kabul edilen akademik kurumlarda bile durum böyle. Geçen yıl yayınlanan bir araştırmaya göre Amerika’da tıp okuyan kız öğrencilerin yarısı tacize uğramış. İçinde bulunduğumuz 2019 yılında ise, İngiliz gazetesi The Guardian’ın yayınladığı araştırmaya göre: İngiltere’deki kız öğrencilerin yarıdan fazlası, istemedikleri cinsel tahriklere maruz kalıyor. Gazete, bunun öğrenciler için konuyla ilgili yapılmış en büyük araştırma olduğunu da söylüyor. Bu cinsel taciz, ne akademik bir rütbeye, ne de bir öğretmenin konumuna saygı gösteriyor. Erkek öğrenciler kadın öğretmenlerini taciz ederken, erkek öğretmenler de kız öğrencileri taciz ediyor. Bir düşünün! Bir kız öğrenci bilgi edinmek maksadıyla hocanın yanına giriyor ve cinsel tacize uğruyor! Bu “özgür” genç kızların hepsi veya en azından %50’si cinsel tacize uğradıktan sonra bu üniversite ortamından mezun oldular. Şimdi de bir iş bulmaları gerekiyor. Çünkü bir kadının kariyeri hayattaki tek güvencesidir,kimse ondan sorumlu değildir! Ne baba, ne erkek kardeş, ne de koca onun kararlarına karışabilir. Yani hiçbiri ondan sorumlu değildir.
Batılı kadın hakkında konuşurken bu acı gerçeği hep unutuyoruz Onun özgürlüğünden bahsediyoruz, ancak bu özgürlüğün, ona dair herhangi bir sorumluluk almaktan, ihtiyaçlarını karşılamaktan,koruyup gözet- mekten ve kendisine harcama yapmaktan da vazgeçmek anlamına geldiğini unutuyoruz. İşte bu nedenlerle de bu özgür kadının hayat güvencesi olan işinde kendisini kanıtlaması lazım ki kovulmasın. Peki,iş yerinde kadının doğasına uygun olmayan görevleri yapması istenirse ne olur? İtiraz edemez! Çünkü zaten her hususta erkeklerle mutlak eşitlik kavramını kabul etmişti. Ona düşen para getiren her şeyi yapması. Hatta hayat güvencesi olan işini kaybetmemek için ırzını bile ayaklar altına alacak seviyeye gelebilir. Bu, 2002 yılında BBC’de yayınlanan bir makale başlığı da şu şekilde: “İngiltere’de her dört kadından biri ofiste cinsel ilişki yaşıyor.” Bu, 2002 yılındaydı ama durum gitgide kötüleşiyor. Taciz gören kadınlara yardım eden İngiliz “Safe line” sitesinin en son istatistiklerine göre Kadınların yarısından fazlası çalışma ortamlarında cinsel tacize maruz kalıyor. Bir kısmı ise müdürleri veya yetkilileri tarafından buna maruz bırakılıyor.
Amerika’da yapılan çok büyük bir araştırmaya göre iş yerinde tacize uğrayan kadınların oranı %58. Kadın doktorlara tacizde bulunan erkek doktorların oranı da bu şekilde yüksek. Yine insani bir meslek olduğu çok iyi bilinen hemşirelik ortamında da durum aynı Nitekim bu Amerikan araştırması da kadın hemşirelerin %70’inden fazlasının erkek hastalar ve iş arkadaşları tarafından cinsel tacize uğradığını gösteriyor. Sadece bu da değil, aynı zamanda erkek iş verenin net bir şekilde kadın çalışanından ürünlerini satabilmek için açık saçık giyinmesini istemesi de artık yaygın bir durum. Hatta, bir grup kadın garson ABD etkili makamlarından açık giyinmelerini isteyen restoran sahiplerinin baskısından kendilerini kurtarmalarını istemek için gösteri yaptı. Gösterinin ana sloganı ise şuydu: “Ben, menü kapsamında değilim.” Yani müşteriler beni satın almak için değil yemek yemek için restorana gelmeli! Kardeşlerim, tüm bunlarla beraber biz asıl işi fuhuş olan kadınlara daha değinmedik.
“The Economist” gazetesine göre, Almanya’da günde 1 milyon erkeğe hizmet veren yaklaşık 400 bin fahişe olduğu tahmin ediliyor. Peki, çalışan kadın bazı sebeplerden dolayı işinden kovuldu ya da kendisini cinsel yönden azmış bu ortamdan kurtarmak için işinden kaçtı. – Sorun yok! Kocası, erkek kardeşi, babası veya kendisinden sorumlu olanlar ona bakacaktır! – Kim ondan sorumlu ki? Onun kendi ayakları üstünde durduğunu unuttun galiba? Hem de rekabet gücünü ve bağımsızlığını kanıtladığını ve bu kişilerin tamamının hayatına müdahalesini reddettiğini? Dahası onlar aslen onu yüz üstü bırakanlar! Peki, çözüm nedir? -Sosyal güvenlik var. -Peki, ya sosyal güvenlik yeterli değilse veya maaş vermek için gecikmişse? -Tüm bunların cevabını geçen yıl BBC tarafından yayınlanan bir makalede bulabilirsiniz. Başlık şu şekilde: “İngiltere’deki sosyal güvenlik sistemi beni fuhşa zorladı.” Makale şöyle başlıyor: “Sosyal güvenlik yetersizliği İngiltere’de bazı kadınları fuhşa zorluyor.” BBC, İngiltere’de beş hayır kurumu ile görüştü ve sosyal güvenliğe bağlı olarak fuhşa zorlanan kadınların sayısının arttığını belirtti. Bir kadın haysiyetini hiçe sayacağı bir alanda çalıştığında kapitalizmin köpekbalıklarının sahip olduğu başka bir iş sektörünü devreye girdirmiş olur.
Örneğin, kumar ve gece kulüpleri sektörü! İlginç olan da, toplu taşıma araçlarında, üniversitede veya işyerinde cinsel tacize veya tecavüze uğrayan kadınların büyük çoğunluğunun bundan şikayetçi olmaması! Hoşlarına gittiği için bundan şikayetçi olmadıklarını düşünebilirsin. Tacize veya tecavüze uğraması ona göre kadınlığına yapılmış bir çeşit iltifattır ve sorun değildir belki de! Bu doğru değil. Aksine, cinsel taciz veya tecavüz mağdurlarının çoğunluğu aşağılanmış hissediyor, korku içinde yaşıyor. Fiziksel hastalıklara ek olarak depresyon ve panik ataktan da muzdarip bir halde, kendini hor görüyor, utanıyor ve intikam duygusuna kapılıyor. Bu sebeple ABD Suç Mağdurları Bürosu’na göre öğrenimini, işini bile bırakabiliyor. Peki, neden şikayet etmiyorlar? Bir çok sebepten ötürü: Mesela; şikayetin işini etkilemesinden korkmak, başına gelenden ötürü yaşadığı utanç ve ar duygusu, bir de yeterli delillere sahip olmamak. Saldırgan ona karanlıkta veya gözlerden uzak bir köşede saldırır. Ne delil, ne de ispat vardır ve böylece cezadan kaçar. Bazıları da saldırgana teslim olur. Çünkü saldırganın cinsel açlığına direnirlerse meselenin geçici bir tacizden fiziksel bir şiddete ( kadına şiddet haline ) dönüşmesinden korkarlar. Sonra da kadın, ABD Suç Mağdurları Dairesi’nin bildirdiği üzere durumun yıkıcı etkilerinden ötürü acı çekmeye devam eder. “Giyimiyle erkekleri cinsel tacize teşvik edecek şekilde davrandığı için hatalı olan kadındır!” diyebilirsiniz. Bu mantık, Suç Mağdurları Dairesi’ne göre tecavüzle ilgili klişelerden biridir. Gerçek şu ki tüm kadınlar risk altındadır. Gerçekten erkeklerin cinsel arzularını teşvik edenler de, bunun bedelini ödeyen kadınlar da var.
Psikolojik desteğe ihtiyacı olan ve tedavi için doktora giden bu perişan kadın, şimdi de psikoterapistin kendisi tarafından cinsel tacize uğruyor. “Me Too” : Yani “Ben de!” adlı hareketin gösterilerinde olduğu gibi. Kadınların birbirlerini maruz kaldıkları cinsel saldırılara karşı seslerini yükseltmeye teşvik etmek için oluşturdukları slogan. Dahası, kadın hastalara bu çaresizliklerinde yardım etmesi beklenen psikoterapistlerin cinsel istismarda bulunmaları da, yaygın bir olgu haline geliyor. O halde neden bu kadın kurbanlar yasaları çıkarmak ve cezaları belirlemekten sorumlu parlamentodaki politikacılara şikayette bulunmuyorlar? – Parlamentolar mı! CNN tarafından geçen yıl yayınlanan bir araştırmaya göre Avrupa parlamentolarında da kadınlara yönelik cinsel taciz çok yaygın. Bütün bunlardan sonra kadın nereye gidecek? Nereye sığınacak? Kimden koruma talep edecek? Yayınlanan bir araştırmada, Amerika’daki kadınların büyük çoğunluğu, başkaları tarafından takdir edilmek için fiziksel çekiciliğini sürdürmek hususunda kendisini psikolojik olarak baskı altında hissediyor. O halde, bu araştırmanın da ifade ettiği gibi takdir doğrudan fiziksel çekicilikle ilişkilidir. Yani bu da kadınlar için zor bir denklem. Takdir edildiğinizi veya itina gördüğünüzü hissetmek istiyorsanız, çekici olmalısınız Siz ve diğer kadınlar çekici olduğunuzda; toplumun cinsel dürtüleri atağa geçer ve birisi size saldırır! Bu da sizin değerinizi ve kendinize olan saygınızı kaybetmenize neden olur.
Sevgili kardeşlerim, önemli olan şunu bilmeniz: Kadın; okulu, işi, tedavisi için dışarı çıktığında onunla eğleşmek ve değerini düşürmek isteyen bir erkekle karşılırsa, bu erkek onu cinsel dürtülerini tatmin etmek için bir oyuncak olarak görüyordur. Bu da geçici cinsel fantezilerin bir sonucu değil, Aksine, erkeklerin daha erken yaşlardan itibaren kadınlara dair çarpık ve aşağılayıcı bakış açısının sonucudur Öyleyse eşitlik ve karşılıklı saygı gibi gerçeklikle hiçbir alâkası olmayan bu sloganik ifadeleri bir kenara bırakın. ABD Suç Mağdurları Ofisi’nin yayınladığı bir istatistiğe göre ergenlere bir kızla zorla ilişki kurmanın kabul edilebilir olup olmadığı soruldu. %36’sı “Eğer kendisini dizginleyemeyeceği kadar dürtüleri harekete geçtiyse, evet.” cevabını verdi. %39’u da “Eğer ona çok para harcamışsa evet, mazurdur.” diye cevapladı. Yani, mesela hediye veya sandviç gibi şeyler alarak kendisi için harcamalar yaptıysa onunla eğleşmeye ve hatta cinsel ilişki için zorlamaya hakkı olduğunu düşünüyor.
Onların tabiri ile “Zorla seks kabul edilebilirdi.” – “Ama dur bir dakika!” Sen tacizi tek taraflı sadece kadınların aleyhine birşeymiş gibi gösteriyorsun diğer tarafta flört etmekten memnun olan kızlar ve kadınlar da var. Evet,bunun haram olup meşru olmadığı doğru ancak karşılıklı rızaya dayandığından kadınlar bu ilişkilerden memnunlar.” – Memnunlar, öyle mi! İşte hepsi bir kurgu olan yabancı filmlerle seni bu şekilde inandırıyorlar. Tıpkı uzaylılara dair filmlerdeki herşeyin de tamamen bir kurgudan ibaret olduğu gibi. Haydi Hollywood’dan biraz uzaklaşalım ve Amerika ile Avrupa hükümetinin resmi sitelerine bir bakalım. Cinsel taciz ve tecavüzün dışında, “yakın partner” dedikleri kişinin -kocası yahut sevgilisi olsun- kadına nasıl davrandığına bir bakalım: Örneğin ABD Adalet Bakanlığı sitesine girin ve kadına şiddet ile ilgili istatistiklere bir göz atın. Orada “Örselenmiş Kadın Sendromu” (Battered Woman Syndrome) olgusunu okuyun. Bu terimin anlamı nedir? Battered: “Sert ve sürekli vurmak, ezmek, bombalamak” anlamına gelir. “Örselenmiş Kadın Sendromu”, bu şekilde darp edilen kadınlara ait bir olgudur. Tıpkı “Örselenmiş Kadın Sendromu”na maruz kaldığından dolayı erkek arkadaşını öldüren bu kadının kendini temize çıkarması gibi. Buna benzer çok sayıda kadın var, Bazıları da fotoğraflarını yayınlıyor. Tekrar soralım, bu korkunç kadına şiddet olayları istisnai olaylar mı? “Aile içi şiddete karşı ulusal koalisyon” gibi resmi ABD sitelerine göre her dört kadından biri yakın partner şiddetine maruz kalıyor ve elbette bu rakamlar kadınların yabancılardan gördüğü fiziksel şiddeti yansıtmadığı gibi ağır olmayan fiziksel şiddeti de kapsamıyor.
Hükümetin Şiddet Mağdurları Ofisi’ne göre ABD acil servislerine başvuran kadınların %22’si ila %35’i darp neticesiyle orada bulunmaktadır. Son sözü kas gücü belirliyorsa erkeklerin kazanma olasılığı daha yüksektir elbet! Bu nedenle, acil servislere gitmeye sebep olan partnerler arasındaki şiddet olaylarına dair araştırmalara göre bu olayların %93’ü kadınlara ve sadece %7’si erkeklere yönelik. Dahası bu şiddet genellikle öldürmeye kadar gidiyor! Fransa’da birkaç gün önce, 2019 yılında öldürülen 116 kadın için aile içi şiddeti kınamak maksadıyla gösteriler yapıldı. Fransız Haber Ajansı da, her 3 günde bir Fransız kadının, kocası, erkek arkadaşı veya partneri tarafından öldürüldüğünü açıkladı. Birkaç gün önce de Fransız Haber Ajansı, kadınların aşağılanmasına karşı yapılan gösterilerle ilgili bir haber yayınlamıştı. Haberin başlığı da şu: ” Kadına Şiddet: Fransa’da her 7 dakikada bir kadına tecavüz ediliyor.” Aile içi şiddet mağdurlarının yarıdan fazlasının defalarca tıbbi desteğe ihtiyaç duymasına şaşırabilirsiniz. Devletin resmi sitelerine göre bu rakam 6’dan fazla. Yani kocası veya erkek arkadaşı tarafın- dan sürekli dövülüyor ve hakarete uğruyor. Peki, bu kadın neden kaçmıyor? – Nereye kaçacak? – Babasının veya erkek kardeşinin evine mi! – Unuttun mu? O aslen babasını tanımıyor ki! Ya da onu tanıyor ama babası ondan sorumlu değildir çünkü artık özgür ve bağımsızdır erkeklerle eşittir, kimseye ihtiyacı yoktur, kendini de kanıtlamıştır!
Batı ülkelerinin bu kadına sağladığı hizmetlerden biri de “Örselenmiş kadın sığınma evi” dir. (Battered women’s shelter) “Aşırı şiddet gören kadınlar barınağı”. Kadının şiddetten kurtulup, iyileşerek, geçimi için bir yol buluncaya dek kalacağı geçici bir barınak. Arkadaşı tarafından ciddi şekilde darp edilen bu kadın, kendisine onu hatırlatabilecek her şeyi ortadan kaldırmak ister. Onu hatırlatabilecek şeylerden biri de haram ilişkiyle rahminde oluşan bebektir. İşte burada da sıra kürtajı kolaylaştıran teknolojilere, onu cazip hale getiren medyaya ve buna izin veren yasalara geliyor. Sadece ABD’de yıllık bir milyon kadar kürtaj vakası var. Bunların yaklaşık üçte ikisi; altıncı haftadan sonra oluyor, yani; Allah ona ruh verdikten sonra, bir canı öldürmek! “ABD Hastalıkları Kontrol Merkezi”ne göre (Center of Disease Control) kürtaj yaptıran kadınların büyük çoğunluğu evli değil. Yani sonu cinayetle biten aşağılık bir şehvet.
Kardeşlerim, ruhu olan bir cenini, insan olacak bir canı aldırmanın ne demek olduğunu düşünebiliyor musunuz? Size burada çok korkunç olduğundan ötürü resimler göstermeyeceğim. Ancak kalbiniz dayanabilirse birazdan bahsedeceğim terimleri internette aratıp gerçek resimleri kendiniz görebilirsiniz. En bilinen yöntemlerden biri: “Dilation and evacuation abortion (D&E)” Rahmin genişletilmesi ve boşaltılmasıdır. Yani, doktor özel araçlar kullanır: Makaslar,forseps (bir tür cımbız) ve vakum Doktor cenini annesinin rahmindeyken parça parça keser ve parça parça çıkarır: Eller, ayaklar, baş, karın… Bu işlem her gün Dünya genelinde pek çok kez yapılıyor. Başka birçok korkunç kürtaj yöntemi de var. Bir kadın doğurduğu bebeği istemediğinde işte buna da buldukları çözüm: Avrupa ve Amerika’da gittikçe yaygınlaşan “bebek kutusu” olgusu. Yani, bir kadının yeni doğan bebeği çöpe atmak yerine içine koyabileceği kutular caddelerde çokça görülüyor.
Tıpkı bazı özgür ve bağımsız kadınların yaptığı gibi! Sadece bu da değil, şimdi öyle bir aşamaya geldik ki, artık yeni doğan bebek anne tarafından istenmiyorsa öldürülmesi haklı görülür oldu. Nitekim bunu daha önce “Ebu Cehil labaratuar önlüğü giydiğinde” adlı konuşmamızda belgelerle açıklamıştık. “Diri diri toprağa gömülen kıza, hangi günah sebebiyle öldürüldüğü sorulduğunda.” [Kur’an; Tekvîr, 8-9] Diri diri gömme adeti bitmedi, aksine, şimdi beyaz önlük giyen doktorlar tarafından ve yasal olarak izin verilmiş şekilde gerçekleştiriliyor. İşte yaşam hakkından mahrum bırakılan bu kız ceninle birlikte, kadının sürekli aşağılanmasının ve haklarının ihlal edil- mesinin hikayesi adım adım tamamlanmıştır. Bu da, özgür Batılı kadına dair pek çoğumuzun bilmediği hususlar. O babasının, erkek kardeşinin ve kocasının kendisinden sorumlu olmalarını istemedi, onlar da zaten bu sorumluluğu almaktan vazgeçmişlerdi. Böylece pek çok genç kız ve kadın, okul taksitini ödeme karşılığında kendisini kiralayan zengin adamın elinde, beyaz köle tüccarlarının ve aşağılık dergilerin sahiplerinin elinde, üniversitede, iş yerlerinde ve toplu taşıma araçlarında ona cinsel tacizde bulunanların elinde, ve tedavi kliniklerinde bir oyuncağa ve cinsel objeye dönüştü. Sevgilisi, yakın akrabası ve yabancılar tarafından sürekli şiddetin hedefi oldu.
Kardeşlerim biliyor musunuz, ben bu konuşmayı hazırlarken ve bunun için malzeme toplarken Batılı kadına karşı şefkat duygusu hissettim ve defalarca Müslümanların gerilemesiyle dünyanın neler kaybettiğini anladım. Bir de biz Müslüman olmayan toplumlarda yaşayan Doğulu kadınlardan da söz etmedik. Hikayeleri Batılı kız kardeşlerinden daha iyi olmayan Çinli ve Japon kadınlar gibi.. Yine kadının görevlendirmelerde erkekle eşit ücret alamamasından ve terfilerindeki eşitsizlik- lerden de bahsetmedik. Bu da uzunca ele alınması gereken başka bir konu… Bazılarınız bana “Batılı kadınların sadece karanlık tarafını gösteriyorsun, biraz da parlak tarafı hakkında konuşsana?” diyebilir. Parlak taraf mı? Kadınların artık korunma talep ederek seslerini yükselttikleri böyle perişan bir durumda hangi parlaklıktan söz edilebilir ki! Hem de durumun bu kadar dayanılmaz, saklanamaz ve sessiz kalınamaz hâle gelmesinden sonra? Hangi parlak taraf? Bazı kadınlar tarafından ortaya çıkarılmış bilimsel keşiflerden mi? Kazandıkları diplomalardan mı? Bir kadın mucit ya da bir kadın doktor, kadının aşağılanmasına ve toplumdaki cinsel taşkınlığa son verebilecek bir nesil yetiştiremediği sürece bu başarılarının faydası nedir? Oğlu kadınlara cinsel tacizde ve tecavüzde bulunurken, onlara şiddet uygulayıp, aldatırken kendisi bilimsel araştırmaları ile meşgul bir annenin değeri nedir ki?
Ahlakımız yerin dibine batarken Mars’a ulaşmamızın ne faydası var? Yerin dibine… Dahası, kadınların başarısı gerçekten erkeklerle rekabet etmeleri ve onlardan bağımsız olmaları ile mi ilişkilidir? Feminist eğilimler mi bu başarıların gerçekleşmesinin esas sebebi? Yoksa bu başarıların ve hatta daha fazlasının erkek ve kadınların birbirini tamamlaması, karşılıklı yardımlaşması, her birinin haklarını ve sorumluluklarını fark ederek, istikrarlı bir aile ortamında sağlıklı bir nesil yetiştirmesiyle mümkün değil mi? Konuşmanın başında bahsettiğimiz The Guardian’daki bir makalede Nancy Fraser, bazı Batılı feministlerin son zamanlardaki feryatlarını özetleyen şu sözleri söylüyor: “Bir feminist olarak, kadınları özgürleştirmek için verdiğim bu mücadelede daha iyi, daha adil, eşitlikçi ve özgür bir dünya inşa ettiğimi her zaman varsayıyordum. Ama son zamanlarda, feministlerin öncülük ettiği ideallerin oldukça farklı amaçlara hizmet etme- sinden ötürü endişelenmeye başladım. Özellikle, cinsiyet ayrımcılığı eleştirimizin artık yeni eşitsizlik ve sömürü biçimleri için gerekçe sağladığından endişeleniyorum.” Bu, kadınların özgürleşmesi düşüncesinin daha başından itibaren tamamen sapmış bir pusula ile yola çıkmasının sonucudur. Bu özgürleşme çağrısı, trajedi tüccarları tarafından gasp edilip, kendi çıkarları için kullanıldı. Bundan sonra da kadın, ne hak, ne adalet, ne özgürlük ve ne de eşitlik elde edebildi.
Tüm bunlardan sonra Rabbinizin -azze ve celle- şu sözlerini okuyun: “Allah’ın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılmasına bağlı olarak ve mallarından harcama yapmaları sebebiyle erkekler kadınların yöneticisi ve koruyu- cusudurlar.” [Kur’an; Nisâ, 24] Bir de şu ayeti okuyun: “Mümin erkekler ve kadınlar da birbirlerinin velîleridir; iyiliği teşvik eder, kötülükten alıkoyarlar.” [Kuran; Tevbe,71] Kadının aşırı şiddete maruz kaldığı “örse- lenmiş kadın sendromu”nu gördüğünüzde de Rabbinizin şu sözlerini okuyun: “Onlarla iyi geçinin.” [Kuran; Nisâ, 4] “Erkeklerin, kadınlar üzerindeki haklarına denk, kadınların da erkekler üzerinde meşru hakları vardır.” [Kuran; Bakara, 228] Peygamberinizin ﷺ şu sözünü de: “Sizin en hayırlınız, ailesine karşı en hayırlı olanınızdır. Ben de aileme karşı en hayırlı olanınızım.” Batılı kadının cinsel obje olduğunu gördüğünüzde, Allah-u Teala’nın şu ayetini düşünün: “Allah, iman edenlere; o kadını örnek gösterdi.” [Kuran; Tahrim, 11] O kadın; ne bir nesne, ne bir obje ve hatta ne de sıradan bir insandır, o iman edenlerin izini takip edeceği bir örnektir. “Allah, iman edenlere Firavun’un karısını örnek gösterdi.” [Kuran; Tahrim, 11] İnsanları köleleştiren Firavun’a isyan eden mümine bir kadın. O, yine insanları köleleştirmek isteyen günümüz firavunlarına isyan eden kadınlar için güzel bir örnektir. Firavun’un karısından sonraki ayette de “İmrân kızı Meryem” misal verilmiştir. Öyleyse onlar Allah’ın,maddi kazançları veya fiziksel çekiciliği nedeniyle değil Allah’a imanlarından ötürü örnek gösterdiği kadınlardır.
Kadını cinsel bir obje haline getirenleri gördüğünüzde, mümin kadınların ırzı söz konusu olduğunda Rabbinizin gazabının nasıl olduğunu görmek için Allah’ın, mümin kadınların namusuna söz söyleyenlere yönelik gazabını içeren şu ayeti okuyun: “İmanlı, saf ve namuslu kadınlara iftira atanlar dünyada ve âhirette lânetlenmişlerdir, onlara büyük bir ceza vardır.” [Kuran; Nûr, 23] Allah’ın sözlerini okuyun: “Ey Peygamber! eşlerine, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle, dış giysilerini üzerlerine bürünsünler, Bu, tanınıp rahatsız edilmemeleri için en uygun olanıdır. Allah ziyadesiyle bağışlamak ve çok esir- gemektedir.” [Kuran; Ahzâb, 59] Peygamberinizin ﷺ şu sözünü de okuyun: “Sen dindar olanını seç ki, evin bereket bulsun.” Bakın: “Dindar olanını.” Çünkü dindar olanlar cinsel objeler değildirler ve fiziksel çekicilikleri için de değerlendirilmezler. Aksine, onlardaki en önemli şey din ve ahlaklarıdır. Siz kürtajı, yeni doğan kız bebeklerin bebek kutularına terk edildiğini ya da sokaklarda evsiz kaldıklarını gördüğünüzde, Peygamberinizin ﷺ şu sözünü de okuyun: “Kim ki üç tane kız çocuğu olur da onlar hakkında Allah’tan korkar, onlara merhamet eder ve geçimlerini sağlarsa o kişi için cennet vardır.” Denildi ki: Ey Allah’ın Rasûlü, ya iki tane olsa? “İki tane olsa da.” dedi. Kontrol edilemeyen cinsel arzular gördüğünüzde de, sevgili Peygamberinizin ﷺ şu sözünü hatırlayın: “Kadınlar, erkeklerin yarısıdır.” Tüm bunlardan sonra Yüce Allah’ın Nisa Suresi’ndeki şu sözlerini okuyun: “Allah, size her şeyi açıklamak ve size, sizden öncekilerin yollarını göstermek ve tevbenizi kabul etmek ister ve Allah, her şeyi bilir, hüküm ve hikmet sahibidir. Allah sizin tevbenizi kabul etmek ister; nefsânî arzularına uyanlar ise büsbütün yoldan çıkmanızı isterler. Allah yükünüzü hafifletmek ister; çünkü insan zayıf yaratılmıştır.” [Kur’an, Nisâ, 26-28] Erkeklerin ve kadınların rahata ermesi ve sonra da tüm insanlığın içinde bulunduğu yanlış gidişattan kurtarılması, ihtiyacımızı görmek ve anlamak için tüm bunları okuyun. Batılı kadınların yaşadığı trajedik durumu bizim de toplumlarımızın da yaşamasını isteyenlere bir bakın. Onlar da, Allah’ın izniyle bir sonraki bölümümüzün konusu. Allah’ın selamı ve rahmeti üzerinize olsun
English
Peace be upon you! We are in 19th century Europe specifically in Britain attending a public auction What goods does this merchant have on display? It’s his wife! His wife? Yes! Some men used to sell their wives Look up “Wife Selling” on any website such as History for documentation on this custom Selling wives was cheaper than divorce and helped pay off the man’s debts Drawings of this phenomenon are found in Western history archives The woman who annoys her husband with her nagging —by the way the Arabic word is also nag— received, as one of her possible punishments, the “Scold’s bridle” An iron headpiece with a muzzle and a bit to compress the tongue to prevent the woman from speaking for hours You can watch this film about the Scold’s bridle to see how a woman’s “annoying” voice is described as barking and how this bridle was used to punish the woman who gossiped or spread rumors Women were subjected to various forms of injustice particularly women in lower social classes Where could the woman seek refuge? She could have sought justice and attained her rights by establishing truth and abolishing falsehood But such values —truth and justice— require Divine Revelation as a reference for both men and women The Western woman looked into the altered texts of her religion and found that a woman should learn in silence and full submission that she wasn’t permitted to teach or assume authority over a man Why? Because she is Eve who was seduced and she trespassed She seduced Adam thus she is the origin of sin She caused the misery of the human race so God —according to the altered texts of her religion— punished her with pregnancy and delivery and made man her Master The Western woman read in the altered Scripture that she was created for the man but the man wasn’t created for her and that a man may sell his daughter ُReferences for these texts are provided in the comments Thus many Western women couldn’t find justice in their altered religion If the woman does not have a Divine Reference which sets limits and outlines rights and responsibilities in accordance with truth and justice, where can she find justice? It must be in the values that the West claims to adhere to: the values of freedom and equality The woman must achieve freedom and gender equality What if some forms of freedom and equality contradict truth and justice? Who is supposed to determine what is right and just? Religion! We told you that we see religion as an opponent, not a judge! And thus the Western Women’s Liberation Movement took off with a human —not a Divine— compass Naturally any deviation in one direction leads to another in the other direction Thus feminism emerged alongside the Women’s Liberation Movement which evolved into a movement to defy men with hostility and rivalry a revenge for all historical injustices against women The feminist slogans were launched: Men are never trustworthy! Women must challenge men and compete with them in everything! A woman shouldn’t sacrifice herself for anyone! No one is worth the sacrifice except you and your feminist sisters! No one should have control over you! You don’t need anyone whether husband, brother, or children! Providing for yourself is the source of self-respect! If you let anyone provide for you you lose your dignity and become enslaved therefore you must be financially independent! Here some rational voices were raised: “If a woman’s worth is measured by how much money she earns then who will take care of the children? If the relationship between spouses is based on rivalry who will lead the family? Whose opinion will prevail? This threatens the family structure.” Children! Family! Let them all go to hell! You want to enslave women again using these glittering names We told you, the only one worthy of my sacrifice is myself, my ambitions and the liberty of my sisters I will not let anything stand in the way of my just demands I am oppressed Enough injustice! Thus began the stereotyping of voices calling for the protection of the family unit and society as attacks on women’s liberty and attempts to return women to slavery and darkness Victimhood was promoted among women and used as justification for every action She has been badly abused so what if she abuses, a little to get equality and liberty?! This appears in the statements of many feminist leaders such as the American feminist Helen Sullinger, who said “Male society has sold us the idea of marriage… Now we know it is the institution that has failed us and we must work to destroy it Ending the marriage institution is a necessary condition for the liberation of women Therefore it is important to encourage women to leave their husbands and not live with them All history must be re-written in light of the oppression of women.” There are many similar statements from other feminist leaders This angry oppressed woman — whose actions are all justified— became a prey for profiteering politicians major capitalists, advocates of moral chaos and others with private agendas —mostly men by the way— who rode the wave of feminism and women’s liberation as eventually admitted by the feminists themselves As in this article by the feminist Nancy Fraser for the British daily newspaper The Guardian, titled: “How feminism became capitalism’s handmaiden and how to reclaim it.” Gloria Steinem, one of America’s most famous feminists openly acknowledged in a published interview that she had received financial support from the Central Intelligence Agency (CIA) to support her activities. Some feminists had criticized her for misdirecting the path of the feminist movement so she gave this interview to justify her actions Steinem was a co-founder of Ms. magazine which promotes the idea of the defiant independent woman “Super Woman” She also served as director of the Independent Research Services center Notice how it’s called “Independent” despite receiving support from political sectors! What did politicians and capitalists in Europe and America gain from riding the wave of feminism and women’s liberation? First: Female employment “to achieve independence and prove herself” means collecting taxes from half of society whose work at home was non-taxable It also provides a labor force that is cheaper than men’s labor Discrimination in gender pay and promotions still exists to this day Also, this woman who works in a mixed-gender environment will spend on cosmetics and engage in competitive consumerism all of which serves capitalist materialism Second: The divide and rule policy reinforcing individualism and factionalism where the state —or more accurately those who lobby and influence its policies— is the ultimate judge and referee which weakens demands to curb the greed and domination of capitalists in a world where the richest 1% own more than half of the world’s wealth, according to an article in The Guardian The book “The Mighty Wurlitzer” shows how politicians employ such methods to infiltrate groups, such as women and blacks Third: Rivalry between the mother and father, their preoccupation with their own affairs and neglect of parenting means the breakdown of the family and the loss of its central role in raising children according to the parents values Thus, the school and the state become the educator and policymakers can dictate whatever values they want to instill in these little hearts The term “Nuclear Family Meltdown” is a familiar one in the US Politicians have benefited from feminist hostility towards the family entity The feminist Mary Bane says “In order to raise children with equality we must take them away from families and communally raise them.” Indeed many families have been destroyed and child homelessness in the US has reached a historic high It was published by Newsweek that in 2013, there were 2.5 million homeless children some fleeing from broken homes where the father and mother are both busy or act as hostile opponents There is no care for the son or daughter or they are mistreated so he/she runs away There is a special division in the US Department of Justice for this phenomenon of “Runaway and Homeless Youth” Drug usage and mental illnesses are highly prevalent among these boys and girls who are without shelter; subjected to humiliation and sexual exploitation some prostituting themselves for shelter and their numbers continue to rise What about the woman who was used as a tool for politicians and capitalists to achieve all this? Did she really gain the rights and justice that she should have demanded? Did she —at least— achieve the freedom and equality she had hoped for? Let’s see the results, using facts and statistics from top Western websites I think that you will be shocked by what you will hear today However, before we continue… Some listeners are poised to say “Yes, but Muslims have injustices against women too. Do you deny that our societies practice many forms of injustice against women?!” I say, “How is your question related to our topic? What is the value of this comparison? Is my goal here to make a statistical comparison between our societies and theirs? Or is it to absolve men in our societies from any injustice against women? We are fully aware that our societies are filled with injustices against women and others and that misery is deepening for both men and women But we are discussing this topic to remove this injustice and eliminate the misery and hardship Western countries and international organizations and agencies offer their services to help the Muslim woman in their own special way Moreover, feminist ideas have strongly cast their shadows over Muslim societies Thus today’s topic is to present the story of the Western woman to see if those who offer us their services have truly solved their own women’s problems? Have they achieved justice for her? Have they even provided her with freedom and equality? Do they really want good for the Muslim woman? This path that they want the Muslim woman to put her footstep on Where does it lead? Let us continue our story without interruption and without the constant reminders of: ‘I would like to emphasize that this injustice in our countries is not representative of Islam. Do not think that I am against women’s work in all its forms. Please do not misunderstand me about such and such…’ Let us not rush to the defensive state that Islam haters always put us in Let us cooperate, as Muslim brothers and sisters, to diagnose the problem and distinguish real solutions from fake ones which only increase our misery and hardship So back to the Western woman… Let’s accompany her from one station to the next That homeless girl on the street or the one in her family home who is independent and wants to provide for herself or doesn’t have enough money to finish her degree what is the solution?! There is a phenomenon in the countries of “freedom” which we will refrain from naming whereby this girl, who needs money sells her body to an older man —her father’s age— who uses her sexually in return for money and parades her around as arm candy So she works part-time in prostitution and continues to attend university as a student Hear this interview with a client who bought the honor of 6 young women with his money Listen to his views on women So this customer says that enjoying a number of girls this way is cheaper than marriage that entering a place with a beautiful girl is like pulling up in a beautiful car This is the value of a woman to him! There are several websites which deliver this type of “service” with detailed statistics on a girl’s expected income from selling her honor as well as the age and profession of her male clients a large proportion of which are executives and businessmen working for major companies By the way, you may have felt disgust while hearing this person talk about women as a sexual commodity; a piece of furniture a “thing” not a human! But what if I told you that treating women as an “object” or a “commodity” has become the norm in the West? In published research, a number of Americans were asked about the trait that they value most in men and women Honesty and morality were the highest valued traits in men while in women the most important trait that Americans valued was “Physical Attractiveness” So the value of a woman is dependent on her physical attractiveness This leads to the important phenomenon called the “Sexual objectification of women” i.e. treating a woman as an object to use a sexual commodity not a human being valued for her beliefs, morals and honesty or even for her intelligence and skills This study on the subject is referenced hundreds of times there are dozens of published research papers on the “Sexual Objectification of Women” These studies, by the way, do not refer to the objectification of women as an insidious inhumane phenomenon which must be fought but as a phenomenon to be studied by analyzing its psychological effects objectively These studies show that most women see themselves as sexual objects for men and that the media is ingraining this view as well as society and even video games! Women’s bodies are displayed for marketing purposes as decorations! This leads some women to pay excessive attention to their appearance and spend long hours in front of the mirror It also leads to psychological illness for some women who feel ashamed of their bodies “Body Shame” Shame because she is treated like a sexual object which she despises or shame because she is unattractive in a society that values her based on her attractiveness The research also mentions that some women experience mental illnesses as a result They compare themselves to the “typical” advertised woman and undergo plastic surgery or use cosmetic tools to change their hair, skin, or eye color You can now imagine this “free” girl who wants to prove herself viewed by society as a sexual commodity and valued based on her physical attractiveness You can imagine what she will face on the street in public transportation at the university in the work environment even when she’s online at home! The European Union Agency for Fundamental Rights issued a report in 2014 with an expressive title: “Violence against Women: every day and everywhere” The report also addressed the sexual violence women experience in childhood Let’s take a look at public transportation The UN published a news article two years ago, titled: “Overwhelming majority of women experience some form of harassment or sexual violence in their daily journeys.” Overwhelming majority! The report starts by stating that these harassments have spread globally like a pandemic Furthermore, a report prepared by several authorities in France, including the State Secretary for Women’s Rights states that 100% of women who use public transportation in France have experienced sexual harassment or assault The French News Agency disputes this percentage as exaggerated Just imagine, the dispute is about the percentage, is it 100% or less? What about the college girl? I remember when I attended the University of Houston to complete my PhD degree a booklet was distributed to students with statistics showing that 1 out of 3 female students were subjected to harassment It included tips on how to avoid it and if harassed what number to call and so on The situation is getting worse and numbers are multiplying globally even in scientific circles that are supposed to be socially superior According to a study published last year almost half of US female medical students experienced some form of sexual harassment In 2019, more than half of UK female students faced unwanted sexual behavior according to a study published by the Guardian and cited as the largest study in this field for male and female students This harassment respects neither academic rank nor teacher’s authority! There are cases of harassment by students of their female professors who educate them as well as harassment of female students by male professors Imagine! The female student approaches the teacher to learn and he harasses her “Free” girls graduate from such college environments after experiencing harassment —at least half of them— and now they must search for work because a woman’s job is her only source of security; no one else is responsible for her Just as the father, brother or husband can’t intervene in her life, they also bear no responsibility toward her We often forget this fact when talking about the Western woman We speak about her freedom but we forget that this “freedom” is also associated with the abdication of any duty towards her, addressing her needs, caring and providing for her Therefore, the free woman must prove herself at work so she doesn’t get fired and lose her only source of security Well, what if she is asked to perform tasks that are unsuitable to her nature as a female? She cannot object because she conceded to the concept of absolute equality with men in everything and she has to do whatever brings income even if she has to use her body to keep her job: her only source of security This is an article published by the BBC in 2002 titled, “One in four women in Britain has office sex” This was in 2002 and it is only getting worse In the latest statistics on safeline: A British website which offers help to women who are subjected to harassment over 50% of working women in the UK have experienced sexual harassment in the work place Some reported that the person harassing them was their manager or someone in a position of authority Another major study in the US shows harassment levels in the workplace of 58% with a high percentage of male doctors harassing female doctors Likewise in the nursing profession —a humanitarian profession— as in this American study which states that more than 70% of nurses were subjected to harassment from patients and co-workers It has gotten to the point where the male employer openly asks the female employee to dress indecently in order to market his products until a group of waitresses demonstrated and demanded the intervention of the US authorities to free them from the grip of restaurant owners who were asking them to dress indecently The central slogan of their demonstration was “I am not on the menu!” i.e. the customer is supposedly in the restaurant to buy food not to buy me We have yet to talk about the women whose job is in prostitution According to the Economist it is estimated that, in Germany, there are 400,000 prostitutes serving 1 million men daily! Well, the working woman who was fired for one reason or another or ran away from a sexually-charged work environment No problem! Her husband, brother, father or any male relative in her family will support her. It’s their duty! Whose duty? Did you forget that she now relies only on herself? She has proven her competitiveness, independence and her refusal of any intervention from them They have actually abandoned her Okay, what is the solution then? There is social welfare. What if social welfare is not enough? Or its payment was delayed? The answer comes from an article published by the BBC in 2018, titled: “I was forced into prostitution by Universal Credit” The article starts with “The Universal Credit benefits system is forcing some women to turn to sex work, charities say.” This is due to the inefficiency of the social welfare system “The BBC has spoken to five charities and organizations in England who say there are increasing numbers of women on the credit (UC) in this position.” When a woman works in this field of dishonor she revives another sector owned primarily by the whales of capitalism: The casinos and nightclubs sector Remarkably, the majority of women who are subjected to harassment and rape in transportation, at universities or in the work environment, do not report it to authorities! You might think she doesn’t report it because she enjoys it “It is okay” for her to be harassed or raped; it is a compliment to her femininity! Not true! The vast majority of raped or harassed women suffer humiliation panic attacks depression, shame, self-loathing, desire for revenge and even acute physical symptoms She may quit her school or work as a result, according to the US Office for Victims of Crime So why don’t they report it?! For many reasons: Fear of the negative impact the complaint might have on her career feelings of shame and embarrassment or lack of sufficient evidence, etc. She’s attacked in a dark corner or out of sight there is no evidence, so he escapes punishment Some women submit to the aggressor because they fear the matter could escalate from harassment to violence and physical abuse, if they refuse to submit to his sexual frenzy The woman continues to bear this devastating toll on herself “Devastating Toll” is the term used by the US Office for Victims of Crime You might say, “She is to blame. She dresses and acts seductively to tempt men.” This is what the Office for Victims of Crime considers as a myth which surrounds the rape of women All women are susceptible Some women contribute to create a state of sexual frenzy and other women pay the price This devastated woman, who needs psychological care, seeks therapy and gets harassed by the therapist as revealed by women in the “Me Too” movement: The slogan launched by women to encourage each other to speak out and reveal the sexual assaults they faced A growing trend is that of sexual harassment and exploitation of female patients by their psychotherapist or psychologist, who are supposed to save the woman from her distress! So why don’t women complain to the members of parliament and legislators who craft legislations and issue penalties?! Parliaments! According to a study published by CNN in 2018 sexual abuse is widespread even in European Parliaments Where can a woman go after all this? Where can she seek refuge? With whom can she find protection? One study found that the vast majority of women in America feel pressured to remain physically attractive in order to be valued Her value is determined by her physical attractiveness, as the study states It is indeed a difficult equation You must be attractive to feel valued and be treated well Yet, when you and other women become physically attractive society becomes afflicted with sexual misconduct and someone assaults you, stripping you of self-worth and self-respect! It is very important to understand that this behavior towards a woman when she goes to school work or for treatment when a man extends his hand to toy with her, insult her and use her as an object for his uncontrolled sexual desire this is not purely the result of a transient sexual desire it is rather a result of the man’s distorted disdainful view of women since childhood Forget the claims of equality, mutual respect and the propaganda which has no basis in reality! In a survey published by the US Office of Victims of Crime teens were asked whether forcing sex on a girl was justified 36% of them answered, “Yes if he is so aroused that he can’t stop himself.” While 39% answered, “Yes if he has spent a lot of money on her.” That is, if he spent money on buying her gifts or food then he is entitled to play sexually with her and force her to have sex. In their words, “Forced sex was acceptable.” Hold on! You are only showcasing sexual assault on women On the other hand, there are women who are satisfied with romantic relationships It is true that they are illicit but they are happy with such a relationship because it is consensual Aha! Happy! This is what they show you in the movies which are all fantasies like space alien fantasies Let’s step a bit away from Hollywood and delve into the official websites of US and European governments to explore —aside from harassment and rape— how a woman is treated by her so-called “intimate partner” whether husband or a lover Go to the website of the US Department of Justice browse the statistics of “Violence Against Women” and read about “Battered Woman Syndrome” What does this term mean? Battered means: “Injured by repeated strong blows” So “Battered woman syndrome” describes the condition of a woman beaten like this this woman who justified the murder of her boyfriend because she suffered from Battered woman syndrome Such is the case for a large number of women some of whom publish their photos Once again, are these cases of heinous violence just anomalies? According to official US websites such as the National Coalition Against Domestic Violence 1 in 4 women is subjected to severe physical violence by an intimate partner These numbers exclude the physical violence inflicted by strangers It also excludes “mild” beating and violence It has gotten to the point where 1/4 to 1/3 of women who visit the ER in the US are victims of domestic violence according to the Office for Victims of Crime When muscles rule, there is no doubt that men will have the upper hand A study in the US on violence between partners —spouses or lovers— which led to emergency room admission, found that 93% of the patients were women and 7% were men This violence often escalates to murder! Just a few days ago rallies took place in France to condemn domestic violence after 116 women —at least— were killed in 2019 France 24 reported that a Frenchwoman is killed every three days by a husband, boyfriend or life-partner Also, a few days ago, France 24 covered protests against the humiliation of women The protest signs read: “Violence against women: a woman is raped every 7 minutes in France.” You might be surprised to know that more than one-half of domestic violence victims require repetitive medical attention more than 6 times according to government websites In other words, she is repeatedly beaten and humiliated by her husband or partner Well, why doesn’t this woman escape?! Where would she escape to? To her father or her brother! Oh… Have you forgotten? She might not even know who her father is! Or she knows but he does not have any responsibility towards her as she is a free and independent adult; equal to a man, needing no one. She has proven herself! Among what Western countries extend to such women is something called “Battered women’s shelter”: A place of temporary protection while she recovers from beatings and finds a way to make a living Now, this woman, who has been severely abused by her partner, wants to get rid of anything which reminds her of him What might remind her of him is the embryo he illicitly put in her womb Enter the technologies which facilitate abortion, the media which embellishes it and the legislation which allows it In America alone, there are about one million abortions annually two-thirds of which are after the sixth week –after ensoulment– which means the murder of a human being! According to the US Center for Disease Control unmarried women account for the vast majority of abortions a fleeting desire that ends in murder! Can you imagine what it means to abort a fetus: a human soul? I will not put pictures here because they are so horrendous You can google some of the terms I will mention and search for the images if your heart can handle it One of the most common methods is known as: “Dilation and Evacuation Abortion” where the doctor uses special instruments, i.e. surgical scissors forceps and suction tools The doctor cuts up the fetus —while in the mother’s womb— and takes it out bit by bit The hands, legs, head, torso… This procedure is carried out daily in huge numbers worldwide There are other methods of abortion just as horrendous If a woman gives birth but does not wish to keep her newborn she can avail herself of baby hatches available across Europe and the US The mother can place her newborn in the boxes placed on the streets instead of throwing it in the trash as some “free” and “independent” women do! We have reached the stage where murdering a newborn is justified if the mother does not wish to keep it; “And when the girl [who was] buried alive is asked, For what sin she was killed?” (Quran Translated Meaning 81: 8-9) Infanticide has not stopped but now it is performed legally by doctors dressed in white lab coats! Here the female fetus is deprived of her right to live rounding up the list of insults and violations of rights; at every stage! This perspective on the life of the Western woman is unknown to many She freed herself from the responsibility of her father, brother, and husband a responsibility they gladly abdicated! As a result, the woman became a “Sexual Object” a toy for the wealthy man who uses her in exchange for university tuition fees a toy for white slave traders and publishers of pornographic magazines and those who harass her in public transportation, at school at work and in the clinic She became a punching bag for her boyfriend and every Tom, Dick or Harry You know —dear brothers and sisters— while preparing and organizing the material for this episode I felt an overwhelming empathy towards Western women I realized —more and more— what the world has lost by the decline of Muslims! We have yet to discuss the condition of Eastern women in non-Muslim societies such as the Chinese and Japanese women whose stories are not much better than those of their Western sisters We have yet to talk about the gender pay gap and promotion discriminations in the workplace another long discussion… One could say, “You are only showing the dark side of Western women’s situation. Show the bright side!” The bright side?! What bright side is there in this miserable situation?! Women are now speaking up and demanding protection as the situation has become intolerable and silence is no longer an option! What bright side? The scientific discoveries by some women? The post-graduate degrees? What good are they if this woman failed to raise a generation to stop the injustice, contempt for women and the sexual frenzy in society? What good is a mother who is preoccupied with her research while her son is harassing, assaulting, raping and abusing other women? What do we really gain if we reach Mars but our morals reach rock-bottom?! (Echo) Rock-bottom… Since when is rivalry with men a prerequisite for women’s success?! Was it feminism which accomplished these achievements? Couldn’t those achievements and more have been realized through integration, cooperation and the mutual recognition of rights and duties of both men and women as well as raising a mentally sound generation in the arms of a stable family? In the Guardian’s article —mentioned before— Nancy Fraser summarizes many recent Western feminists pleas She says, “As a feminist I’ve always assumed that by fighting to emancipate women I was building a better world more egalitarian, just and free but lately I’ve begun to worry that the ideals pioneered by feminists are serving quite different ends I worry, specifically, that our critique of sexism is now supplying the justification for new forms of inequality and exploitation.” This is the result of a women liberation movement which launched with a heavily skewed compass Profiteers of misfortune snatched her and exploited her for their own agendas She secured no rights, no justice, no freedom and no equality! After all this, read what Allah says, what can be translated as, “Men are the stewards of women by [right of] what Allah has given one over the other and what they spend [for maintenance] from their wealth” (QTM 4:34) Allah also says, what can be translated as, “The believing men and believing women are allies of one another. They enjoin what is right and forbid what is wrong…” (Quran 9:71) When you hear “Battered Woman Syndrome” read Allah’s words, that can be translated as, “And live with them in kindness.” (Quran 4:19) “And due to the wives is similar to what is expected of them,” (Quran 2:228) Read what the Prophet, Peace & Blessings be upon him, says, “The best of you is the one who is best to his wife, and I am the best of you to my wives.” (Ibn Majah) And when you see the “Sexual Objectification” of Western women read what Allah says, what can be translated as, “And Allah presents an example of those who believed: the wife” (Quran 66:11) She is not a thing, an object or an ordinary person She is an example to be followed by those who believe “And Allah presents an example of those who believed: “the wife of Pharaoh…” (Quran 66: 11) A believing woman defied the Pharaoh who enslaved people She is a role model for women to defy today’s Pharaohs who also want to enslave humanity “Pharaoh’s wife” and in the following verse: “And (the example of) Mary the daughter of Imran” These women are role models to be followed for their belief not for their materialistic output or their physical attractiveness As you hear about those who use women as a sexual commodity read about your Lord’s wrath for the honor of a female believer His anger with those who tarnish her reputation Allah says, what can be translated as, “Indeed, those who [falsely] accuse chaste, unaware and believing women are cursed in this world and the Hereafter; and they will have a great punishment.” (Quran 24:23) and what can be translated as, “O Prophet, tell your wives and your daughters and the women of the believers to bring down over themselves [part] of their outer garments. That is more suitable that they will be known and not be abused. And ever is Allah Forgiving and Merciful.” (Quran 33:59) Read what your Prophet, Prayers and Peace of Allah be upon him, says, “…Select the pious, may you be blessed!” (Agreed upon) “the pious” because she is not a sexual commodity, nor is her value in her physical attractiveness Her most important qualities are piety and morals When you see abortions and female newborns abandoned in baby boxes or see homeless women on the streets read what the Prophet, Peace & Blessings be upon him, says, “Anyone who has three daughters and provides for them, clothes them and shows mercy to them will definitely enter Paradise. A man from the people said, ‘And two daughters, Messenger of Allah?’ He said, ‘And two.'” (Al-Albani) As you see untamed sexual frenzy read what the beloved Prophet, Peace & Blessings be upon him, says, “Women are the counterparts of men.” (Abu Dawud) After all this read what can be translated as, “Allah wants to make clear to you [the lawful from the unlawful] and guide you to the [good] practices of those before you and to accept your repentance. And Allah is Knowing and Wise. Allah wants to accept your repentance, but those who follow [their] passions want you to digress [into] a great deviation. And Allah wants to lighten for you [your difficulties]; and mankind was created weak.” (Quran 4:26-28) Read and observe our need for the Religion of Allah so that men and women may live in contentment In fact, the entire human race desperately needs to be saved from total loss Look at those who want our societies into regurgitate the misery of the Western woman’s situation But this is the topic of our next episode, Allah willing May the peace & mercy of Allah be upon you