Ramazan ayının 15’i cuma gününe denk geldiğinde çok büyük bir ses işitilecek. Ve bu sesin neticesinde birçok insan kör olacak, sağır olacak ve büyük felaketler gelecek manasında bir hadis-i şerif söz konusu ve bunu bize yolladılar. Ve bir hadis-i şerifi daha bununla destekleyip, o Ramazan’dan sonra Mehdi’nin ortaya çıkacağını söylediler. Bununla alakalı biz bir sürü mesaj aldık. Hakikaten çok mesaj aldık. Biz de dedik bunu bir açıklayalım, bir izah edelim. Bu olay gerçek mi yoksa uydurma mı? Videonun sonunda bunu detaylı bir şekilde izah edeceğim. Ehl-i sünnet hocalarından topladığımız bilgileri sizinle paylaşacağım diyelim ve başlayalım. Hadisler şöyle: Peygamber Efendimiz (asm) buyurmuş: “Ramazan ayının 15’inde cuma günü kuşluk vaktinde bir sayha (gökten bir ses) olur.” Çok yüksek bir ses duyulur. “Bu olay Ramazan’ın ilk gününün cumaya denk geldiği ayda olur.” Hakikaten de bu yıl cumaya denk geliyor. Ramazan’ın ilk günü hatta bu cuma. 15’i yine aynı şekilde cumaya denk geliyor. “O sene depremler ve nezlenin çok olduğu bir senedir.” Bu şekilde hadis-i şerif. Bu şekilde aktarılıyor yani. “Nezlenin çok olduğu bir senedir.” Herhalde burada Corona’ya bir işaret var. “Ramazan ayı o senenin cuma gecesine denk geldiğinde, sizler Ramazan’ın 15’inde cuma günü Sabah namazını kıldığınızda evinize girin, pencerelerinizi kapatın, bedeninizi koruyun, kulaklarınızı kapatın. Sayha (gökten gelen bir ses)’ı duyduğunuzda Allah’a secde edin ve şöyle söyleyin: “Subhanel Kuddüs, Subhanel Kuddüs, Rabbunal Kuddüs.” (Ey Rabbimiz! Sen kusursuzsun, sen yücesin.) Kim böyle yaparsa kurtulur. Kim yapmazsa helak olur.” Böyle bir hadis-i şerif. Şu anda her yerde yayılıyor, bize de geldi. Bu yazılan Nuaym bin Hammad, Fiten, sayfa 151’de geçiyor. İkinci hadiste de şöyle geçiyor arkadaşlar, bize gelen hadislerden bahsediyorum: Ramazan ayında bir ses olur. Dediler ki: “Ya Rasulallah başında mı, ortasında mı, sonunda mı olur?” Buyurdu ki: “Ayın ortasında olur. Ramazan’ın 15’i, cuma günü gece yarısında bu ses olur.” Ramazan’ın 15’inin cuma gününe denk gelmesi lazım. Bu Ramazan o şekilde. “70 bin kişi bayılır, şoka girer. Birçok kişi kör olur.” Dediler ki: “Ya Resulallah, bundan kim kurtulur?” Buyurdu ki: “Evinde kalan, secde yaparak Allah’a sığınan ve onun büyüklüğünü söyleyen kurtulur. Bu sesi diğer bir ses takip eder.” diye devam ediyor. Bu hadisin devamında ise, “Muharrem ayının başında belalar olur. Sonunda da ümmetimin Mehdi’yle fereci (kurtuluşu) olur.” İkinci hadis-i şerifte de bu olaylar olduktan sonra Mehdi’nin geleceğinden bahsediliyor. Bu iki olayı, bu iki hadiseyi destekledikleri üçüncü hadis de şu: “Mehdi’nin çıkışından önce Doğu’dan bir kuyruklu yıldız doğar. Bu kuyruklu yıldız ise Dolunay’ın insanları aydınlatması gibi bütün her yeri aydınlatır.” Şimdi bunu da büyük ihtimalle şuraya bağlıyorlar: Son zamanlarda gündemde olan bir yıldız söz konusu. Dünya’ya çok yakın geçecek. 1.8 km büyüklüğünde. Yani nereden baksan bir şehir büyüklüğünde bir yıldız geçecek. Bunu da orayla bağlantılıyorlar. Yani bu üç olayın da şu an gündemdeki olaylarla bağlantılı olması bizi gerçekten şaşırttı. Yalnız, bir şeyi araştırmadan bunun gerçek olup olmadığı hakkında bir bilgi veremeyiz. Biz de bu konuyu detaylı bir şekilde araştırdık. Gerçek kaynaklarına ve gerçek metinlerine, ulaşmış olan ve okumuş olan ehl-i sünnet hocaların, ehl-i sünnet alimlerinin görüşlerinden faydalandık. Evet başlayalım izahlara. Birinci hadis-i şerifte verilen anlam, mana hakikatte yanlış. “O sene depremler ve nezlenin çok olduğu bir senedir.” diyor. Yalnız hadisin kaynağında, hadisin gerçek halinde nezle diye bir şey yok. Yani tamamen Corona’ya ayak uydurmaya çalışılmış bir hâle getirilmiş. Yani hadis-i şerifi yanlış aktarmışlar. Yalanlayarak, ekstra bilgi ekleyerek aktarmışlar. Bu bir kere iptal oldu, geçiyoruz. İkinci hadis-i şerifte ise arkadaşlar, Ramazan’ın 15’i cuma gününe denk geldiği meselesinden bahsediyor. Bu önümüzdeki Ramazan ilk değil. Daha önce defalarca Ramazan’ın 15’i cumaya denk geldi zaten. Geçenlerde Twitter’da bir gündem oldu. ‘Uğultu’ diye bir gündem. Burada da onu kullanarak bu hadis-i şerifi oraya bağlamaya çalışıyorlar. Yani burada genel olarak, genel itibariyle şöyle bir durum var: Gündemdeki olayları toplayıp bunlara yakın veyahut bunlara benzeyen hadisleri toplayıp, “Eyvah, bakın felaketler olacak, şöyle olacak, böyle olacak…” diye korkutup, ardınan da “Mehdi gelecek.” diye bir haber verip, yalancı Mehdi’leri ortaya çıkartabilirler. Yani bu Ramazan’dan sonra ortaya birçok Mehdi atılabilir. Üçüncü hadis-i şerife gelelim. Üçüncü hadis-i şerifte geçen yıldız meselesi ise şu anda gündemde olan… Biliyorsunuz 29 Nisan’da Dünya’ya çok yakın bir yıldız geçecek ve bu yıldız diğer yıldızlar gibi küçük bir yıldız değil, çok devasa bir yıldız. 1.8 km büyüklüğünde. Yani nereden baksanız bir şehir büyüklüğünde bir yıldız. Fakat bu yıldız, Ay’ın Dünya’mıza olan uzaklığından 16 kat daha uzak bir mesafeden geçecek. Bununla bir bağlantı kurdurmaya çalışıyorlar. Velhasıl kelam arkadaşlar, bu üç hadis-i şerifin içinde de gündemle alakalı, şu anki gündemimizle alakalı olan bazı meseleler böyle denk getirilmeye çalışılmış. Hatta yani nezle diye bir yalan söylenmiş. Yani hadis-i şerifi farklı şekilde aktarmışlar. Maalesef bu da yalan bir haber oluyor. Bir de bu tarz olayları böyle birleştirip birleştirip, birbiriyle bağlayıp altına da böyle hadis-i şerifi ilimsiz bir şekilde yorumlayıp insanlara sunuyorlar. Resulullah (asm) şöyle buyurmuş: “Kişiye yalan olarak her duyduğunu anlatması yeter.” Arkadaşlar, Peygamber Efendimiz (asm) “Her duyduğunuzu insanlara aktarmayın. Her duyduğunuzu insanlara anlatmayın.” diye buyuruyor. Zaten fitne dediğimiz olay buradan çıkıyor. Lütfen bu tarz meseleleri duyduğunuz zaman temkinli davranın. Hemen alıp WhatsApp gruplarında paylaşmayın. Bu işin hakikati nedir, ne değildir? Araştırın, sorgulayın. Ehl-i sünnetin İslam alimleri bu konuda ne demiş? Buna bakın. Buna bakmadan bir meseleyi alıp yayarsanız, gerçekten ahirette bu konuda vebal altında kalabilirsiniz. Bu konu neden böyle gündeme çıktı, bir anda herkes tarafından paylaşılmaya başlandı? İki sebebi var: Birincisi, Ramazan’ın 15’inde bir ses duyulacak. Mahvolacağız, perişan olacağız, felaketler üzerimize yağacak. Korkudan dolayı yani. İkincisi de Mehdi’in çıkmasıyla alakalı. Birinci mesele, arkadaşlar korkmayın. Her şey Allah’ın kontrolünde, her şey Allah’ın izniyle olur. Eğer Allah’ın izniyle bir şey olacaksa, bunda zaten bir problem yok. Merak etmeyin yani. Her şey Allah’ın kontrolünde. Mülk umumen O’nundur. O mülkünde istediği gibi tasarruf eder. Dehşet aldığın zaman, hadiselerden korktuğun zaman İbrahim Hakkı gibi, Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler de. Pencerelerden seyret, içlerine girme. İkinci olarak, Mehdi Azam’ın gelişiyle alakalı bir heyecan veyahut böyle bir ümit hepimizde var. Yalnız, Mehdi-i Azam’ın gelmesini de bekleme bir şeyler yapmak için. Yani Mehdi-i Azam gelecek, senin nefsini temizlemeyecek. Yine sen nefsinle savaşmaya devam edeceksin. İslamiyet’i tebliğ etmen için Mehdi’nin gelmesine gerek yok, namaza başlaman için Mehdi’yi beklemene gerek yok. Cenab-ı Allah Kur’ân-ı Kerim’de yüz defa “Kulum, namaz kıl.” demiş. Sen ona hazır değilsin ki onu bekleyesin. Önce bir hazır ol bakalım. Bir namaza başla, bir günahlarından vazgeç, gizli gizli işlediğin, Allah’ın görmediğini zannettiğin günahlarından bir vazgeç bakalım. Rabbin diyor: “Haydi namaza.” diye. Ee şimdi neredeyiz? Hadi. Bir ucundan tutalım yani. Asıl mesele günahlardan kaçınıp, namazımızı ve ibadetlerimizi tam ve layığıyla yerine getirebilmek. Ve bu tarz yalan haberleri sağda, solda, her yerde duyurmamak. Ehl-i sünnet bir İslam aliminin bu konuyu onaylamasını veyahut bu konu hakkında açıklama yapmasını beklemeliyiz. Diyeceklerimiz böyle.
Tebliğ et!