Konu Başlıkları
Türkçe
Allah’ın selamı üzerinize olsun. Kadın hakları ile ilgili bu videoyu izlemenizi öneririm. Erkek ve kız kardeşlerim! Kendinizi evinizde evli bir çift olarak hayal edin. İlişkiniz sallanıyor, bir iyiye bir kötüye gidiyor. Allah’ın Kitabı önünüzde ama bazen ona yaklaşıyor, bazen ondan uzaklaşıyorsunuz. Çözümün Kur’an’da olduğunu biliyorsunuz. Fakat cehalet ve arzularınıza uymanız ondan tam manasıyla yararlanmanıza engel oluyor. Bir de sizin, karısını bağırttırana kadar döven sarhoş bir komşunuz var. Karısı da bazen onunla içki içiyor, uyuşturucu alıyor. Adamın arkadaşları bazen kadının rızası, çoğu zaman da rızası olmadan karısına tecavüz etmeye geliyor. Bu kötü komşu, ne yapsa da karısına yaptıklarından vazgeçemiyor . Bir de sizin bu komşunun yanında çalışan ve onun emirlerine uyan serkeş bir akrabanız var. Hadi kısaltmak için bu “Serkeş Akraba”ya “Serkaba” adını verelim. Komşunuz deponuzdan su çalmak için çatınıza çıkıyor ve bu Serkaba da ona yardım ediyor. Bir gün, eşinizle bozuştunuz ve sesleriniz yükseldi. Komşunuz da kapıya sarhoş bir halde geldi. Bir elinde içki kadehi, diğerinde deponuzdan çaldığı bir bardak su var. – (Kadın): Hayırdır Ey Kötü Komşu! – Bağırışını duydum hanım komşum ve Serkaba bana ihtiyacın olduğunu söyledi. Seni kurtarmak ve bu bir bardak suyla biraz serinletmek için geldim. Yani, komşu aniden Rambo’ya dönüşmüş oldu. Rambo’nun kim olduğunu bilmeyenler varsa söyleyelim: O bizim gençliğimizde neslimize par- latılan bir kahraman Amerikan karakteridir Erkek ve kız kardeşlerim! Başlığı, “Batılı Kadının Özgürleştirilmesi” olan önceki bölümü izlediniz mi? Gerçekler ve resmi istatistiklerle Batılı kadının durumunu gördünüz mü? Siyasete yön verenlerin ve sermaye sahiplerinin hedeflerine ulaşmak için onu nasıl araç olarak kullandığını? Sonra cinsel sapmalara ve vahşi şiddete nasıl kurban gittiğini? Şimdi düşünün…Batı’da bu şekilde kadını kullanan ve aşağılayanlar, nasıl ülkelerimize “Rambolar” olarak geliyorlar! Peki hangi ad altında yapıyorlar bunu? “Müslüman kadını kurtarmak!” Nasıl? Kadına karşı her tür ayrımcılığı ortadan kaldırarak, erkeğin, kadın üzerindeki idare ve velayet vasfını yok ederek, mirasta kadını erkeğe eşit kılarak ve cinsel özgürlüğünü vererek. Kıymetli kız ve erkek kardeşlerim! İslam dünyasında bazı kadınlar gerçekten birçok zulme maruz kalıyor. Çözüm, herkese adil davranacak doğru bir ilahi yasada mı? Yoksa gerçekten Rambo’da olabilir mi? Bu bölümde Rambo ve Serkaba’nın (serkeş akraba) neler sunduklarını göreceğiz. Bir bardak su karşılığında kadından ne istediklerini de… Sonra Rambo’ya dört soru soracağız. Kadını kurtarma görevine ehil olup olmadığını da göreceğiz. Ehil ise tamam; ama değilse doğru çözümü aramaya devam edeceğiz. 1979 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, “Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi” başlığı altında kısaca CEDAW adıyla bilinen bir sözleşmeyi onayladı. İslam ülkeleri de dahil, pek çok devlet peş peşe bu sözleşmeyi imzaladı. Bazı ülkelerin de sözleşmenin bir takım maddelerinde çekinceleri oldu. Komik olan, sözleşmeyi imzalayan ve İslam dünyasına dayatılmasına katkıda bulunan Amerika Birleşik Devletleri’nin, bu sözleşmeyi henüz yasaya dönüştürmemiş olması ve üzerinden kırk yıl geçmesine rağmen CEDAW’ı onaylamamış olmasıdır. Yasa haline getirilmesi birçok defa görüşülmesine rağmen her seferinde uygulamaya geçirilme ve yasaya dönüştürülme meselesi reddedilmiştir. Halbuki Uluslararası Af Örgütü ve diğerleri de ABD’yi bunun için eleştirmiştir. Fakat; Neden? Bu sözleşmenin yürürlüğe girmesini kim engelliyor? Muhafazakâr politikacılar ve dini liderler Bu kişiler; en iyi şartlarda CEDAW zaten gerekli değil, en kötü şartlarda ise, Amerika Birleşik Devletleri’ni uluslararası bir örgütün yani Birleşmiş Milletler’in kaprislerine maruz bırakır, diyorlar. Kelimenin tam anlamıyla: “ABD’yi uluslararası bir örgütün kaprislerine maruz bırakır.” diyorlar. Amerikan Siyaset Bilimleri Derneği tarafından yayımlanan bu araştırmada şöyle deniyor: Cumhuriyetçi parti liderleri ve muhafazakar kadın örgütleri CEDAW’ın yürürlüğe girmesini reddediyor. Çünkü bu sözleşme, Birleşmiş Milletler’in Amerikan halkının reddettiği kadın ve aile ile ilgili politikaları empoze etmesine olanak sağlar. Amerikan Senatörü Jesse Helms ise CEDAW hakkında şunları söylüyor: “Bu kötü bir sözleşme, aynı zamanda da korkunç. Radikal feministler tarafından aileye yönelik aşırılık içeren gizli gündemlerini korumak ve işbirliği için ortaya atılıyor. Şimdiye kadar, Amerika’da en yüksek ses şöyle diyenlerden (geldi): Birleşmiş Milletler’in kaprisleri için ABD’nin geleceğini tehlikeye atmayacağız, aileyi yok etmek isteyen kadınlar için de. Ancak sözleşme ve Birleşmiş Milletler’in kaprisleri tabi ki de, hızlı ve dikkatli bir şekilde İslam ümmetine uygulanır. Birleşmiş Milletler’de CEDAW uygulama komitesi kuruldu ve CEDAW dünyaya empoze edilmek üzere yeni din oldu, özellikle de İslam dünyasına. Hepinizin bildiği gibi, Müslüman toplumların tüm kaleleri yıkıldı. Camiler, eğitim kurumları ve müfredatı çökertildi, medya kurumu tahrip edildi. En önemli ve son kale olarak; aile kaldı. Peki, şimdi neler oluyor? (Şöyle diyorlar:) – “CEDAW adının kendisi sözleşmenin içeriğini bilenlerin hışmını çekecek kadar bayağı ve sansasyonel hale geldiği için sözleşmenin adını çok fazla kullanmayacağız. Aksine, sakince ve detaylı bir şekilde CEDAW’ın içeriğini uygulamaya çalışacağız. Çekici ifadeler kullanacağız: “Kadının güçlendirilmesi” gibi. İslam dünyasında kadınlara uygulanan kötü ve manipüle edilen zulüm örneklerine yoğunlaşacağız. Böylece eylemlerimizi birisi eleştirdiğinde, onu hemen etiketleyeceğiz (Sterotipleme) ve çerçeveleyeceğiz Böylece onun kadınlara zulmedilmesini ve erkeğin kadına diş geçirmesini savunduğunu söyleyeceğiz. Kadınlar için yaptığımız şeylerde bizimle değilsen o zaman sen bize karşısın. Sen kadınlara karşı adaletsizlik, zulüm, dayak, şiddet ve güç gösterilmesinden, haklarından mahrum edilmesinden yanasın.” Örneğin, geçen yıl Birleşmiş Milletler kadın komitesi “Kadının Ekonomik Olarak Güçlendirilmesi.” başlığı altında bir makale yayınladı. Bu makale, Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesinden yani Müslüman ve Arap halklardan bahsediyor. Mirasta kadınlara, erkeklerin haklarına eşit haklar verilmesini istiyor, kadınların trajedilerinden söz ederken evli kadınların sadece bir kısmının (evlilik ilişkisi dışında) cinsel ilişkilerinde özgürlük sahibi olduğunu söylüyor. Yani geri kalan kadınlar evlilik dışında cinsel ilişki özgürlüğüne sahip değil. “Peki, adını tam söylemeden Müslümanları CEDAW’ı takip etmeye nasıl ikna edeceğiz?” İşte tam burada yabancı heyetler devreye giriyor, yani Rambolar… Bunlar İslam dünyasındaki ülkelere, başlığı şöyle olan hibeler sunuyor “Kadının Güçlendirilmesi” Bu heyetlerden çok var, hatta bazıları Japonya gibi doğu ülkelerinden geliyor. Peki,İslam dünyasındaki herhangi bir yerel yönetim bunlardan destek almak istiyorsa hangi hedeflere ulaşması gerekir? Bu hedefler CEDAW’ın aşamalı hedeflerinin (Mile Stones) aynısıdır. Bu adımlar mutlaka CEDAW adı belirtilmeksizin uygulanır. Yani, şu prensiple çalışıyorlar: “Yavaş yavaş değiştirme” (Slippery Slope). Fakat bu işi ne kadar güzelleştirmeye çabalasak da Müslüman halklar bunun, din ve ahlaklarıyla çelişen bir müdahale olduğunu fark etmezler mi? İşte burada Serkaba gelir, ve Rambo’dan yardım isteyen adam rolünü oynar. Şöyle der: Ey Rambo! Bize yardım et, ülkelerimizdeki kadınlar zavallı bir durumdalar. Bunun üzerine Rambo jet hızıyla su bardağı alıp, zulüm gören Müslüman kadına güvenli bir kucak sunmak için gelir. Serkaba’nın görevi her 4 yılda bir rapor hazırlayıp Birleşmiş Milletler’deki CEDAW Uygulama İzleme Komitesine sunmaktır. Bundan sonra, eğer komite CEDAW’a doğru giden değişim hızını beğenmeyecek olursa yavaştan alan ülkeleri sorgular. “Hâlâ mirasta ayrımcılık yapıyor musunuz? Sizde kadının evlenmesi için bir veli bulunması hâlâ şart mı? Siz gerçekten kadınların cinsel özgürlüğünü zina sayıp suçluyor musunuz?” Kelimenin tam manasıyla bu işin doğru adı “sorgulama”dır ve böylece bu sorgulama, ülkelerin kurtulması gereken töhmetler olarak kalır. Birleşmiş Milletler dünya çapında kadınların durumunu izlemek için bir ofis tayin etti. (UN Women Watch) Bunu da tabii ki Müslüman kadınlara odaklanarak yaptı. Böylece Rambo, kadının kötü kocasından veya babasından kaçıp kendi kollarına atılacağını garanti etmiş olur. Kardeşlerim burada bilmeniz gereken en önemli şey; bu yabancı heyetlerin ve yerel Serkabaların ne derece açık sözlü oldukları. Yine CEDAW’ın uygulanmasındaki dürüstlükleri veya gizli gündemlerini saklıyor olup olmadıkları da, her bir Müslüman ülkedeki yerel duruma bağlıdır. Söz gelimi insanlar uykudaysa, ve kimsenin kimseden haberi de yoksa ülkelerin kendini korumaya aldığı tedbirler zifiri bir karanlıkta geri çekilmiş olur. Rambo eğer karşısında azıcık hayat emaresi varsa, CEDAW’ın açıkça uygulanmasını talep eder. O zaman Rambo uzun soluklu bir hazırlık için Serkaba’ya fırsat verir. Rambo’ya doğru hızla giden bir ülkede gördükleriniz, muhafazakar ülkelerde ortaya çıkması beklenen şeylerdir. Şayet ıslah edenlerin sesleri çıkmaz ve insanlar da başlarına gelenlere göz yumacak olurlarsa durum böyle olur. Rambo’nun Filistin’e fazlaca odaklanmasının sebebi de budur. Birleşmiş Milletler tarafından seçilen Filistin temsilcileri, CEDAW’a 2014 yılında hiç çekinceleri olmadan imza attılar. Hiç çekinceleri olmadan! Hal böyleyken, Siyonist varlığın -sözde İsrail devletinin- CEDAW’da işleme koymaktan hâlâ çekindiği bazı maddeler var. işleme koymaktan hâlâ çekindiği bazı maddeler var. Bunun da tıpkı Amerika’da olduğu gibi dini, kültürel ve medeniyetle ilgili sebepleri var. Oysa Filistin Devleti temsilcileri tarafından bu sözleşme hiç çekince olmadan imzalandı! Bu durum yabancı heyetleri, beklenti çıtalarını daha da yükseltmeye ve büyük taleplerde bulunmaya teşvik edecektir. Aynı heyetler diğer ülkelerde, genel olarak müsait koşullar ve kamuoyu oluşturulana kadar insanların duygularını yaralamaktan ve inançları ile çarpışmaktan kaçınır. Büyük talepler derken şunu kastediyoruz: Geçen sene Filistin’de uluslararası ve yerel kuruluşlarca yayınlanan ortak bir raporda CEDAW’ın uygulanmasının, şu önlemler alınarak hızlandırılması tavsiye edildi: * Zinayı yasaklayan 284. maddenin yürürlükten kaldırılması. * Sonuçlarına katlanmaksızın zinayı kolaylaştırmak için kürtajın suç olmaktan çıkarılması. Bu noktada geçen bölümde kürtajla ilgili anlattıklarımızı hatırlayalım. * Doğum yapan kadının nikaha gerek kalmadan istediği soyadı ile çocuğunu nüfusa kaydettirmesine izin verilmesi. Yani, evli olduğunu kanıtlamaya gerek kalmadan çocuğuna istediği ailenin soyadını koyabilir. *Eşcinsellere yönelik her türlü ayrımcı- lığı ortadan kaldıracak mevzuat çıkarılması * Asgari evlilik yaşının 18’e çıkarılması. * Erkeğin kadına karşı mesuliyetinin kaldırılması, mirasta, evlilikte ve boşanmada kadının erkekle eşitliği. * Yerel yasa olarak bağlayıcı hale getirilmesi için sözleşmenin Resmi Gazete’de yayınlanması. Yani haramın tüm şekilleriyle kolaylaştırılması, helal yolların zorlaştırılması ve ailenin parçalanması. Sözleşmenin Filistin’e özel önerilerinden biri de her iki yılda bir CEDAW izleme komitesine bir rapor sunulması. Yani diğer ülkelerde olduğu gibi her dört yılda bir değil. Peki, bu önerileri uygulamak mantıklı mı?! Gelin şimdi Filistin’in uluslararası düzeyde desteklenen bir yetkilisini örnek verelim: Spiker: Filistin davasını dünya çapında duyurmak için sizin spor dalında görevlendirilmenizden bahsedelim. Bu doğru mu? Konuk: Doğru. Neden olmasın ki? Bizi puşili mi, yoksa kısa pantolonlu mu görmek daha iyi? Kızlarımızı örtülü mü yoksa bacakları açık halde spor yaparken görmek mi? Spiker: “Futbol” … Doğru… Konuk: Bence bu konu önemli. Filistin’de sporun amacı sadece sporda başarılı olmak değildir, Filistin’de sporun amacı, çifte politik başarıya ulaşmaktır. Filistin’e komşu ülkelerde, Avrupa ülkeleri koordinasyonu ile yerel bir kuruluş tarafından yayınlanan başka bir raporda, kuruluşun gördüğü eksiklerden biri, “sevgili” kavramının evlilik ilişkileri –yani aile tanımı- dışına çıkarılması. Yani: Zina eden kadın ve erkeğe Batı’da olduğu gibi kendilerini bir aile olarak kaydettirmeleri için izin verilmeli Ayrıca, rapor diğer tarafta eşcinsellerin sosyal ayrımcılığa maruz kalmalarını kınarken, burada da 18 yaş altı kızların evlenmesini kınıyor. Bunlardan daha şaşırtıcı olanı, raporun aynı zamanda fuhuş işçilerinin ma- ruz kaldığı muameleden rahatsızlık duyması Eşcinsellere yönelik saldırılardan bahsettikten sonra tam olarak şöyle söylüyor: “Fahişelik için de aynı şey geçerli.” “Bu konuyu çevreleyen tabular herhangi bir kuruluşun bu davaya sahip çıkmasına engel oluyor.” “Fuhuş sektöründe çalışan işçilerin sürekli gördüğü yüksek seviyedeki suistimal ve tacizlere rağmen durum bu.” Fuhuş sektöründe çalışan işçiler! Ha… Yani, bu ülkenin Almanya gibi olmasını istiyorsunuz. “The Economist”e göre 400 bin kadının fuhuşta çalıştığı ülke gibi… Elbette bütün bu konular -bu raporlarda- kadınların yaşadığı diğer gerçek problemlerden bahsedilirken konuşulur: Mesala savaş dolayısıyla iltica sorunları, özel ihtiyaçlara sahip kadınların sorunları, zulme, zorbalığa ve gerçek şiddete maruz kalan kadınların sorunları vs. Hakkı batıl ile karıştırma yöntemi… Kardeşlerim, bütün bunlarla birlikte biz hâlâ bir bardak su karşılığında, Rambo’nun sadece ahlaki değil inançla ve hatta politik konularda da kadınla pazarlık ettiğini konuşmadık. Mesela Filistin’de, kadınlara hibe veren bazı kuruluşlar şart olarak onlardan her türlü meşru direnişi kınayan belgeler imzalamalarını istedi. Hatta kadından sorumlu Bakan Rabiha Diab bunun kadınla ilgili kurumların çalışma şekline açık bir müdahale olduğunu söyledi Bakanın tam olarak söylediği şu: “Bazı bağışçılar, sadece projelerin içeriğine değil, projedeki işçilerin isimlerine kadar hiç bir sınır tanımadan müdahalede bulunurlar” Yani, Rambo bir bardak su karşılığında bunu istiyor. Çalışma mekanizması da şu ışıltılı slogan altında işliyor: “Kadının Güçlendirilmesi” (Woman Empowerment) Yani sosyal, ekonomik ve politik olarak güçlendirilmesi. Bunlar sistematik, çerçevesi belirlenmiş üç adımdır: Kadının bireysel eğilimini güçlendirerek toplumsal konumunu sağlamlaştırma. Aileye bağlılıktan onu uzaklaştırma, erkekle arasındaki rekabet hissini besleme Herhangi bir erkeğin kendisini idare etmesini ve üzerindeki velayetini reddetmesini sağlama. Hatta bulunduğu ortam açık konuşmaya müsaitse, orada cinsel özgürlük adı altında kendisini fuhşa teşvik edecek konuşmalar da yapılacaktır. Artık özgür olan bu kadın önceki bölümde bahsettiğimiz yabancı kadınlar gibi, erkekten bağımsızlığını elde etmek için bir finansmana ihtiyaç duyacaktır. Böylece onun ne erkeğin idaresine ve sorumluluk almasına ihtiyacı olacak, ne de zina, kürtaj ve eşcinsellik özgürlüğüne onun müdahale etmesine fırsat tanıyacaktır Bu onu ikinci adımı atmaya götürür: “Ekonomik olarak Kadının Güçlendirilmesi” Bağımsızlığını kazanması için kadınlara hibeler verilerek, dini ya da başka herhangi bir sınırlandırma olmadan her alanda kadınlara iş fırsatları tanınması. Üçüncü Adım: “Siyasi Olarak Kadının Güçlendirilmesi” Bu da kadınlar arasında bir kamuoyu oluşturmak için şu tür fikirler yayınlamakla olur: Mutluluk ve sorunlarının çözümü, sosyal ve ekonomik açıdan güçlendirilmelerinde yatıyormuş gibi fikirler oluşturulur. Akabinde de karar mercilerinden kadının bu kazanımları elde etmesini sağlayan mevzuatı çıkarmaları istenir. Beyefendi, ne oldu? Kadının güçlendirilmesi hoşuna gitmiyor mu? O halde sen, kadınlara karşısın! Ona yapılan sosyal adaletsizliği destekliyorsun! Ekonomik olarak fakirleştirilmesini de! Politik olarak dışlanmasını da! Seni asla dinlemeyeceğiz! Sana fırsat tanımayacağız! Önerdiğin çözümü duymayacağız! Ey Erkekler, bu kadar zulüm yeter! Ey Hocalar, bu kadar geri kafalılık yeter! Peki, erkeklere -kocasına, babasına veya ağabeyine- isyan eden kadına Rambo’dan aldığı su bardağı veya sunulan iş imkanları yetmediyse, ne yapacak? O zaman, ihtiyaçlarını karşılamak için Serkaba ona faizli borçlar verecek. Peki, kadın ya geri ödeme yapamazsa? Bir erkek gibi tutuklanır. Hani onlar birbirlerine eşit ya! Böylece dinen (zekatta) “Borçlular” olarak isimlendirilen meseleye gireriz. Tam bu noktada İslam’a seslenilir: “Ey İslam, daha önceki durumlarda seni dışlamış ve sana muhalefet etmiştik ve sana başvuranları geri kafalılık ve kadınlara zulmetmekle suçlamıştık. Gel şimdi bu “borçlu kadınlar”ın sorununu çöz. Onların borç ve faizlerinin zekat verilecek sınıflardan biri olarak ödenebileceğine ve Serkaba’ya para ödeyerek Allah’a yaklaşmaları gerektiğine insanları ikna et Şunu da bilelim ki, bazı küçük Müslüman ülkelerde bu kadınlar gibi onbinlerce tutuklu bulabilirsiniz. Peki, gün geçtikçe insanların dini düşünce ve duyarlılıkları azalırsa, ve artık ne zekata, ne de borçlulara önem vermeyecek olurlarsa?! O zaman Batılı kadının yürüdüğü yoldan Müslüman kadının da yürüyeceğini, para için onun da her şeyi yaptığını ve her emre uyduğunu göreceğiz. Nitekim bunu Batılı kadından bahseden önceki bölümde görmüştük. Aziz kardeşlerim! Rambo ile Serkeba ve su bardağının hikayesini anladıktan sonra, gelin, sunulan teklifleri reddetmekte acele etmeyelim, bunun yerine onlara bir fırsat tanıyıp birkaç soru soralım: Ey Mutlu Komşularımız Rambolar! Kadınlarımızı kurtarmadan önce, size dört soru sormamıza müsaade edin ki, bu “Ramboluk” görevine ne kadar uygun olduğunuzu görelim: İlk soru: Önce kendi kadınlarınızı kurtardınız mı? Eğitim ücretini ödeyen adama ırzını satan üniversiteli kızı kurtardınız mı?! Peki, Avrupa Birliği’nin bahsettiği gibi her yer ve zamanda şiddete maruz kalan kadınları kurtardınız mı?! Kadınlarınızı ulaşım araçlarında, okullarda ve üniversitelerde, iş yerlerinde ve doktorlarda maruz kaldıkları tacizden kurtardınız mı? Sosyal güvenlik eksikliğinden dolayı –kendi ifadelerine göre- fuhşa mecbur kalanları kurtardınız mı?! İşverenin daha çok kazanması için utanç verici kıyafetler giymeye zorlanan kadınları kurtardınız mı?! Vahşice dayak yiyen kadınları kurtardınız mı? “Battered Women” (Örselenmiş Kadın) Toplumlarınızın dörtte birini oluşturan bu kadınları kurtardınız mı?! Kadınları cinsel meta olmaktan kurtardınız mı?! Sizin belirttiğinize göre tecavüzün yıkıcı etkilerinden muzdarip olan kadın kurbanları kurtardınız mı?! Parçalanmış ailelerin mağdurlarını kurtardınız mı? Fuhuş tacirlerinin sömürdüğü sayıları milyonlara ulaşan kaçak veya evsiz erkek ve kız çocuklarını kurtardınız mı?! Kürtaj yaptırılan milyonlarca kızı kurtardınız mı? Peki, ya bebek kutusuna atılan kızları?! Ülkelerinizin kadınları ve kızları duyarlılığınıza, yardımınıza ve hibelerinize daha müstahak değil mi? Sayın Rambolar! İşte halihazırdaki durumunuzu istatistiklerinizle birlikte sunduk. Ülkelerinizdeki başarı örneği bu mu? İslam dünyasına bunu mu ihraç etmek istiyorsunuz? Yani biz Müslüman kadınlar sizin adımlarınızı takip ettiğinde ortaya çıkacak muhtemel sonuçlar hakkında konuşmuyoruz, analizlerden veya uzak geçmişten de bahsetmiyoruz. Şu an yaşanan, var olan bir gerçeklikten, sizin sayı ve raporlarınızla konuşuyoruz. Sayın Rambolar! İlk sorumuz şuydu: “Kadınlarımızı kurtarmadan önce kendi kadınlarınızı kurtardınız mı?” İkinci soru da şu: Sayın Rambolar! Müslüman kadınlar için çok endişelisiniz, ve onları kurtarmak için ülkelerimize geliyorsunuz. Açıkçası size nasıl teşekkür etsek bilemiyoruz! Allah niyetlerinize göre karşılık versin! “Niyetlerinize göre”! Sadece ülkelerimizdeki kadınlara gelmeden önce sizinle beraber diğer Müslüman kadınlara birazcık odaklanalım. Belki size daha çok ihtiyaçları olabilir! Zatıâlileriniz onları kurtardıktan ve bu işi başardıktan sonra, buyrun bize gelip kurtarma görevini tamamlayın! Bölgemizdeki Müslüman kadınlardan bahsetmeyeceğim, neredeyse her gün jet bombardımanla evleri başlarına yıkılan, medyanın görmezlikten gelmesiyle, sanki hiç yokmuş gibi davranılan kadınlardan.. Çeçenya ve Bosna-Hersek kadınlarından bahsetmeyeceğim. Srebrenitsa’da Birleşmiş Milletler kuvvetleri orada olmasına rağmen, kadınlara yapılan tecavüz olayından da bahsetmeyeceğim Üzerinden çok yıl geçen konulardan da… Hayır! Madem ki siz Müslüman kadınlara çok düşkünsünüz ve onların hayrı için gayret ediyorsunuz, o halde Ey Rambolar sizden istediğimiz sadece şu: Türkistan’daki binlerce Uygur Müslüman kadını kurtarın! Çinli yetkililerin çocuklarını ellerinden aldığı o kadınlar… Bu çocuklarsa yetimler gibi hayatlarını sürdürüyor, inançsızlık üzere yetiştiriliyor, ve dini vecibelerinden birini yaptıkları zaman anneler hapishanelere atılıyor. Bu kadınlar hakkında hiçbir şey duymamış olabilirsiniz! Olsun, sorun değil… Elinizden tutup size Çin hapishanelerinden kurtulan kardeşimiz Ruqaya Ferhat’ı dinleteceğiz. Bu kardeşimiz çok büyük bir maddi ödeme karşılığında Çin’den kaçabildi. Geceleyin Kur’an ezberleme dersi sırasında Çin askerleri tarafından kendisinin ve öğrencilerinin tutuklanmasından, Çinlilerin hepsine nasıl tecavüz ettiklerinden bahsetti. Üzerlerine polis köpeklerini salmışlar, tırnaklarını çıkarmışlar, vücutlarında sigara söndürmüşler, ellerine çivi çakmışlar ve ölenlerini çop torbalarına atmışlar. Bütün bunlar ne için? “Rabbimiz Allah’tır” dedikleri için! Ya da belki İslam sizin kendisine çağırdığınız özgürlüklerden biri değil Ey Rambolar! The Independent’ın Çinli Müslüman kadınlar hakkında yayınladıklarını belki de duymadınız! Müslüman olduğu için kocası ondan alınarak hapse atılır, sonra da kadının yanına eve gözetlemek bahanesiyle bir Çinli asker yerleştirilir ardından da kadın, yatağı onunla paylaşmaya zorlanır! Çin’de Müslüman kadınlara yapılanlar eski değil, ama bugünlerde zirveye ulaştı. Medyada ise konudan şu başlıklarla söz edildi: “Uygur Müslümanları diyor ki: Zulüm Zirveye Ulaştı.” “Zirveye ulaştı.” Belki Çin size biraz büyük gelir, ona müdahale etmeniz zor olabilir Ey Rambolar! Tamam! Sorun değil, o halde Burma (Arakan) gibi küçük bir ülkeye gidelim. Müslüman kadınların diri diri yakıldığı, oğul ve kızlarının darağacına asıldığı yere… YouTube, bölümü kaldıracağından ötürü fotoğraflarını koyamıyoruz. Ama bu, Hasine’nin bakışı… 50’den fazla erkek ve kadın Müslüman kardeşinin öldürüldüğüne tanık olan, kendisi de korkunç işkenceler gören Müslüman kadın… Bakışları yeterli. Bunun yanında Burma ordusu tarafından tecavüze uğrayan Müslüman kadınların ifadeleri… Ey Rambolar! Siz bu videoyu görmemiş olabilirsiniz! Lütfen büyüleyici doğaya odaklanarak fotoğrafını çekmeye kalkmayın. Bu, yüzbinlerce Burmalı Müslüman kadının yakılarak, tecavüze uğrayarak yavaşça ölecekleri kamplarda kalmak üzere Bangladeş’e kaçtıklarını gösteren bir video. Ey Rambolar! Sizin birkaç gün önce Güney Sudan’a geldiğinizi ve CEDAW’a imza almayı başardığınızı gördük. Peki, madem Güney Sudan’a ulaştınız, biraz bizimle Orta Afrika’ya doğru uzanabilir misiniz? Orta Afrika… Erkek ve kadın Müslümanların Fransız kuvvetleri tarafından desteklenen [Anti-balaka] eliyle, baltalarla öldürüldüğü yer. Hem de Birleşmiş Milletler kuvvetleri varken. Bütün bu kadınlar hakkında hiçbir şey bilmiyor olabilirsiniz. İşte şimdi bildirdik! Sizden ricamız şu: Bu Müslüman kadınları kurtarma işini bir son verin, ondan sonra ülkelerimize gelirsiniz! Yoksa sizin tek uzmanlık alanınız; kadınlara karşı her türlü ayrımcılığı ortadan kaldırmak mı! Ama kadının kendisini ortadan kaldırmaya gelince, onda bir sorun yok!! Neden o zaman, konu Müslüman kadınlara yapılan tecavüz, işkence, sürgün ve öldürmeyle ilgili olduğunda, en çok yapabileceğiniz şey kınamak oluyor?! Tabii o da kınarsanız! Sonra da zaten vakıada hakiki bir değişiklik de olmaz. Oysa Müslüman kadının zina, kürtaj ve eşcinsellikte özgürlüğünü, erkeğin mesuliyet ve velayetinden sıyrılması düşüncesini savunduğunuzda, bütçe ve raporlar hazırlar, peşinize düşerler! Sayın Rambolar! Üçüncü soru: Siz kadın sorununun bir parçasıyken ona nasıl çözüm olacaksınız? Pek çok kola sahip bir ahtapot gibi, bir kolla Müslüman kadına bir bardak su uzatırken Serkaba’nın yardımıyla başka bir kolla depodan su çalan siz değil misiniz? Birçok erkek ve kadın Müslümanın yaşadığı yoksulluk, zulüm, cehalet ve cahilleştirmenin nedeni Rambo ve de Serkaba değil mi? Kadının kendisine ve erkeğe, erkeğin de ona zulmetmesine sebep olan o değil mi? Ahlakta bozulmayı, değerleri yıkmayı ve İslam ile mücadeleyi pazarlayan da o değil mi? Toplumda adaletsizlik ve otorite boşluğu olsun diye yapılmak istenen bu değil mi? Kadınları gerçekten önemsiyor musunuz? Ülkelerinin servetlerini çalmayı bırakın yeter. Ey “Petrol almak istiyorum” diyenler! Sayın Rambolar! Dördüncü soru: Size temelde kim toplumlarımızı hizaya sokma hakkı verdi? Müslüman erkek ve kadınlar olarak bizim hareket noktalarımız ve hayatımıza yön veren değerler var. Ölçümüz; dünyaya adalet, hak ve doğru yönetim getirerek Rabbimize itaat etmektir Dönüşümüzün kendisine olacağı Rabbimizin rızasına uygun şekilde davranmaktır. Hem erkeğin, hem kadının görevleri ve haklarını belirleyen şey budur. Aralarındaki ilişkiyi rekabet, yarış ve çatışma değil; iyilik ve takva üzerine yardımlaşma ve böylece birbiriyle tamamlanma ilişkisi yapan da budur. Bu sistemde kadın, ev hanımı öğretmen, doktor, araştırmacı veya Allah’a itaati, hakikati ve adaleti gerçekleştirdiği herhangi bir mesleğe sahip olabilir. İşinin saygıyı haketmesi de bu yüksek değerleri gerçekleştirdiği oranda olur. Rambolar! Peki, buna mukabil sizde ne var? Gerçek vahiyden yüz çevirdikten sonra ne hakkı, ne de adaleti tesis ettiniz. Aksine, mutlak özgürlük ve eşitlik sloganını yükselttiniz, sonra da pratikte onlardaki başarısızlığınızı ispatladınız. Özellikle de kadın konusunda detaylı olarak açıkladığımız gibi. Tüm bunlarda başarısız olduğunuz halde bize Müslümanlar olarak ne sunmak istiyorsunuz? Müslüman kadının, Batılı kadınların çarpık bir kopyası olmasını mı? Batılı kadınlara yaptığınız gibi, Müslüman kadınları da istediğiniz kadar çiğnemek, oynamak, kabalık ve hakaret etmek mi istiyorsunuz? Niyetlerinizin iyi olduğunu düşünsek bile, bir yandan Müslüman kadını aşağılarken diğer yandan nasıl kurtaracaksınız? Siz onu onurlu ve yüce kılan tüm değerleri aşağılıyorsunuz! İslamımızda kadın; dindarlığı, ahlakı, inancı ve nesilleri tüm bu değerler üzere yetiştirmedeki rolü ile saygındır. Lakin, siz tüm bunları aşağılıyor ve hatta hepsine düşmanlık ediyorsunuz! İnanç, dindarlık ve ahlaka düşman kesiliyorsunuz! Aşağıladığınız ve düşmanlık ettiğiniz şeyi nasıl kurtarabilirsiniz?! Dinimizde kadına Rabbi diyor ki: “Ey insanlar! Şüphesiz sizi bir erkek ile bir dişiden yarattık, tanışasınız diye sizi kavim ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız O’na itaatsizlikten en fazla sakınanınızdır. Allah her şeyi hakkıyla bilmektedir, her şeyden haberdardır.” [Kur’an; Hucurât 13] Ey Rambolar! Takvânın sizin için hiçbir değeri yok. Dindar kadının hiçbir değeri yok. Halbuki dinimizde Allah; kadına, sizin için hiçbir şey ifade etmeyen konularda değer verir. Kardeşlerim! Şu ayeti dinleyin ve Birleşmiş Milletler, CEDAW, Pekin konferansı, Kadın Hakları Kuruluşları veya bütün Serkabalar için ne anlama geldiğini düşünün: Yüce Allah buyuruyor ki: “Müslüman erkekler, Müslüman kadınlar mümin erkekler, mümin kadınlar; ibadet ve itaat eden erkekler, ibadet ve itaat eden kadınlar, özü sözü doğru erkekler, özü sözü doğru kadınlar; sabreden erkekler, sabreden kadınlar, gönlünü ibadete vermiş erkekler, gönlünü ibadete vermiş kadınlar; sadaka veren erkekler, sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler, oruç tutan kadınlar iffetlerini koruyan erkekler, iffetlerini koruyan kadınlar, Allah’ı çokça anan erkekler, çokça anan kadınlar, işte bunlar için Allah büyük bir ödül hazırlamıştır” [Kur’an; Ahzâb:35] Tüm bunlar Rambolar için değersizdir. Müslüman, mümin, ibadet ve itaat eden, özü sözü doğru, sabreden, gönlünü ibadete vermiş, sadaka veren, oruç tutan, iffetini koruyan ve Allah’ı çokça anan kadınlar…” Bütün bunlar Rambolar için hiçbir anlam ifade etmiyor. Tüm bu sıfatları taşıyan kadınların Rambolar nezdinde hiçbir değeri yok. Aksine, gördüğümüz gibi Rambolar, kadınların “iffetlerini koruyanlar”dan olmaması için çalışırlar. O halde Rambolara göre bir kadını kıymetli kılan nedir? Aslında, açıkladığımız gibi fiziksel çekiciliği ve cinsel meta olarak işe yarayıp yaramadığıdır. Ama söylenen ise; maddi üretimi, para kazanması, iş alanlarına girmesi ve orada erkekle rekabetini kanıtlamasıdır Bu nedenle Rambolar, Müslüman ülkelerde Serkaba medyası ile birlikte aile eğitimi ve bakımını üstlenen kadını işsiz göstermeye çalışıyor ve istatistiklerde kadınların iş gücüne katılım oranının düşük olmasını kınıyorlar Evinde oturan kadınları dışlıyorlar. Buna karşılık hangi alanda olursa olsun çalışan kadının başarısına odaklanıyorlar: “Kamyon kullanan ilk kadın.” “Benzin istasyonunda yakıt dolduran ilk kadın.” “Garaj açan ve araba tamiri yapan ilk kadın, erkeklerin arabalarını tamir ediyor.” “Temizlik ekiplerine katılıp çöp toplayan ilk kadın.” İş ne olursa olsun, işçi olmak önemlidir. Buna mukabil; evinde çocuklarını büyüten, onları psikolojik, entelektüel ve dini açıdan yetiştiren, çocuklarına güvenli bir sığınak sağlayan ve kocasına huzur vesilesi olan, hakikat, adalet, güzel ahlak ve Allah’a itaat etme kavramlarını oluşturmaya yardım eden kadın ise, işsiz bir kadındır. Bir çeşit işsizdir! Ahlakın, sağlam bir şahsiyetin ve inancın inşasında çalışan kadın ise, bir çeşit işsizdir! Rambolar! Bunlar sizin için değersizdir. Çünkü inanç, ahlak ve sağlam bir şahsiyet sizin için değersiz şeyler. Doktor, öğretmen ya da araştırmacı olarak çalışan, bütün bunları yüksek değerlerin ve inancın telkin edilmesi için kullanan inançlı kadının da diğerlerine göre hiçbir ek değeri yoktur, hiçbir zaman da odak noktası olmayacaktır. Çünkü bu değerlerin Rambolarda ve Serkabalar nezdinde hiç bir anlamı yok. Aksine, bunlar tamamıyla bütüncül bir islami bakıştan ve imani kökten kopan insani özellikler olarak kaldıkları sürece onlar nezdinde istenmeyen değerler olacaktır. Mesela birkaç gün önce, başarılı bir ressamın yönetici olarak yapılan ataması baş örtülü olduğu için iptal edildi! Peki, sayın Rambolar! Kadının ahlakının bozulmasına ve arzuların körüklenmesine katkıda bulunduğunuz alanlarda, kadın, dinine ya da ahlakına zarar veren bir şeye maruz kalırsa ne dersiniz? – Ne gibi? Siz ve Serkaba, ülkesinin servetinden çaldığınız için evlenme gücü olmayan erkekle kızın arasındaki gönül bağı gibi. Bundan kaynaklanan haram ilişkiler ve Allah’ın koyduğu sınırların şaşması ve evlilik olmaksızın bu gönül bağından kaynaklanan her şey. – Kadının rızasıyla ise sorun yok. Çünkü o özgürdür,bu hususta erkeğe eşittir Allah’ın sınırları, haram, şeriat, bunlar bizi ilgilendirmiyor. Dolayısıyla Ramboların kadınları kurtarmak için verdiği hibelerde şu tür başlıklar göremezsiniz: “Kadının Evliliğini Kolaylaştırmak” veya: “İki cinsin düzgün ve temiz ortamlarda çalışması sağlanarak kadınların, Allah’a itaat temelinde çocuk- lar yetiştirmeleri için eğitilmeleri” gibi Aksine hibeler şu adla verilir: “Kadınlar İçin İş Fırsatları” Nasıl bir iş fırsatı? Bozulmasına katkıda bulundukları ortamlarda iş fırsatı. Genç kız ve kadınları taşımak için ulaşım araçları tahsis edecek bir hibe de göremezsiniz. Kadınlara, erkeklerden uzak, her an duyguları alevlendirmeyecek uygun ortamlarda ve şartlarda iş fırsatları sağlayan bir hibe de bulamazsınız. Aksine, iş ortamlarında cinslerin ayrılmasını kadınlara yönelik bir tür ayrımcılık olarak görüyorlar. Peki, Ey Rambolar! Müslüman kadınlar ya bu ortamlarda cinsel istismar ve tacize maruz kalırlarsa? -Bunda sorun nedir?Bizim ülkelerimizde de kadınlar böyle şeylere maruz kalıyorlar! Bunlar, Ramboların fıkhına göre, kadının çalışmasının faydaları yanında görmezden gelinebilecek zararlardır. – “Hamilelik konusu sizi endişelendiriyorsa korkmayın, zira kürtaja izin verilmesini önerdik. Kürtajı kabul etmek başlarda sizin için zor olabilir. Ama sonra kolayca çocuklarınızı çöpe atacaksınız. Bize inanın, tecrübe konuşuyor.” Müslüman kadınları kurtarmak mı istiyorsunuz ey Rambolar?! Aksine, vallahi Rabbimiz’in şu buyruğunu okuyarak biz sizin kadınlarınızı kurtarmalıyız: “Siz, insanlar için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz.” [Kur’an; Âl-i İmrân: 110] “İnsanlar için!” Şunu da okuyarak: “Eğer Allah’ın, insanların bir kısmı ile diğer kısmını engellemesi olmasaydı yeryüzünde düzen bozulurdu.”[Kur’an; Bakara: 251] Sizin sebep olduğunuz bozulmaları gördük. Şu ayeti okuyor ve kadınlarınızı kurtar- maya biz sizden daha yetkiniz diyoruz: “Ve seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.” [Kur’an; Enbiyâ: 107] Biliyor musunuz?! Temiz, gerçek, Müslümanları temsil eden İslami bir oluşumun yükselişine şahit olursak, o zaman Müslümanlar, Batılı kadınlara İslam ülkelerine sığınma hakkı tanımalılar Müslüman olmazsa bile, haya ve edebini sizin hafif meşrepliğinizden, haysiyetini de küçük düşürmenizden koru- mak isteyen; iffetli, onurlu her kadına, Müslüman ülkelerine sığınma hakkı tanınmalı. Çünkü Müslüman olmasa bile insanın insanlığını korumak şeriatın amaçlarından biridir. Yüce Allah’ın lütfuyla Amerika’dayken kardeşlerime, yabancıları İslam ile tanıştırma faaliyetlerinde eşlik ederdim. Houston’da bir konferanstan sonra kadınlardan birinin İslam’ı seçtiği o mutlu anı hatırlıyorum. Siz mi Ey Rambolar, siz?! Müslüman kadınları kurtarmak istiyorsunuz! Vallahi beni şaşırttınız!! Kardeşlerim, vallahi bu noktaya geldiğimiz için üzülmeliyiz. Birbirimize zulmederek bu Ramboları biz cesaretlendirdik. Aramıza girmeleri ve ahkam kesmeleri için biz onları yüreklendirdik. Bu, mümin erkek ve kadınlar olarak hepimize, Rabbimizin emrini yerine getirmek için bir motivasyon olmalı: “Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı yapışın; bölünüp parçalanmayın Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani siz birbirine düşman idiniz de Allah gönüllerinizi birleştirdi ve O’nun nimeti sayesinde kardeş oldunuz. Siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi Allah kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle açıklıyor ki doğru yolu bulasınız.” [Kur’an; Âl-i İmrân: 103] “İçinizden hayra çağıran bir topluluk bulunsun.” [Kur’an; Âl-i İmrân: 104] Onlar bizi bâtıllarına çağırıyorlar, öyle mi?! Bu hâle mi geldik?! Hayır, biz onları çağırıyoruz; “İçinizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.” [Kur’an; Âl-i İmrân: 104] Vallahi Rambolar’ın küçük düşüren sadece bu müdahalesi bile doğru kavrayışa dönmemiz, kadın ve erkek olarak birbirimize zulme son vermemiz için yeterlidir. Çünkü birbirimize uyguladığımız herhangi bir adaletsizlik Ramboların ve Serkabaların müdahalesine neden olacaktır. Başa dönerek ve bu bölümün sonunu geçen bölümün başıyla bağlamak amacı ile şunu diyelim: Kardeşlerim bilin ki, CEDAW’ın uygulanmasını takip eden Birleşmiş Milletler’in, ilk binası,”Nelson Rockefeller”in onlar için satın aldığı arsa üzerine inşa edildi Amerikan siyasetini etkileyen ve kapitalizm piramidinin tepesinde bulunan Rockefeller ailesi. Bu bölümün sonunda Rambolara şunu diyoruz: Siz bu işi bırakın, biz sorunlarımızı Rabbimizin kitabına ve Peygamberimizin sünnetine dönerek kendimiz çözeriz. “Yoksa Câhiliye devrinin hükmünü mü istiyorlar? Gerçeği kesin olarak bilip kabul eden kimseler için Allah’tan daha güzel hüküm sahibi kim olabilir?” [Kur’an; Mâide: 50] Bu çözümün özellikleri nelerdir? Allah’ın izniyle bir sonraki bölümde göstereceğiz. Son olarak diyoruz ki: “Allah size bilmediklerinizi açıklamak ve sizi,sizden öncekilerin yollarına iletmek, günahlarınızı bağışlamak istiyor. Allah hakkıyla bilmektedir, hikmet sahibidir. Allah sizin tevbenizi kabul etmek ister; nefsânî arzularına uyanlar ise büsbütün yoldan çıkmanızı isterler. Allah yükünüzü hafifletmek ister; çünkü insan zayıf yaratılmıştır.” [Nisâ suresi: 26-28] Allah’ın selamı ve rahmeti üzerinize olsun.
İngilizce
Peace be upon you Dear brothers and sisters imagine yourself living with your spouse in a relationship with its ups and downs The Quran is your reference you follow it sometimes and turn away from it other times You know that the solution lies within its pages yet ignorance and desires hold you back You have an alcoholic neighbor who beats his wife, until her screams are heard Sometimes, his wife drinks alcohol and smokes weed with him His friends cross all lines of decency with her, with or without her consent The bad neighbor doesn’t stop them Even if he tries, he cannot! Coincidentally, you have a godless relatives working for this neighbor Let’s call this godless relative “Gorel” for short The neighbor, with Gorel’s help climbs up to your roof and steals from your water tank One day you and your spouse have a fight and your voices rise Your drunk neighbor enters with a glass of wine in one hand and a glass of water which he stole from you, in the other What does this bad neighbor want? The neighbor: “I heard your screams my dear lady and Gorel told me that you need me so I rushed to rescue you and serve you water.” This neighbor has suddenly transformed into “Rambo”! For those of you who don’t know who Rambo is he is an American action hero glamorized for the youth of my generation Brothers and sisters! Did you watch the last episode entitled: “Liberation of the Western Woman”? Did you hear the facts and official statistics on the status of Western women How they have been exploited to further the goals of policymakers and capitalists and how they became victims of promiscuity and barbaric violence?! Imagine now: Those who abuse women and humiliate them in the West come to our countries like Rambos with the mission of “Saving the Muslim Woman”! How? By eliminating all forms of “discrimination” against women, destroying the concept of Qiwamah (men’s authority and responsibility towards women), equating women to men in inheritance, and granting women sexual freedom Dear brothers and sisters! Some women in the Muslim world are indeed exposed to many forms of injustice But is the solution to have a valid Divine Legislation with justice for everyone? Or is the solution really with Rambo?! In this episode, we will see what Rambo and Gorel propose and what they demand from the woman in return for the glass of water Then we will ask Rambo four questions to check his qualifications for the mission of saving women If he is qualified, fine If not, we search for the right solution In 1979, the UN General Assembly adopted a treaty entitled: “The Convention on the Elimination of all Forms of Discrimination Against Women”, CEDAW which most countries signed successively including countries of the Muslim world Some countries expressed reservations on certain articles of CEDAW The funny thing is that the USA who signed the convention and who promotes its imposition upon the Muslim world hasn’t ratified CEDAW, thus far 40 years after its adoption! Although the US ratification of CEDAW has been discussed many times the discussions always end up with the refusal to ratify CEDAW the refusal to enact it into law despite the criticism the USA faces from Amnesty International and others! But why? Who’s preventing its ratification? It is the conservative politicians and religious leaders who argue that the treaty is at best unnecessary and at worst subjects the US to the whims of an international agency (the UN) They literally say, “subjects the US to the whims of an international agency” According to the American Political Science Association, APSA, “Republican Party leaders and conservative women’s organizations have adamantly opposed ratification of CEDAW on the grounds that it would allow the UN to dictate American policy toward women and families, and would require the US to adopt policies that most Americans do not support.” Moreover, on CEDAW the American Senator Jesse Helms said, “It is a bad treaty it is a terrible treaty, negotiated by radical feminists, with the intent of enshrining their radical anti-family agenda.” To this day, the loudest voices in the US are those who say, “We won’t risk America’s future for the whims of the UN and the feminists who want to destroy the family unit.” But when it comes to the Muslim world the convention and the “whims of the UN” must be forcibly applied! A UN committee was formed to monitor the implementation of CEDAW which has evolved into a “religion” to be imposed upon the world especially the Muslim world You may already know that all the forts of Muslim societies have been destroyed: The central role of the mosque, the educational system, the curriculums, and the media, have all been destroyed The only fort still standing is the most important one: The family fort What is happening now? “The term CEDAW has become overused and is raising the alarm with those fully aware of the treaty’s contents so we won’t use it too much Instead, we will work on executing CEDAW’s terms quietly and patiently We will use captivating words: ‘Women’s Empowerment’ We will highlight horrible distorted examples of injustice to women in the Muslim world to stereotype our critics and frame them as supporters of male supremacy and the oppression of women If you do not support our work on behalf of women, you must be against us You are for oppressing, persecuting, battering, subjugating and depriving women of their rights.” For example, last year UN Women published an article titled: “Women’s Economic Empowerment” The article discusses the Middle East and North Africa regions i.e. Arab and Muslim peoples and demands equality between men and women in inheritance Among its so-called list of “tragedies” suffered by women is that “only a percentage” of women engaged in illicit affairs can enjoy sexual freedom in their relationships i.e. the rest don’t have sexual “freedom” outside of marriage “So how can we tempt Muslims to accept CEDAW without mentioning its name?” Enter the foreign organizations: the Rambos! who offer grants to Muslim countries under the title of: “Woman Empowerment” There are so many of these entities some even in Eastern countries like Japan Any local authority in the Muslim world wishing to avail itself of these grants has to meet certain goals Of course, these goals are the exact milestones for CEDAW removing the need to mention CEDAW by name In other words, they resort to the “slippery slope” principle “No matter how much we embellish our agenda some Muslims might still regard it as an intrusion which contradicts their religion and morals.” Enter Gorel! who will play the role of imploring help from Rambo “O Rambo! Help us! Women in our countries are oppressed!” Rambo charges to the rescue carrying the glass of water and opening his arms wide to receive the “persecuted” Muslim woman! In return, Gorel must submit a report every four years to the committee monitoring the implementation of CEDAW in the UN If the committee is unhappy with the pace of implementing CEDAW it will send its INTERROGATIONS to the country falling behind Do you still discriminate in inheritance?! Is it true that a woman still needs a guardian to approve her marriage in your country?! Is it true that a woman’s sexual freedom is criminalized and considered illicit?! They call them interrogations in order to frame these practices as “accusations” that countries have to exonerate themselves from In fact, the “UN Women Watch” office was setup to monitor the status of women globally with a special focus on Muslim women of course giving Rambo a guarantee that the Muslim woman will run into his open arms away from her “evil” husband or father Dear viewers, it is very important to know that the transparency of these foreign organizations and local Gorels in implementing CEDAW depends on the local environment of each Muslim country If its people are asleep with no idea of what’s going on the country’s reservations will be quietly withdrawn without anyone noticing Rambo will then openly demand the implementation of CEDAW However, in countries where there’s some resistance left Rambo will patiently give Gorel a chance to lay the groundwork What you see happening in the countries rushing towards Rambo is what you should expect to see soon in conservative countries if reformers’ voices are hushed and people become heedless of what’s happening Rambo’s attention is now heavily focused on Palestine In 2014, Palestine’s “representatives” to the UN signed CEDAW without any reservations Without any reservations! Bear in mind that the Zionist entity the so-called “State of Israel” still has reservations on several CEDAW articles and hasn’t implemented them for religious, cultural, and civilizational reasons just like the USA Well, representatives from Palestine did sign without reservation This will encourage the foreign organizations to raise their expectations and increase their demands In other countries you will find these very organizations careful to avoid hurting the public’s feelings and clashing with their beliefs until the appropriate climate is created and the right public opinion is formed Greater demands? Like what? Like the joint report published last year by international and local organizations in Palestine which recommends an accelerated implementation of CEDAW, as follows: • Repeal article 284 prohibiting zina (illicit sex under Islamic law) • Legalize abortion (facilitate illicit sex by removing undesired outcomes) Do not forget our discussion on abortion from the previous episode. • Allow them (women) to register their children (newborns) under a family name of their choice …without the requirement of a marriage certificate Thus, there is no need for a woman to prove that she is married and she can put down a family name of her choice • Condemn publicly all threats and acts of violence against lesbian, bisexual and queer women • Raise the minimum age of marriage to 18 • Ensure that women have equal rights with men (i.e. cancel Qiwamah) in relation to marriage, divorce…and inheritance • Publish the CEDAW text in the Official Gazette which would make it binding as domestic law In other words: facilitate various forms of religious prohibitions, inhibit what is religiously permissible and fragment families! The report further recommends that Palestine submits a progress report to the CEDAW committee every two years instead of the standard 4-year reporting period for the rest of the world Is it really possible that such recommendations will be implemented?! Let’s watch this example of an UN-backed representative for Palestine Interviewer: “Let’s discuss your idea of using sports to spread global awareness of the Palestinian issue. Is it true?” Guest: “Sure, Why not? Which is better: to be seen with covered faces or with shorts? For our girls to be seen all covered in hijab (modest clothing) or to be seen bare-legged playing sports?” Interviewer: “You mean football, right?” Guest: “I think this is important Sports in Palestine is not only for athletic achievement purposes but also to achieve a political purpose.” In a country neighboring Palestine the local European coordination agency issued a report criticizing the exclusion of non-married intimate partners from the definition of “family members” In other words couples living in sin should be allowed to register themselves as a family as they do in Western countries The report also condemned marriage for girls under the age of 18 and denounced social discrimination against homosexuals What is even more astounding is that the report expressed dismay with the treatment of sex workers (prostitutes) After discussing the aggression against homosexuals, the report states, “Prostitution faces the same issues because the taboos surrounding this subject prevent local organizations from adopting this issue despite the high levels of harassment and abuse constantly faced by sex workers.” Sex workers! Aha! You want this country to become like Germany with its “400,000 prostitutes catering to 1 million men a day” as per The Economist Of course, all this language in their reports is presented in the context of addressing other REAL problems facing women: such as refugee women fleeing wars, women with special needs, and women facing injustice, subjugation, abuse and violence, etc. as a way of mixing truth with falsehood Dear viewers, we have yet to talk about Rambo’s bargain with women: the price for Rambo’s glass of water in terms of religious, moral and political concessions For example, in Palestine, some aid agencies require women to sign documents condemning legitimate resistance of the Occupation as a condition of the grant Rabiha Diab, Minister of Women’s Affairs described such aid as “A blatant interference in the work of feminist organizations.” She added, “Some aid agencies have gone so far as to interfere, not only in the nature of projects, but also in deciding who works on a project.” This is exactly what Rambo wants in exchange for the glass of water He operates under the glamorous slogan of “Women Empowerment”: Social, economic, and political empowerment They are three organized, structured and calculated steps: First: “Social Empowerment of Women” to promote individualism among women, distance them from the family unit, promote rivalry with men, and encourage women to refuse all forms of Qiwamah and guardianship If the discourse is in a more open environment it would also encourage promiscuity under the title of “sexual freedom” This newly “freed” woman like her foreign sisters, whom we discussed before will need a source of income to achieve her independence from men her liberation from man’s Qiwamah and responsibility her freedom to commit zina, have abortions, or be a lesbian, without his interference This leads to the second step: The “Economic Empowerment of Women” where women are given grants to help them achieve economic independence and job opportunities in all fields without conditions; religious or otherwise Third: The “Political Empowerment of Women” through the propagation of ideas to form a public opinion among women that their happiness and the solution to their problems is in social and economic empowerment Hence, they should demand that decision-makers enact laws which empower women to accomplish these goals “What’s wrong with you, man? Don’t you want women to be empowered? You must be against women You support their social oppression, their economic impoverishment and political marginalization! We won’t even listen to you or give you a chance! We won’t listen to the solution you propose! Enough oppression, men! Enough close-mindedness and rigidity from you preachers!” Now, what if the woman who rebelled against the husband, father or brother is not able to subsist on Rambo’s glass of water or his job opportunities? What will she do? This is where Gorel steps in to offer usurious loans to meet her needs But what if she cannot pay them back? She will be thrown in prison just like the man; after all, they are equal! Consequently, we end up with a group of gharimat (indebted women) As this is an Islamic label, Islam will be called upon “O Islam, whom we have set aside and violated in all that preceded whose advocates were described as close-minded and oppressive to women come and solve the problem of indebted women persuade people that paying off women’s usurious debts is zakat (obligatory charity) and that they must please Allah by paying money to Gorel.” For your information in some small Muslim countries you will find tens of thousands of such indebted women What if people’s faith and chivalry has dwindled in recent times? What if they no longer care about zakat or indebted women? That’s when the Muslim woman starts following her Western sister’s footsteps: We will see her do everything and bow in every direction for money just as we discussed in the previous episode on Western women Now dear viewers, after this story of Rambo, Gorel, and the glass of water let’s not rush to reject the offer! Let’s give them a chance and ask them “Our ‘charitable’ neighbors: the Rambos, before saving our women allow us to ask you four questions to check your qualifications for this ‘Rambonian’ mission First question: Have you saved your own women? Did you save the college girl who sells her honor to whoever pays her bills the woman who is subjected to violence in every place and time according to the European Union Agency? Did you save your women from sexual harassment in transportation, schools, universities, offices and clinics? Did you save the women forced into prostitution because, as they put it, of the inadequacy of the social security system? Did you save those forced by their employers to wear indecent clothes to attract customers? Did you save the savagely-battered women who constitute one fourth of your societies? Did you save women from sexual objectification? Did you save the rape victims who suffer devastating impacts as your studies show? Did you save the victims of broken families: The runaway and homeless children (male and female) —numbered in the millions— who are exploited by sex traffickers? Have you saved the millions of aborted girls and those thrown away in baby boxes? Aren’t your women and girls more deserving of your chivalry, support and grants honorable Rambos? This is your present-day situation confirmed by YOUR statistics Is this the successful example from your countries that you want to export to the Islamic world? I mean, we are not talking about possible outcomes if Muslim women follow in your footsteps We are not talking about projections or ancient history We are talking about a current existing reality; documented with your own figures and reports! That was the first question honorable Rambos: Did you save your women before coming to save ours? Second question: Are you this distressed about the Muslim woman, Rambos that you’re coming to our countries to save her? Frankly, we are unable to thank you enough May Allah reward you in accordance with your intentions! Is it possible, before you come for the women in our countries to make a stop and check on other Muslim women who may have a greater need for your help? Try saving them first, your Honors then, if you succeed, you can come over to complete the mission of salvation! I will not talk about Muslim women in our region whose houses are destroyed over their heads, almost daily, by aerial bombings without any coverage by the media as if they were invisible! I won’t talk about the women of Chechnya, Bosnia and Herzegovina, and Srebrenica who were raped in the presence of United Nations’ forces! I won’t talk about issues past No! Since you are so brokenhearted about the Muslim woman and keen on her well-being all we want from you, Rambos, is to save the thousands of Uighur Muslim women in East Turkestan whose children are snatched by Chinese authorities, raised as orphans, and forced to grow up as non-believers The Muslim mothers are imprisoned just for practicing their religion! Perhaps you haven’t heard about these women! That’s okay Let us help you out by sharing the story of Ruqaya Farhat a survivor of a Chinese prison camp Ruqaya escaped from China by paying a large amount of money She describes how Chinese forces arrested her and her students while they were memorizing the Quran how they were all raped by the Chinese how they unleashed police dogs on them how they plucked out their nails put out cigarettes on their bodies how they hammered nails into their hands and threw those who died from torture in garbage bags!!! Why all that cruelty?! Because they say, “our Lord is Allah”! Maybe Islam is not on your list of ‘freedoms’ to be promoted, Rambos? Perhaps you have not seen what The Independent published about the Muslim Chinese women whose husbands are detained in concentration camps, just for being Muslim and who are forced to endure the presence of male Chinese soldiers in their homes –for ‘surveillance’ purposes– and forced to share their beds with them! What is happening to Muslim women in China is not an old issue Rather, it is at its peak nowadays Current headlines in the media include: “Uighur Muslims: Persecution at its peak” Perhaps China is too big for you to handle it may be difficult for you to interfere That’s okay Go to a small country like Burma where Muslim women are burned alive and their children are hung on gallows We cannot put up the photos because YouTube would delete the episode But Hasinah’s look this Muslim woman who witnessed the death of more than fifty of her Muslim brothers and sisters and who was horrifically tortured herself Her look is enough! Add to that the many accounts of rape of Rohingya women by Myanmar armed forces Perhaps, you haven’t seen this clip, Rambos! Please don’t be distracted by the scenery and start taking photos This clip is of hundreds of thousands of Muslim Rohingya women fleeing on foot from rape and incineration to Bangladesh where they will try to survive in the camps of lingering death We saw you, Rambos, in South Sudan where you succeeded in getting a signature for CEDAW Well, since you are in South Sudan let’s take a detour to Central Africa where Muslim men and women are slaughtered with machetes by French-supported ‘Anti-balaka’ militia in the presence of UN forces Perhaps you did not know about all these women Well, now you know Please conclude the rescue mission to save these oppressed Muslim women before you come to our countries! Or is it that you only specialize in the elimination of ‘discrimination against women’ but you have no problem with the ‘elimination of the women themselves’?! Why is it that when it comes to the killing rape, eviction and torture of Muslim women the most you do is condemn if anything at all and nothing changes on the ground In contrast, when you’re promoting freedom for zina, abortion, and homosexuality and forsaking Qiwamah, you follow up enforce budgets and demand reports The third question, dear Rambos, is: How can you be the solution when you are a large part of the problem? Isn’t the octopus stretching out one of its many arms to give the Muslim woman a glass of water the same one who stole, with his other arm and Gorel’s help, water from her tank? Aren’t they both the cause of poverty, illiteracy, ignorance, and subjugation that many Muslim men and women endure?! This, in turn, contributes to injustice: By the woman towards herself and towards men and vice versa Isn’t it the same octopus who is corrupting morals, destroying values and fighting Islam so that injustice and the absence of values become the norm in society? Do you truly care about women? Then refrain, just a little, from stealing their countries’ resources Don’t you carry the slogan of: ‘I want to take the oil’? The fourth question, dear Rambos, is: What gives you the right to set the standard by which you judge our societies? As Muslims, we have our own standards and values that govern our lives Our standard is obedience to Allah by establishing truth, justice and vicegerency on Earth to please and satisfy our Lord, to Whom we return This is what delineates for men and women their rights and responsibilities and makes their relationship one of integration and cooperation for righteousness and piety not one of rivalry, competition and conflict! A woman can be a homemaker, teacher, doctor or researcher any profession which allows her to uphold the values of obedience to Allah, truth, and justice The nobleness of her profession is directly related to her achievement of these values And you, Rambos, what do you have? Your rejection of true revelation means you have not established truth or justice You carry the slogan of absolute freedom and equality yet you failed to apply it in your own societies especially as it pertains to women as we detailed before What do you have to offer us Muslims when you have failed in all that? Do you intend to reduce the Muslim woman to a deformed replica of the Western woman whom you chew up, spit out, toy with, and degrade? Even if we assume you have good intentions how can you save the Muslim woman when you despise her and all the constituents of her pride and honor? A woman in Islam is honored for her faith, piety, and morals as well as her role in raising generations on these tenets while you despise and oppose these tenets! You oppose faith, piety and morals so how can you save whom you despise and fight? Women in our religion are told by their Lord, what can be translated as, “O mankind, We have created you from a male and a female, and made you into races and tribes, so that you may identify one another. Surely the noblest of you, in Allah’s sight, is the one who is most pious of you.” (Quran Translated Meaning 49:13) Given that piety is worthless to you, Rambos a pious woman must be worthless to you too A woman’s value in Islam, as decreed by Allah, is in matters which mean nothing to you Brothers and sisters, listen to this Quranic verse, and imagine what would it mean to the UN, CEDAW, the Beijing Declaration, women rights organizations, or any Gorels out there Allah says, what can be translated as, “Surely for Muslim men and women, believing men and women, devout men and women, truthful men and women, patient men and women, humble men and women, charitable men and women, fasting men and women, men and women who guard their chastity, and men and women who remember Allah often, for all of them Allah has prepared forgiveness and a great reward.” (Quran 33:35) All of this is meaningless to the Rambos Believing, devout, truthful, patient women, humble, charitable, fasting women, women who guard their chastity, and remember Allah often All of this is trivial for the Rambos and women thus characterized are of no value to them! On the contrary the Rambos are keen on making women unchaste and immoral, as we have seen So how is a woman valued according to the Rambos? In practice by the woman’s physical attractiveness and potential for sexual objectification as shown Whereas the publicized values are: The woman as a money-maker and employee in the various fields who is proving her ability to compete with the man That is why the Rambos, along with Gorel’s media in Muslim countries, are keen on portraying the woman whose role is to educate her children and care for her family as an “unproductive housewife” The Rambos criticize the low percentage of women in the workforce (per their statistics) and consider housewives as a marginalized group At the same time, they highlight the “success” of working women regardless of their field The first female truck driver! The first female gas station attendant! The first female mechanic to set up a car shop and repair men’s cars! The first female sanitation worker! Any job will do! All that matters is that women are working The woman at home working on her children’s psychological, intellectual and spiritual development providing a place of refuge and serenity for her children and husband instilling the values of obedience to Allah, truth, justice, and morality this woman, to the Rambos, is unproductive jobless! Unemployed! The woman upholding the faith, morals and sound character is of little value to you, Rambos because faith, morals, and soundness of character, are meaningless to you What about the pious Muslim working woman: The doctor, teacher, and researcher who utilizes her work to uphold faith and establish higher values? She has no added value and does not deserve the spotlight because her values are worthless to the Rambos and Gorels In fact, they are unwanted values unless they are common human virtues completely detached from their religious roots and the comprehensive Islamic viewpoint Just recently, a renouned visual artist was denied a managerial position because she wears a veil! What if, dear Rambos as a result of the loose morals you helped instill and the desire-fueled environments you encourage the woman is subjected to things which harm her religion or morals? – “Like what?” Like romantic feelings between young women and men who cannot afford to get married because you and Gorel stole their country’s wealth the resultant prohibited sexual affairs and disobedience to Allah and all the expected outcomes from affairs outside of marriage – “If it’s with her consent, then no problem! – She is free and equal to the man – As for Allah’s boundaries, prohibitions, – Shari’a (Islamic law) all these don’t concern us!” This is why you will never find, among the many Rambo grants to “save” women a single grant for “Facilitating Marriage of Women” or a grant titled: “Educating Women to Raise Pious Children for a Virtuous Work Environment for Both Genders” You will find, however, many grants for “Women’s employment” Where?! In the corrupt workplaces they helped create You won’t find a grant for providing separate transportation for women or suitable work environments for women separate from men On the contrary, separation is considered as discrimination against women Okay, Rambos! What if Muslim women were subjected to sexual harassment and exploitation in these workplaces? – “Where’s the problem in that? Our women are subjected to harassment too.” All problems pale in comparison to the benefit of women’s employment in the Rambos’ view – “If you are worried about pregnancy don’t be – we’ve recommended the decriminalization of abortion – Abortion may be a bitter pill to swallow at first – but soon, you’ll willingly throw your babies into the garbage – Trust us We’re the experts.” You want to save the Muslim women, Rambos?! I swear, we should be the ones saving your women! We recite Allah’s words what can be translated as, “You are the best nation produced for mankind” (Quran 3:110) For ALL mankind! We also recite, “Had Allah not repelled a group of people by the might of another, corruption would have dominated the earth” (Quran Translated Meaning 2:251) We’ve seen your corruption! We should be rescuing your women, as we recite “And We have not sent you, [Muhammad], “except as a mercy to the WORLDS.” (Quran Translated Meaning 21:107) You know what? If we ever witness the rise of a true and pure Islamic entity that represents Islam Muslims should give Western women the right of asylum to the Islamic world even if they don’t convert to Islam Every honorable woman who wants to protect her virtue from your corruption and her dignity from your humiliation, Rambos should be granted the right of asylum to Muslim countries because protecting human dignity is a main goal of Islamic law even for non-Muslims By Allah’s grace, while in the US I participated in activities to introduce foreigners to Islam I still remember the happy moment when a woman from Houston converted to Islam You Rambos, want to save Muslim women! This is beyond ridiculous! I swear by Allah, brothers and sisters; we should grieve that we have sunk so low that through our injustice towards one another we encouraged these Rambos to set themselves up as judges between us This has got to be a motivation for us all as believers, to abide Allah’s command “Hold fast to Allah’s rope all together; do not split into factions, remember Allah’s favor to you: you were enemies, and then He brought your hearts together and you became brothers by His grace, you were about to fall into a pit of Fire and He saved you from it, in this way Allah makes His revelations clear to you so that you may be rightly guided.” (Quran Translated Meaning 3:103) “Be a community that calls for what is good…” (QTM 3:104) So, now they call us to their falsehood? Is this how low we’ve sunk?!! No, we should call them to our path “Be a community that calls for what is good, urges what is right, and forbids what is wrong, “those who do this are the successful ones.” (QTM 3:104) The Rambos’ intervention is sufficient humiliation, in and of itself to make us return to our senses to make us (men and women) stop treating each another unjustly Any form of injustice between us is an invitation for the Rambos and Gorels to interfere! Back to our starting point to connect the end of this episode to the start of the previous one Please note, brothers and sisters that the first headquarters of the UN —who tracks the ratification of CEDAW— was constructed on land bought by Nelson Rockefeller whose family sits at the top of the capitalism pyramid and influences American policy We end this episode by addressing the Rambos, “Leave it to us and we will solve our own problems by returning to Allah’s book (the Quran) and His Prophet’s tradition.” “Then is it the judgment of ignorance they desire? But who is better than Allah in judgment for a people who are certain.” (QTM 5:50) What are the characteristics of our solution? We will discuss that in the next episode Allah willing We conclude by reciting Allah’s words, what can be translated as, “Allah intends to explain to you and to guide you to the ways of those before you, and to turn graciously towards you. Allah is All-Knowing, All-Wise. “Allah intends to turn graciously towards you, “while those who follow desires want you to deviate “(from the right path), a huge deviation. Allah intends to make things easy on you. And man has been created weak.” (Quran 4:26-28) May the peace of Allah be upon you

kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları kadın hakları