Beraber çok zor bir 2020 yılı geçiriyoruz ve gelecekte başımıza başka neler gelecek bilemiyoruz ama bildiğimiz bir şeyler var aslında. Daha doğrusu bize bildirilen şeyler. Geçmişimize dönüp baktığımızda, almamız gereken dersler var. Peki görebiliyor muyuz veya okuyabiliyor muyuz? İşte bunu, bugüne kadar helak olmuş 5 kavme bakarak göreceğiz. Haydi başlayalım. 1. Nuh (as)’ın kavmi Nuh (as) insanlığın 2. atası olarak görülür ve puta tapanlarla uğraşan ilk Peygamberdir. Hz. Nuh (as) ise uzun süre kavmine şöyle hitaplarda bulunuyordu: Bir başka ayette: Fakat kavmi Hz. Nuh (as)’ın öğütlerini dinlememiş, kendisini küçük görmüş, inadında direnmiş ve kesin kararını vermişti. O’na, Ardından Hz. Nuh (as) 950 yıl süren çabalarına karşılık alamayınca, kavminden ümidini kesmiş ve Rabbinden onları helak etmesini istemiştir. Allah da Hz. Nuh (as)’dan bir gemi yapmasını ve gemiye, inananlar ile her türden birer eş alarak, bölgeden uzaklaşmasını emretmiştir. Bundan sonra büyük bir tufanla sular her tarafı kaplamıştır. İman etmeyenler boğulmuş ve bölgede ne kadar canlı varsa helak edilmiştir. 2. Kavim Hûd (as)’ın kavmi. Yemen bölgesinde yaşayan bu insanlar Âd kavmi olarak bilinmektedir. Âd kavminin lideri Şeddâd’ın temel hedefi, yeryüzündeki bütün insanları kendisine boyun eğdirmektir. Heykeller çevresinde geliştirdiği siyasi yorumlarla, zorbalığı ve kan dökmeyi meşru gösterme gayretinde olmuştur. Âd kavmi gerek siyasi, gerek ekonomik açıdan büyük bir güçtü. Bağ-ı İrem diye anılan muhteşem sarayların süslediği büyük bir şehir İrem şehri. Dillere destan olmuştu. Âd kavmine göre onlardan üstün yoktu ve hiçbir şeye ihtiyaç duyduklarını da düşünmüyorlardı. Cenab-ı Hak ayetinde, ”Anılan Âd kavmi, yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladılar ve “Bizden daha güçlü kim var?” dediler. Onları yaratan Allah’ın kendilerinden daha güçlü olduğunu düşünmezler miydi? Onlar, âyetlerimizi de inatla inkâr ediyorlardı.” Âd kavminin bu kibri, kaçınılmaz olarak sonunda şirk ve küfrü beraberinde getirdi. Fakat buna rağmen Rabbimiz, hemen kavmin üstüne azap indirmemiş. Onlara Hûd (as)’ı Peygamber olarak göndermiştir ve Hûd (as) aracılığıyla çeşitli mucizeler göstermiştir. Hûd (as)’ın tebliğini kabul eden müminlere işkence etmekten asla çekinmeyen ve zindanlarda çürütmeyi hedef alan Âd kavmi bir de alay ederek ”Haydi tehdit ettiğin azabı getir!” diyorlardı. Merhametin değerini bilememiş ve Peygamberi ve öğütlerini dinlemedikleri için kuvvetli bir rüzgar ile helak edilmişlerdir. Sıradaki kavim, Sâlih (as)’ın kavmi. Âd kavminin helakından sonra Hicr bölgesinde Semûd kavmi varlık göstermiştir. Bu kavim yokluk görmemiş, pekçok yerde evler inşa etmiş, nimetler içinde yaşamış ve uzun ömürlü hayatlar sürmüşlerdir. Zamanla bu nimetleri putlardan bilmeleri ve şirke düşmeleri nedeniyle Allah yol gösterici olarak Sâlih (as)’ı bu kavme Peygamberlik göreviyle göndermiştir. Hz. Sâlih (as) kavmine bazı nasihatler vermiş, onları Allah’a ve kendisine imana davet etmiştir. Onlar da iman etmeyip inkar etmiş, ayrıca kavmin reisi Sâlih (as)’a ”Ey Sâlih! Bize şu kayadan bir deve çıkar. Eğer bunu yaparsan seni doğrulayacağız.” dediler. Sâlih (as) onlardan Allah-u Teâlâ kendileri için böyle bir deveyi bu kayadan çıkartırsa, iman edeceklerine dair söz vermelerini ve yemin etmelerini istedi. Onlar bu konuda yemin edip söz verdikten sonra, Sâlih (as) namaza durdu ve Allah’a dua etti. Bunun üzerine kaya yarıldı ve içinden onlara istediği gibi gebe, karnı aç bir deve çıktı. Bu olay üzerine onlar, daha önce vermiş oldukları sözden cayarak iman etmediler. Allah’ın bir mucize olarak gönderdiği dişi deve için o kavme, deveye iyi bakmalarını ve deveyi öldürmemelerini emretmiştir. Bir süre sonra Semûd kavmi deveyi kesmiş ve bu yasağı çiğnemiştir. Sâlih Peygamber ve kendisine inananlar dışında Semûd kavmi çok şiddetli bir gök gürültüsü ile helak edilmişlerdir. 4. Lût (as)’ın kavmi. Lût (as), Hz. İbrahim (as)’ın yeğenidir. Sodom bölgesine geçtikten sonra Peygamber olarak vazifelendirilir. Lût (as)’ın Peygamber olarak gönderildiği kavim, ahlaksızlık ve edepsizlik noktasında çok ileri gitmişlerdi. Bu insanlar kadınlar yerine erkeklere karşı şehvet duyguları besler ve hiç utanmadan bu duygularını açıklarlardı. Lût (as), Cenâb-ı Hakk’ın emirlerini onlara tebliğ etti. Bunlar kendilerinden önce hiçbir kavmin işlemediği bir çirkinliği işliyorlardı. Onları akıllı olmaya, hanımlarını bırakıp hemcinsleriyle giriştikleri bu çirkin eylemden vazgeçmeye davet etti. Lût (as)’ın bütün ikazlarına rağmen kendisine tâbi olmadıkları gibi, kötü huylarını da devam ettirdiler. Bunun üzerine Lût (as) söz konusu tavırlarına devam etmeleri halinde, ilahi gazaba uğrayacaklarını söyledi. ”Siz, ille de erkeklere yaklaşacak, yol kesecek ve toplantılarınızda edepsizlikler yapacak mısınız! Kavminin cevabı ise, şöyle demelerinden ibaret oldu: Yaptıklarımızın kötülüğü ve azaba uğrayacağımız konusunda doğru söyleyenlerden isen, Allah’ın azabını getir bize!” Sonrasında kendisini tehdit etmeye başlayan kavmine karşı Hz. Lût (as): Azgın kavmin hak ettiği cezayı vermek üzere Cenâb-ı Hak tarafından 3 melek görevlendirildi. Bu 3 melek, yakışıklı delikanlılar olarak geliyor Bilal ve Lût (as)’ın da onların melek olduğundan haberi yok. Yani Cenâb-ı Hak ne yapacak? O kavmi bir imtihana tâbi tutacak ve en sonunda da, helak oluyor. Bunlar ayette geçiyor. Direkt anlatılıyor. Çok acayip. Ve bunlar Lût (as)’a gönderildi. ”Melekler: Ey Lût! Biz Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana dokunamaz. dediler.” Bu ayetin devamında ise Cenâb-ı Hak, Lût kavmine gökten yağan taşlar değdikçe yakıyor ve her birini tek tek taşlaştırıyordu. 5. ise Firavun ve askerleri Hemen her Müslümanın bildiği Firavun ve yanındakiler… Firavun kelime anlamı ile eski Mısır Krallarına verilen genel bir isimdi. Mısır Firavunları İsrailoğullarını yıllar boyu esir ve köle olarak çalıştırmış ve meşakkatli işlerde kullanmışlardı. Bu zulme dayanamayan İsrailoğulları, Firavundan kurtulup yurtlarına gitmek istediler. Fakat Firavun buna müsaade etmedi. O zamanlarda kahinlere çok büyük değer verilirdi. Firavuna bir kahin, İsrailoğullarından bir çocuğun doğarak, saltanatını yıkacağını söyleyince, Firavun İsrailoğullarından doğan erkek çocuklarını öldürmeye başladı. Böyle bir zamanda Mûsa (as) dünyaya geldi ve Mûsa (as) mucizevi bir şekilde Firavunun elinden kurtulup, onun sarayında büyümüştür. Yaşı geldiğinde Firavunu ve ona inananları imana davet etmiş fakat onlar Musa Peygambere inanmamışlardı. Bunun üzerine ilahlık taslayan ve kibri dağları aşan Firavun, Allah’ın elçisini dinlememesi ve ona karşı gelmesi sebebiyle ailesiyle birlikte yıllarca kıtlık ve ürün azlığıyla imtihan edilmiş. Üzerlerine tufan, çekirge, haşerat, kurbağalar ve kan gönderilmiştir. Firavun ve kavminin yaptıkları ve yükselttikleri şeyler yıkılmış, kendisine tâbi olanlar ile birlikte denizde helak edilmişlerdir. Bu zamanda da Cenâb-ı Hak tüm insanlığa yani sana merhametiyle muamele etmiş ve Muhammed Mustafa (asm) gibi bir Peygamberi göndermiş ve Kur’ân’ı senin için oku ve öğüt al diye indirmiştir. Sen de akıl sahibisin değil mi kardeşim? Peki gerçekten şu an yaşanılan hadiseleri okuyabiliyor musun? Yoksa hikaye dinler gibi dinleyip, görmezden gelmeye devam mı edeceksin? Artık gerisi sana kalmış.
Tags: Ad KavmiAnkebut Suresi 14. AyetAnkebut Suresi 29. AyetAnkebut Suresi 30. AyetayeteşcinsellikFiravunFussilet Suresi 15. Ayethelak olan kavimlerHud Suresi 25. AyetHud Suresi 26. AyetHud Suresi 81. AyetHud Suresi 82. AyetHz HûdHz İbrahimHz. MusaHz. NuhHz. Salihibretliklut kavmiMü'minun Suresi 23. AyetŞems Suresi 13. AyetŞems Suresi 14. AyetSemûd kavmisözler köşküŞuara Suresi 136. AyetTaha Suresi 124. AyetTaha Suresi 125. AyetTaha Suresi 126. AyetTaha Suresi 128. Ayet
Tebliğ et!